Turk atasozleri / A

* Aba vakti aba,yaba vakti yaba alan yanılmaz.
* Aba vakti yaba, yaba vakti aba.
* Abanın kadri yağmurda bilinir.
* Abdal abdalın ne umduğunu, ne bulduğunu ister.
* Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.
* Abdal duğunden, cocuk oyundan usanmaz.
* Abdalın dostluğu koy gorununceye kadar.
* Abdalın karnı doyunca gozu pabucundadır.
* Abdalın yağı cok olursa gah borusuna calar, gah gerisine.
* Acar tazı cullu da belli olur, culsuz da.
* Acele giden ecele gider.
* Acele ile menzil alınmaz.
* Acele işe şeytan karışır.
* Acele yuruyen yolda kalır.
* Aceleci sinek sute duşer.
* Acemi katır kapı onunde yuk indirir.
* Acemi nalbant gibi kah nalına vurur,kah mıhına.
* Acemi nalbant kurt eşeğinde dener kendini.
* Acı acıyı keser, su sancıyı.
* Acı patlıcanı kırağı calmaz.
* Acıkan doyman , susayan kanmam sanır.
* Acıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa soyler.
* Acıklı başta akıl olmaz.
* Acıkmış kudurmuştan beterdir.
* Acındırırsan arsız olur; acıktırırsan hırsız olur.
* Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış.
* Ada bana, adayım sana.
* Adam adam, pehlivan başka adam.
* Adam adama gerek olmasa her biri bir dağ başında olurdu.
* Adam adama gerek olur,.
* Adam adama yuk değil, can govdeye mulk değil.
* Adam adamdan korkmaz, utanır.
* Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, olmasa da culu.
* Adam adamı bir kere aldatır.
* Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke’ye, eşek derviş mi olur taş cekmekle tekkeye?.
* Adam iş başında belli olur.
* Adam olacak cocuk bokundan belli olur.
* Adam olana bir soz yeter.
* Adam yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile.
* Adamak kolay, odemek guctur.
* Adamakla mal tukenmez.
* Adamın ahmağı malını over.
* Adamın iyisi alışverişte belli olur.
* Adamın kotusu olmaz, meğer zuğurt ola.
* Adamın yere bakanından, suyun sessiz akanından kork.
* Agac duşse de yakınına yaslanır.
* Agac ne kadar uzasa goğe ermez.
* Agactan maşa olmaz.
* Ah alan onmaz.
* Ahali isterse padişahı tahttan indirir.
* Ahlatın iyisini ayılar yer.
* Ahmak gelin yengeyi halayığı sanır.
* Ahmak misafir ev sahibini ağırlar.
* Ahmağa yuz, abdala soz vermeye gelmez.
* Ak akce kara gun icindir.
* Ak curun akmazsa kara curun kol gibi.
* Ak got gecit başında belli olur.
* Ak gun ağartır, kara gun karartır.
* Ak koyun ak bacağından, kara koyun kara bacağından asılır.
* Ak koyun kara koyun gecit başında belli olur.
* Ak koyunu goren, ici dolu yağ sanır.
* Ak koyunu kara kuzusu da olur.
* Ak koyunun kara kuzusu da olur.
* Ak kopeğin pamuk pazarına zararı vardır.
* Ak şeker, kara şeker, bir damar soya ceker.
* Akacak kan damarda durmaz.
* Akan su yosun tutmaz.
* Akan cay her zaman kutuk getirmez.
* Akara kokara bakma, cuvala girene bak.
* Akarsu pislik tutmaz.
* Akarsu cukurunu kendi kazar.
* Akarsuya inanma, eloğluna dayanma.
* Akla gelmeyen başa gelir.
* Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama.
* Akmasa da damlar.
* Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini.
* Aksak eşekle yuksek dağa cıkılmaz.
* Aktan kara kalktı mı.
* Akca akıl oğretir, don yuruyuş.
* Akcanın iyisi kesede duran, bahcanın iyisi eve yakın olan.
* Akı karası gecitte belli olur.
* Akıl adama sermaye.
* Akıl akıldan ustundur.
* Akıl icin tarik birdir.
* Akıl olmayınca ne yapsın sakal?.
* Akıl ortak ortak, mal ortağı kaypak.
* Akıl para ile satılmaz.
* Akıl yaşta değil, baştadır.
* Akıl yiğide sermayedir.
* Akılları pazara cıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış.
* Akıllı, soylemeden duşunur, akılsız duşunmeden soyler.
* Akıllı duşman, akılsız dosttan hayırlıdır.
* Akıllı duşununceye kadar deli oğlunu everir.
* Akıllı kopru arayıncaya dek deli suyu gecer.
* Akıllı olsa her sakallı kişi, sakallılara danışırlardı her işi.
* Akılsız iti yol kocatır.
* Akılsız kasabın gerisine kacar masadı.
* Akılsız kopeği yol kocatır.
* Akıntıya kurek cekilmez.
* Akşama karşı gitme, tana karşı yatma.
* Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir.
* Al elmaya taş atan cok olur.
* Al giyen aldanmaz.
* Al gomlek gizlenemez.
* Al gununde al; ver gununde ver.
