Normandiyalı soylu bir aileden yetişen ve Louis XIII ile Louis XIV'un hukumdarlığı zamanında yaşayan Pierre Corneille'in, buyuk bir tiyatro yazarı olması icin koşulları pek de elverişli değildi.
Babası gibi avukatlığı secmiş, fakat cekingenliği yuzunden mesleğinde pek başarılı olamamıştı. Oysa genc Corneille'in edebiyata buyuk tutkusu vardı ve sadece zevk icin kendi kendine şiirler yazıyordu; nihayet 1636'da, Le Cid adlı manzum trajedisini oynatmayı başardı: eser olağanustu ilgi gormuş, buyuk başarı kazanmıştı. O tarihte İspanyol saldırılarını puskurten ve henuz zaferin sarhoşluğu icinde yuzen Fransızlar, Arapları yenen Rodrigue'in kişiliğinde kendi ordularının kahramanlığını ve kazandıkları askeri zaferin parıltısını gorur gibi oluyorlardı.
Corneille'in bu oyununda, «Le Cid», yani soylu kişi, beyzade diye anılan Rodrigue, zayıflıklarım yenmeğe, ruhsal acılarının ustesinden gelmeğe calışan son derece iyi bir insandır. Bir yandan Chimene'e duyduğu sevgi, ote yandan onu sevgilisinin babasını oldurmeğe zorlayan onuru, arasında secim yapmak zorundadır. Duygularıyla gorevi arasında bocalayan insanın bu guc durumu, Corneille'in eserlerinde sık sık işlediği konulardan biridir.
ESERLERİ
Komik Aldanış, Horace, Cinna, Polyeucte, Yalancı, Rodogune, Sertorius.
«Le Cid»in, 1973'te Paris'teki bir tiyatroda sahnelenişi.
__________________