Tatsız başlangıc ve ciddi sorunlar Tatsız başlangıc ve ciddi sorunlar Şampiyonun sezona yenilgiyle başlaması hic gorulmemiş bir durum değil. En belirgin etken, ev sahibinin maca cok daha iyi hazırlanmış olmasıydı. Yukatel Denizlispor adeta Super Lige donuşunu kutlama coşkusu icindeydi. Cim Bom ise bir angaryaya katlanmak zorundaymış gibiydi. Yine de hicbir şey değişmeden Galatasaray macı kazanabilirdi. Karşılaşmanın başında yerden cok zıplayan topun kaleciyi aşması pozisyonunda Diagne uyku halinde olmasa one gecer, penaltıyla da işi noktalayabilirdi. Ancak bunlar Sarı-Kırmızılı takımın hicbir sorunu yok anlamına gelmiyor. Tam tersine takımın en sağlam yeri gibi gorunen savunma gobeğinin nasıl kolaylıkla dağılabildiğini bu macta da gorduk. Luyindama-Marcao ikilisi sanıldığı kadar guclu değil. Ustelik, giriştikleri maceralarla da sorun yaratıyorlar. Kanatlarda Mariano ve Nagatomo da pek parlak bir sezon vadetmiyor. Hazırlık maclarında verdikleri alarm, bu karşılaşmada belirleyici oldu. Onyekuru ve Fernando’nun onemli bir boşluk bıraktığı acık. Kaptan Selcuk’ta bir kıpırdanma goruluyor ama sahada kalma suresinin bu kadar uzun oluşu sıkıntı. Diagne, yarattığı penaltının dışında 70 dakikada topla 3 ya da 4 kez buluşabildi. Pas verilmiyor suclamasının yanında kendisinin oyuna giremeyişi daha belirleyici. Cıkarılması normaldi, yerine Ahmet Calık’ın alınması felaket oldu. O durumda Adem Buyuk cok daha uygun bir tercih olurdu. Selcuk’un atamadığı penaltıda Babel’in cezaalanı cizgisi uzerinde duracak yer sacmalığı yuzunden sarı kart gormesi ve oyunun soğuması yonundeki eleştiriler haklıydı… Seri’nin cıkmasıyla Cim Bom’un ortalan etkinliği neredeyse sıfırlandı. Belhanda cabuk duştu. Kanatlardan hic atak yapılamayışının tam tersi bir durum yaşanması yani rakibin buralarda cok daha etkili oluşu, mac boyu cozum bulunamayan bir sorundu. Fatih Terim’in sahada olmayışı, Falcao beklentisinin bıktırıcı bir hal almış olması gibi sahadışı etkenler de belirleyiciydi. Hatta 5 gun onceki Fiorentina macı fantezisi icin ‘gerekli miydi?’ diye de sorulabilirdi. Diagne’nin toplam maliyetinden daha duşuk bir kadro değeri olan rakip karşısında yaşanan perişanlık uzucuydu. Sanıldığı kadar kolay da telafi edilemeyebilir. Takım yenilgiyi bu kadar kolay kabullendiğinde işin icinden cıkmak cok zorlaşabilir. Kuşkusuz ki Feghouli’nin takıma katılması, Nzonzi gibi gercekten onemli bir adamın ortaalanda yer alacak oluşu onemli. Yani Galatasaray cok kısa surede toparlanıp alışkın olduğu noktada yarışı surdurebilir. Ancak boyledir diye bu yenilgiye sevinmek de gerekmiyor. Yukatel Denizlispor oncelikle hocasını değiştirmemekle cok akıllıca bir iş yapmış. Yucel İldiz maca damgasını vuran adamdı. Galatasaray’ı nasıl yenebileceğini biliyordu ve bunu yaptı. Başta Recep Niyaz olmak uzere butun takım cok iyi oynadı. Ozellikle kanatlardan getirdikleri toplarda hız, denge ve beceri duzeyleri yuksekti. Koşe atışlarından gelen toplarda biraz becerikli olsalar skoru cok daha once elde edebilirlerdi. Golleri sonlarda bulmaları da, boylesine zorlu hava koşullarında onlar lehine yazılabilecek bir başka artı oldu. Ahmet Cakır KAYNAK: İNTERNETHABER __________________