Ettore Messina’yla Değişen Cehre… Turkish Airlines EuroLeague’in A Lisanslı takımlarından biri olan Olimpia Milano, uzun yıllardır başarılarıyla gundeme gelmiyor. Daha cok boşa sacılan paralar, duzensizlik ve kotu sonuclarla konuşulan İtalyan ekibi, yaz doneminin en hareketli takımlarından birisiydi. Koklu değişiklikler yapan Milano, uzun bir aradan sonra sezona iddialı bir şekilde giriyor. Ust uste sezonlarda ligin dibine demir atan Milano, oyle kotu performanslar gostermişti ki bircok kişi sahip oldukları A lisansını sorgulamaya başlamıştı. Tum bunların ardından İtalyan ekibi gectiğimiz sezon Mike James onderliğinde farklı bir yapılanmaya gitmişti. Bunun meyvelerini de topladılar aslında. Ta ki sezon sonuna kadar… Sezona iyi başlayıp uzun sure play-off potasında kalsa da turnuvanın son bolumunde gelen mağlubiyetlerin ardından kendisini bir kez daha play-off’ların dışında bulmuştu. Art arda gelen başarısızlıklar, Simone Pianigiani’nin coktan dolması gereken zamanının sonunda dolmasına sebep oldu ve İtalyan kocla yollar ayrıldı. Bu noktada bana gore Milano yonetiminin uzun yıllar aradan sonra alabileceği en doğru kararı aldı. Avrupa basketbolunun gelmiş gecmiş en iyi antrenorlerinden birisi olan Ettore Messina, uzun uğraşların ardından Milano’nun başına gecmeyi kabul etti. Messina’nın gelişi İtalyan ekibinde buyuk bir değişim ruzgarını da başlattı. Tam 4 kez EuroLeague şampiyonluğu, 2 kez EuroLeague’de Yılın Kocu odulu, 4 İtalya Ligi şampiyonluğu, 5 Rusya Ligi şampiyonluğu, 2 VTB Ligi şampiyonluğu ve sayısız odul… Tum bunlar yetmezmiş gibi bir de 5 yıl boyunca basketbol tarihinin en buyuk koclarından biri olan Gregg Popovich’in asistanlığıyla gecen 5 yıl… Evet, Milano’nun tum bu başarılara sahip bir kocu var artık. Onun icin Obradovic’in ardından Avrupa’daki en kariyerli ve başarılı koc dersek yanılmış olmayız. Dolayısıyla işin koc faktorune kaldığı bircok macta Milano’nun buyuk bir avantajı var. Gectiğimiz yıllarda bu konuda ne kadar kotu olduklarını duşunursek unun nasıl bulunmaz bir nimet olduğunu gorecekler. Messina’nın Milano’daki tek gorevi kocluk olmayacak. Kendisi aynı zamanda basketbol operasyonlarının da başında yer alacak. Ustelik 3+2 yıllık uzun sureli bir kontrat imzalaması da takım yoneticilerinin kendisine ne kadar guvendiklerinin bir gostergesi. Daha once cok onemli bireysel yetenekleri kadrosunda barındıran Milano, doğru durust bir takım olmaktan cok uzak ve fazlasıyla kırılgan bir goruntudeydi. Nitekim mac icerisinde dahi cok kolay dağılmaları sebebiyle bunca yıldır bu kadar kotulerdi. Messina’nın gelişiyle bu durumda ciddi bir değişim olacaktır. Zaten oyuncu tercihleri de eskiye oranla cok daha farklı. Bireysel olarak cok yetenekli oyunculardan ziyade takım oyuncusu olabilecek basketbol bilgisi yuksek oyuncular tercih edildi. Yaz doneminde Milano’da bazı onemli ayrılıklar da yaşandı. Bunlar arasında en cok konuşulanı hic şuphesiz Mike James’in gonderilmesi oldu. Gectiğimiz sezon takım adına buyuk bir onem taşıyan yıldız oyuncu, olaylı