* Al ile arslan tutulur, guc ile sıcan tutulmaz.
* Al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur.
* Al malın iyisini, cekme kaygısını.
* Ala bakan iki bakar.
* Ala keci her vakit puskullu oğlak doğurmaz.
* Alacakla verecek odenmez.
* Alacağım olsun da alakargada olsun.
* Aleme cellat lazım; senin olman ne lazım?.
* Alet işler, el ovunur.
* Alim unutmuş, kalem unutmamış.
* Allah’tan umut kesilmez.
* Allah’ın bildiği kuldan saklanamaz.
* Allah’ın ondurmadığını; Peygamber sopa ile kovar.
* Allah balmumu yakana balmumu, yağmumu yakana yağmumu verir.
* Allah bilir ama kul da sezer.
* Allah dağına gore kar verir.
* Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz.
* Allah doğrunun yardımcısıdır.
* Allah fukarayı sevindirmek isterse once eşeğini yitirtir, sonra buldurur.
* Allah gumuş kapıyı kaparsa altın kapıyı acar.
* Allah isterse bir kulun işini, mermere gecirir dişini; istemezse işini, muhallebi yerken.
* Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış.
* Allah kulundan gecmez.
* Allah kulunu kısmeti ile yaratır.
* Allah sağ eli sol ele muhtac etmesin.
* Allah sevdiğine dert verir.
* Allah son gurluğu versin.
* Allah ucamayan kuşa alcacık dal verir.
* Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez.
* Allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir.
* Allı yelek, pullu yelek; gomlek yok canfes neye gerek?.
* Alma alı, sat yağızı, bin doruya, besle kırı.
* Alma alı, satma kırı, ille doru, ille doru; yağızın da binde biri.
* Alma mazlumun ahını, cıkar aheste aheste.
* Alma sarı, satma sarı, kapındaysa tutma sarı.
* Alma soysuzun kızını, surer anası izini.
* Almadan vermek, Allah’a mahsus.
* Almadığın hayvanı kuyruğundan tutma.
* Alna yazılan başa gelir.
* Alt değirmen guclu akar.
* Altı olur, yedi olur, hep Allah’ın dediği olur.
* Altın anahtar her kapıyı acar.
* Altın ateşte, insan mihnette belli olur.
* Altın eli bıcak kesmez.
* Altın eşik, gumuş eşiğe muhtac olur.
* Altın kepeğe muhtac.
* Altın leğenin kan kusana ne faydası var?.
* Altın pas tutmaz,.
* Altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz.
* Altın yere duşmekle pul olmaz.
* Altının kıymetini sarraf bilir.
* Alcacık eşeğe herkes biner.
* Alcak at binmeye kolay, oksuz cocuk dovmeye kolay.
* Alcak ucan yuce konar, yuce ucan alcak konar.
* Alcak yer yiğidi hor gosterir.
* Alcak yerde tepecik kendisini dağ sanır.
* Alcak yerde yatma sel alır, yuksek yere yatma yel alır.
* Alın yazısı değişmez.
* Alışmadık gotte don durmaz.
* Alışmış kudurmuştan beterdir.
* Alışmış kursak, bulamacını ister.
* Aman diyene kılıc kalkmaz.
* Amca baba yarısı.
* Amcam dayım herkesten aldım payım.
* An beni bir kozla, o da curuk cıksın.
* Ana, yurekten yana.
* Ana besler hurmayla, eloğlu karşılar yarmayla.
* Ana gezer, kız gezer; bu ceyizi kim duzer?.
* Ana gibi yar olmaz, Bagdat gibi diyar olmaz.
* Ana ile kız, helva ile koz.
* Ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar.
* Ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış.
* Ana yılan, sozu yalan, karı cicek, sozu gercek.
* Anadan olur daya, hamurdan olur maya.
* Anahtar doğruyadır.
* Analı kuzu, kınalı kuzu.
* Analık usta, yumağı ufak yapar; cocuklar usta, ekmeği cifte kapar.
* Anam babam kesem, elimi soksam yesem.
* Anamın oleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım.
* Anan guzel idi, hani yeri, baban zengin idi, hani evi.
* Ananın bahtı kızına.
* Ananın bastığı yavru incinmez.
* Ananın cıktığı dala kızı salıncak kurar.
* Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
* Anayı kızdan ayıran para.
* Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
* Aptal ata binerse bey oldum sanır, şalgam aşa girerse yağ oldum sanır.
* Aptala malum olur.
* Aptessiz sofuya namaz mı dayanır?.
* Ar dunyası değil, kar dunyası.
* Ar yılı değil, kar yılı.
* Araba devrilince yol gosteren cok olur.
* Araba ile tavşan avlanmaz.
* Arabanın on tekerleği nereden gecerse art tekerleği de oradan gecer.
* Arayan Mevlasını da bulur, belasını da.
* Ardıcın kozu olmaz, yalancının sozu olmaz.
* Ardında yuz kopek havlamayan kurt, kurt sayılmaz.
* Ariefe tarif gerekmez.
* Arife gunu aşa ne, bayram gunu tıraşa ne?.
* Arife gunu yalan soyleyenin bayram gunu yuzu kara cıkar.
* Arka gerektir arka, ya utana ya korka.
