Bursaspor Kulubu Başkanı Ali Ay'ı bu sefer ailesi Bursaspor Dergisi'ne anlattı. Eşi onu “Cok calışkan, işine ve Bursaspor’a aşık, zor işlerin adamı”, buyuk oğlu, “Adaletli” gelini ise “Merhametli” olarak tanımlıyor… Evet, Bu kez konuğumuz Başkanımız Ali Ay değil, ailesiydi… Değerli eşi Hediye hanımdan, buyuk oğlu Mustafa Ay ve gelini Didem hanımdan dinledik onu… Ama son sozu yine kendisine verdik… 100. sayımıza ozel, evinin kapılarını dergimize acan başkanımız Ali Ay ve ailesini farklı bir pencereden konuk ediyoruz bu kez sayfalarımıza… Eşiyle nasıl tanıştılar? Nasıl bir eş? Nasıl bir baba? Nasıl bir dede? Yoğun iş hayatı ve Bursaspor dışında neler yapar? Bursaspor Kulubu Başkanı olduktan sonra hayatlarında ne değişti? Maclardan sonra evde nasıl bir hava esiyor? Torunu Ali Ay’ın doğumuyla nasıl bir adama donuştu? İşte tum bu soruların ve daha fazlasının cevabı, Ay ailesi ile gercekleştirdiğimiz keyifli ve samimi sohbette gizli… Gelin başkanımızı cok değer verdiği ailesinden dinleyelim… Hediye hanım Ali beyle nasıl tanıştınız? Biz Ali beyle Almanya’da universite okurken tanıştık. Benden 1 sınıf ondeydi. Arkadaş grubumuz tanıştırdı. İkimiz de Bursalıyız… Ancak o tanışıklık orada kaldı. Birbirimizin ismini bile unuttuk. Sonra aylar gecti, muşterek hocalarımız var, muşterek kullanılan derslikler var ama aynı saatte değil. Oyle olunca yakın temasımız olmuyor. Kimya departmanındaydık. Bir akşam birlikte cay ictik, sonra bana “Buradan diskoya gideceğiz. Hadi sen de gel…” dedi. Ben gitmedim tabi… Orada puan kazanmışım (guluyor). Sonra evde babama ve anneme, Kimya bolumunden boyle boyle biri var diye anlattı. Babam da diyor ki “Kızım Kimya bolumunden Ali’yi cağır. Senin sevdiğini biz de sevelim…” Yıl 1981… Ali Bey geldi, annem ve babam capraz ateşe tuttu bir guzel. 5. kuşaktan akraba olduğumuz ortaya cıktı. Hakikaten cok enteresan, Almanya’ya git, Bursalı birini bul. Ali Bey liseyi Bursa’da bitirmiş. Almanya’ya gelmiş,. universite ve yuksek oğrenim icin. Ben ilkokulu Bursa’da Hamzabey’de bitirdim, ailecek goctuk babamın işleri nedeniyle. Burada bir takım vergi borclarını muhasebecisi odemesi gerekiyorken odemiyor, babamın karşısına dağ gibi bir borc cıkıyor. Almanya’ya gocumuz oyle oluyor. Once kendisi gidiyor, 8 ay sonra da bizi alıyor yanına. Babamın şanssızlığı bizim şansımız oluyor adeta. Kardeşim cok başarı bir Nefrolog oldu. Ben de yuksek oğrenimimi tamamladım. Bizim universite cağımızda Turkiye cok kotu durumdaydı. Sağ-sol davaları vardı. Bu olaylar yuzunden annem ve babam beni universiteye muhtemelen gondermezdi. Okuyamazdım. Onun icin babamın şanssızlığı bize şans olarak geldi diyorum. Babam bize cok değer verirdi, hoş gorusu, demokrasisi vardır. Bizi hep soz sahibi kaldı. Eşit gordu, arkadaş oldu. Tam sigaraya merak salınan yaşlarda karşımıza gecti, “Gelin cocuklar sizinle bir şey konacağım” dedi. Gectik karşısına, “Bakın, eğer sigara icmeye niyetliyseniz, beraber icelim. Gizli saklı yapmayın bu işi” dedi. Ben de kardeşim de sigara kullanmıyoruz halbuki... İşte boyle bir adam babam… Kac yılında evlendiniz? Biz tatilde evlendik… İkimiz de oğrenciydik. Ben 2 yıl daha okudum. Master programı dahilinde. Ali Bey de 1 yıl sonra bitirdi ama beni beklerken 2. master’ini yaptı. İkimiz de talebeydik yani… Ne cesaret değil mi? Hayatı paylaşacağınız eşinizin geleceğini on gormeden kalkışıyorsunuz, aşk işte… Başka bir şely değil… Ve ben onun peşinden Turkiye’ye geldim. Ben 11 yaşında Almanya’ya gittim. 