Genc oyuncumuz Batuhan Altıntaş TFF'nin resmi yayın organı olan Tam Saha Dergisi'nin Kasım sayısına roportaj verdi. Dedesi Mustafa Altıntaş, Bursaspor'da oynadığı yıllarda "Koylu" lakabıyla efsane olmuştu. Ardından babası Yusuf ve amcası Yaşar cıktı sahneye... Biri Galatasaray'ın ve Millî Takım'ın, diğeri Sakaryaspor, Kocaelispor ve Ankaragucu'nun unutulmaz oyuncularından birisiydi. Şimdi sıra ucuncu kuşak "Koylu"de... O da dedesi gibi Bursaspor'un formasını giyiyor ve genc yaşına rağmen iki sezondur A takımda oynama fırsatı buluyor. 1.90'lık solak santrfor, kuvveti, cabukluğu ve gol vuruşlarındaki becerisiyle Millî Takımlarımız icin de umut kaynağı. Roportaj: Mazlum Uluc / TamSaha Bir donemin onemli oyuncularından Yusuf Altıntaş'ın oğlusun. Dolayısıyla futbolun icine doğanlardan biri sayılırsın. İstersen futbol topuyla ilk tanışmandan başlayalım konuşmaya... Aslında babamdan cok dedemle top oynadım ben. Dedem bir donemin unlu oyuncularından Koylu Mustafa... Onu 2010 yılında, 71 yaşındayken kaybettik ama neredeyse olene kadar futbol oynadı. 60 yaşındayken hÂl Kocaeli amator kumesinde bir yandan antrenorluk yapıyor bir yandan da top koşturuyordu. Dediğiniz gibi ben futbolun icine doğmuş cocuklardan birisiyim. Babam Yusuf Altıntaş'ı biliyorsunuz zaten. Galatasaray'da, Millî Takım'da uzun yıllar oynamış bir oyuncu. Buyuk amcam Yaşar Altıntaş, Sakaryaspor, Kocaelispor ve Ankaragucu'nde top koşturmuş bir Super Lig oyuncusu. O da 50 yaşına kadar amator kumede oynamaya devam etti. Kucuk amcam hÂl BAL Ligi'nde oynuyor. Ağabeyim Ahmet de yine Kocaeli'de Başiskele Belediyespor'da forma giyiyor. Boyle bir ailenin icinde ben de doğal olarak futbolcu oldum işte. Hatta hic unutamadığım bir hatıram da var. Bir halı saha macında dedem, babam, amcalarım, abim ve ben birlikte oynamıştık. Dedem o sırada 67, ben de 11 yaşındaydım. Bir kulubun altyapısına ilk girişin ne zaman oldu? Kocaeli'de Guneşspor isimli bir amator takım vardı. Ben de o takımın altyapısına girmiştim. Aslında ailemizin futbolcu olmasını beklediği kişi ben değil abimdi. Ancak Kocaelispor'da oynadığı donemde hak etmediği şeyler yaşadı. Ben de onun yaşadıkları nedeniyle futboldan soğumuştum acıkcası. Kocaelispor'da değil de amator bir kulup olan Kocaeli Guneşspor'da futbol oynamamın sebebi de buydu. Ama kısmet işte; bizim takım Yalova'daki Turkiye Şampiyonası'nda oynarken Bursaspor'un altyapı antrenorleri beni izleyip beğenmişler. Sonra Bursaspor'la bir hazırlık macı oynadık ve o macta transferime karar verdiler. Bursaspor'a gittiğinde 13 yaşındaydın. Senin icin ailenden ayrı yaşamak zor olmadı mı? Doğrusunu soylemek gerekirse başlangıcta her şey cok zordu. Ailemi ozluyordum. Ağladığım zamanlar da oldu. Ama benimle birlikte Kocaeli Guneşspor'dan gelen bir arkadaşım vardı; Gokalp Cakan. Birbirimize destek olarak o zor gunleri atlattık. Son donemde Bursaspor altyapısından Millî Takımlara cok sayıda oyuncu geldiğini goruyoruz. Bursaspor altyapısını farklı kılan ne sana gore? Cok sağlam ve