bir ayrılık surecinin ardından CSKA Moskova’nın yolunu tuttu. Aslında bu konu ozeli bile Messina’lı Milano’nun neden farklı olacağının bir gostergesi. Yetenekleriniz ust duzeyde olsa bile bir takım oyuncusu değilseniz burada işiniz yok… Yenilenmiş Milano’nun neler yapacağı buyuk bir merak konusu. Messina’nın sihirli dokunuşları elbet bir noktada takıma etki edecektir ancak o bu sezon mu olacak? Yoksa bu uzun surecli bir yapılanmanın ilk ve sancılı olan ayağı mı olacak? Tum bunları bize zaman gosterecek… Dilerseniz vakit kaybetmeden İtalyan ekibinin transferlerini notlayalım: Transfer Karnesi Oyuncular hakkında uzun bir değerlendirmeyi incelemek yorucu olabileceği icin onları karşınıza karne şeklinde cıkartmaya karar verdik. Sadece bu yazın en iyi transferi hakkında daha uzun bir değerlendirme bulacaksınız. Diğerleri icin ise universitede olduğu gibi oyuncuların karşısında bir not ve kucuk bir değerlendirme bulacaksınız. Aaron White (B+): Jasikevicius’un ellerinde Avrupa’nın en iyi 4 numaralarından birine donuştu. Şutu olan, topu yere vurabilen ve modern basketbola cok uygun bir isim. Messina’yla bambaşka bir noktaya gelebilir. Luis Scola (B): Peri masalı devam ediyor! Dunya Kupası’nda kullerinden yeniden doğan Scola, Avrupa’nın zirvesine donuyor. Tecrubesiyle, mucadelesiyle ve skor bulma yeteneğiyle Milano’ya cok şey katacaktır. Shelvin Mack (B): NBA’den Avrupa’ya geciş yapanlardan… Hazırlık doneminde biraz bocaladı ancak takımın onun bireysel becerilerine ihtiyacı var. Michael Roll (B-): Ulkemizin yakından tanıdığı bir isim. Basketbol bilgisi oyle yuksek ki o sahadayken takım iki oyun kurucuyla oynuyormuş gibi oluyor. Messina icin bicilmiş kaftan. Riccardo Moraschini (C): Gectiğimiz sezon İtalya Ligi’nde oldukca iyiydi ancak bu seviye icin yeterliliği tartışılır. En İyi Transfer: Sergio Rodriguez (A-): Yaz aylarında Avrupa piyasasının boşa cıkan en onemli oyuncularından biri olan Sergio Rodriguez, peşindeki bircok takım arasından Milano’ya gelmeyi tercih etti. Rodriguez’in CSKA Moskova ile olan seruveni ozellikle normal sezonda oldukca iniş cıkışlı gecti. Takım icindeki cekişmelerden belki de en cok etkilenen isimlerin başında İspanyol oyun kurucu geliyordu. Higgins ve Clyburn, beklenenden cok daha iyi performans gosterip takımın liderliğine soyununca Nando De Colo ve Sergio Rodriguez de alışık olmadıkları bu durum karşısında doğal olarak bocalamıştı. Sakatlık problemleri de yaşayan İspanyol oyun kurucunun performansı sezonun ortalarına doğru duşmuştu. Ancak sonucta Avrupa basketbolunun en iyi oyun kurucularından birinden bahsediyoruz. Sergio Rodriguez gerek saha goruşu gerek pas yetenekleri gerekse kendi skorunu uretme yetenekleriyle bu unvanı sonuna kadar hak ediyor. Nitekim sezonun en kritik anlarında da yapması gerekeni yaptı. Baskonia serisinde onemli bir performans gosteren Rodriguez, Final Four yarı finalinde eski takımı Real Madrid’in ipini ceken isim oldu. Bu mac da belki de CSKA Moskova’ya şampiyonluk kapılarını actı. Ancak kazanılan şampiyonluk dahi Rodriguez’in Moskova’da kalmasını sağlayamadı ve şimdi yepyeni bir maceraya yelken actı. Rodriguez, yıllarca NBA’de forma giymiş ve Real Madrid formasını defalarca kez başarıyla terletmiş bir oyuncu. 