Yugoslav edebiyatının onde gelen yazarlarından Mehmet (Meşa) Selimovic, 26 Nisan 1910'da Bosna'nın Tuzla kentinde doğdu. 11 Temmuz 1982'de de Belgrad'da yaşama gozlerini yumdu. Ailesinin zenginliği ona rahat bir cocukluk yaşattı. Ne var ki -Suat Engullu'nun yaptığı değerlendirmeye gore-, babası sorumsuz, bir o kadar da otoriterdi. Romanlannda kaleme aldığı karakterler arasında babası sayılabilecek kişiler oldu. Orneğin Derviş ve Olum'de Hasan'ı babasından yarattı. Onun icin şunları yazdı: "Genellikle sahip olduğu malı mulku satarak gecinirdi... Atları, otomobilleri, kadınları, avlanmayı, ickiyi, dost meclislerini severdi. Eğlenceye cok duşkundu... Omru kısa surdu... 54 yaşında oldu... O, evin tek efendisiydi... Odasına senede sadece iki kez, o da bayramlarda girebilirdik..." İlk ve ortaoğrenimi Tuzla'da tamamladı. Bu yıllar*da Andersen masallarından Dickens'ın romanlanna kadar uzanan geniş bir yelpazede ne bulursa, okudu. Lise son sınıfta bir yandan Dostoyevski okuyordu, bir yandan da ilk şiir ve denemelerini yazmaya calışıyordu.
1930'da Belgrad Universitesi Felsefe Fakultesi Sırp Dili ve Edebiyau Bolumu'ne girdi. O yıllarda Hersekli arkadaşları ona Meşa demeye başladılar. Meşa'yı o da benimsedi, imza olarak Meşa Selimovic'i kullandı.
Universiteyi bitirdiği yıl (1936), babasını yitirdi. Tuzla Lisesi'nde oğretmenliğe başladı. Boylece genclik uzerinde etkileri goruldu. Meşa Selimovic, ikinci Dunya Savaşı başladıktan sonra, Halk Kurtuluş Hareketi adlı orgude işbirliği yaptığı gerekcesiyle 9 Eylul 1942'de, kız kardeşi ve ortan*ca kardeşiyle birlikte ucu, Hırvat faşist Ustaşlar tarafindan tutuklandı.
Dort ay hapiste kaldı, delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Yayımına yeni başlanan Oslobecenye gazetesine yazılar yazmaya başladı, Tuzla Birliği'nin siyasal sorumluluğuna getirildi. Selimovic, 1944 yılının sonlannda Derviş ve Olum kitabını yazmasına neden olan acı olayı yaşadı: Kendinden beş yaş buyuk olan ağabeyi subay Şevkiya Selimovic, "Kamu Malları Genel Mudurluğu" deposundan bir karyola, bir dolap, bir sandalye ve buna benzer şeyler caldığı" icin III. Kolordu askeri mahkemesi karanyla kurşuna dizil*di. Karar yerine getirilmeden once hapishaneden Meşa Selimovic'e sucsuz olduğuna dair bir haber gonderdi. Bu olay Meşa Selimovic'i cok etkiledi. Sessizlikler, Anılar, Derviş ve Olum'de ağabeyinin bu trajik olayına yer verdi. Selimovic, Tuzla Birliği'nden yeni kurtarılmış bolge haline gelen Belgrad'a gitme emrini sevincle kabul etti. "İşgalci ve Yardımcılannın Cinayetierini Saptama Komisyonu'nun Yayın Bolumu Şefliği "ne getirildi. Bu gorevde iki yıl calıştıktan sonra Yugoslavya Federatif Halk Cumhuriyetinin Kultur Komisyonu Uyeliği ve Dış Ulkelerle Kultur İlişkileri Bolumu Şefliği'ne atandı. 1943'te evlendiği eşiyle iki yıl birlikte olabildi. 1945'te tanıştığı, Krallık Yugoslavya Ordusu generallerinden birinin kızı olan Darka ile evlendi. Ne var ki bu evliliği ona pahalıya maloldu. Parti uyeliğine son verildi. İşinden cıkarıldı. O da bunun uzerine Saraybosna'ya taşındı. Burada cıkan "Brazda" dergisinde yazmaya başladı. Bu yıllarda ilk oyku kitabı olan İlk Boluk yayımlandı. Kendisi de mezun olduğu fakultede Docentliğe atandı, romantizm dersi okuttu. Bir yıl sonra "Brazda" dergisinin yayın yonetmenliğini ustlendi.