oturmuş bir duzen var Bursaspor altyapısında. Bir kere oyuncu secimini cok başarılı yapıyorlar. Hocaların bilgisi ve eğitim kalitesi son derece yuksek. Bir başka faktor de tesislerin kalitesi. Belki de Turkiye'nin en modern tesislerinde calışıyor Bursaspor'un altyapısı. Dort cim, bir de suni cim sahamız var. Kullandığımız malzemeler de A takım oyuncularının giydiği malzemelerin aynısı. Bir de bize cok değer verildiğini hissediyoruz ve bu da ozguvenimizi, motivasyonumuzu artırıyor. Tum bunlar birleşince de gelecek icin umut vaat eden cok sayıda oyuncu cıkıyor ortaya. Babanın futbol gelişime katkıları neler? Seninle neler konuşuyor, hangi tecrubelerini paylaşıyor? Babamdan hic ovgu almadım diyebilirim; genellikle bana eksiklerimi, hatalarımı gostermeye calışır. Ben de bunun doğru bir yontem olduğunu duşunuyorum. Hatalarımı soyleyip yol gostermesi benim gelişimime daha fazla katkı sağlıyor. En cok da saha icinde sakin kalmamı istiyor. Futbolcunun sakin olduğunda daha doğru duşunebileceğini ve duşunduğunu de daha rahat uygulayabileceğini anlatıyor. Beğendiğin, benzemek istediğin oyuncular var mı? Var elbette... Yerli oyunculardan Hakan Şukur, yabancılardan da Didier Drogba ve Zlatan İbrahimovic en cok beğendiğim ve benzemek istediğim santrforlar. Hepsi kaleye sırtı donuk oynayabilen, hava hÂkimiyeti olan, kuvvetli oyuncular. Drogba'nın ne olursa olsun kendisine gonderilen her uzun topu goğsuyle kontrol etmesi ve en doğru noktadaki arkadaşıyla buluşturması, o cussesine rağmen donuşlerdeki cabukluğu ve kararlılığı muthiş. Hakan Şukur'un savunmayı onde başlatan pres gucu, hava hÂkimiyeti ve gol vuruşlarındaki soğukkanlılığı keza oyle. Ibrahimovic de pivot santrforların en klaslarından birisi. Bursaspor'da A takıma yukseliş surecini anlatır mısın? Bu yaşta A takıma yukselmek benim icin biraz erken zirve gibi oldu. Ama henuz hicbir şey başarmadığımın farkındayım. Sadece iyi bir futbolcu adayı olduğumu biliyorum ve Bursaspor'da surekli on birde başlayan bir oyuncu olmayı istiyorum. A takımda ilk macını Fenerbahce'ye karşı Ziraat Turkiye Kupası'nda oynamıştın sanırım. Bize o mactan soz eder misin biraz? Doğrusunu soylemek gerekirse hic beklemediğim bir şeydi. Ertuğrul Hoca beni o sezonun devre arasında A takıma cıkarmıştı. O hafta once Sivasspor'la hemen ardından da Fenerbahce ile iki kupa macımız vardı. Takımla birlikte Sivas'a gittim ama 18 kişilik kadroya alınmadım ve macı tribunden izledim. Ama A takım kafilesinde yer almak bile beni cok mutlu etmişti. Doğal olarak Fenerbahce macı icin de kadroda olmayı beklemiyordum. Takımla yemeğimizi yedik, ben asılan listeye bile bakmadan odama cıktım. Yedek kalecimiz Harun abi yanıma gelip, "Hadi hayırlı olsun" dediğinde inanamadım. Hemen aşağı inip listeye baktım, gercekten de kadrodaydım. İnanılmaz bir heyecan yaşadım ve o geceyi uykusuz gecirdim. Bu arada annemi, babamı, amcalarımı arayıp sevincimi paylaştım. Mac saati yaklaştıkca heyecanım iyice arttı. Mac 1-1 giderken oyuna alınacağımı hic tahmin