Turkiye'de cağdaşlaşma seruveni genellikle Batılılaşma hareketleriyle başlatılır. Osmanlıdaki Batılılaşma cabalarının, reformist girişimleri dayatan, Batı'nın istemleriyle gercekleştiği bilinir. 1839 Tanzimat Fermanı da bu doğrultudaki cabanın urunudur. III. Selim donemi ıslahat hareketleri, belki de Batı ile ilişkilerin başlama noktası olarak alınabilir. Ama asıl cağdaşlaşma bilinci Cumuhuriyet'le gelen bir olgudur. Ki; 1923'te başlayan bu surec aydınlanma duşuncesini de var etmiştir. Buna, bir bakıma, Anadolu aydınlanması da denilebilir.
1923 devrimi bircok şeyin başlama noktasıdır Turkiye icin. Bir donemectir de. Ozellikle toplumsal yaşamdaki yenilikler; eğitim, kultur alanındaki atılımlar aydınlanma felsefesini oluşturucak kurumların yapılandırılması bu surecte gercekleştirilir.
Aydınların Batı'yı yakından tanımalar sonucu, yeni kulturel değerleri oluşturma, var olanlara bakabilme bilinciyle donatır onları. Oteden beri suregelen Doğu-Batı arasındaki catışma/ikilem bir bakıma da, formule edilmeye calışılır.
Kuşkusuz bu surecte Turk edebiyatının yapısal sorunları da gundeme gelir.
3 Kasım 1928'de Harf Devrimi yapılır, Latin Alfabesi kabul edilir. Genc Cumhuriyet'in kultur devriminde onemli adımdır bu.
Edebiyatın yapısal sorunlarından soz ettmiştik. Tanzimat Donemi'nde (1859-1896) ilk kez gundeme gelen konular, sorunlar; edebiyatımızın oluşma/gelişme surecindeki diğer donemlerde de hep gendeme gelmiş tartışma ortamı yaratmıştır. Ozellikle şiir ve duzyazı turlerinde yaşanan ikilem, dilde ve bicimdeki yenileşme cabaları bu tartışma gundeminin odak noktası olmuştur surekli.
Her turlu yenilik Batılılaşma ile karşılanmış. Cağdaşlaşma duşuncesi ancak Cumhuriyet doneminde yerini ve anlamını bularak, edebiyatın guncel sorunlarını akılcı bicimde gundeme getirmiştir.
İmlediğimiz eksenden bakarak, Turk şiirinin Cumhuriyet Donemi'ndeki cağdaşlaşma seruvenini oluşumuna kısaca goz atmak da yarar var, sanıyorum.
Bugunku şiirimizin genel gorunumunu değerlendirebilmek icin bu oluşma seyrine bakmak kacınılmaz gibi geliyor, bana.
Cumhuriyet Donemi Şiiri
"Cumhuriyet Donemi Şiir Antolojisi" ya da "Cağdaş Turk Şiir" denilerek hazırlanan seckilerde gunumuz şiirinin cağdaşlaşma surecinin başlama noktası olarak ya Yahya Kemal Beyatlı ya da Ahmet Haşim alınır.(1) bu konudaki kaygılarını, hazırladığı antolojinin "Giriş" inda dile getiren Memet Fuat, ozellikle şunun altını cizer: "Nedim'de, Şeyh Galip'te,Yahya Kemal'de, Haşim'de cağdaş şiirin belli ozellikleri, belli oranda bulunsa da, 'yolu acmış'
olmanın otesine gectiklerini soylemek kolay değildir; cağdaş şairler oldukları ileri surulemez. Ne var ki bu durum onların cağdaş Turk şiirinin oluşumundaki etkilerini yok etmiyor. Kendileri 'cağdaş' olmasalar da, arkalarından gelenlere cağdaşlaşmaya donuk pek cok şey bıraktıkları yadsınamaz." (2)
Cağdaş Turk şiiri, eski şiirle, ozellikle Divan şiiriyle alışverişini, hesaplaşmasını yeni donemde surduredurdu. Catışma ve ters duşmede temel nokta 'dil'di elbetteki. Bunu izleyen bicim ise yeni şiirin olanaklarıyla kırılmaya calışılır. İleriki aşamalarda "gelenek" sorunu gundeme geldiğinde, 'eski' şiirin bu yapısal ozellikle daha iyi değerlendirilecektir. Cağdaş Turk şiirinin oluşumunda bunun yeri ve etkileri donem donem hissedilmiştir.