2 kez EuroLeague şampiyonluğu, 1 kez de EuroLeague MVP’si odulunu kazanmış bir isim. Bu sezon da yine ligin en iyi oyun kurucularından biri olacaktır. Ayrıca nasıl kazanılacağını biliyor ve bu tecrubesini takıma aşılayabilir. Ustelik ben Messina ile oldukca iyi anlaşabileceklerini duşunuyorum. İtalyan koc bu tip guardlarla nasıl calışması gerektiğini bilen bir isim. Rodriguez de Messina’nın takıma vermek istediği mesajları rahatlıkla iletebilir. Yeni bir koc icin bu bulunmaz bir nimet. Sonucta farklı bir oyuncu grubuna yeni bir felsefe vermeye calışıyorsunuz ve saha ici komutanınız bu sorumluluğun altından başarıyla kalkacak bir isim. İspanyol oyun kurucudan en buyuk beklenti tabii ki bu takıma liderlik etmesi. Gerek tempolu oyunda gerekse sete sette bunu yapabilecek becerilere sahip. Ustelik kendisine yardım olabilecek ve yukunu hafifletecek pek cok takım arkadaşına sahip. Bu yukun altından nasıl kalkacağı ise Milano’nun kaderini cizebilecek onemli bir etmen olacak. Oyun Kurucu: Sergio Rodriguez, Shelvin Mack, Andrea Cinciarini Şutor Guard: Nemanja Nedovic, Michael Roll, Amedeo Della Valle Kısa Forvet: Vladimir Micov, Riccardo Moraschini Uzun Forvet: Aaron White, Luis Scola, Jeff Brooks, Christian Burns Pivot: Kaleb Tarczewski, Arturas Gudaitis, Paul Biligha, Xavi Rey Bu Takım Ne Oynar: Oyun Aklı Atletizmi Dengeler mi? Yukarıda da belirttiğim gibi Messina’nın elinde oyun aklı cok yuksek bir oyuncu grubu var. Dolayısıyla topu yuksek tempoyla dolaştıran, ters eşleşmeleri değerlendiren ve oyunun hızını da mumkun olduğunca duşuk tutmaya calışacak bir takımdan bahsedebiliriz. Ancak EuroLeague’de bircok takımın bunun tam tersi bir basketbol oynadığını duşunursek maclarında hangi temponun oynanacağı da onların nereye kadar gideceğini belirleyecek. Yıllar sonra disiplinli bir Milano’dan bahsedeceğiz ki bu heyecan verici. En kotu anlarda dahi bir duzen icerisinde kalmaya devam edeceklerini duşunuyorum. Bu durum da onların deplasmanlardaki performanslarını arttırabilir. Zorlu atmosferlerde ve buyuk baskı altında oynasalar da kocun kurguladığı planı mumkun mertebe sahaya yansıtabilirler. Milano’nun saha icinde birden fazla yaratıcısı olması da rakipler icin kafa karıştırabilecek cinste bir durum. Cunku hucumun yonlendirme işini zaman zaman Rodriguez, zaman zaman Mack, zaman zaman Nedovic, zaman zaman Roll ve hatta zaman zaman Scola ve Micov uzerinden halledebilirler. Bu isimler rakiplerin savunmada aldığı riskleri cezalandırabilecek isimler. Bu acıdan bakarsak Milano savunması zor bir takım olabilir. İtalyan ekibinin şutor sayısı da bir hayli fazla. Yukarıda saydığımız isimlerin yanı sıra Aaron White da iyi bir şutor. Hatta Scola’nın 5 numara oynadığı donemde 5 etkili şutorle sahada yer alabilirler. Gunumuz basketbolunda uc sayılık atışların ve