Kedilerin davranış problemlerini cozmek icin, strese neden olan faktorleri irdelemekte fayda vardır. Nedenlerini bildiğimiz surece stresi azaltmamız da mumkun. Aslında bircok kedi davranış problemlerinin altında yatan en buyuk neden strestir. Tahrip edici tırmalama, aşırı temizlenme, aşırı ses cıkarma, saldırganlık ya da diğer rahatsız edici davranışlarda bulunurlar. Kediler kendini tehdit altında hissettiklerinde, dort ana savunma stratejisi uygularlar:

Ucuş (Tehdit yuzunden ortaya cıkan yoksunluk sendromu)
Dovuş (Defansif saldırganlık)
Donuş (Hala dikkat cekmemek icin comelme ve uzanma)
Yatıştırma (Saldırganlığa aktif gonderme yapma)

Kopeklerin aksine kediler, nadiren de olsa yatıştırma stratejisini uygular. Uzun sureli anksiyete reaksiyonları, ucuş, dovuş, donuş ve yatıştırma stratejileriyle kontrol altına alınamayan tehditler tarafından yaygın bir şekilde provoke edilir.

Coğu zaman kedilerdeki strese neden olan şeylerle bizimkileri ilişkilendirmek zordur. Proje teslim tarihleri, mızmız patronlar, aşırı calışmak ve bilgisayar cokmeleri gibi kaygılar kedilerinkiyle benzerlik gostermez. Kedilerin stres olduğu konulardan bazıları ise: Dışarıda gordukleri başka bir hayvan (bolgesel işgal), ortamdaki değişiklik (orneğin yeni mobilya, yeni ev, yeni tuvalet kabı), gunluk rutindeki değişim, garip kokular (mesela aile uyelerinin uzerindeki başka kedi veya kopeğe ait kokular), yuksek sesler, kirli tuvalet kabı, sahibinin kızgın ya da duşmanca davranışı, aşırı kalabalık, yeni aile uyeleri (insan ya da başka bir evcil hayvan), aile uyelerinin eksikliği vb. Hatta hic değişmeyen bir ortamda yaşamanın verdiği sıkıntı bile zeki ve hassas dostlarımız icin bir stres faktoru olabilir.

Veterinerler ve hayvan bilimcileri, “stres” terimini, hayvanların tehdit iceren bir şey algıladıklarında onlarda gozlenen psikolojik ve fizyolojik değişimler olarak tanımlar. Tehdit, bir kedinin otonom sinir sistemindeki aktivitelerin akışını tetikler. Bu otonom sinir sistemi, sinir sistemlerinin bir kısmıdır ve kalp hızı, kan dağılımı, solunum gibi istemsiz yapılan vucut fonksiyonlarını kontrol eder. Meydana gelen biyolojik değişiklikler, hayvanları durumlar karşısında mucadele etmeye ya da o ortamdan anında kacmaya hazırlıklı olmalarını sağlar. Ruh halinde oluşan değişikliklerin takibinde fizyolojik değişimler gercekleşir. Hayvan son derece uyanık olabilir ve yakınında bulunan herhangi birine veya bir şeye karşı aşırı agresif davranabilir.

Stres karşısında verdikleri tepkiler sokakta yaşayan kediler icin hayat kurtarıcı olabilir ama evde yaşayan kediler icin bu fizyolojik tepkiler korunma ihtiyacları olmadığı icin cok nadir gorulur. Stres, bilindik bir problemden dolayı (başka bir kedi gormek vs.) oluştuğu zaman, bu durumdan ucuş ve dovuş stratejilerini uygulayarak kurtulurlarsa korkuları azalır ve vucut sistemleri “stressiz” duruma geri doner.

“Fakat bir kedi, neden dolayı korktuğunu anımsayamadığında (orneğin komşunuzun inşaat işlerinden dolayı olan yuksek sesler) ya da korkusuna sebep olan ve surekli yinelenen nedenden kacınamadıklarında (yerleşik kabadayı kediler) korkuları kaygıya yol acabilir. Kaygı ise giderek kronik bir hal alır. Cunku dışarı asla cıkmayan evcil kediler, kaygıya sebep olan şeylerden kacmak isterler; yuzleşemezler. Ve de streslerini azaltıp kolaylıkla rahata eremezler.


http://www.kedibilgileri.com/kedilerde-stres
__________________