24 yaşında geri dondum. Eşim deseydi “Amerika’ya gidiyorum” giderdim… Ali Bey’in ailesi hep Turkiye’de idi… Kayınvalidemin en buyuk korkusu bir Alman kızına Ali’yi kaptırmakmış (guluyor). Cok buyuk mutluluğu oldu bizim evliliğimiz onun icin de… Ali Bey nasıl bir eştir? Biz asla cok yuksek sesle bir şeyi tartışmayız… Asla… Kavga duyamazsınız… Ali bey bir şeyi kurar, takılır, patır patır soyler, anlatır… Bende sıfır reaksiyon… Hic tepki vermem. Kavga edemem cunku oyle bir karakterim var. Herhangi bir konuda ters duştuğumuz cok nadirdir. Ters duştuğumuzde de karşılıklı tepkileşmeyiz, hic… Birkac gun sakinleşmeyi beklerim. Haklıyı, haksızı ortaya koyar meseleyi hallederiz… Evliliklerde iki baş olmaz. Ben ruhen daha ılımlıyım… İyi polisim… Aslında Ali Bey de iyi polistir. Dışı cok sert gozukur. Ama cok yufka yureklidir. Duygusal bir haber ya da film izlesin, hungur hungur ağlar… (Bu arada konuya gelini Didem Hanım mudahil oluyor ve Hediye Hanımı şu sozlerle destekliyor: Tanıdığım en merhametli insan) Mesela en sevdiği yemek nedir? Mutfakta size yardımcı olur mu? Size bir anımı anlatayım. Almanya’dayız… Ali Bey ile daha yeni yeni goruşuyoruz. Ali Bey bir oğrenci yurdunda kalıyor o aralar… Orta okuldan beri arkadaşı olan Fikri Bey ile yan yana odalarda kalıyorlar, ancak buzdolapları ortak. Dolabın icinde bir tane tavuk var, dolabın uzerinde de ekmek ve zeytin var. Tavuğu pişirip yemiyorlar, zeytin ekmekle besleniyorlar. Boyle bir şey var mı? (guluyor). Yani mutfak ile alakası hic yok. Yemek ayırmaz. Her yemeği yer. Bir de cok guzel cay demler… Bana da ikram eder… Bu benim icin muthiş guzel bir şey… Benim yemek ile aram cok iyidir. Salcamı kendim yaparım, baklavamı kendim yaparım. (Didem hanım, bir kez daha katkı koyuyor sohbete: Tarhanamız, salcalarımız annemdendir). Bir tatil gununu nasıl gecirirsiniz? Birlikte neler yapmaktan hoşlanırsınız? Tatil gunumuz var mı ki? Oturup ayaklarımı uzatmayı bilmeyen bir insanım. Kendimden şikayetciyim bu yuzden. Hic durmuyorum. Ya seramik yapıyorum, ya bahce ile ilgileniyorum, ya hayvanlarla ilgileniyorum. Yıl 2006. Ayağım kırıldı. İşte o zaman 3 yıl durdum. Munih’te de 3 kaburgam kırıldı. Narkoz ile 3 gun uyuttular. Şimdi artık tatil yapacağım diyorum. Onu da dahil edeceğim. Turkiye Yardımseverler Derneği ile dunya capında geziler yapıyorum. Yılda birkac kez davet ediyorlar. Bana da uyarsa 4-5 gunluğune gidiyorum. Ali Bey uygunsa katılıyor. O calışmaya aşık bir insan. Onun en buyuk hobisi işi… Ama şuanda en buyuk işi Bursaspor… Bursaspor başkanı olduktan sonra hayatınızda neler değişti? Ali Bey’i gormuyorum (guluyor). Net… Hayatımda bir şey değişmedi. Sadece Ali Bey’i az goruyorum. Siz de sık sık maclara gidiyorsunuz. Hatta Avusturya kampına da gittiniz. Kritik yaptığınız oluyor mu? Benim futbolla alakam hic yok. Gercekten bilmiyorum. Oğrenmeye calışıyorum. Ama gol atamayınca cok uzuluyorum. Ali Bey’e eleştiri yapıyor musunuz? Tabii… Koşmayanları soyluyorum. Şu numara bu macta hic iyi oynamadı diyorum (guluyor). Bir tek Deniz Yılmaz’ı tanıyorum. Eşi ile tanışmıştım. O da Alman. Hamileydi. Herhangi bir yardımım dokunur belki diye tanışmıştık. Cok şeker bir cocuk. O da gurbetci. Hayata nasıl baktığını anlayabiliyorum. Kaybettiğimiz maclardan sonra evde bir gerilim havası oluyor mu? Hic… O yuzden benim cephemde bir şey değişmedi diyorum. Negatif bir şey taşımadı eve… Ama biz Ali Bey ile aynı işi paylaşıyoruz fabrikada. İlay Tekstil’de ben konfeksiyon departmanından sorumluyum. Ben de işciyim yani (guluyor). Ali Bey ile beraber kurduk İlay Tekstil’i… Hep aktif gorev aldım. 