Dahaonce başladığı gazete yazarlığını edebiyat yazarlığı biciminde surdurdu. İki secki hazırladı. 1946 yılında ilk oykusu Fırtınanın Turkusu, Meşa Selimovic imzasıyla "Naşa Knyljeunost" dergisinde yayımlandı. Oykunun konusunu kendisinin de katıldığı Yugoslavya Kurtuluş Savaşı'ndan alıyordu. "Yabancı Ulke" oykusu filme alındı, 1956 yılında Pula Film Fesivali'nde ozel odul verildi. Yazdığı senaryo bir yıl sonra yayımlandı. Aynı yıl Saraybosna Halk Tiyatrosu Muduru oldu. 1961 Meşa Selimovic icin 'altın yıl' oldu denebilir. Once "Jivot", ardından "Veselin Masleşa", daha sonra da "Suyedost" yayınevlerinin yayın yonet*menliğini yaptı. Bir yıl sonra da Bosna-Hersek Yazarlar Birliği Başkanlığına secildi. Sessizlikler romanına Saraybosna Kenti 6 Nisan Odulu verildi. 1966'da Derviş ve Olum yayım*landı. Yugoslav edebiyat cevrelerinde geniş yankı yarattı. Bu buyuk ilgiyi kendisinin bile bek*lemediğini soyledi. 1962'de haftalık "Nin" dergisince 1966 Yılının En İyi Roman Odulu ve daha once Sessizlik icin verilen Saraybosna Kenti Alo Nisan Odulu, bu kez Derviş ve Olum icin de verildi. Once Sırbistan Bilim ve Sanat Akademisi haberleşme uyeliğine, ardından da Bosna-Hersek Bilim ve Sanat Akademisi uyeliğine kabul edildi. Sırp milliyetcilerinin kendisini istismar ettiklerini gorerek, Saraybosna'dan ayrıldı, Belgrad'a yerleşti. Selimovic, Derviş ve Olum nedeniyle, Alun Celenkli Cumhuriyet Nişanı'nı, Nyegoş Odulu'nu aldı. 1970'te de Yugoslavya'nın en buyuk odulu olan Avnoy Odulu'ne layık goruldu. Bir gazetede kendisiyle 16 Haziran 1975'te yapılan bir soyleşide sağlığına ilişkin bilgiler verdi: "Derviş'ten ve Kale'den sonra bir depresyon gecirdim, insanlardan kacmaya başladım... 1971 yılında ağır bir hastalığa yakalandım ve artık yaza*mayacağımı duşundum."
Derviş ve Olum 1977'de, Kale 1981'de Fransa'da yayımlandı, buyuk ilgi gordu. Ne var ki Selimovic'in sağlığı bozuktu ve gunlerini surekli yatağa bağlı gecirmek zorundaydı. Cember adlı son romanını tamamlayamadı, Belgrad'da hayata veda etti (1982).
Meşa Selimovic'i once Boşnak, sonra Sırp edebiyatcısı ya da genel bir ifadeyle Yugoslav yazarı olarak tanımlayabiliriz. Onun en unlu olan eseri Derviş ve Olum, Saraybosna'da 1966'da Turkiye'de ise, 1973'te yayımlandı. Daha sonraki basımları 1985,1988 ve 2001 yılında yapıldı. Selimovic'i de Turkiye'de tanıtan Yaşar Nabi Nayır oldu. Derviş ve Olum'un 1973'teki ilk basımı Varlık Yayınları'ndan yapıldı. Selimovic, iyi bir oğrenim gordu ve temel eserleri okuyarak, yazarlığını yetkinleştirdi. Suat Engullu'nun saptamasına gore, Selimovic, başta Dostoyevski olmak uzere Gogol, Hugo, Stendhal, Zola, Cehov, Tolstoy, Proust, Thomas Mann, Thomas Volfe, Willam Faulkner, Ernest Hemingway olmak uzere Rus, Fransız ve Amerikan edebiyatının başlıca yazarlarını okudu, kendi bicemini yaratmaya calıştı. Engullu, şu yargıya vardı: "Cok calışan, ne yapmak istediğini iyice bilen, yazdığı her cumleyi acımasız bir eleştir*men edasıyla değerlendiren bir yaratıcıdır o." Meşa Selimovic once bir oykucuydu. Oyku ve romanda*ki başarısının ise, yine Engullu'nun saptaması*na gore, "İslam Âdet, gelenek ve goreneklerinin yaşatıldığı
Boşnak bir ailede yetişmiş bulunan Selimovic'in, butun eserlerinde, mensubu olduğu ulusun değerleri olan doğunun manevi zenginlik*leri ile lise oğrenciliği esnasında, ozellikle de Belgrad Felsefe Fakultesi'nde oğrenim gorduğu yıllarda benimsediği batı duşunce tarzı arasında son derece başarılı bir sentezi ortaya koyabilme becerisini gostermiş olmasında yatmaktadır." Selimovic in parcalı Yugoslavya'da edebiyatcı kişiliği de Suat Engullu'ye gore, bir ihanet cizgisi izler: "...o yıllarda galeyana gelen, her turlu firsatı akıllıca değerlendiren, elindeki butun imkÂnları devreye sokan Sırp milliyetciliği lobisinin sistematik gayretleri ustun gelmiş, bunun sonucu olarak da Meşa Selimovic, Saraybosna'yı terk edip Belgrad'a yerleşmesinden bir sure once yayımlanan Predrag Palavestra'nın Savaş Sonrası Sırp Edebiyatı kitabına Sırp yazarı olarak dahil edilmesi nedeniyle, 12 Haziran 1973 tarihli Politika Gazeteinde yayımlanan bir yazıda olduğu gibi, 3 Kasım 1976 tari*hinde Sırp ve Bilim Akademisi'ne gonderdiği mek*tupta da "Bosnalı, Musluman bir aileden geldiği*ni" belirtmekle birlikte, "Sırp ulusuna ve Sırp ede*biyatına mensup olduğunu" vurgulamış, gecen yuzyılın 60'lı yıllarında Boşnaklığını reddedip Sırplığı ya da Hırvatlığı benimseyen bircok Boşnak aydın ve yazar gibi, asıl mensubu olduğu Boşnak ulusuna da, Boşnak edebiyatına da sırt cevirip ihanet etmiştir." (Kale, s. 499)
Derviş ve Olum'un yazarı Meşa Selimovic, kitabı icin şunlan soyledi: "Bu, her şeyden once felsefi ve psikolojik bir romandır. Durust bir kişiliğe sahip olmasına rağmen, Derviş'in duşunce tarzı dog*matik, belli kalıpların dışına cıkmayan bir duşunce tarzıdır; oysa hayat ona tuzaklar kurmakta, onun sozde sarsılmaz duşunce tarzının ve dunya karşısın*da takındığı tavrın zırhını paramparca etmektedir. