1. Size alerjileri olabilir.


Kediniz sıklıkla oksuruyor mu? Suclusu siz olabilirsiniz. 2005 yılında yapılan bir araştırmada 200 kediden birinde gorulen kedi astımı, insanların yaşantıları yuzunden artış gostermekte. Kediler sıklıkla kapalı kapılar ardında tutulduğu icin sigara, ev tozu, kepek, polen ve bazı tur kedi kumlarından etkilenmekte, bunlar da kedilerin solunum yollarında iltihaplara yol acmaktadır.

2. Kedi nanesinden her zaman etkilenmezler.


Aslında kedilerin sadece yarısı bundan etkilenirler. Latince ismi Nepeta cataria olan kedi nanesinden etkilenme kalıtımsaldır. Atalarından birisi kedi nanesine hassas olan kedilerin de hassas olma ihtimali %50, eğer iki atası da etkileniyorsa doğacak yavrunun da etkilenme ihtimali %75’tir.

3. Kediler aslında kopeklerle yaşayabilir.


Kediler aslında kopeklerle yaşayabilir.
Dilimize yerleşmiş ‘kedi kopek dalaşı’ gibi deyimleri unutun. Tel Aviv Universitesi’nde 2008 yalında yapılan bir araştırmada 6 aylık kediler ve 1 yaşındaki kopekler aynı ortama konulmuştur ve beraber yaşadıkları gozlemlenmiştir.

4. Okuduğunuz şeylere inat, kedinizi sevmek onun hoşuna gidecektir.


Okuduğunuz şeylere inat, kedinizi sevmek onun hoşuna gidecektir.
Kediler hakkında yapılan araştırmalarda kedilerin okşandıkca daha sinirli olduklarını okumuş olabilirsiniz. Fakat Viyana Universitesi’nde yapılan bir araştırmaya gore aslında kediler okşanmaktan hoşlanırlar. Sadece bazıları gercekten bunu sevmezler fakat yine de okşanmalarına izin verirler.

5. Mekan paylaşımlarını stratejik yaparlar.


Evcil kedilerin bunu yaptıklarını biliyoruz ama vahşi kedilerin bilmediğimiz cok daha fazla ozellikleri var. 2013 yılında yapılan bir araştırmada 50 kediye GPS izleyici ve takip kameraları takılmış ve kedilerin kavga etmeyi onlemek icin bizdeki devre mulk sistemine benzer bir sistem kurdukları gozlemlenmiştir.

6. Bir kedinin beyni kopeğinkinden daha karmaşıktır.


Bir kedinin beyni kopeğinkinden daha karmaşıktır.
Tabi ki ikisinin de beyinleri cok ufak, vucut ağırlıklarının sadece %0,9’u kadardır. Fakat Psychology Today’in acıklamasına gore kedilerin beyin yuzeyleri insanlarınkine %90 oranla benzermiş. Kedilerde beynin kavramsal bilgi işlem kısmı kopeklere oranla daha gelişmiştir; bir kedide 300 milyon noron bulunurken kopeklerde bu sayı 160 milyondur.

7. Doğru koşullar altında kısa sureli hafızaları oldukca iyidir.


Doğru koşullar altında kısa sureli hafızaları oldukca iyidir.
Kısa sureli hafızadaki bilgiler genellikle bir dakika icinde unutulur fakat 2007 yılında yapılan bir araştırmada kedilerde bu surenin 10 dakikaya kadar cıktığını gozlemlemiştir. Bunu yaparken kedilerin bir engelle sadece on ayaklarının uzerinde durması sağlanmıştır. Engel ortadan kaldırıldıktan sonra kediye dikkati dağılması icin mama verilmiş fakat kedi 10 dakika boyunca sanki engel yine oradaymış gibi on ayaklarının uzerinde durmuştur.

Fakat aynı kediler engeli gorduklerinde ve engel ortadan kaldırıldığında engeli hatırlayamadılar, gorsel hafızaları cok da kuvvetli değilmiş. Sadece birkac saniye akıllarında tutabildiler.

8. Yabani kediler ev kedilerinden daha uzaklara gidebilirler.


Yabani kediler ev kedilerinden daha uzaklara gidebilirler.
İki yıl boyunca izlenen 42 kedi uzerinde yapılan araştırmalara gore yabani kediler ozgur ev kedilerine oranla daha cok gezerler. Kırma ırktan olan bir erkek kedi yaklaşık beş bucuk milyon metre kare alanda gezindi. Ev kedilerindeyse rekor 20 bin metre karede kaldı.

Aynı araştırmaya gore vahşi kediler ev kedilerinden cok daha aktif. Ev kedilerinin %97’si uyumayı ve duşuk enerjili işler yapmayı tercih ederken sadece %3’luk bir kısmı yurumek kovalamak gibi işler yapmayı tercih etti. Vahşi kedilerdeyse bu oran %14. Sebebi olaraksa sahipsiz kedilerin hayatta kalmak icin yiyecek bulma, vucut ısısını yukseltmek zorunda olma gibi durtuleri gosteriliyor.

9. Bazı hastalıkları bizlere cok benzer.


Bazı hastalıkları bizlere cok benzer.
Kediler 250’den fazla kalıtımsal hastalığa yatkındır ve bunların coğu insan hastalıklarına benzerdir. DNA’daki genetik bozukluklar kedilerde ‘Retinis Pigmentosa’ isimli kalıtımsal hastalığa neden olabilir, bu hastalığa yakalanma oranı insanlarda da 3500 kişide birdir. Ayrıca bizdeki HIV virusune benzer FIV virusu de kedilerin DNA’larında nesilden nesle aktarılmaktadır.

10. Kediler ilk olarak Cin’de evcilleştirildiler.


Kediler ilk olarak Cin’de evcilleştirildiler.
Bilim adamların kedilerin ilk feda yaklaşık 4000 yıl once Antik Mısır’da evcilleştirildiğini duşunuyorlardı fakat 2013 yılında yapılan yeni bir araştırma yaklaşık 5300 yıl once Cin’de evcil kedilerin varlığının izini buldu. Araştırmaya gore kediler tarım yapılan ve depolanan yerlerdeki kemirgenleri cekici buldular. Bu da insanların işlerine yaradı, kediler fareleri temizliyordu, boylelikle hem kedi karnını doyurmuş oluyordu hem de tahıllar kemirgenler tarafından yenmiyordu. Tamamen bir evcilleştirme olmasa da kedilerle insanlar arasında karşılıklı cıkar ilişkisi eskiden beri vardı.

11. Benekler genler tarafından belirlenir.


Benekler genler tarafından belirlenir.
Bilim insanları kedilerdeki beneklerin nasıl oluştuklarını yakın zamana kadar bilmiyorlardı. 2012 yılında yapılan bir araştırma ise bunu sebebinin Taqpep adlı gen olduğunu ortaya cıkardı. Benekli kediler genlerinde mutasyonun kopyalarını taşırken cizgili kedilerde bu yoktu. Aynı araştırma sonucunda desenli cizgilerin de Edb3 adlı başka bir genden kaynaklandığı anlaşıldı. Daha sonra bu bilgiler birleştirilerek kedi desenlerinin şeklinin Taqpep geni, koyuluğununsa Edb3 geni tarafından belirlendiği anlaşılmıştır.

12. Sadece mutlu olduklarında mırmırlanmazlar.


Kediler tabi ki memnun olduklarında mırıldanırlar fakat doğum yaparken, hasta olduğunda, yavrusunu emzirirken, yaralandığında ya da stresli olduklarında da mırıldanırlar. Bilim adamları bunu sebebinin ne olduğundan emin değiller fakat bazı tahminler yurutmektedirler. Kediler nefes alıp verirken duzenli olarak 25 ve 150 Hertz arasında sesler cıkarırlar. Araştırmalara gore bu sesler kemik yoğunluğunu artıyor ve iyileşmeyi hızlandırıyor. Kediler uyku ve dinlenme gibi uzun sureli aralarda enerjilerini topladıkları icin mırıldanarak enerji harcamadan kaslarını dinlendirebilir ve kemiklerini guclendirebilirler. Ayrıca mırıltı, daha cok kopeklerde gorulen kalca cıkıklığı gibi hastalıklarda acıyı azaltmaya yardımcı olabilir. Dolayısıyla kediler kendilerini iyileştirmek ve iletişim kurmak icin mırmırlanırlar desek yanlış olmaz.

13. Gercekten tatlı şeyleri yiyemezler.


Gercekten tatlı şeyleri yiyemezler.
Kediler tatlı şeyleri sevmezler cunku genlerinde tat almaclarının ‘tatlı’ kısmı yoktur. Şoyle ki bu almaclar T1R2 ve T1R3 protein alt birimlerini icerir. Fakat kedi, cita ve kaplanlarda T1R2 geni yoktur, bu yuzden tatlı yiyemezler, yeseler de tadını alamazlar.

