TANZİMAT’A DOĞRU
Aslında Osmanlı Devleti bu tur fikir alanındaki yeniliklere, daha doğrusu Avrupa medeniyeti ile olan temasları cok daha evvelinden sağlamakta gecikmişti. Turk-Avrupa munasebetleri, Kanuni Sultan Suleyman devrinde, Fransa'ya yapılan Osmanlı yardımı nedeniyle, Turk-Fransız dostluğu başlamış ve Fransız kulturunun yayılmasına bir zemin hazırlanmıştır.
Osmanlı devletinin Avrupalılaşma yolunda atmış olduğu en kesin adım, Abdulmecit'in hukumdar olduğu ve 1839 yılında başlayan "TANZİMAT INKILABI"dır. Tanzimat; Avrupa medeniyetinin Turk toplumuna girmesi gibi gorunurse de, aslında Tanzimat İnkılabı Avrupa medeniyetinin; siyasi, askeri ve ekonomik baskılarla kendisini Turkiye'ye kabul ettirmesi ve Osmanlı'nın somurgeleşmesiyle birlikte yok olması demektir.
TANZİMAT EDEBİYATI
Tanzimat Fermanı ile, siyaset, idare ve eğitim alanlarında Batı uygarlığına resmen katıldıktan sonra Batı’yı ornek edinen Avrupai Turk Edebiyatının birinci donemidir. Tanzimat Edebiyat, siyasi tanzimatın ilanından aşağı yukarı yirmi yıl sonra, 1860’da, Şinasi’nin Tercumanı-ı Ahval gazetesini cıkarmasıyla başlar,1895’e kadar surer. Tanzimat Edebiyatı; eski kuruluşlarla duşuncelerin karşısına toplumsal ve siyasal duzenlemelerle cıkar. Basımevlerinin gelişmesi, gazeteciliğin Batı’dan geniş olcude esinlenmesi, guclu edebiyatcıların yetişmesi etkili bir kamuoyu yaratır.
Tanzimat Edebiyatı, Batıya yonelmiş bir Turk Edebiyatıdır. Toplum hayatımızın hızla değişme ve gelişme akımlarının itici fikir gucu Tanzimat’la başlar. Divan Edebiyatı’nın yuzyıllar boyu suren durgunluğu Tanzimat’la ortadan kalkar. Tanzimat’tan sonra orta sınıf teşekkul eder; bu orta sınıf kendi edebiyatını yaratır; yeni bir edebiyat ortaya cıkar. Dil, artık Divan Edebiyatı dili değil, orta tabakanın gunluk konuşmaya cok yakın olan dilidir. Tanzimat’tan sonra nesir, roman, tiyatro, buyuk bir yer işgal eder. Nesrin gelişmesinde gazeteciliğin buyuk rolu vardır.
Tanzimat Edebiyatı ile topluma yeni bir duyuş, duşunuş ve anlatış tarzı, yeni bir dunya ve insan anlayışı gelmiş; butun edebiyatımız boyunca onemsenmemiş bulunan duz yazı donemi başlamıştır. Avrupa duşunuş sistemi Tanzimat’la memlekete yayılır. Sanat toplumun gorevinde bir arac olarak kullanılır. Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat, Recaizade Ekrem, Abdulhak Hamit, Sami Paşazade Sezai bu donemin en onemli kişileridir.
CANLI EDEBİYATA GİRİŞ
Tanzimat’la edebiyatımıza yeni bir dunya goruşu, yeni bir insan anlayışı girer. Duyuş, duşunuş ve anlatış olanaklarımız genişler. Edebiyatımız cansız dunyayı, cansız insanları anlatmaktan, canlı dunya anlatımına, etli canlı konulaştırmaya Tanzimat’la başlar. Tanzimat oncesi edebiyatımız cansız bir edebiyattır.
Tanzimat Edebiyatı; toplumcudur, doğrunun, iyinin peşindedir. Bu donemin şair ve yazarları, edebiyat yolu ile ulusu uyandırıp yukseltmek; gerilik, kotuluk ve baskıları yok etmek gayesini taşırlar. Topluma karşı kendilerini sorumlu sayarlar. Tanzimat doneminde yetişen yazarlar, eski edebiyatı yıkarak, yerine, Batı Edebiyatı yolunda yeni bir edebiyat kurmayı gaye edilmişlerdir. Şinasi, Ahmet Refik Paşa, Fransız klasisizminin; Namık Kemal, Ahmet Mithat Fransız romantizminin etkisinde kalarak o yolda eserler vermişlerdir.
Tanzimat sonrası edebiyatımız uluslaşma, cağdaşlaşma olanaklarını da birlikte getirir. Yazı dilinde konuşulan Turkce’ye gidilir. Tanzimat ile birlikte eleştiri, hikaye, roman ve tiyatro gelir; gazetecilik başlar. Batı’nın edebiyat akımlarından romantizm, realizm, naturalizm, sembolizm, parnasizm edebiyatımız girer.