* Arkadaşını soyle, kim olduğunu soyleyeyim.
* Armudu soy ye, elmayı say ye.
* Armudun onu, kirazın sonu.
* Armutun iyisini ayılar yer.
* Arpa eken buğday bicmez.
* Arpa samanıyla, komur dumanıyla.
* Arpa unundan kadayıf olmaz.
* Arpa verilmeyen at, kamcı zoruyla yurumez.
* Arpacıya borc eden, ahırını tez satar.
* Arslan kocayınca sıcan deliği gozetir.
* Arslan kukrerse atın ayağı kosteklenir.
* Arslan postunda, gonul dostunda.
* Arslan yatağından bellidir.
* Arsız neden arlanır, cul da giyer sallanır.
* Arsızın yuzune tukurmuşler, yağmur yağıyor demiş.
* Arı, bal alacak ciceği bilir.
* Arı, bey olan kovana uşer.
* Arı bal alacak ciceği bilir.
* Arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur.
* Arı kızdıranı sokar.
* Arıca etek, kuruca yatak.
* Arık arınır, ad arınmaz.
* Arık ata kuyruğu yuktur.
* Arık etten yağlı tirit olmaz.
* Arık okuze bıcak calınmaz.
* Arşın malı kantar ile satılmaz.
* Asil ile taş taşı, bedasıl ile yeme aşı.
* Aslan kukrerse atın ayağı kosteklenir.
* Aslan kukrerse beygir titrer.
* Aslan yattığı yerden belli olur.
* Aslını saklayan haramzadedir.
* Astar bol olmayınca yuze gelmez.
* Asıl azmaz, bal kokmaz;.
* At, adımına gore değil, ad..... gore yurur.
* At arıklıkta, yiğit gariplikte.
* At at oluncaya kadar sahibi mat olur.
* At beslenirken, kız istenirken.
* At binicisini tanır.
* At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz.
* At ile avrat yiğidin bahtına.
* At kacmaz, et kacar.
* At kudumuy yurt kudumu, avrat kudumu.
* At sahibine gore eşer.
* At yedi gunde, it yediği gunde.
* At yedi gunde, it yediği gunde unutur.
* At yiğidin yoldaşıdır.
* At olur, itlere bayram olur.
* At olur meydan kalır, yiğit olur şan kalır.
* Ata arpa, yiğide pilav.
* Ata binen nalını, mıhını arar.
* Ata binersen Allah’ı, attan inersen atı unutma.
* Ata da soy gerek, ite de.
* Ata dost gibi bakmalı, duşman gibi binmeli.
* Ata dostu oğla mirastır.
* Ata eyer gerek, eyere er gerek.
* Ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek.
* Atalar sozunu tutmayanı yabana atarlar.
* Atalar cıkarayım der tahta, doner dolanır gelir bahta.
* Ataların sozu Kura’a girmez; ama yanınca yurur.
* Atasını tanımayan Allah’ını tanımaz.
* Ateş alev ile sondurulmez.
* Ateş demekle ağız yanmaz.
* Ateş duştuğu yeri yakar.
* Ateş olmayan yerden duman cıkmaz.
* Ateşle barut bir yerde durmaz.
* Atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatmaz,.
* Atlar tepişir, arada eşekler ezilir.
* Atlı kacar, kacar; yaya arkasına ne duşer?.
* Atlıya saat olmaz.
* Atta, avratta uğur vardır.
* Atta karın, yiğitte burun.
* Attığın taş urkuttuğun kuşa değmez.
* Atılan ok geri donmez.
* Atım tepmez, itim kapmaz deme.
* Atın bahtsızı arabaya duşer.
* Atın dorusu, yiğidin delisi.
* Atın varken yol tanı ağan varken el tanı.
* Atın olumu arpadan olsun.
* Atın urkeği, yiğidin korkağı.
* Atına bakan ardına bakmaz.
* Av avlanmış, tav tavlanmış.
* Av avlayanın, kemer bağlayanın.
* Av kopeği avdan kalmaz.
* Av vuranın değil alanın.
* Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz.
* Ava giden avlanır.
* Avcı ne kadar al bilse, ayı o kadar yol bilir.
* Avcı ne kadar hile bilse, ayı o kadar yol bilir.
* Avradı boşayan topuğuna bakmaz.
* Avradı eri saklar, peyniri deri.
* Avrat malı, kapı mandalı.
* Avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var, buğday unundan keş yapar.
* Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar.
* Ay gormuşun yıldıza minneti yoktur.
* Ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez.
* Ay ışığında ceviz silkilmez.
* Ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz.
* Ayaklar baş, başlar ayak oldu.
* Ayağı yuruten baştır.
* Ayağında donu yok, fesleğen takar başına.
* Ayağını sıcak tut, başını serin; gonlunu ferah tut duşunme derin.
* Ayağını yorganına gore uzat.
* Ayağının bastığı yerde ot bitmez.
* Ayda bir gel dostuna, kalksın ayak ustune; gunde bir gel dostuna, yatsın sırtı ustune.
* Ayrandan aşağı katık olmaz.
* Ayranı yok icmeye, tahtıravanla gider sıcmaya.
