Fransız yazarı (1799-1850).

1799 yılında Tours şehrinde doğan Honore, 1815'te ailesiyle birlikte Paris'e geldi. Annesi ve babası oğullarının noter olmasını istiyorlardı, ama onun gozu yukseklerdeydi, yazar olmayı ve buyuk paralar kazanmayı hayal ediyordu.

Balzac beceriksiz birkac edebiyat denemesinden sonra, başarısızlıkla sonuclanan işlere girişip borclandı. Surekli para sıkıntısının baskısıyla ve buyuk bir coşkuyla roman ustune roman yazmağa koyuldu. Hep evine kapanır, pek seyrek dışarı cıkardı. Akşam altıda yatar, kendisini geceyarısı uyandırmalarını tembih eder ve ertesi akşama kadar durmadan yazardı. Balzac boyle bazen gunlerce, bazen haftalarca, kahve ustune kahve icerek ve sabahlığına burunerek calışırdı.

Ve gunun birinde, yirmi yıldır sevdiği Madam Hanska ile evlendikten kısa bir sure sonra, bu yoğun calışmanın verdiği yorgunluktan bitkin duşerek oldu. Victor Hugo'nun belirttiği gibi, «aynı gun hem mezara girdi, hem une kavuştu.»

İNSANLIK KOMEDİSİ

Gozlem yeteneğine ve cok geniş bir hayal gucune sahip olan Balzac, bize buyuk eserler bırakmış (85 roman) ve onları şoyle tanımlamıştır: «Butun toplumun hikÂyesini anlatmağa giriştim. Coğu zaman planımı şu tek cumleyle dile getirdim: dort-beş bin sivri kişisi bulunan bir kuşak. İşte bu dram, benim kitabımdır».

Balzac, cok ceşitli ve değişik insanlara rastlamış ve onların butun davranışlarını derin bir anlayışla incelemiş, iyice belirlenmiş kişilerin birbiriyle karşılaştığı coşkulu bir dunya yaratmakta da bu gozlemlerinden yararlanmıştır. Bu kişiler arasında soylu ve hırslı genc Rastignac; acgozlu tefeci Gobsek; kacak kurek mahkûmu Vautrin; cimri baba Grandet ve muşfik Ursule Mirouet'yi goruyoruz. Bir hikÂyeden otekine, ortaya cıkan bu kahramanlar aracılığıyla Balzac, eserinin genel adı olan İnsanlık Komedisi'ni yaratır. Onun anlattıkları, Fransa'da gorunuşte parlak, ama yozlaşmaya yuz tutmuş bir soylu sınıfının, cimri, gozunu para hırsı burumuş bir burjuva sınıfıyla yan yana yaşadığı Restorasyon Donemi toplumunun ilgi cekici canlılıkta bir portresidir. Bu hayal Âlemi, merak uyandırıcı entrikalarla kum gibi kaynar ve genişliğiyle, gercekliğiyle okuyucuyu Âdeta buyuler.



«Goriot Baba» adlı roman icin cizilmiş bir resme gore, Rastignac. «Paris Hayatından Sahneler» dizisinin kahramanı olan Rastignac, Restorasyon Donemi'nde taşradan Paris'e gelmiş bir ikbal avcısının macerasını canlandırır.



«Yazı sanatının pranga mahkûmu» denilen Balzac'ın Nadar tarafından cekilmiş bir fotoğrafı.
__________________