TANZİMAT’TA ROMAN VE OYKU
Turk edebiyatında batılı anlamda roman ve oyku Tanzimat doneminde başlamıştır. Ulkemizde roman ve oykunun gelişiminde batı edebiyatından yapılan roman cevrilerinin buyuk katkısı vardır. İlk ceviri Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’ un les Aventures de Telem**ue (1699) adlı yapıtının cevirisidir. Yapıt 1862’de Terceme-i Telemak adıyla cevrilmiştir. Aynı yıl Victor Hugo’nun romanı Sefiller de dilimize cevrildi. Bu yapıtları Daniel Defore’dan Hikaye’i Robinson (1864), Francois Rene Chateubriand’dan Atala (1872) cevirileri izledi.
Turk edebiyatında ilk oyku ve roman denemeleri Ahmet Mithat yazmıştır: Kıssadan Hisse , Letaif-i Rivayat. Bu donem roman ve oykuculeri , dil ve sanat anlayışları bakımından birbirinden ayrılır. Ahmet Mithat, Emin Nihat Şemsettin Sami Nabizade Nazım halka seslenmeyi ilke edindikleri icin oldukca yalın bir dille; Namık Kemal Samipaşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem ise seckin bir topluluğa seslenmeyi ilke edindikleri icin Yeni Osmanlıca’yla yazmışlardır. Bu donem roman ve oykulerinde konular ya gunluk yaşamdan ya da tarihten secilmişti. Tutsaklık ya da surgunluk (Namık Kemal , İntibah; Samipaşazade Sezai), aile baskısıyla gercekleştirmek istenilen evlilikler, batılaşmanın yanlış algılanması gibi konular işlenmiştir. Birinci kuşak romancı ve oykuculeri romantizmin ; ikinci kuşak romancı ve oykuculeri olan Samipaşazade Sezai, Mizancı Mehmet Murat Recaizade Mahmut Ekrem ve Nabizade Nazım Gercekcilik ve Doğalcılık akımlarının etkisinde kalmıştır. Namık Kemal’in Cezmi’si ilk tarihsel roman olma ozelliği taşır. Araba Sevdası ilk gercekci roman olma ozelliğini taşır. Nabizade Nazım da Karabibik adlı uzun oykusu ile Anadolu koy yaşamını Turk roman ve oykusunun konu dağarcığına sokmuştur. Aynı yazarın Zehra adlı romanı da ilk doğalcı psikolojik roman orneğidir. Tanzimat romanları, ustunlukleri yanında , ilk ornekler olmanın ceşitli aksaklıkları da taşımaktadır. Yazar coğunlukla romanının icinde yer alır, kendi ağzından duşuncelerini soyler ve araya girer; cevre ve doğa betimlemeleri iyi yerleştirilememiştir; dil zaman zaman doğallığını yitirir ve kurguda ceşitli tutarsızlıklar vardır.
TANZİMAT ŞİİRİ
Tanzimat şiirinde hem Divan şiirinin, hem de Batı şiirinin buyuk etkileri gorulur. Tanzimat şairleri genellikle Divan şiiri kulturuyle yetişmişlerdir; bazıları da Avrupa’da ozellikle Fransa’da bir sure yaşadıkları icin Fransız şiirini yakından izleme olanağı bulmuştur. Batı edebiyatından ilk şiir cevirileri de bu donemde gorulmektedir. Fransız şiirinden yapılan ceviriler coğunluktadır. Voltaire, Jean-Jacques Rousseau, Victor Hugo, Alphonse de Lamartine, Jean de La Fontaine, Jean Racine, Francois Fenelon, Nicolas Boileau, Alfred de Musset gibi şairlerden ceviriler yapıldı.Bu şiirler Turk şiirinin bicimsel yapısını etkiledi. Batının, sone,terza rima, ottavarima gibi nazım bicimleri kullanılmaya başlandı. Gene cevirilerin etkisiyle Klasikcilik, Romantizm, Gerceklik, Parnasizm, Sembolizm gibi edebiyat akımları Turk edebiyatında tanınmaya başlandı. Ceviri şiirler Turk şiirini oz bakımdan da etkiledi. Yeni duşunceler, kavramlar, imgeler, simgeler ve ozellikle batı dillerinden birtakım yeni sozcukler bu donemde dilimize girdi. Tanzimat şiirinin ilk kuşağında bazı temel kavramlar ilk kez kullanıldı. Şinasi’de “uygarlık, hak, adalet, yasa, devlet ile halkın karşılıklı hak ve odevleri”; Namık Kemal’de “ozgurluk ve yurt”, Ziya Paşa’da “geri kalmışlık” bunlara ornektir. Tanzimat’ın ikinci kuşağında toplumsal temalar daha geriye, ikincil duruma duştu, fizikotesi gundeme geldi. Tanzimat’ın ilk kuşağı “yeni insan”ı yaratmaya calışıyordu, yaklaşımları toplumsal ve ahlaksaldı. Toplumun cağdaşlaştırılmasını ana ilke edinmişlerdi. İkinci kuşağın gundemini ise daha cok şiirle ilgili konular ve metafizik alanlar oluşmuştur. Başka bir deyişle, ikinci kuşak “sanat sanat icin” ilkesini benimsemiştir.
Tanzimat’ın birinci kuşağında Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa; ikinci kuşağında Recaizade Mahmut Ekrem, Abdulhak Hamit, Muallim Naci gibi şairler vardır.
__________________
Edebiyat / Dil Bilimi Tanzimat Edebiyatı
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●38 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Edebiyat / Dil Bilimi Tanzimat Edebiyatı