* Ayranım ekşidir diyen olmaz.
* Ayvaz kasap hepsi bir hesap.
* Ayyar tilki art ayağından tutulur.
* Ayı akım, kirpi yumuşağım demiş.
* Ayı gordum, yıldıza itibarım yok.
* Ayı gormeden bayram etme.
* Ayı sevdiği yavrusunu hırpalar.
* Ayın on beşi karanlık, on beşi aydınlıktır.
* Ayıpsız yar arayan kalır.
* Ayıyı fırına atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış.
* Az ada, cok ode.
* Az ateş cok odunu yakar.
* Az el aş kotarır , cok el iş kotarır.
* Az kaz, uz kaz, boyunca kaz.
* Az mal kan yutturur, coğu birbirini gutturur.
* Az olsun, uz olsun.
* Az soyle, cok dinle.
* Az tamah cok ziyan getirir.
* Az veren candan, cok veren maldan.
* Az yiyen az uyur, cok yiyen guc uyur.
* Aza demişler, nereye.
* Aza kanaat etmeyen coğu hic bulamaz.
* Aza sormuşlar nereye, coğun yanına demiş.
* Azıcık ağrıya aş bastırır.
* Azıksız yola cıkanın iki gozu el torbasında kalır.
* Ac, yanından kac.
* Ac aman bilmez, cocuk zaman bilmez.
* Ac anansa da kac.
* Ac arslandan tok domuz yeğdir.
* Ac at yol almaz, ac it av almaz.
* Ac ayı oynamaz.
* Ac ac ile yatınca arada dilenci doğar.
* Ac domuz darıdan cıkmaz.
* Ac doymam, tok acıkmam sanır.
* Ac elini kora sokar.
* Ac esner, aşık gerinir.
* Ac gezmekten tok olmek yeğdir.
* Ac gezmektense tok olmek yeğdir.
* Ac gozunu, acarlar gozunu.
* Ac ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun.
* Ac ile eceli gelen soyleşir.
* Ac karın katık istemez.
* Ac kurt arslana saldırır.
* Ac kurt yavrusunu yer.
* Ac kopek fırın deler.
* Ac ne yemez, tok ne demez.
* Ac tavuk kendini arpa ambarında sanır.
* Ac tavuk kendini buğday ambarında sanır.
* Ac yar onda sarpın kurcalanmaz.
* Ac olmez, gozu kararır; susuz olmez, benzi sararır.
* Aca kuru ekmek bal helvası gibi gelir.
* Aclık ile tokluğun arası yarım yufka.
* Acma sırrını dostuna, o da soyler dostuna.
* Actırma kutuyu, soyletme kotuyu.
* Acık gote herkes tukurur.
* Acık kaba it değer.
* Acık yaraya tuz ekilmez.
* Acılan solar, ağlayan guler.
* Acın gozu ekmek teknesinde olur.
* Acın imanı olmaz.
* Acın koynunda ekmek durmaz.
* Acın kursağına corek dayanmaz.
* Ağa borc eder, uşak harc.
* Ağaca balta vurmuşlar “sapı bedenimden” demiş.
* Ağaca balta vurmuşlar sapı bedenimden demiş.
* Ağaca dayanma kurur dayanma olur.
* Ağaca cıkan kecinin dala bakan oğlağı olur.
* Ağacı kurt, insanı dert yer.
* Ağacın kurdu icinde olur.
* Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla.
* Ağanın alnı terlemezse ırgatın burnu kanamaz.
* Ağanın gozu, yiğidin sozu.
* Ağanın gozu ata tımardır.
* Ağanın gozu okuzu semiz eder.
* Ağaran baş, ağlayan goz gizlenmez.
* Ağac, meyvesi olunca başını aşağı salar.
* Ağac ağac icinde buyur.
* Ağac kokunden yıkılır.
* Ağac yaprağıyla gurler.
* Ağac yaş iken eğilir.
* Ağac yaşken eğilir.
* Ağaca cıksa pabucu yerde kalmaz.
* Ağactan maşa, aptaldan paşa olmaz.
* Ağlama olu icin, ağla deli icin.
* Ağlamakla yar ele girmez.
* Ağlamayan cocuğa meme vermezler.
* Ağlarsa anam ağlar, başkası yalan ağlar.
* Ağlatan gulmez.
* Ağlayanın malı gulene hayır etmez.
* Ağrılarda goz ağrısı, her kişinin oz ağrısı.
* Ağrısız baş mezarda gerek , ,.
* Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar.
* Ağustosta golge kovan, zemheride karnın ovar.
* Ağustosta yatanı zemheride buğelek tutar.
* Ağustosun 15′inden sonra ere kaftan, ata cul.
* Ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır.
* Ağzı eğri, gozu şaşı ensesinden belli olur.
* Ağzın karnından buyuk olmasın.
* Ağzına bir zeytin verir, altına tulum tutar.
* Ağzına tat bulaşanın gozu pekmez tutumundadır.
* Ağılda oğlak doğsa, dere boyunda otu biter.
* Ağılda oğlak doğsa ovada otu biter.
* Ağır git ki yol alasın.
* Ağır ol batman gel.
* Ağır otur ki bey desinler.
* Ağır taş batman dover.
*Ağır yongayı yel kaldırmaz.
* Ağırlık altın kale, hafiflik başa bela.
* Ağız buzulur, goz suzulur, ille burun, ille burun.
* Ağız yer yuz utanır.
* Ağızdan burun yakın, kardeşten karın.
* Aş taşarsa comcenin değeri kalmaz.
* Aş taşınca kepceye paha olmaz.
* Aş tuz ile, tuz oran ile.
* Aşk ağlatır, dert soyletir.
* Aşk başa gelirse akıl baştan cıkar.
* Aşk olmayınca meşk olmaz.
* Aşure yemeye giden kaşığını taşır.
* Aşı pişiren yağ olur, gelinin yuzu ağ olur.
* Aşık alemi kor, dort yanını duvar sanır.
* Aşık daima bey oturmaz.
* Aşını, eşini, işini bil.
* Aşığın gozu kordur.
* Aba vakti aba, yaba vakti yaba alan yanılmaz.
* Abanın kadri, yağmurda bilinir.

* Abdal abdalın ne umduğunu, ne bulduğunu ister.
* Abdal ata binmiş bey oldum sanmış.
* Abdal duğunden, cocuk oyundan usanmaz.
* Abdala “kar yağıyor” demişler, “titremeye hazırım” demiş.
* Abdalın arkadaşlığı yol gorununceye kadardır.
* Abdalın karnı doyunca gozu pabucundadır.
* Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz.
* Acele giden ecele gider.
* Acele işe şeytan karışır.
* Acele yuruyen yolda kalır.
* Acemi katır kapı onunde yuk indirir.
* Acemi marangozun talaşı tahtasından cok olur.
* Acemi nalbant gavur eşeğinde oğrenir
(Dodurgalar-Carşı Mah., Tanıskalardan Hacı Mehmet Baz).Aynı atasozu Orman Muh. Huseyin Hacıoğlu (Eskicuma, Bulgaristan) tarafından da ifade edilmiştir. 7.8.2002.

* Acemi nalbant gibi kÂh nalına vurur, kÂh mıhına.
* Acı acıyı bastırır, su sancıyı.
* Acı patlıcanı kırağı calmaz.
* Acı soz insanı dininden cıkarır, tatlı soz yılanı deliğinden cıkarır.
* Acıkan doymam, susayan kanmam sanır.
* Acıkan yanağından, susayan dudağından belli olur.
* Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur.
* Acıyan cok, ama ekmek veren yok.
* Ac ayı oynamaz.
* Ac aman bilmez, cocuk zaman bilmez.
* Ac bırakma hırsız edersin, cok soyleme arsız edersin.
* Ac ayı oynamaz
(Fatmana Dağdaş)!

* Ac gozunu, acarlar gozunu.
* Ac doymam, tok acıkmam sanır.
* Ac koyma hırsız olur, cok soyleme yuzsuz olur, cok değme arsız olur.
* Ac koynunda azık durmaz.
* Ac kopek fırın deler.
* Ac kurt arslana saldırır.
* Ac tavuk ruyasında kendini buğday ambarında gorur.
* Ac tokun halinden anlamaz.
* Aca dokuz yorgan ortmuşler, yine uyuyamamış.
* Acık yaraya kurt duşmez.
* Acık ağız ac kalmaz.
* Acık yerde tepecik kendini dağ sanır.
* Acılan solar, ağlayan guler.
* Acın imanı olmaz.
* Acın karnı doyar gozu doymaz.
* Aclık ile tokluğun arası bir dilim ekmek.
* Actırma kutuyu, soyletme kotuyu.
* Adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir olsa da culu.
* Adam eşeğinden, kadın doşeğinden belli olur.
* Adam kıtlığında keciye Abdurrahman Celebi derler.
* Adam olana bir soz yeter.
* Adam sandık eşeği, altına serdik doşeği.
* Adam sandım eşeği, alnıma carptı daşşağı
(Burunsuz Aynımahın İbrahim dayı, Dodurgalar, Temmuz 1980)! Beklemediği anda, ciğlik gosteren, olgun davranmayan insan icin kullanılır.

* Adam yenilmekle marifetli olur, yanılmakla Âlim.
* Adamak kolay, odemek guctur.
* Adamakla mal mı tukenir?..
(Fatma Ozdemir, Dodurgalar, 67 yaşında, 2003).

* Adamakla mal tukenmez.
* Adamın iyisi iş başında belli olur.
* Adı cıkacağına canı cıksın.
* Adı cıktı dokuza, inmez sekize.
* Adın ne? MulÂyim… Sert olsan ne yazar?
(Hacı Mehmet Baz): Elinden ne gelir?

* Ağac kokunden yıkılır.
* Ağac ne kadar meyve verirse, dalı o kadar yere eğilir.
* Ağac ne kadar uzarsa uzasın goğe değmez.
* Ağac ne kadar yuksek olsa da yaprakları yere duşer.
* Ağac ucuna yel değer, guzel kişiye soz değer.
* Ağac yaşken eğilir.
* Ağaca balta vurmuşlar “sapı bendendir” demiş.
* Ağacın kurdu icinde olur
* Ağaca beşikten mezara kadar muhtacız.
