Avcının yakaladığı kucuk kuş birden konuşmaya başladı:
- Ben minicik bir kuşum dedi, etim, dişinin kovuğunu bile doldurmaz. Eğer serbest bırakırsan işine yarayacak uc oğut veririm. Dinle, birinci oğudum şu: “Olmayacak bir soz duyarsan, asla inanma!”
Avcı şaşırmıştı. ikinci oğudu isteyince kucuk kuş:
- Beni bırak, ikinci oğudumu şu damın ustunde vereceğim dedi.
Avcı kuşu bıraktı. Bir lahzada dama konan kuş:
- Dinle dedi, “gecip gitmiş şeyler icin asla uzulme”. Olan olmuş, biten bitmiştir cunku. Bak, benim karnımda on dirhem ağırlığında bir inci vardı. Cok kıymetli bir inciydi bu. Ne yazık ki elinden kacırdın…
Avcı daha cok şaşırmış, kuşu serbest bıraktığına pişman olmuştu. Ah vah etmeye, sacını başını yolmaya başladı.
Kuş:
- Ne oldu? diye sordu. Nicin dovunup duruyorsun? Ben sana olmayacak soze asla inanma dememiş miydim? Sen karnımda inci olduğunu duyunca bu oğudu hemen unuttun. Kendisi uc dirhem gelmeyen kuşun karnında on dirhemlik inci olur mu hic? Ustelik ikinci oğudumu de unutmuşa benziyorsun. Hani elden kacırdığın şeyler icin asla uzulmeyecektin!
Avcı utanmış başını yere eğmişti.
- Ucuncu oğudunu ver bari diye inledi.
Kucuk kuş damdan kalkıp yuksekce bir ağacın dalına kondu ve oradan gokyuzunun boşluğuna doğru suzulurken şoyle bağırdı:
- Behey sersem avcı, sen verdiğim ilk iki oğudu tuttunmu ki ucuncusunu istiyorsun?.?
__________________