alan boşaltmanın ne kadar onemli olduğunu duşunursek bu acıdan oldukca avantajlılar. Ancak Mack dışında bu acılan alanları potaya drive ederek cezalandırabilecek etkili bir silahları olmaması da buradaki verimi duşurebilir ki bu konuya birazdan detaylıca değineceğim. Milano’nun ozellikle kanat rotasyonunda atletik ozellikleri one cıkan, deliciliği veya patlayıcılığıyla bilinen bir oyuncu yok. Bu da onlar icin sezon icerisinde problem yaratabilir. Fiziksel takımlara karşı hem hucumda hem savunmada zorlanabilirler. Keza temponun arttığı karşılaşmalar da Milano’yu zorlayabilecek bir başka etmen. EuroLeague’de bu tarzda cok oyuncu olduğunu ve modern basketbolda kanatların onemini duşunduğumuzde bu problemi bir şekilde halletmeleri gerekiyor yoksa sezonları hic beklemedikleri noktaya gidebilir. Bu sorunun etki ettiği bir başka nokta da ribauntlar konusu. Milano’nun yine forvet rotasyonunda iyi ribauntcu diyebileceğimiz oyuncu sayısı az. Pivotlarda da Gudaitis’in sakatlığı sebebiyle bir sure daha forma giyemeyeceğini duşunursek Tarczewski dışında bu konuda guvenebilecekleri bir isim yok. Kısalardan da ne olcude ribaunt alacakları belirsiz. Dolayısıyla buradaki sorun da sezon devam ederken başlarına bela olabilir. Milano adına bir diğer korkutabilecek durum da sakatlık kabusu. Tabii ki sakatlıklar sporun icinde var ve her an herkesin başına bu tip problemler gelebilir. Ancak Milano’nun kadrosunun bu konudaki sabıkası biraz geniş. Nedovic zaten bu konuda başı ceken isim. Gudaitis de onemli bir sakatlıktan donmeye calışıyor ve ne olcude sağlıklı olabileceği bir soru işareti. Gectiğimiz sezon takımın onemli isimlerinden birisi olan Micov’un aynı tempoyu kaldırabilmesi cok zor. Keza Rodriguez, Roll ve yaşı dolayısıyla Scola da bu konuda olağan şuphelilerden. Dolayısıyla Milano’nun sağlıklı kalabilmesi icin diğer takımlara kıyasla biraz daha fazla şansa ihtiyacı var. Hazırlık Macları: Muhteşem Performans! Olimpia Milano icin hazırlık donemi muhteşem gecti. Guclu EuroLeague takımlarıyla oynamalarına rağmen oynadıkları 11 hazırlık macının tamamını kazandılar. Bu maclarda Sergio Rodriguez’in gosterdiği muhteşem performans gelecek adına onlara umut verdi. Rodriguez bu performansını sezon icerisinde de devam ettirebilirse Milano’nun hedeflediği yerlere gelmesi olası. Onun dışında Kaleb Tarczewski de yaz donemini cok iyi geciren isimlerden. Gudaitis’in sakatlığı nedeniyle bir sure daha olmayacağı ve Milano’nun perimetre savunmasının cok da sert olmadığı duşunulurse onun merkezdeki sert duruşu cok onemli. Milano adına kafalarda karıştırabilecek tek performans ise Shelvin Mack’ten geldi. Buyuk umutlarla kadroya dahil edilen Amerikalı guard, şu ana kadar beklediği performansı gosteremedi. Ancak NBA’den Avrupa basketboluna geciş sırasında herkesin bocalayabileceğini duşunursek ona hala zaman verebilirler. 