* Ağaca cıkan kecinin dama cıkan oğlağı olur.
* Ağaca cıkan kecinin dala bakan oğlağı olur.
* Ağaca dayanma curur, insana guvenme olur.
* Ağacı kurt, insanı dert bitirir.
* Ağaclı koyu su basmaz.
* Ağacsız memleket duvaksız geline benzer.
* Ağactan maşa, aptaldan paşa olmaz.
* Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla! Veren el ve attığını vuran yiğit ovulmektedir
(M. Baz, 1929’lu, 9.1.2006)…

* Ağzına sahip olamayan, başka yerine de sahip olamaz !
(Omer Acıksoz, 1963’lu, Kalfat-Orta, Cankırı)!

* Ağaran baş, ağlayan goz gizlenmez.
* Ağır baş iyidir, yenlik olsa ucar.
* Ağır git ki yol alasın.
* Ağır kazan gec kaynar.
* Ağır otur, batman gotur.
* Ağır taş batman dover.
* Ağır taş yerinden oynamaz.
* Ağız yemeyince yuz utanmaz.
* Ağlama olu icin, ağla deli icin.
* Ağlamayan cocuğa meme vermezler.
* Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
* Ağlayak da gozden mi olak?
* Ağlayanın malından gulene hayır gelmez.
* Ağrısız baş mezarda olur.
* Ağustos ayında beyni kaynayanın, zemheride (Zahmarıda) kazanı kaynar.
* Ağustosta beynin kaynasın, kışın da tencere kaynasın.
* Ağzı acık ayran delisi.
* Ağzına bir zeytin verir, ardına tulum tutar.
* Ağzından bal akıyor.
* Ah alan unmaz, ah yerde kalmaz.
* Ahmak misafir, ev sahibini ağırlar.
* Ak akce kara gun icindir.
* Ak gun ağartır‚ kara gun karartır.
* Ak ile kara dere kenarında belli olur.
* Ak koyunun kara kuzusu da olur.
* Ak kopeğe koyun diye sarılma.
* Akan su yosun tutmaz.
* Akan su, pis tutmaz.
* Akce bulsam, cıkı yok.
* Akıl, akıldan ustundur.
* Akıl para ile satılmaz.
* Akıl yaşta değil baştadır.
* Akıl yiğide sermayedir.
* Akılı olmayana neylesin sakal, kayışı tarladan goturur cakal.
* Akıllı duşunene kadar, deli oğlunu evermiş, torunu olmuş.
* Akıllı olan katar katar yer, akılsız olan satar satar yer.
* Akılsız başın cezasını ayaklar ceker.
* Akılsız kopeği yol kocatır.
* Akılsızın şaşkını beyaz giyer kış gunu.
* Akıl mı ustun, para mı ustun
(M. Baz, 10.4.1994) ?

* Akıllı deliye soyletirmiş
(Mehmed Baz)

* Akılsız dosttan akıllı duşman iyidir (yeğdir)
* Akıntıya kurek cekme, kurak yere ekin ekme.
* Akşamın hayrından sabahın şerri
(Pilavcılardan F. Dağdaş, Dodurgalar)… İşe sabah başlamayı oğutleyen bir atasozudur.

* Akşamın işine gunduz gulermiş
(Pilavcılardan F. Dağdaş, Dodurgalar)! Akşam karanlığında sağlıklı iş yapılmaz anlamında.

* Alacağını alamayan, vereceğini veremez
(Fatmana Dağdaş):Hesabını bilemeyen cozum uretemez.
* Alet işler el ovunur, talih işler kul ovunur!
Dilimizde “alet işler el ovunur, talih işler kul ovunur“ diye bir soz var. Bu sozun alet bahsinde tuttuğu yer gunumuzde alabildiğine genişliyor (Mustafa Kutlu, 3.5.2006, Yeni Şafak, s. 15).
* Alışkanlık, gavurluktan zordur
(Mehmed Baz, 3. 11. 2005)! Alışkanlıktan kurtulmak, gavurluktan kurtulup İslam’a donmekten zordur anlamında…
* Alışkın olmayan gotte don durmaz!
Yoremizde kullanılan “Alışmadık gotte don durmaz!” atasozu ile aynı anlamdadır.
* Alışmadık gotte don durmaz
(Pilavcılardan F. Dağdaş, Dodurgalar)! Atasozu ile aynı anlamdaki diğer alıntı atasozu aşağıda verilmiştir. “Alışkın olmayan got’de don durmaz!” (7.12.2006, 1974’lu Fahri OZDEMİR’den naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)!
* Alışmış, kudurmuştan beterdir
(Mehmed Baz, 3. 11. 2005)!
* Allahumme ferden, sen sakla Allah’ım topalla korden
(F. Dağdaş, Aralık-1980)!Bazı aza noksanlıklarında Allah’ın takdirinin yerindeliği vurgulanmıştır. Bu atasozunde de benzer bir yaklaşım gorulmektedir.
* Allah yolu yolsuza duşurmesin
* Alma mazlumun ahını, cıkar aheste aheste
* Altın, yere duşmekle pul olmaz
(F. Dağdaş, Aralık 1984)!
