Tarhana Corbasının Hikayesi


Devrin sultanı, Ramazan ayında, bir gun tebdil-i kıyafetle şehri dolaşmaya cıkar. Yanında baş veziri vardır. Sultan; Paşa, akşam ezanı kimin kapısının onunde okunursa o evde iftar edelim, der. İftar vakti yaklaşmıştır. Ara sokaklara girerler. Her evin kapısının onunde bir kişi beklemektedir. Bir misafir bulup evlerine iftar icin cağıracaklar. Başkalarına iftar ettirmenin zevkine tadacaklar ve sevabını alacaklar.

Sultan ve veziri kendilerini tanıtmadan, herkese selam vererek giderler. İftar topu atılıp akşam ezanı okunmaya başladığında, fakir ama gonlu zengin bir Muslumanın evinin onundedirler. Zaten ev sahibi de iftara birilerini cağırabilmek icin orada beklemektedir. Sofra hazırlanmış. Sıcacık taze ekmek, tuz ve mis gibi tuten bir corba vardır. Tuzla iftarlarını acarlar, ekmek ve corba ile karınlarını doyururlar. Corba, sultanın cok hoşuna gitmiştir. Ev sahibine; “Bu corba cok hoşuma gitti. Ne corbasıdır bu?” diye sorar. Cok zeki ve ferasetli olan ev sahibi; “Darhane corbasıdır, sultanım” diye cevap verir.

Darhane, Anadolu insanının dilinde “tarhana” olarak yerini alır. Bazı yerlerde ise daha da kısaltılarak “tarana” olarak kullanılır.




Koyde Tarhana Yapan Kadınlar

Tarhana kışlık yiyeceklerin başında gelir. Yorelere gore hazırlanması ufak-tefek farklılık gosterir.

Tarhana yapımı uzun bir zamanı icine alır. Tufranlarda (yayık) yağı ayrılıp alınan ayranlar buyuk kuplere konulur. Ayranın suyu uste cıktıkca suzulur. Geriye tortusu kalır. Ayranın bu tortusuna “dorak” denilir. Dorak butun bir yaz boyunca biriktirilir. Bozulmaması icin de tuzlanır. Biriktirilen bu dorak, el değirmenlerinde yapılan “yarma” ile buyuk kazanlarda kaynatılır. Ancak, hem dorağın tuzunu ayarlamak hem de lezzetini arttırmak icin icine yağlı yoğurt katılır. Kaynatma işi belirli bir kıvama gelinceye kadar devam eder. Tarhana olduğu kanaatine varılınca ocaktan indirilir.

Tarhana piştikten sonra yapılacak ilk iş bellidir. Yayvan tabaklara, mertabanıya veya kucuk tepsilere konulan tarhananın uzerine kızartılmış mis gibi sadeyağ dokulur. Hısım-akraba, konu-komşuya dağıtılır. Ev halkının o anki yemeği de sadeyağlı tarhanadır.

Pişen tarhana soğumaya bırakılır. Genellikle sabahın ilk saatlerinde kurutulması icin serilen, zegerek copu veya cavdar sapından ibaret olan tarhana sergileri serilir. İyice kurutulduktan sonra toplanıp sepetlere yerleştirilir.

Yorelere gore tarhananın yapımında olduğu gibi, tuketiminde de farklılıklar gorulur.
__________________