etmiyordum. En iyi ihtimalle son 5-10 dakikada oynayacağımı duşunuyordum. Ama mac 1-1'ken Pinto'nun yerine oyuna girdim. Dort dakika sonra kafayla aşırttığım topu Gokhan Gonul kendi kalesine gonderdi ve 2-1 one gectik ama sonra yediğimiz iki golle 3-2 kaybettik. Yine de o gun iyi bir performans gosterdiğimi duşunuyorum. İlginctir o sezon uc Fenerbahce macında oynadım. Hatta kupadaki rovanş macında 90 dakika sahada kaldım. Aynı sezonda Genclerbirliği ve Sivasspor karşılaşmalarında da şans buldum. Ertuğrul Sağlam'ın sende onemli bir yeri var sanırım... Elbette... Beni 16 yaşındayken A takıma alan ve oynatan hoca Ertuğrul Sağlam. Hic unutmuyorum, Fenerbahce ile Coca Cola Akademi Ligi'nde oynadığımız macı izlemişti Ertuğrul Hoca. O mac 4-4 bitmiş, ben de bir gol atmıştım. Mactan sonra yanıma gelip "Yarın A takımla idmana cıkacaksın" dedi. Onun bir oyuncuyu sadece antrenmana cıkması icin A takım kadrosuna almayacağını, o oyuncuya mutlaka oynama fırsatı tanıyacağını biliyordum. Nitekim beklediğim gibi de oldu ve Bursaspor gibi buyuk bir takımda oynama fırsatı buldum. Bu yuzden Ertuğrul Hocanın bendeki yeri cok farklı. Ertuğrul Hocanın ardından Hikmet Karaman da sana şans vermeyi surdurdu... Evet... Zaten o sezon iki Fenerbahce kupa macının ardından ligdeki Fenerbahce, Genclerbirliği ve yine kupadaki Sivasspor maclarına Hikmet Karaman doneminde cıkmıştım. Ancak sezon bittikten sonra yaz kampında Hikmet Karaman beni sol bekte kullandı. Daum geldikten sonra yeniden santrfor mevkiine dondum. Daum da ilginc bir şekilde Bursaspor'da genc oyunculara şans veriyor. Hem Enes'i hem de seni gol bolgesinde kullanmaya calışıyor. Daum gercekten de hem taktik bilgisi hem de disipliniyle marka olmuş bir teknik direktor. Genc oyuncuları da cok seviyor. O hafta antrenmanlarda kim iyi calıştıysa, verimli olduysa ona şans veriyor. O goreve geldiğinde zaten A takım kadrosundaydım. Bir sure sonra antrenmanlardaki performansımı beğenmiş olmalı ki bana forma vermeye başladı. Sana şans tanıyan hocalar hangi ozelliklerini beğeniyor? Fizikî acıdan iyi bir oyuncuyum, kuvvetliyim. Hava toplarında etkiliyim. Gol vuruşlarım fena değil ama daha iyi olması icin cok calışıyorum. Kaleciyle karşı karşıya kaldığım pozisyonların ve tek vuruşların uzerinde ozellikle duruyorum. Antrenman bittiğinde Enes'le birlikte sahada kalıyoruz. Hakan abi orta yapıyor, biz de gol vuruşu calışıyoruz. Takımda genc ve tecrubeli oyuncuların ilişkileri nasıl, size kimler destek veriyor, oğrenme surecinize katkı yapıyor? Takımdaki abilerimiz bizi kendilerinden ayırmıyor. Hepsiyle cok yakınız. Kendimizi takımın parcası olarak hissediyoruz. Yerlisiyle, yabancısıyla gercekten de kaynaşmış bir takımız. Tuncay abi, İbrahim abi bize nasihatler veriyor. Dediğim gibi Hakan abi sahada kalıp ozel idman yaparken bizim ricamızı kırmıyor ve gol calışmamızda orta yapıyor. Hem takım arkadaşın hem de forma rekabeti icinde olduğun Enes Unal'ı nasıl bir oyuncu olarak goruyorsun? Bizimkisi tatlı rekabet. Ben oynadığım zaman