Yahya Kemal ve Ahmet Haşimİşte bu surecte, tam donemec noktasında bu iki etkili ad one cıkıyor: Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958), Ahmet Haşim(1885-1933). İki şair de hem eğilimleri, hem de surdurdukleri ve getirdikleri tarz ile cağdaş Turk şiirinin oluşumunda etkili olurlar. Yahya Kemal, geleneği Batı şiiri ile birleştirir; Ahmet Haşim, bir ucuyla dil ve anlatımda Tevfik Fikret cizgisinden giderek Fransız simgecilerinin etkisinde şiirler yazar. Sonraki yıllarda Cağdaş Turk şiirinin onlarla başlayan, giderek de acımlanan, bu kanalda geliştiğini gozleriz. Ama onların da oncesinde, tam Cumhuriyet'in kuruluşu arefesindeki uluslaşma hareketi şiirde de yeni oluşumların onunu acmıştır. "Hececiler" diye anılan, Hecenin Beş Şairi [Orhan Seyfi (Orhon) 1890-1972; Halit Fahri (Ozansoy) 1891-1971; Enis Behic (Koryurek) 1891-1949; Yusuf Ziya (Ortac) 1895-1967; Faruk Nafiz (Camlıbel)1898-1973] bu surecte ortaya cıkar; yurt sevgisini dile getiren hece olcusuylue şiirler yazarlar. "Konuşulan guzel Turkceyi yazı diline gecirerek yeni ve buyuk davayı kazanan ve kazandıranlar" olarak nitelendirilen Hececiler; Ziya Gokalp ve Omer Seyfettin'lerin başlattıkları "Yeni Lisan" anlayışının etkisiyle, Osmanlıcadan arınan bir dille şiir yazamaya yonelirler. Ulus/ulusculuk bilincini surekli on planda tuttular.
Cağdaş Turk şiiri asıl ivmesini 1920'li yıllarda alır. Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962), Kemalettin Kamu (1901-1948), Ahmet Kutsi Tecer (1901-1967), Necip Fazıl Kısakurek (1905-1983) hicbir akıma bağlı olmaksızın, ilk urunlerini bu surecte verirler. Bir ara, "geciş donemi" diyebileceğimiz bir surecte ortaya cıkan Yedi Meşaleciler [ Muammer Lutfi Bahşı (1903-1947), Vasfi Mahir Kocaturk (1907-1961), Sabri Esat Siyavuşgil (1907-1968), Cevdet Kudret (1907-1991), Yaşar Nabi Nayır (1908-1981), Ziya Osman Saba (1910-1957) ] ilk urunlerini 1928'de Yedi Meşale adlı kitapta toplarlar. Kitabın onsozunde cıkış amacalarını;"Yazılarımızı muşterek neşretmemizin sebebi, memleketimizde son edebi cereyanları gosterecek toplu bir eser vucuda getirmek arzusudur.(...) Canlılık, samimiyet ve daima yenilik...bizi muşterek bir eser neşrine teşvik eden fikirlerimizi bu suretle edebiliriz." duşunceleriyle dile getirirler. Onların bu cıkışı ilgiyle karşılanır. "Yeni imgeler ve yeni benzetmeler peşinde olan" bu genc şairlerin eylemini Cevdet Kudret, yıllar sonra, şoyle değerlendirecektir: "Kendinden onceki kuşakları hırpalayarak ortaya cıkan Yedi Meşale'nin atılımı hoşgoruylu ve cok geniş bir ilgiyle karşılanmıştı."(2)
Gene de, onların bu cıkışı, cağdaş Turk şiirinin oluşumunda pek etkili olamaz.
NÂzım'ın Actığı Yol
Burada, Oktay Rifat'ın şu saptamasını anmakta yarar var :"Bugunku Turk muziğinin tek sesli Enderun muziğinden, bugunku resmimizin, tezhip, yazı ve minyaturden turemediği nasıl bir gercekse, bugunku Turk şiirinin de Divan şiirinden turemediği oylece bir gercektir. Yeni şiirimizin Tanzimat'tan sonra gelişen yenileşme şiiriyle, yonunu bulma bakımından bir ilişkisi varsa da doğrudan doğruya bu şiirden turediği ileri surulemez. Bugunku şiirimiz Halk şiirinden de turememiştir. Tureseydi belki iyi olurdu ya, ne yapalım ki, boyle olmamış. Batı'dan mı aktarılmış oyleyse? Buna da tam olarak evet diyemeyiz. Batı'dan teknik olarak, tema olarak, duşunce olarak cok şey alınmıştır, ama tam anlamıyla bir aktarma yoktur ortada. Boyle bir aktarma, ayrıca, olanaksızdır. Oyle ise nasıl turemiştir bu şiir? Bana kalırsa, her toplumda olduğu gibi, yeni Turk toplumunda da doğal olarak ozanlar cıkmış, bunlar turlu etkiler altında, daha cok Batı etkisinde şiirler soylemişler ve bugunku şiirimiz meydana gelmiştir... Boylece doğuştan yeni olan bu şiir, sonradan gozlerini geriye cevirerek, Divan şiiriyle, hele halk şiiriyle sıkı bağlar kurmak istemiştir."(3)
Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'in peşi sıra NÂzım Hikmet'in 1920'li yıllarda yenilikci ilk urunlerini vererek ortaya cıkması, Oktay Rifat'ın da belirlemeye calıştığı "yenilikci" surecin ivmesini oluşturur.