28 Ağustos Olimpia Milano-Treviglio: 111-68 (Kaleb Tarczewski 17 sayı) * 31 Ağustos Olimpia Milano-Cosi Casele: 76-73 (Kaleb Tarczewski 25 sayı) * 01 Eylul Olimpia Milano-Cantu: 66-54 (Sergio Rodriguez 14 sayı) * 06 Eylul Olimpia Milano-Olympiakos: 78-62 (Sergio Rodriguez 15 sayı) * 07 Eylul Olimpia Milano-Anadolu Efes: 87-75 (Kaleb Tarczewski 16 sayı) * 09 Eylul Olimpia Milano-Pistoia: 89-66 (Vladimir Micov 15 sayı) * 14 Eylul Olimpia Milano-Dinamo Sassari: 73-60 (Sergio Rodriguez 15 sayı) * 15 Eylul Olimpia Milano-Khimki Moskova: 79-78 (Sergio Rodriguez 25 sayı) * 19 Eylul Olimpia Milano-Urania: 98-49 (Kaleb Tarczewski 18 sayı) * 21 Eylul Olimpia Milano-Fenerbahce Beko: 79-75 (Sergio Rodriguez 26 sayı) 22 Eylul Olimpia Milano-Panathinaikos/Maccabi: 78-69 (Vladimir Micov 18 sayı, Sergio Rodriguez 15 sayı) İzlenmesi Gereken İsim: Aaron White Aaron White, Zalgiris Kaunas’la gosterdiği etkileyici performansların ardından NBA biletini kapabilecek seviyeye geldi dersek yalan olmaz. Hatta yaz doneminde bu konuda bazı gelişmeler de oldu ancak gunun sonunda yıldız oyuncu Avrupa’da kalmayı tercih etti. Bana kalırsa kendi kariyeri acısından cok doğru bir karar aldı White… Olimpia Milano gercekten iddialı bir takım, ışıklar her zaman uzerinde olacak ve en onemlisi de Messina gibi kurt bir hocayla calışacak. İtalyan koc, onun NBA’e gecişi icin geliştirmesi gereken ozelliklerine fazlasıyla yardımcı olabilir. Bu noktada ufak bir parantez acıp ne Zalgiris’i ne de Jasikevicius’u kucumsemek istemediğinin altını cizeyim. Her zaman buyuk saygıyı hak eden bir yapı ve koctan bahsediyoruz. Bu sezon White’ın EuroLeague’in one cıkan isimlerinden biri olabileceğini tahmin ediyorum. Milano’nun mevcut yapısında onun onemi oldukca yuksek. Doğru basketbol oynamalarını umuyorum ki bu zaten White’ın Zalgiris’ten fazlasıyla alışık olduğu bir durum. Ustelik kadrolarındaki yaratıcılar ona bitirmesi icin uygun pozisyonlar hazırlayabilirler. İkili oyunlarda hem dışa hem de ice doğru devrilebilecek bir tehdit. Bu da daha verimli bir skorere donuşmesini sağlayabilir. Ayrıca top dolaştırma temposunun yuksek olduğunu tahmin ettiğim Milano’da dip cizgiden sık sık cezaları keserken gorebiliriz. Uc sayı yuzdesini %40 seviyesine cıkartması benim icin şaşırtıcı olmaz. Bununla birlikte Scola ve Tarczewski’ye pota altında etkili olabilmeleri icin alan acabilecek bir isim. Milano’daki ciddi atletizm sıkıntısından bahsetmiştik. White fiziğine rağmen oldukca patlayıcı bir isim. Bu konuda İtalyan ekibine ciddi katkı sağlayacaktır. İkili oyunların ardından yapacağı alley-oop smaclar, momentumun takımı lehine değişmesini sağlayabilir. Dip cizgiden potaya cut’lar yapmayı oldukca seviyor. Bu da rakip savunmaların dengesini bozabilecek bir ozellik. Ustelik cok fazla delicisi olmayan Milano icin de cok kıymetli bir nimet. Bunlara ek olarak zaman zaman boş kaldığında dahi 3 sayılık atışları denemek yerine daha garantiyi tercih edip cembere gitmeyi tercih ediyor. Bu noktada ozellikle fake verip topu yere vurarak cembere doğru giderken topu zaman zaman dışarıya cıkartma konusunda da kendisini geliştirebilirse bu onu cok daha tehlikeli bir oyuncu yapabilir. Şu ana kadar