"Kendimi zor hedeflere adadım." Nuri Şahin gectiğimiz yıl Temmuz ayında bu sozu Kicker'a soylemişti. "Ve bu durumda bu soz en iyisi olmak istediğim anlamına geliyor." demişti. Bayern Munih'in yıldızları Bastian Schweinsteiger ve Mark van Bommel ile yarışıp yarışamayacağı sorulduğunda ise, "Onlara oldukca yakınım." şeklinde yanıt vermişti. Bu demeci verdiği zaman Nuri, mutevazi bir Bundesliga takımında yeni parlamaya başlayan ve Turkiye Milli Takımı'nda da yedek konumunda bulunan bir oyuncuydu. 2005 yılında 16 yaşındayken cıktığı ilk mactan beri surekli kendini geliştirmiş olsa da, Ludenscheid doğumlu oyuncu 2009-10 sezonunu Schweinsteiger'in kilometrelerce uzağında tamamlamıştı. "Nuri Şahin birkac sezon icerisinde Avrupa'nın en onemli orta saha oyuncularından biri haline gelecek."
__________________
- Paul Breitner
Bircok kişi onun bu sozlerine gulmuştu ancak Nuri ilerleyen donemde bu kendine guveninin ne kadar haklı olduğunu gosterdi. 2010-11 sezonunda Dortmundlu oyuncu Schweinsteiger'i iki macta birden golgede bırakmakla kalmadı, tartışmasız Bundesliga'nın en iyi oyuncusu oldu. Aynı kulubu gibi, Turk yıldızda sezona dikkat cekmeden girdi ama sonunda şampiyon olarak cıktı.
Nuri bu yıl ikinci kez Schweinsteiger'i golgede bıraktı, bu sefer yer Munih'ti. Her zamanki gibi topla surekli temas halinde olan oyuncu, macın temposunu da kendisi belirledi. Sahanın her yerine ayak bastı ve hafızalara kazınan bir golle Dortmun'un zaferine katkı yaptı. Orta sahanın dayanağı olarak gorulen oyuncu, Jurgen Klopp'un sisteminin belki de en kilit parcası olmuştu. Ona sahada topu takip etme gorevi emanet edildi ve o da eşsiz top kontrolu ve dağıtımı, bir miktar top kapma becerisi ve rakip yarı alandaki yaratıcılığıyla bu gorevi eksiksiz yerine getirdi. İlerleyen haftalarda Nuri, Borussia Dortmund orkestrasının şefliğini kabul etti. Onun liderliğinde, Dortmund zirveyi ele gecirdi ve sezon sonuna kadar da bir daha bırakmadı. Yeteneklerini ele aldığımızda Nuri en cok Xavi ve Cesc Fabregas ile kıyaslanabilir: topa kusursuz şekilde hukmedişi ve muthiş futbol zekası -cok kalabalık bir orta sahada bile nereye pas atacağını ve nereye koşacağını bilmesi- onun en cok goze batan ozellikleriydi. Futbol stilini baz aldığımızda o Barcelona'nın taş ocağında eğitim almış gibi gozukuyordu. Ancak Nuri, aldığı antrenmanlar acısından İspanyol meslektaşlarından farklıydı. Dortmund'da Klopp, henuz işlenmemiş olan Nuri'yi kendi ideal defansif orta saha anlayışına gore yetiştiriyordu. Gectiğimiz sezon 22 yaşındaki oyuncu yeni bir taktik disiplin kazanmış ve her zamankinden cok daha fazla koşmuştu. Bunun acıklaması oldukca basitti: onun yeteneklerine sahip bir oyuncu her zaman topa cok yakın olmalıydı, hucumda ya da defansta, kanatta ya da ortada. Yetenekleri bu kadar net bir şekilde yonetilince, Nuri her gecen gun daha da buyudu. Sezon sona erdiğinde o sadece Milli Takım Teknik Direktoru Guus Hiddink'in değil, aynı zamanda Real Madrid'in patronu Jose Mourinho'nun da dikkatini cekmişti. Dortmund, onunla yaptığı kontrat goruşmesinde hayati bir hata yapmış ve sozleşmesine 10 milyon avroya serbest kalma maddesi koymuştu. Mourinho, onu İspanya'ya getirme fırsatının ustune atladı ve Mayıs ayında transfer tamamlandı. "Yeteneklerini ele aldığımızda Nuri, en cok Xavi ve Cesc Fabregas ile kıyaslanabilir... Futbol stiliyle Nuri, Barcelona'nın taş ocağında eğitim almış gibi gozukuyordu." Nuri Real'de Almanya'dan arkadaşları Mesut Ozil, Sami Khedira ve Hamit Altıntop'un yanına katıldı. 22 yaşındaki oyuncu şu an buyuk bir forma savaşının ortasında ama bu durum onu endişelendirmiyor. Son 12 ayda orta sınıftan elit kategoriye atlamayı başardı. Ve şimdi, futbol dunyasının gorduğu en iyi hocalardan birinin yanında, kariyerinin diğer adımını atmaya hazırlanıyor. Gectiğimiz sezonun hedefi Schweinsteiger'di. Bu yıl belki de hedefini en iyi olabilmek olarak belirleyecektir. Goal / Geri Sayım