Mahmut Sinan Pala'nın son gunlerin en cok konuşulan konularından 'Scouting' uzerine yazdığı yazı. Messi = Super Lig + 1. Lig Futbolda kırılmadık rekor bırakmayan ve adı gelmiş gecmiş en iyi futbolcular arasında gosterilen Lionel Messi icin Cin’den 5 yıllık 500 milyon USD teklif geldi haberlerinden kısa bir sure once “Super” Lig ve 1. Lig yayın hakları 5 yıllık 500 milyon USD karşılığında Digiturk’e satıldı. En ust seviye 2 ligimizdeki 36 takım, yuzlerce oyuncu ve onları destekleyen milyonlarca taraftarın finansal pazar karşılığı 1 adet Lionel Messi ediyor. Ya da bir başka deyişle, futbolseverler liglerimizdeki tum maclar yerine bir futbolcuyu izlemeyi yeğliyor ki maddi değerler bu şekilde oluşuyor. Van Persie, Quaresma, Sneijder ve daha nice dunya yıldızlarının tercih ettiği, dunyanın takip ettiği maclara sahne olduğu iddia edilen ligimiz nasıl olur da 1 oyuncuya bedel olabilir? İhale sonrası yapılan konuşmaların iceriği ise tam tersine, nasıl olur da 500 milyon dolar etti minvalindeydi. Bir onceki ihale sonrasında gelen yuklu para, yeni yabancı kuralıyla baş edemeyiş ve kuluplerin borc batağına girmesine Aralık 2016 sayısında “Milli Takım Neden Gol Atamıyor?” yazımda yuzeysel olarak değinmiştim. Bircok futbolseverin fazla bulduğu, 1 Messi parasına yayın hakları satılan liglerimizde, bircok kulup gelecek parayı planladı ve hatta kafasında harcadı bile. 3 Temmuz surecinde yıpranan, Passolig ile kemik taraftarı dışlanan, teror ve şiddet olayları yuzunden mac gunu gelirleri iyice duşen kulupler ise “kalıcı” gelir adı altında emlak, arsa, benzinlik, lisanslı urun gibi ekstra gelir kaynaklarına yoneldiler. Halka arz olarak borsaya acılan spor kulupleri, UEFA’dan daha sert yaptırımlar ve hatta cezalarla karşılaşmamak adına sermaye artırımı gibi yontemlerle sıcak para bulmaya yonelse de gunu yakalayabilmek adına taşınmazlarını da satmak zorunda kalacaklar gibi gozukuyor. Hatta alt liglerde borcları kapatabilmek icin kulubun arabalarının satıldığı durumlar bile var. Spor, futbol kulubu isimleri olan kurumlar, ayakta kalabilmek icin kendilerini spordan başka her turlu faaliyetle uğraşır halde buldular. Endustriyel futbolun bizim gibi yonetici, yetkin personel ve kurumsallık boşluğu olan pazarlara attığı en buyuk kazık bu oldu, futbolu unuttuk… Petrol Turizm Emlak İnşaat AŞ yerine işin ozune donup Spor Kulubu sıfatıyla hareket etmenin zamanı geldi de geciyor bile. Oze Donuş Lionel Messi’nin 13 yaşında scout edilerek Barcelona’ya kazandırılması, eğitimi ve gelişimi ile ozel olarak ilgilenilmesi dunya futbolunun en buyuk başarı hikÂyelerinden birisi olarak kabul ediliyor ve bircok spor kulubu tarafından kopyalanmaya ya da uyarlanmaya calışılıyor. La Masia gibi yetiştirici sistemler yerine Dortmund, Porto modelleri finansal getiri ile one cıkıp son zamanlarda ornek olarak sunulsa da yıllara meydan okuyan Ajax, Schalke, River Plate gibi yetiştirici modeller halen başarılı bir şekilde piyasaya oyuncu sağlamaya ve hatta sportif başarı elde etmeye devam etmektedir. River Plate’in lig duşerek yerle bir olmasıyla tetiklenen; her mevkide oze donuş ile başlayan ve kulubun eski kaptanları Başkan Passarella, Futbol Direktoru Francescoli, Teknik Direktor Gallardo ucgeni arasındaki iş birliği ile Libertadores’e uzanan başarı hikÂyesi her yoneticinin incelemesi gereken muazzam bir ornektir. Zaten UEFA’nın uyguladığı Finansal Fair Play de altyapı yatırımlarını haric tutuyor ve oz kaynak oyuncu transfer amortismanında ise 0 maliyet olarak işletiyor. Ozetle mali durumun iyi değilse kendi oyuncu yetiştirmek icin yatırım yap, bu oyuncuların satışından gelir sağla ve tutarsa sportif başarı elde et diyor. Yonetici yapının verdiği teşviklerden yararlanmayıp, yonlendirmelerini dinlememek nasıl ticarette mantıklı değil ise, sporda da değildir. Altyapı’da devrim, taze kan falan tarzında haberler yerel ve ulusal medyada bol bol yayınlanıyor. Altyapı devrimi TFF desteği olmadan yapılması cok zor bir kavga, hatta 2 macta teknik direktoru, yonetimi istifaya cağırabilecek kadar sabırsız basın ve taraftar olduğunu da eklersek maalesef hayal gozukuyor. Taraftar, yıldız istiyor, şohret istiyor bir de ustune başarı istiyor. Bu ortamda uzun vadeli planlarla ilerlemek ve altyapı gibi sabır ve stabilite gerektiren bir yatırımı yapabilmek sadece Altınordu gibi patronu olan takımların hayata gecirmeye calışabileceği vizyon olmaktan ileri gidemiyor. Taban ve genele yayılmadıkca ise bu