14. Gunluk alışkanlıklarını değiştirirseniz hasta numarası yapabilir.


Gunluk alışkanlıklarını değiştirirseniz hasta numarası yapabilir.
Sağlıklı kedilerde bile kumunun dışına dışkı yapma, kusma ve iştahsızlık gibi hastalık belirtileri gorulebilir. 2011’de yapılan bir araştırmada gunluk alışkanlıkları değişen sağlıklı kedilerin bu şekilde tepki verdikleri gozlemlenmiştir.

15. Lıkır lıkır icip cenelerini ıslatmazlar.


Kopeklerin aksine kediler dillerini bir kepce gibi suyun icine daldıramazlar. Bunun yerine sadece ust kısmı suya temas eder. MIT News’e gore dillerinin yumuşak ucu suya hafifce dokunur ve dilini iceri ceker. Ardından kedi ağzını kapatır ve boylelikle cenesi ıslanmaz. Sıvı adezyonu sıvının diline yapışmasını sağlar ve kedi, dilini o kadar hızlı geri ceker ki eylemsizlik yercekimi kuvvetine ustun gelir ve kedi ağzını kapattığında sıvı dışarı sıcramaz.

16. İstediklerini elde etmeyi cok iyi bilirler.


İstediklerini elde etmeyi cok iyi bilirler.
2009’da yapılan bir araştırmada bunu bebeklerin ağlamasını taklit ederek yaptıkları ortaya cıkmıştır. Yiyecek isteyen kediler 220 ile 520 Hertz aralığında ağlar ya da miyavlar. Bebekler de genellikle 300-600 Hertz aralığında ağlar, insanların bu sesi gormezden gelmesi olası değildir.

İstediğini yaptırmanın kediler icin bir başka yolu da yururken sahiplerinin bacaklarının arasında dolanmaktır. Aslında kedilerin doğasında bu yoktur, insan davranışlarından ve hareketlerinden oğrenirler. Bunu yaptım şimdi de bana yemek verecekler diye duşunurler. Dolanma hareketi heyecan olarak başlar, yemek yemek uzereyim diye duşunurler.

17. Bilgisayarlar bile kedileri sever.


Bilgisayarlar bile kedileri sever.
Kediler bilgisayarların uzerinde oturmayı severler, bilgisayarlar sıcacık oldukları icin. Ama bilgisayarlar da kedileri sever! Google’ın 16 bin işlemcili yapay beyni internetten ne isterse oğrenebiliyor ve kedileri cok seviyor.

18. Suyu patileriyle icmelerinin bir sebebi vardır.


Buna basitce, bir tercih diyebiliriz. Fakat bazı kedilerin su kabının şeklini beğenmediği zaman diliyle icmek yerine patilerini emerek icmeyi tercih ettikleri gozlemlenmiştir. Ayrıca kediler bir şeyler yiyip icerken bıyıkları etrafında baskı olmasını istemezler. Ya da bu durum su seviyesinin kedinin istediğinden daha duşuk olmasından da kaynaklanabilir. Tabi bunun cok basit bir sebebi de olabilir; belki de suyun yaptığı dalgacıklar kedinin cok hoşuna gidiyordur…

19. Erkeklerinin penisleri dikenlidir!


Erkeklerinin penisleri dikenlidir!
Aslında eskiden insanların da oyleydi. Bilim insanları kedilerin neden dışa donuk 120 tane iğnesi olduğunu tam olarak bilmiyor. Teorilere gore yumurtlamayı hızlandırabilir, erkeğin daha cok zevk almasını sağlayabilir, gen aktarımını sağlayabilir, cinsel birliktelik boyunca penisi iceride tutabilir…

20. Kediler vakitlerinin coğunu bakım icin ayırır.


Kediler vakitlerinin coğunu bakım icin ayırır.
Belki cok şaşırtıcı değil ama Cornell Universitesi’nde yapılan bir araştırmaya gore kediler zamanlarının %30 ile 50 arasını kendilerini temizlemek icin harcıyorlar.

Kendini temizlemenin bircok yararlı yanı vardır; kendini serinletir, rahatlatır, kan dolaşımını rahatlatır ve avcı hayvanların dikkatlerini cekecek kokulardan kurtulur. Bazen kediniz sizi bile yalayabilir, bu onun sizi ailesinin bir parcası olarak gorduğunun işaretidir. Tadını cıkarın!

'dan alıntıdır.

__________________