2006’da ayağımı kırdıktan sonra zaman zaman uzak kaldım. Son 2 yıldır biraz frene bastım. Ama fabrikada cok guzel bir seramik duvar yaptım. 3,60’a 2,70 genişliğinde. Bursa’yı nakşettim. Bize gelen muşteriler yabancı kokenli. Bursa’yı tanımıyorlar. Bursa’yı bir şekilde anlatmam gerekiyordu. Ulucami’siyle, Yeşil Turbesi’yle, Muradiye Kulliyesiyle, Karagoz’uyle… Doğudan batıya Bursa var… 1,5 ay adeta orada yattık Veteriner Hekim Gul Arslan ile birlikte… Ben yuksek tasarımcıyım. Derslerimden bir tanesiydi. İlay’ın yeni binasını yaptık. Orada da cam fuzyon yaptık. Konfeksiyonu oraya yerleştirdim. Cok guzel oldu. Ali Bey’i gorememekten yakınmıştınız. Peki yoğunluktan şikayet ettiğiniz oldu mu? Hic… Olmam. O en baştan benimle konuştu. -Ben bu işe niyet ettim- dedi. Etrafından cok baskı vardı. –Yapmamı istiyorlar, ben de kendime guveniyorum. Cok da mutlu olacağımı duşunuyorum. Ama cok uzak kalacağız, birbirimizi goremeyeceğiz. Bir suru gezi olacak. Bunu onaylarsan ben bu işe gireceğim- dedi. Bunu bilerekten girince işin icine sorun olmadı. Şikayet edecek bir durum olmadı. Herkes hayalini gercekleştiriyor, oyle değil mi? Ben seramik ile evle her şey ile mutlu olmaya calışıyorum, onun yokluğunu kapatmaya calışıyorum. Daha uretken oluyorum. O da mutlu. Zaten o zor işlerin adamıdır. Korkusuzdur, muthiş bir girişimcidir. Biz tekstil sektorunde de zaman zaman dar boğazlar yaşadık. Kotu gunler gecirdik. Ben cok iyi hatırlıyorum, oturup ağlardım. Biz hep deli gibi calıştık, nasıl oluyor da bu sıkıntılı zamanı geciriyoruz. Turkiye değil sadece Dunya krizde. Cark donmuyor. Ama bizim muşterimiz var, cark donmesi lazım. Durmadık hic. Ama niye o gunleri gecirdik? Alın teri ile kazanıyoruz, cok calışıyoruz. O zamanlarda bile elemanlarımız bizimle yan yanaydı, el ele tutuştuk. Ne kadar guzel bir şey… Şunu soyluyorum hep, biz kocaman bir zincirin halkalarıyız. İş veren de işci de… Eğer temizlikci olmasa her tarafı pislik goturur. Ne kadar kıymetli bir insan duşunebiliyor musunuz? Benim modelistim de kıymetli, hizmetli personelim de… Ben işin direk mutfağındayım. İhracat yaptım, hic ic piyasa yapmadım. Bir kadın olarak mac izlemekten keyif alıyor musunuz? Statta izlemeyi evet, ama TV karşısında pek değil… Stadyumda diğer yoneticilerimizin eşleriyle birlikte izliyorsunuz genelde. Kritik yaptığınız oluyor mu? Tabii… ‘Ahh nasıl kacırdı’ gibi tepkiler veriyoruz (guluyor). Hic kural oğrendiniz mi? Mesela ofsayt kuralından kadınların anlamadığı konuşulur ve esprilere konu olur ya hani… Yok… Enteresan yanı benim annem cok iyi bir futbol izleyicisidir. Babamla birlikte karşılıklı tavla oynarlar. Benim hic ilgim yokmuş demek… Ali Bey cok iyi tavlacıdır. Cok iyi oynar. Başkanlık surecinde unutamadığınız anılar var mı? Secim gunu buz gibi soğuk bir hava vardı. Ben aldım elime kağıdı TV başında, her kutu acıldığında not aldım (guluyor). İlk sandık acıldı cok kotu gidiyordu. Eyvah, eyvah dedim. Ondan sonra koptu tabii. Benim oraya gitmemi istemediler. Belki tatsızlıklar