sistemin kendini dondurebilecek finansal bağımsızlığını elde etmesi cok zor. İngilizler yetiştirici kulup sayısının artması ve onların da finansal olarak desteklenmesi, sonucunda da milli takıma daha iyi oyuncular cıkması icin “Elite Player Performance Plan” oluşturdular. Bizdeki gibi 21 yaşın altında oyuncu oynatınca şu kadar para şeklinde değil, kac tane antrenor olacak, kac saat antrenman olacak, antrenmanların iceriği ne olacağa kadar detaylı bir şartname yayınladılar. Cıkmazdan Cıkabilmek: Scouting! Uzun vadeli altyapı planlamasına karşı camiadan gelen en kısa surede başarı baskısı, camianın yıldız transferi baskısına karşı UEFA’dan gelen mali disiplin baskısı, yayın ihalesinden gelmesi beklenen yuklu parayı gec odeyen yayıncı kuruluş ve bu kaotik yapıya yetkin yonetici ve personel eksikliğini ekleyince, mukemmel fırtına elde etmiş oluyoruz. Turk futbolunun bulunduğu icinden cıkılmaz durumu “geline oyna demişler yerim dar demiş, yer gostermişler yenim dar demiş” atasozumuz cok guzel ozetliyor aslında. Başakşehir, kaotik ortamda namağlup lider durumda olmasına kurumsal ve stabil yapısının etkisi buyuktur. Başakşehir gibi duşuk butcelerle, başarılar yakalayan bir başka kulup ise Osmanlıspor. Osmanlıspor’un durumunda ise ince eleyip, sık dokuyan bir scouting yapısı one cıkıyor. Her futbol kulubunun cok az butceyle hayata gecirebileceği bir proje aslında Scouting. Son zamanlarda ağızlara pelesenk olmuş durumda ama işin ozunde nasıl organize edilmesi, başarı olcumu ya da beklenti yonetimi konusunda bilgi sahibi olmadan adım atan yoneticiler yuzunden, maalesef mundar oldu. İşin ucu burada TFF’ye dokunuyor aslında, antrenor, analist ve scout eğitimleri sıklaşmış olsa da yoneticileri ve personelleri de zorunlu eğitim ve bilgilendirmeden gecirmeleri yararlı olacaktır. Cunku yoneticiler scoutların işleyişi ve beklentileri konusunda dar bilgiye sahipler. Bu hususla alakalı 3F Modeli’ni geliştirdim ve kitap olarak yazmaya başladım, buradan da mujdesini vereyim. Kitabımda cok daha detaylı olarak yer vereceğim Scouting KPI (Key Performance Index) ve yonetimi, scoutların maddi ve manevi olarak motivasyonun sağlanması hususlarında yuzeysel olarak değinmek istiyorum. Scout, kulubunuz icin onemli ve yeri geldiğinde mahrem bilgilere sahip olacak, yeri gelecek kulubunuzu temsil edecek ve onun adına karar alması gerekebilecek noktada birisidir. Bu noktadaki birisine vereceğiniz maaş, onun icin evine goturduğu paradan ziyade ona ne kadar değer verdiğinizin yansımasıdır, bu acıdan bakınca hicbir kalifiye scoutu aylık 2500-3000€ altında istihdam edebilmeyi duşunmeyin. Scout yapılanmasıyla alakalı yapılan başka hatalardan biri ise, scout sayısıdır. Daha cok scout daha cok mac ve oyuncu takibi demek olabilir ama bu kadar scoutun kalitesini kontrol edecek bir ust kurul daha kurmanız gerekeceği icin astarı yuzunden pahalıya mal olacaktır. Zaten scoutlarda onemli olan sayı değil kalitesidir. Daha cok scout demek, kalite kontrol icin daha cok vakit demektir. Bilgi guctur; futbolun bilgisi de scoutların elindedir. Dikkat edilmesi gereken ve scouting departmanının ozune işlenmesi gereken bir diğer konu ise oyuncuların performansı, kariyeri, takıma katkısı, transferi uzerinden scoutları da odullendirmektir. Milyon avroların telaffuz edildiği futbol piyasasında futbol yapılanmanızın merkezindeki kişileri kuru maaşla geciştirmeniz onların yollarda harcadığı saatleri, rapor yazarken sabahlamalarını, ailelerinden uzakta gecirdiği vakte karşı duyduğunuz minnetin karşılığı olarak gorebilirsiniz. İşini severek yapan bir scout, zaten futbolu cok sevdiği icin yapıyordur; ona teşekkurunuzu finansal olarak gosterirseniz kafasında oluşabilecek bircok tilkiye karşı proaktif bir cozum olursunuz. Peki neden scoutlar icin bu kadar derin bir performans kontrol yapısı kurmanız ve onları finansal olarak motive etmeniz gerekiyor diye duşundunuz mu? Turkiye’de her yonetim değiştiğinde icerideki butun oyuncu ve menajer iletişimi portfolyosu cope atılır. İşte bu emek kaybını onlemek ve bilgi dağarcığını uzerine ekleyerek ilerletmek adına, scoutlar kulup icin kurumsal hafızadır. Ekol, model denilen yapılarda temel taşlarındandır. Ozetle, bilgi guctur; futbolun bilgisi de scoutların elindedir. Mahmut Sinan Pala Kaynak: msinanpala.com
__________________
Scouting A. Ş.
Futbol0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- TV, Sinema, Sanat ve Spor
- Spor
- Futbol
- Scouting A. Ş.