Futbol hayatın Aynası mı ? Futbol hayatın aynası mı? Futboldaki gelişmeler gunumuzun dunyasındaki gelişmeleri yansıtıyor aslında. Kuresel kapitalizmin etki alanı genişledikce, sermayenin gucu futbolda da belirleyici olmaya başlıyor... Futbolun arka yuzu - 3 Dunya Kupası'nda takımlar sahaya cıkıp marifetlerini ortaya koydukca şanslı olabilecek takımların sayısı da azalmaya başladı. Erken favori Brezilya mı kazanacak? Ev sahibi Almanya mı? Bambaşka bir havada gorunen Arjantin mi? İtalya ve İspanya'dan biri mi? Bunların dışında birinin kazanması şu an icin zor gorunuyor bana. Kupa maclarını izleyenleri oncelikle ilgilendiren şey kazanmak; yani tuttukları takımın macı kazanması ve tabii sonunda Kupa'yı kaldırması. Perde gerisinde yaşananlar, zengin kuluplerin futbolu yozlaştırdığı, mac biletlerinin dağıtımında yolsuzluk yapıldığı yolundaki iddialar macları izlerken belki fazla ilgilendirmiyor onları. Oysa futbolun bugunune ve yarınına golge duşurebilecek nitelikteki gelişmelerin olumsuz sonucları ortaya cıkmaya başladı bile. Orneğin Almanya'daki Dunya Kupası maclarını izlemek isteyen ve afişe fiyatlardan bilet bulmaya calışan futbolseverlerin bircoğu hedefine ulaşamadı, cunku biletlerin dortte biri sponsor firmalara, kurumsal davet paketlerine ve seckin davetlilere ayrılmıştı. Daha sonra bu biletlerin bir bolumunun karaborsaya duştuğu ve astronomik fiyatlarla satışa sunulduğu yolundaki iddialar basına yansıdı. Wall Street Journal'a gore Meksika - İran gibi sıradan bir macın bileti icin 999 euro, 2. tur maclarının biletleri icin 1.999 euro, final macının bileti icin 4.899 euro isteniyordu. FIFA'nın rolu FIFA Başkanı Sepp Blatter de, futboldaki bazı gelişmelerden ciddi bicimde rahatsız. Az sayıda zengin kulubun dunya futboluna damga vurmasına tepki gosteren Blatter, gecen yılın ekim ayında carpıcı bir acıklama yaparak, "Dunya futbolunun vahşi kapitalizmin saldırısına uğradığını" ileri surdu ve zengin kuluplerin varlıklı yoneticilerini "Bir avuc yıldız futbolcuya pornografik miktarda para dağıtmakla" sucladı. Ote yandan Blatter'e ve FIFA yonetimine yonelik yolsuzluk ve kayırmacılık suclamaları da var. Dunya Kupası gibi buyuk organizasyonların da katkısıyla buyuk parasal olanaklara kavuşan FIFA'nın Dunya Kupası'nın yayın haklarını dağıtırken ve sponsor firmaları secerken kural dışı yontemlerle işi bitirdiği ileri suruluyor. Daha once Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ndeki yolsuzlukları sergileyen bir kitap yazmış olan araştırmacı gazeteci Andrew Jennings, bu yıl yayımlanan Foul adlı son kitabında, Blatter ve ekibinin kapalı kapılar ardında iş bitirdiğini, Adidas'la ortulu bir işbirliği icinde olduğunu iddia ediyor. Her şeyin paranın gucuyle belirlenmesi, dunyanın as futbolcularının 5 - 10 ulkede ve 15 - 20 takımda toplanması, akıl almaz ucretler alan David Beckham gibi futbolcuların birer reklam ikonu haline getirilmesi, mac biletlerinin kuresel duzenin seckinlerine ayrılması, futbolu yoneten kurumlarla ilgili yolsuzluk iddialarının ayyuka cıkması: Butun bunlar neyi hatırlatıyor bize? Duzenin aynası Bunlar yaşadığımız