yaşanır diye… Sonra kucuk oğlum Burak aradı. Secim bittikten sonra, o surec boyunca calışmalarını yuruttukleri otele geciyorlarmış. Ben de gittim. Saat 02.00 gibiydi. Yerler buz, taksiye biner değil mi insan? Oyle bir sevinc yaşamışım ki atladım arabaya kendim gittim. Oyle bir heyecan, oyle bir sevinc… Son olarak Bursaspor’dan bu sezon beklentileriniz ne diye sorsam? Ali Bey mutlu olsun… O’nun beklentileri yerine gelsin, hedefleri gercekleşsin. İnşallah şampiyon olsun Bursaspor… DİDEM AY Ali Bey nasıl bir babadır? Hatta nasıl bir kayınpederdir diye sormam daha doğru olacak sanırım… Onu hic kayınpeder gibi gormedim. Nişanlandığımız ilk gunden beri hep bir baba şefkati ile yaklaştı bana. Bu ailede kızın olmaması benim icin avantaj oldu sanırım. İki erkeğin ustune ben geldim. Annemin de bir kız evlada ihtiyacı vardı ev icerisinde. Birbirimize cok guzel destek oluyoruz. Bir alt sokakta oturuyoruz biz de… Cok sık goruşuyoruz. İki gun goruşmediğimizde babam arayıp bozuk atıyor. Allah bozmasın. Babam anlatılabilecek bir insan değil. Dışarıdan ben de ilk başka korku ile yaklaşmıştım. Sinirli, sert mizaclı gibiydi. Eşim de oyle gozukur. Ama ici cok başka bir insan... Cok merhametli, insanları cok seven, herkese cok değer veren, insan olduğu icin insana değer veren birisi. Bu devirde bu meziyeti bulmak cok zor... İnsanların menfaat, cıkar ilişkileri olduğu icin babam kimsenin statusune bakmaz. Eşit yaklaşır. Bu beni cok etkileyen bir davranıştı. Oğlumun ismini Ali koymamız zaten bir gelenek bizde. 8 kuşaktır Ali, Mustafa şeklinde gidiyor. Şu anda yaşayan 2 Ali Ay, 2 Mustafa Ay var mesela. Bu geleneğin dışında, babamın karakterini cok fazla sevdiğim icin, oğlumun da onun karakterine sahip olmasını istediğimden hic duşunmeden, tereddutsuz “Evet Ali koyalım” dedim. Dede-torun ilişkisi sanırım cok farklı bir boyutta yaşanıyor… Evet inanılmaz bir ilişkileri var. Evin icine mutlulukla geldi. Babama da ozellikleri benziyor zaten. MUSTAFA AY Ali Ay size gore nasıl bir babadır? Ali Ay ailesine cok bağlı bir babadır. İşine ve Bursaspor’a cok bağlı bir babadır. Genel anlamda bir şeye odaklandığında son noktaya kadar gitmeyi seven bir babadır. Adaletlidir. Adil davranır. Bizleri de oyle yetiştirdi. Dedem de kendisini oyle yetiştirmiş. En onemlisi aile icindeki otoritedir. Ama tabi dede olduktan sonra bambaşka birisi oldu. Bursaspor başkanlığı surecinde neler yaşadınız? Bu donemde “Keşke bu işe girmeseydi” ya da “İyi ki Bursaspor başkanı oldu” dediğiniz anlar oldu mu? İyi ki girmiş dedim. Bizim ilk şirketimiz Altıparmak’ta idi. Stada cok yakındı. Biz tezahuratlarla sloganlarla buyuduk. Gencliğinden beridir babamın hayaliydi. Tutkuyla bağlı olduğu takımın başına gecmek, onu idare etmek… İyi ki de girmiş, sonuna kadar da arkasındayız. BAŞKANA TEK CEVAPLIK SORULAR BURSASPOR: İkinci aşkım ŞAMPİYONLUK: Hedefim BORC: Savaşım BANKA: Allah kurtarsın KREDİ: İhtiyac halinde PARA: Gerekli KOMBİNE: 40 Bin TİMSAH ARENA: En guzel stat TARAFTAR: Her şeyimiz TİMSAH YURUYUŞU: Musisi FORMA: Onur BAŞKANLIK: Cok zor AVRUPA: Final AİLE: Olmazsa olmazım TORUN: Fındık ici VAZGECEMEDİĞİNİZ 3 ŞEY: Ailem, işim, Bursaspor Bursasporluyuz.org
__________________
O Bursaspor’a aşık, zor işlerin adamı
Futbol0 Mesaj
●15 Görüntüleme
- ReadBull.net
- TV, Sinema, Sanat ve Spor
- Spor
- Futbol
- O Bursaspor’a aşık, zor işlerin adamı