* Altına kucuk demişler imiş, fiatı buyuk demiş
(F. Dağdaş, Eylul 1983)!
* Altından yel gecen mala, malım var dememeliymiş
(Fatmana Dağdaş): Hayvan ve araba gibi mal varlığından ziyade toprak sahibi olmayı oğutleyen bir atasozudur.
* Amirin eşekse binme! Tut, cilbirinden cek!
Akıllı bir yol izle. İdare etmeyi oğren! anlamında (M. Baz, 1929’lu, 9.1.2006)…
* Anam babam kesem!.. Elimi soksam soksam yesem!..
* Anamı yoldan cıkaran kadı, davaya kimden gideyim?
(F. Dağdaş)
* Anasına bak kızını al, kıyısına bak bezini al
(Fatmana Dağdaş):
* Anası olen hanım olur, babası olen bey olur.
* Aptal ata binince bey oldum sanır
(Resul Tosun ):Kendini beğenmişleri tanımlamada kullanılır. …Yeter ki kimse demokrasiyi halk iradesinin dışında aramasın. Kendini beğenene “Aptal ata binince bey oldum sanır.” derler.
* Arap eli opmekle Arap olunmaz
(F. Dağdaş, Aralık 1979)!
* Arap eli opmekle dudak kara olmaz
(F. Dağdaş, Aralık 1979)!Bazen minnet edebilirsin.
* Armudu farıdan aşıymış, insanı farıdan eşiymiş
(Said Ay’dan F. Dağdaş):İnsanı eşi ihtiyarlatır anlamında…
* Akranıyla konuşmayanın sesi, semadan gelir.
* Akşam gelen misafirin, yiyeceği bulgur sıkısı, yatacağı ahır sekisi.
* Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir.
* Al elmaya taş atan cok olur.
* Al malın iyisini cekme kaygısını.
* Al yakışırken, el bakışırken.
* Alacağın bir iğne, celiğin okkasını orantıya vurursun.
* Alcak tavuk kendini ferik gosterir.
* Alışmış kudurmuştan beterdir.
* Alim unutmuş, kalem unutmamış.
* Allah aptala eşeğini kaybettirir, sonra buldurup sevindirir(miş).
* Allah dağına gore kar verir.
* Allah şaşırttı mı, dayıya hala dedirtirmiş.
* Allı yelek, pullu yelek, canfes neye gerek?
* Alma el kızının ahını, gokten indirir şahini.
* Alma mazlumun ahını, cıkar aheste aheste.
* Alma mazlumun ahını, gokden indirir şahını
* Almadan vermek Allah’a mahsustur.
* Almak kolay odemek zordur.
* Altın anahtar, her kapıyı acar.
* Altın eşik, ağac eşiğe muhtactır.
* Altın kılıc demir kapıyı acar.
* Altın yere duşmekle pul olmaz..
* Altının değerini sarraf bilir.
* Ana gibi yÂr, Bağdat gibi diyar olmaz.
* Anan gibi sac buyuteceğine, baban gibi bıyık buyut.
* Anan turp, baban şalgam, sen icinde gulbe şeker.
* Ananın bastığı yavru incinmez.
* Ananın bastığı yerde yavru olmez.
* Anasına bak kızını al, astarına bak bezini al.
* Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
* Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
* Aptalın karnı doyunca gozu yolda olur.
* Ar gozden, kÂr yuzden anlaşılır.
* Ar namus hak getire.
* Arap eli opmek, dudak karartmaz.
* Arayan belasını da devasını da bulur.
* Arayan bulur, inleyen olur.
* Arefe gunu yalan soyleyenin, bayram gunu yuzu kara cıkar.
* Arı bal yapacak ciceği bilir.
* Arı kahrını cekmeyen balın kadrini ne bilir.
* Arı satmış namusu tell&arirc;la vermiş.
* Arkadaş dediğinin golgesinde suc işlenir.
* Arkadaşını soyle ki, sana kim olduğunu soyleyeyim.
* Arkalı it kurdu boğar.
* Armudu sapıyla, uzumu copuyle, pekmezi kupuyle.
* Armudun iyisini ayılar yermiş.
* Arpa eken darı bicmez.
* Arpa ekip buğday bekleme.
* Asıl azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, onun da aslı ayrandır.
* Aslan yatağından, şahan oturağından belli olur
(Fatmana Dağdaş):
* Aslandan korkulur bağlı bile olsa
(Resul Tosun, Mayıs 1999, M. Gazete):
* Aslan yattığı yerden belli olur.
* Aslı neyse nesli odur.
* Aslına cekmeyen haramzadedir.
* Aslında olan tırnağına getirir.
* Aslını inkÂr eden haramzÂdedir.
* Aslını inkar eden, haramzade olur
(F. Dağdaş, Aralık 1979)!
* Aslını inkÂr edenin nesli gevşek olur.
* Aş kaşık ile, iş keşik ile.
* Aş sabahın iş sabahın.
* Aşağı tukursen sakal, yukarı tukursen bıyık.