donemin ozelliklerini hatırlatıyor bize. Futboldaki gelişmeler gunumuzun dunyasındaki gelişmeleri yansıtıyor aslında. Kuresel kapitalizmin etki alanı genişledikce sermayenin gucu futbolda da belirleyici olmaya başlıyor. Futboldaki eşitsizlikler de artıyor ve ahlak anlayışı değişiyor. Doneme damga vuran gelişmeler şunlar: Chelsea takımını satın alan Abramovich gibi, yeni zenginler futbola para yatırarak adlarını duyurma şansını elde ediyorlar. Ozel sermaye desteği alamayan, zenginler kulubune giremeyen kuluplerinin zenginlerle yarışmaları zorlaşıyor. Orneğin İngiltere'de hep aynı takımlar şampiyon oluyor. Futbolun kitle tabanındaki zenginliğini yaratan oyuncular, kulupler ve taraftarlar zor koşullarda yaşamaya calışıyor. Gecen yıl yabancı yıldızlara 500 milyon sterlin harcayan İngiliz kulupleri İngiltere'de yetişen genclere bunun onda birini harcadı. Ortalama futbol seyircisinin birkac yıllık gelirini bir haftada kazanan yıldız futbolcuların yaşam tarzı kotu ornek oluşturuyor. Bahislerin yaygınlaştığı ortamda şike tehlikesi de artıyor. Dunya Kupası maclarını yonetecek olan hakemlere, kendilerinin ve yakınlarının hicbir şekilde Dunya Kupası maclarıyla ilgili bahislere katılmayacağına dair bir belge imzalatıldı. Hakemleri izleyen gizli kurul kotu koku alır ve değişikliğe gerek gorurse hakemler son anda değiştirilebilecek. Maclarda rakibi, hakemi ve seyirciyi kandırmaya calışmanın giderek yaygınlaşan bir Âdet haline gelmesi futbolu cirkinleştiriyor. Hangi yontemle olursa olsun sonuca gitme durtusu İngilizlerin "guzel oyun" diye nitelediği futbolun geleceğine golge duşuruyor. Futbolun geleceği Bunlara ek olarak, gunumuzde yeniden moda olmaya başlayan ırkcı ve milliyetci akımların tribunlere de yansıdığını ve cirkin tezahurata yol actığını goruyoruz. Ama ne olursa olsun futbol "guzel oyun" olmaya devam edecek. Futbolun gercek sahibi olan kitleler gunun birinde tepkilerini organize bicimde ortaya koyacak ve futbolun tamamen buyuk paranın gudumune girmesini, seckin bir azınlığın izlediği bir spor haline gelmesini onleyecek. The Guardian gazetesinde siyasi yorumlar yapan Martin Jacques'ın dediği gibi, "Kitlelerin oyunu olan futbolun isyankÂr bir yanı var" ve bu ozelliği "guzel oyun"un yalnızca seckinlerin malı olmasını onleyecek. Ancak bunun kolay olmayacağını da kabul etmek gerekiyor. Bugun kurulmuş bulunan zengin kulup, pahalı transfer, pahalı yıldız, promosyon ve reklam yayın gelirleri carkının yerini alacak farklı bir yapı henuz geliştirilmiş değil. "Guzel oyun"un kitlelerle el ele geliştirilmesi icin yeni arayışlara gerek var galiba. Kupa'nın galibi demokrasi New York Times gazetesinin yaptığı sınıflamaya gore Dunya Kupası'nı en cok "demokratik cumhuriyet" rejimiyle yonetilen ulkeler almış. Milli takımları bu yılki Dunya Kupası'na katılan 32 ulkenin de % 62.5'i "demokratik cumhuriyet"le yonetiliyor. Dunya Kupası'na bu yıl katılan ve bundan onceki 17 Kupa'yı kazanan ulkelerin siyasi rejim turlerine gore dağılımı şoyle: Kupa 2006'ya katılanlar - 17 kupayı kazananlar Demokratik cumhuriyet %62.5 % 53 Parl./meşruti monarşi %18.8 % 6 