Bundan boyle cağdaş Turk şiirinin oluşum donemi başlamıştır artık. NÂzım Hikmet'in actığı yolun etkinliği 1930'lu yıllarda daha da belirginleşir.
1930-1950 Donemi, yenilikci şiirin onemli oluşumlarını hazırlar. İlki "I. Yeni" Garip Şiiri'nin ortaya cıkışıdır. İkincisi toplumcu gercekci 1940 Kuşağı'nı oluşturan koşulların varoluşu ve "II. Yeni"nin oluşumu..
Garip Şiiri hareketi Orhan Veli Kanık (1914-1950), Oktay Rifat (1914-1988) ve Melih Cevdet Anday'ın (1915) 1937-38'den sonra yazdıkları şiirleri Garip (1941) adlı ortak kitapta toplarlar. Orhan Veli'nin kitabın onsozundeki yazısı ise bu cıkışın amacını acıklamaktadır: "Şiir, yani soz soyleme sanatı, gecmiş yuzyıllar icinde bircok değişikliklere uğramış; en sonunda da, bugunku noktaya gelmiş. Bu noktadaki şiirin doğru durust konuşmadan oldukca ayrı olduğunu kabul etmek gerek. Yani şiir bugunku durumuyla, doğal ve gunluk konuşmaya gore bir ayrılık gostermekte, bir olcude garip karşılanmaktıdır. Fakat işin hoş yanı, bu şiirin bircok atılımlar sonucunda kendini kabul ettirmiş, bir gelenek kurarak da, sozu gecen garipliği ortadan kaldırmış olması.Yeni doğup bugunun aydınınca eğitilen cocuk kendini doğrudan doğruya bu noktada kavrıyor. Şiiri, kendine oğretilen koşullar icinde aradığından, bir doğallaşma isteğinin urunu olan yapıtları şaşkınlıkla karşılıyor. Garip anlayışı, oğrendiklerini doğal kabul edişinden gelmekte. Ona buradaki goreceliği gostermeli ki oğrendiklerinden kuşku duyabilsin."(4) Yeni şiir, arayışın değil, yeni toplumdaki gerekliliğin karşılığını buluşun ortaya cıkardığı bir olgudur.
1940 Kuşağı şiirinin oluşumu da bu buluşma surecinde ortaya cıkar.NÂzım Hikmet'in 1938'de tutuklanması ve şiirinin yasak/sakıncalı bulunması, İkinci Paylaşım Savaşı'nın golgesindeki Tek Parti iktidarının baskıcı yonetimi bu eğilimin ortaya cıkmasında etkindir. Ulkenin yaşadığı değişim sureci toplumsallaşma hareketini derinden etkiler. Kuşağın başlıca şairleri şunlar oldu : Hasan İzzettin Dinamo (1909-1989), Rıfat Ilgaz (1911-1993) Niyazi Akıncıoğlu (1916-1979), Cahit Irgat (1916-1971), ****adir (1917-1985), Fethi Giray (1918-1970), Suat Taşer (1919-1982), Ceyhun Atuf Kansu (1919-1978),Enver Gokce (1920-1981), Omer Faruk Toprak (1920-1979), Orhon Murat Arıburnu (1920-1989), Mehmed Kemal (1921-1999), Arif Damar (1925), Attila İlhan (1925), Sabri Altınel (1926-1985), Ahmed Arif (1927-1991), Şukran Kurdakul (1927)...
Bu donemde sozunu ettiğimiz oluşumların dışında kalan şairler ise şunlar oldu: Asaf Halet Celebi (1907-1958), Ahmet Muhip Dıranas (1908-1980), Mustafa Seyit Sutuven (1908-1969),Cahit Sıtkı Tarancı (1910-1956)Fazıl Husnu Dağlarca (1914), Celal Sılay (1914-1974)Behcet Necatigil (1916-1979), Cahit Kulebi (1917-1997), Salah Birsel (1919-1999), Sabahattin Kudret Aksal (1920-1993), Necati Cumalı (1921), Ozdemir Asaf (1923-1981), Nevzat Ustun (1924-1979), Can Yucel (1926-1999), Metin Eloğlu (1927-1985), Ahmet Oktay (1933).
__________________
Edebiyat / Dil Bilimi Turk Şiirinin Tarihcesi
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●48 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Edebiyat / Dil Bilimi Turk Şiirinin Tarihcesi