RECAİZADE MAHMUT EKREM’İN ŞİİR HAKKINDAKİ MAKALELERİ
Zemzeme Mukaddimesi: Yazar, kendi doneminin şairlik anlayışı uzerinde durmaktadır bu makalesinde. Zemzeme adlı eserine yazdığı onsozden ibarettir. Yazar, kendi şiirlerinde duygu, duşunce ve hayale cok yer verdiğini dile getirmektedir. Bu şekildeki bir duşunce muhtevaya goturur. Şekil ihmal edilir; boylelikle şiirde one cıkan anlayış duyuş olmaktadır. Ekrem “Guzel şiir nedir?” diye sorar. Buna cevap olarak “İnsanı duşunduren, insana huzun veren şiir guzel şiirdir.” Şeklinde cevap verir. Ekrem guzel şiirle tabiattan alınan zevki bir tutmaktadır. Nef’i’den mısralar alan Ekrem, onu beğendiğini ifade etmiş olmaktadır. (Namık Kemal Nef’i’yi beğenmezdi. Tanzimatın ikinci nesli Divan edebiyatına pek hucum etmez.) Nef’i’nin şiirlerine yer veren Recaizade Mahmut Ekrem’e gore şiir, ruhu etkileyen bir guzelliğe sahip olmalıdır. “Hamid şiirinde duşundurur. Hamid’in şiirinin kapalı olması bazı edebiyatcılar icin eksik olarak algılanmaktadır. Oysa kapalılık kusur değil, olsa olsa guzel bir meziyettir.” diyen Ekrem, şiirde uc guzellikten bahseder. Bunlar, “mehasin-i fikriye”, “bedayî-i hayaliye” ve sunûhÂt-ı kalbiye”dir. Ekrem’e gore, muhteva ve uslubun yanında kafiye ve veznin de uygun olması gerekir iyi bir şiir icin. Bu nedenle ifade edilen duyguya uygun şiir yazmak gerekir. Muallim Naci’de kelime secimi iyi olmasına rağmen şiirin ici doldurulmamıştır.

Takdîr- Elhan: Burada da Ekrem, şiir duşuncesini dile getirmektedir. “Her guzel şey şiirdir.” İlk cumlesidir bu yazısının. Ekrem ayrıca, “Her mevzun ve mukaffa lakırdı şiir olmak lazım gelmez. Her şiir mevzun ve mukaffa bulunmak iktiza etmediği gibi…” der. (Bu goruşler serbest şiire goturur. Bu bir ilktir. Zaten Servet-i Funûn serbest mustezÂdı uygulamıştır. Garip şiiri de her turlu kurala karşı olarak şiir yazmıştır.)

“Tabiatı taklide calışanlar şairlik mesleğinde terakki ederler. Her birimiz tabiatın şakirdiyiz. Tabiat gibi guzel sanatlar hocası varken şundan bundan şiir taallum etmeye tenezzul etmemeli” (Her birimiz tabiatın şakirdiyiz ifadesi romantizme ait bir goruştur.)

“Şiir resim gibidir.” ifadesiyle Servet-i Funûn’un Parnas şiirine gidilir.

“Guzellik hakikate uygun olmalı, bu hakikat sanatın hakikatıdır.” (N. Kemal mubalağadan nefret eder. Fakat Tanzimat’ın ikinci nesli mubalağaya N. Kemal gibi karşı cıkmaz. Fakat ikinci nesil de mubalağanın hakikat olmadığına inanır. Mubalağaya karşı birinci nesil kadar karşı cıkmamışlar; boylelikle edebî sanatların onunu acmışlardır.)

“Edebiyatta mantık iltizam olunmaz. Cunku maksÂd-ı edebiyat ; fikir, his ve hayalce olan guzellikleri ortaya cıkarmaktır.” (Burada mantıktan daha cok guzelliğe onem verilir. Bu goruş moderndir ve Parnasyen ile Sembolistlerin goruşlerine benzer)

“Edebiyat insanı sacmalatır.” Bu ifadesiyle HÂmid’i korur.