İstikrarsız cumhuriyet %12.5 % 17 Teokrasi % 3.1 - Askeri cunta - % 12 Monarşi % 3.1 - Faşist diktatorluk - % 12 Bu tablonun da gosterdiği gibi, askeri cuntaların ya da faşist diktatorluklerin donemi geride kalmış gorunuyor. Demokrasiyle yonetilen ulkelerin sayısında ise belirgin bir artış var. Futbol neden cok populer? Futbol oynadığım yıllar cok gerilerde kaldı ama bir futbol sahası gorduğumde kramponlu ayakkabıları ayağıma gecirip sahaya fırlamak ve topla buluşmanın o benzersiz hazzını yeniden tatmak isteği doğar icimde. Futbolun bu kadar populer olmasının bir nedeni, hic futbol oynamamış olan birinin kolay anlayamayacağı bu duygu olsa gerek. Kendisi de futbol oynamış olan, Cezayir kokenli unlu yazar Albert Camus, "İnsan ruhunun butun birikimi futbol sahasından gecer" derken futbolun geniş kitleleri bu kadar derinden yakalamasının bir başka sırrını acıklar. Kupanın ozel bir yeri var Futbola ilgi duymuş olan her insanın belleğinde futbolla ve Dunya Kupası ile ilgili anıların ozel bir yeri vardır. Bazı yılları, futbolla ilişkisi olmayan bazı olayları bile bazen futbolla ve Dunya Kupası ile ilişkilendirerek hatırlarız. Orneğin 1978'deki Dunya Kupası ister istemez Arjantin'deki kıyıcı cuntayı ve Latin Amerika'daki askeri yonetimler donemini getirir akla. Futbolun bu kadar populer olmasının bir nedeni de, herkesin kolaylıkla katılabileceği bir tartışma alanı yaratması galiba. Her futbol izleyicisi, kendisini tam yetkili bir futbol eleştirmeni yerine koyarak oyuncuları ve teknik kadroyu acımasızca eleştirebilir; hangi oyuncunun yerine hangi oyuncunun oynatılması gerektiği konusunda akıl oğretebilir. Dunya Kupası maclarında ise butun bunlara milli aidiyet duyguları ekleniyor ve milli takımı desteklemek amacıyla futbola duyulan ilgide bir artış oluyor. Nike-Adidas rekabeti Spor endustrisinin iki dev markası, Adidas ile Nike, futbol pazarında aslan payını kapmak icin amansız bir rekabete girişmiş durumda. Bir Alman firması olan Adidas, futbolun yaygın ilgi gorduğu Avrupa'da uslenmiş olmanın ve FIFA (Uluslararası Futbol Federasyonu) ile cok iyi ilişkiler icinde bulunmanın avantajını kullanarak ondeki yerini korumaya calışırken, bir ABD firması olan Nike yoğun caba harcayarak ona yetişmeye calışıyor. Her iki firmanın futbolla ilgili cirosunun bu yıl 1.5 milyar doları bulması bekleniyor. 15 milyon top satılacak Gecen yıl FIFA ile 350 milyon dolarlık yeni bir anlaşma yaparak 2014 yılına dek Dunya Kupası'na verdiği desteği surdureceğini ilan eden Adidas, yıllardan beri Dunya Kupası'nın topunu uretiyor. Tamamen farklı bir yontemle Tayland'da uretilen Dunya Kupası 2006'nın topları kalecilerin işini gucleştiriyor ama Adidas'ın bu toplardan 15 milyon adet satarak iyi bir ciro yapması bekleniyor. Nike firmasının futboldaki buyuk kozları ise Ronaldinho ve Brezilya takımı. Reklam ve tanıtım kampanyalarında bile "guzel oyun"un Portekizce karşılığı olan "joga bonito" deyimini kullanan Nike, Dunya Kupası'nın peşin favorisi olan Brezilya takımını ve yıldızlarını kullanarak futbol dunyasındaki imajını geliştirmeye calışıyor. BİTTİ __________________