o bana destek oluyor, o oynadığı zaman da ben ona... Enes'in gol vuruşları cok iyi. Frikikleri harika kullanıyor. Ayrıca cok karakterli bir insan ve yakın gelecekte Turk futbolseverler onu ust duzeyde izlemekten buyuk keyif alacak. Bursasporlu taraftarların genc oyunculara yaklaşımı nasıl, onlarla nasıl diyaloglarınız var? Bursaspor cok buyuk bir camia. Futbolu da iyi biliyorlar. Başka takımlarda hata yapan gencler ıslıklanabilir ama Bursaspor'da genc bir futbolcu oyuna girdiğinde ozel olarak alkışlanıyor, destekleniyor. Eğitim hayatını da surduruyor musun bir yandan? Liseyi bitirdim. Onumuzdeki sene universiteye gitmek ve BESYO'lardan birisinde okumak istiyorum. Okuldaki arkadaşlarınla diyalogların nasıl? Gecen sezon Fenerbahce macında oynayıp okula gittiğinde seni nasıl karşıladılar? Okuldaki sınıfımız tamamen Bursasporlu oyunculardan oluşuyordu. Dolayısıyla onlarla okulun dışında futbol sahasında da beraber olduğumuz icin herhangi bir şey değişmiyordu. Ama hocalarımız bizim başarımızla gurur duyuyordu. Aslında bu soruyu şunun icin sormuştum... Erken yaşlarda Super Lig'de oynadığında, arkadaşlarına karşı tavırlarında bir değişiklik oldu mu? Asla olmadı. Benim futbol dışındaki en yakın arkadaşlarım İzmit'te yaşıyor. Onlarla ilişkimizde de hicbir değişiklik yok. Zaten henuz bir şey başardığımı da duşunmuyorum. Ama başardığım zaman da inşallah değişmeyeceğim. Genc Millî Takımlarda yer almanın sana katkıları neler? Oncelikle buradaki hocalarımızın kalitesinden yararlanıyoruz. Hepsi ust duzey takımlarda oynamış, cok onemli tecrubeler edinmiş eski oyuncular. Bize bu tecrubeleriyle birlikte bilgilerini aktarıyorlar. Diğer yandan cok kaliteli rakiplerle oynuyoruz ve bu da bizim icin onemli bir tecrube. Genc yaşta bu avantajları elde etmenin kariyerim acısından cok onemli olduğunu duşunuyorum. Gelecekle ilgili nasıl hayaller kuruyorsun? Bursaspor'da surekli oynamak, bu takımın unutulmaz oyuncularından biri olmak ve kaptanlık yapmak istiyorum. Millî Takımımızda değişmez oyunculardan birisi olmak ve sonunda da Avrupa'da futbol oynamak diğer hayallerim. Artık Super Lig'de sure almaya başlayan bir oyuncu olarak kendini A Millî Takım'a hangi mesafede goruyorsun? Fiziksel olarak guclu olduğum surece oynayabilirim diye duşunuyorum. Bu konuda kendime guveniyorum. Daha da guclenmek icin surekli calışıyorum. Ozellikle ust kısmımı guclendirmek icin fitness yapıyorum. Zaten tesislerde kaldığım icin surekli calışma fırsatına sahibim. Tesislerde kalmak sıkıcı değil mi? Benim acımdan değil. Orada cok iyi arkadaşlarım var. Enes Unal, Ertuğrul Ersoy, kaleci Okan Kocuk gibi... Onlarla playstation oynuyoruz, bazen birlikte dışarı cıkıp geziyoruz. Dışarı cıktığınızda insanlar sizi tanıyor mu? Genellikle tanıyorlar ama gosterdikleri ilgiden dolayı cok utanıyorum, bana cok garip geliyor. Kaynak:Bursaspor Akademi
__________________
Ucuncu Kuşak "Koylu"
Futbol0 Mesaj
●32 Görüntüleme
- ReadBull.net
- TV, Sinema, Sanat ve Spor
- Spor
- Futbol
- Ucuncu Kuşak "Koylu"