EuroLeague’deki iki sezonunda da pas konusunda cok bir ışık veremedi. Bu da rakip savunmaları onu durdurma konusunda teşvik ediyor. İşin savunma kısmında ise kendisini biraz daha geliştirmesi gerekiyor. Kanat savunması konusunda Milano’nun eksiklerinden bahsettik. White da bu konuda cok bilindik bir isim değil. Bu konuda Messina’yla calışacak olması bir avantaj. Gectiğimiz sene Shengelia, Vesely, Moerman gibi hucumda aktif olan 4 numaralara karşı cok zorlandı. Bu da onun hucum performansını da etkiledi. Yani kısacası bu tip eşleşmelerde geri adım atan White oldu. Ben kendisinin o seviyelere cıkmasını beklediğim icin bu sene bu konuda biraz daha agresif olması gerekiyor. Ne Beklenmeli: Yıllar Suren Hasret Dinecek mi? Olimpia Milano, yıllardan sonra iddialı bir sezona hazırlanıyor. Tabii ki gercekci bakmak gerekirse mevcut şartlar altında Final Four onlar icin hala uzak bir ihtimal. Ancak başlarında Messina varken onları hafife almak cok yanlış olur. EuroLeague, tarihinin en cekişmeli sezonunu yaşayacak ve kimin sezonu nerede bitireceğini kestirmek cok guc. Ancak İtalyan ekibinin bir şekilde kendini play-off potasına atacağını duşunuyorum. Yine de saha avantajını almaları cok şaşırtıcı olur cunku ne gecen sezon Final Four yapan takımların ne de bu sezon buyuk bir atılım yapan Barcelona’nın seviyesindeler. Ben acıkcası Milano’nun sezon icerisinde forvet rotasyonuna bir takviye yapacağını duşunuyorum. Cunku buradaki atletizm eksikliği oldukca bariz. Cin’den ya da NBA’den boşa cıkabilecek oyuncuları yakın mercekte tutacaklarını tahmin ediyorum. Eğer buraya nokta atışı yaparlarsa bambaşka şeylerden bahsediyor olabiliriz. Ancak şu aşamada bu konuşmalar farazi olur. Bu sezon onlar adına onemli bir adım. Sonucta Messina ile yepyeni bir kultur yaratmaya calışacaklar ve uzerlerindeki “kaybeden” etiketini yırtıp atmaya calışacaklar. Milano – Messina ortaklığının hedeflerinin kısa vadeli değil uzun vadeli olduğunu duşunuyorum. Tabii ki her geciş sureci gibi onlar da bu donemde problemler yaşayacaklardır. Ancak onemli olan ana hedeflerine konsantre olmaları ve bu yolda karşılarına cıkabilecek kısa vadeli sorunlara takılmamaları. Bunu başarabilirlerse her sene uzerine koyarak istikrarlı ve başarılı bir takım haline donuşebilirler. Milano’nun koc felsefesini anlamasıyla birlikte sezon icerisinde performansını yukselteceğini ve sezonun ikinci yarısında olumlu yonde cok daha farklı bir performans sergilemesini bekliyorum. Bu da play-off zamanı geldiğinde yukarıdaki takımlara problem yaratabilecekleri anlamına geliyor. Kısaca toparlamak gerekirse Messina’yı tekrar EuroLeague’de gormek harika olacak ve Milano da uzun yılların ardından tekrar rekabetci olacak. Ancak daha fazlası icin zamana ve takviyeye ihtiyacları var. EUROHOOPS
__________________
Olimpia Milano Takım Analizi: Ettore Messina Dertlere Deva Olacak mı?
Basketbol0 Mesaj
●18 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Spor
- Basketbol
- Olimpia Milano Takım Analizi: Ettore Messina Dertlere Deva Olacak mı?