“Edebiyatın gayesi, duşunceleri terbiye etmek, duşunceleri temizlemek, ahlÂkı yukseltmek olduğu doğrudur. Fakat bir şair dersini ahlak dersi vermek icin soylememeli. Yani guzellik ahlaktan daha onemlidir.” (Bu goruş, N. Kemal’in goruşlerinin tam zıddıdır.)

Talim-i Edebiyat: Bu eser okuldaki oğrencileri cok etkiliyor. Yeni edebiyat savunuluyor. Karşısında Muallim Naci var Ekrem’in. Naci ile Ekrem arasındaki rekabet nedeniyle pek cok polemik ortaya cıkıyor. Ekrem hayatı boyunca akla karşı duyguları savunmuş; bu yuzden de Romantiktir.

TANZİMAT’IN I. NESLİ İLE II. NESLİ ARASINDAKİ AYRIMLAR

1. II. Nesil eserlerinin coğunu Abdulhamit II doneminde verir. II. Nesil doneminde baskı olduğu icin politika yoktur. Bunun yararı da saf (pure) edebiyattır. Hamid ve Ekrem romantiktir. Sezai realisttir. I. Nesil Fransız ihtilalini hazırlayan Rousseau, Voltaire ve Montesquieu’dan etkilenirken Hamid ve Ekrem Lamartine, Chateaubriand, Shakespeare ve Byron’un etkisinde kalmaktadırlar.

2. I. Nesil Sosyal-Romantik (Romantique Social), II. Nesil ise Ferdî Romantiktir.

3. I. Nesil sadece faydayı amaclarken II. Nesil estetik kaygıyı on planda tutar.

4. I. Nesil daha cok duzyazı ikinci nesil ise daha cok şiir yazar.

5. I. Nesil son derece politik ve sosyal yazdıkları icin şiirleri soyut kavramlarla doludur. II. Nesil ise tabiata duşkun olduğu icin daha cok somut kavramlara yer vermiştir.

6. I. Nesil kanun, hurriyet, vatan gibi ideal ve sosyal konuları işlerken II. Nesil aşk, olum ve tabiat konularına yer verir.

ARA NESİL (1880-1896):

Tanzimat edebiyatının ikinci kısmı ile Servet-i Funûn arasında kalan donem. Ara Nesil’e Mutavassitin adı da verilir. Bu nesil Servet-i Funûn’un hazırlayıcısıdır. En cok Recaizade Mahmut Ekrem ve Muallim Naci’nin etkisinde kalmışlardır. Bu donemde eski-yeni tartışmaları yaşandı (Ekrem-Naci). Naturalizm bu donemde edebiyatımıza girdi ve tartışıldı (Naturalizmi Beşir Fuat savundu). Serbest mustezat ve sone kullanıldı. Cumlelerin bir tek dizede bitmesi anlayışı terk edildi. Yeni terkipler ve kelimeler bulundu. Kafiyesiz şiirler de yazıldı. Kulak icin kafiye denendi.

Donemin Sanatcilari: Abdulhalim Memduh, Ali Ferruh, Ali Kemal, Ali Nusret, Andelib Mehmet Faik Esad, Besir Fuad, Fatma Aliye, Fazli Necib, İsmail Safa, Ismet Bey, Mehmed CelÂl, Menemenlizade Mehmed Tahir,
Bu donemde elliye yakın cıkan mecmuadan birkacı: Bahce, Sark, Hazine-i Evrak, Mecmua-i ÂsÂr-i Edebiye, Mecmua-i Ebuzziya, Hafta, Âfak, Gunes, Berk, Gayret, Risale-i Hafi, Nokta, Servet-i Funûn (1928’den sonra Uyanış adıyla), Mekteb, Hazine-i Funun Malûmat, Resimli Gazete…

FERHAT KORKMA

__________________