MecÂz, bir kelimeyi hakikî anlamı dışında kullanmaktır. MecÂz sanatları da kelimenin mecÂzî anlamı ile ilgilidir. Biz bu bolumde kelimelerin mecÂzî ve hakikî anlamları ile alÂkalı sanatları vermeyi hedef aldık. Bu bahisde ele aldığımız teşbih sanatı, her ne kadar bir benzetme sanatı olsa da yine kelimenin anlamı ile alÂkalı olması yonunden bu bolumde ele alınmıştır. Bu bÂbda incelenen sanatlar şunlardır:
1.Teşbih
2. MecÂz-ı Mursel
3.İstiÂre
4.KinÂye
5.Teşhis ve İntÂk
6.Tarîz
1.TEŞBİH
Sozu daha etkili bir hale getirmek icin, aralarında turlu yonlerden ilgi bulunan iki şeyden, benzerlik bakımından guclu olanı, nitelik bakımından daha guclu durumda olana benzetmektir. Teşbih sanatında amac, bir anlamda anlama guc katmaktır. Teşbih sanatında dort temel oğe vardır. Bu temel oğelerin kullanılıp kullanılmamasına gore teşbihin ceşitleri belirlenir. Bu temel oğeler şunlardır:
1. Benzeyen (Muşebbeh): Birbirine benzetilen şeylerden nitelik bakımından daha gucsuz durumda olanıdır.
2. Kendisine Benzetilen (Muşebbehun-bih): Birbirine benzetilen şeylerden nitelik bakımından daha ustun, daha guclu olan, kendisine benzetilen unsurdur.
3. Benzetme yonu (Vech-i şebeh): Birbirine benzetilen şeyler arasındaki ortak ilgi ve benzeyiştir.
4. Benzetme edatı (Edat-ı teşbih, Vasıta-i teşbih): Kavramlar arasında benzetme ilgisi kuran edat ya da edat gorevinde olan kelimelerdir. Benzetme uygulanırken şu edatlar kullanılır: gibi, kimi, sanki, meğer ki, gûyÂ, tıpkı, gûne, gûnÂ, misl, misillu, niteki, nitekim, misÂl, sıfat, mÂnend, ÂdetÂ, cu, cun, tek, andırır, benzer, -veş, -ÂsÂ, -vÂr.
Teşbih Ceşitleri
Teşbihin ceşitleri daha once soylediğimiz gibi teşbih oğelerinin birinin veya bir kacının kullanılıp kullanılmamasına gore belirlenir.
1.Ayrıntılı Teşbih
Dort oğesi de bulunan teşbihtir.
Bu sesler dokunuyor en ağrıyan yerime,
Bir eski cıban gibi işliyor icerime.
(Ayak Sesleri/ Necip Fazıl Kısakurek)
Benzeyen: Sesler
Kendisine benzetilen unsur:Eski cıban
Benzetme yonu: Ağrımak
Benzetme edatı: Gibi
2. Kısaltılmış Teşbih (Teşbih-i mucmel, Teşbih-i muhtasar)
Benzetme yonu anılmadan yapılan benzetmedir.
Ben gideyim; yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin
İki yanımdan aksın , bir sel gibi fenerler.
(Kaldırımlar/ Necip Fazıl Kısakurek)
Benzeyen: Sel
Kendisine benzetilen unsur: Fener
Benzetme edatı:Gibi
3.Pekiştirilmiş Teşbih (Teşbih-i muekked)
Benzetme edatı bulunmayan benzetme.
Ufuk bir tilkidir, kacak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık
(Cile/ Necip Fazıl Kısakurek)
Benzeyen:Ufuk, yollar
Kendisine benzetilen unsur: Tilki, yumak
Benzetme yonu: Kacak, kurnaz; uzun, dolaşık
4. Guzel Teşbih (Teşbih-i beliğ)
Benzeyen ve kendisine benzetilen oğelerle yapılan , benzetme yonu ve edatı
soylenmeyen benzetmedir.
Gul yuzlu bir Âfetti ki, her bûsesi lÂle;
Girdik zaferin koynuna, kandık o visÂle.
(Mohac Turkusu/ Yahya Kemal)
Benzeyen: Zafer, bûse
Kendisine benzetilen unsur: Sevgili, lÂle
Kendisine benzetilen unsur: Gul
5.Yaygın Teşbih (Teşbih-i temsîlî

Benzeyen ve kendisine benzetilenler arasında birden fazla ortak nitelik ve ozellikleri sırayla ifade edilerek yapılan teşbihtir. Temsilî teşbihte her iki oğenin, ortak benzerlikleri
anlatıldıktan sonra , manzumenin en sonunda ilgili olan temel oğe acıklanır. Aşağıdaki ornekte gorulduğu gibi Namık Kemal’in Nevha adlı şiirinde vatan bir sevgiliye benzetilmiştir. Benzeyen unsur olan vatan soylenmeyip , şiirin başından itibaren kendisine benzetilen unsur olan sevgilinin ceşitli ozellikleri sıralanmıştır. Vatan şiirin en sonunda soylenmiştir.
Nevha I
Feminin rengi aks edip tenine
Yeni acmış gule misÂl olmuş
İn’itÂf ile bak ne al olmuş,
Serv-i sîmîn safÂlı gerdenine
O letÂfetle ol nihÂl-i revÂn
Giriyor goz yumunca ruyÂma
Benziyor, aynı kendi hulyÂma,
Bu tasavvur dokundu sevdÂma
Âh boyle gezer mi hîc cÂnÂn?...
Gul değil arkasında kanlı kefen...
Sen misin, sen misin garîb vatan?...
(Namık Kemal)
__________________