Mayıs ayında "son 4 icinde en iyisi" olabilmek icin başlayacak bir seri var. Avrupa karmasının belirleyici takımı olabilecek mi? Bizden kac oyuncu katılabilir? Bunlar ozenli sorulardan bir kacı olabilir ve biz yonumuzu giderek yurt dışı performanslara ceviriyoruz. Efes Pilsen’in Rusya tercihi ve gecmiş yazılarda "makine dişlisi" ozeninde tanımladığımız takımın oyunu tesaduf mudur? Makine dişlileri birleşiyor ve makinelerden oluşan bir sisteme gidiyor: sayı ureten, savunma yapan, atak olan. Her kanadıyla beceri ureten bir sistem duşunemez miyiz? Uretim yapması icin devamlı terletilen takımlar ve gelişim. Kulağa hoş gelen sesler ve mesajlar var. Neden ders cıkaramadığımız da soru işaretlerine goturuyor? Bu sorulara cevap verilmesi de yuksek ihtimalle faydasız sonuclara goturuyor. Bu tur sonucları tartışarak "sistem"i bozmanın alemi yok şimdilik. Bildiğimiz yoldan devam edelim. Tutarlı duruş CSKA Moskova icin tutarlılık onemli oluyor (mart yazısı). Ardarda kesintisiz kazanılan periyodların sayısı gelecek maclar icin belirleyici oluyordu. İlk grup maclarında ust uste 5 galibiyet ve ardından alınan mağlubiyet vardı. Son durumda ise, alınan son mağlubiyet ardından ust uste 6 galibiyet geldi. Macların zorluk derecesi artmış olsa da "uygun recetesi" her zaman var mı? Olması gereken bu değil midir? Hatta tutarlığı işaret etmek adına: son 6 macta giderek daha fazla fark buluyor olması nedendir? Bunu yaparken de mac temposunu, toplamda 140 sayı altında tutma cabası giderek artıyorken yaşananlar neye işaret ediyor? Takım kalıcı bir yaklaşıma işaret ediyor: Tempoyu kontrol ederken, periyodları kaybetmemek icin gerekli kombinezonu sağlayabilen nadir takımlardan biri olarak finalin guclu adayı olarak gorunuyor. kaynak : sporx.com __________________