* Aşağıdan cıkarsa kışa, yukarıdan cıkarsa boşa
(F. Dağdaş)…! Bulutlar gun batıdan, rakımı duşuk olan aşağıdan, Koyceğiz istikametinden, Dalaman Cayı (Gireniz deresi) istikametinden gelirse yağışa, kışa işarettir. Doğudan (yukarıdan), Burdur Golu istikametinden bulutlar belirirse yoğun yağmur, kış olmaz anlamındadır.
* Aşk olmayınca meşk olmaz.
* At alırsan yazın, deve alırsan guzun, avrat alırsan gezin ha gezin.
* At binenin kılıc kuşananındır.
* At ile avrat yiğidin ikbalindendir.
* At karnından yiğit burnundan bellidir.
* Atlar tepişir olan eşeklere olur.
* At olacak tay yuruyuşunden belli olur.
* At olur itlere bayram olur.
* At olur meydan kalır, yiğit olur şan kalır
* At ver hasım ol, kız ver hısım ol.
* At yedi gunde, it yediği gunde unutur.
* At, sahibine gore kişner.
* Ata binmek bir ayıp, inmek iki ayıp.
* Ata et, ite ot verilmez.
* Ata sozu tutmayan, uluya uluya kalır.
* Ateş duştuğu yeri yakar.
* Ateş ile barut bir arada olmaz.
* Ateş olmayan yerden duman cıkmaz.
* At bir dizginde, okuz bir cizide belli olur
(F. DAĞDAŞ, Nisan 1980)… Soylu olan, işinde belli olur.
* At gormediysen, bokundan da mı atlamadın!
Aşina değilsen, o konuda cozum uretmek icin gerekli ipuclarını da mı kullanamıyorsun anlamında (Celil Yaman, Ulus-Bartın, 31.07.2007)…
* At, avrat omru uzatır
(F. DAĞDAŞ, Aralık 1980)…
* Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler
(Resul Tosun ): … Şeyh Edebali Osman Bey’e nasihatının sonunda diyor ki: “Haklı olduğunda kavgadan korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler!”
* Atlıya selam kelam, eşekliye sonra gine gelem
(F. Dağdaş, 9.2.2000): Kişiye gore hurmet gosterilir anlamında.
* Atmaya niyeti olmayan Kurt, taşın buyuğune sarılır
(25.6.1997) :
* Atı alan Uskudar’ı gecti.
* Atılan ok geri donmez.
* Atımın anlı sakar, lakabını ele takar.
* Atın iyisi arkadan gelmez.
* Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
* Atın olumu arpadan olsun.
* Atlar tepişirken arada eşekler ezilir.
* Atlı, itli sığmış, bir cocuk sığmamış.
* Attan duşen kaba doşek, eşekten duşen kazma kurek.
* Attan duşen olmez, eşekten duşen olur.
* Attan indi eşeğe bindi.
* Attığın taş urkuttuğun kuşa değmez.
* Avradı er zapt etmez, ar zapt eder.
* Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar.
* Ay bozmaz, sut kokmaz. Kokarsa ayran kokar, cunku aslı suttur.
* Ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş olmaz.
* Ayağın sığmayacağı yere baş sokulmaz.
* Ayağını yorganına gore uzat.
* Aydan gelen halı ustune, gunde gelen kul ustune.
* Avcı ne kadar hile bilse, ayı o kadar yol bilir.
* Avcı nanca al bilse; ayı onca yol bilir.
* Avradın dolaşığı, akşamdan sabaha kor bulaşığı
(Fatma Uğur, 1972′li, Akseki-Kuyucak’lı, 6.9.2007)! “Karının dolaşığı, akşamdan kor bulaşığı” (Fatmana Dağdaş, Dodurgalar)! atasozu ile aynı anlamda…
* Ay buluttan cıksın da gor, ayva tuyunu atsın da gor
(F. Dağdaş, 1984): Daha yeni doğan cocuk hakkında konuşmak erken, biraz buyusun, serpilsin, ondan sonra bakın siz onun guzelliğine, yaratılışındaki mukemmelliğe anlamında.
* Ayaklar ıslanmadan balık tutulmaz
(1985’li, Borcka-Camili (Macaheli)’li Sinem Gokdemir’den naklen Said Dağdaş, 24 Mayıs 2006)! “Emekte biter yumak !” atasozu ile benzer anlamda…
* Ayı yavrusunu severken oldururmuş.
* Ayırıcı gelmiş, secici gelmiş. Orta yere sıcıcı gelmiş
(F. Dağdaş, 04. 1980): Pişmiş aşa su katan, işi bozan kişiyi tanımlar.
* Ayranım ekşidir diyen olmaz.
* Ayvaz kasap hepsi bir hesap.
* Az kazanan cok kazanır, cok kazanan hic kazanır.
* Az menfaat cok zarara mal olur.
* Az sabırda, cok keramet vardır. 14 Eylul 2007
* Az tamah, cok ziyan getirir.
* Az veren candan, cok veren maldan verir.
* Az yaşa, uz yaşa, akıbet gelecek başa.
* Az yetmez, cok artmaz
(Mehmed Baz)
* Azan Mevlasını da bulur, belasını da.
* Azı bilmeyen coğu hic bilmez.
* Azıcık aşım, kaygısız başım.
* Azıksız yola cıkanın, iki gozu el torbasında olur.
__________________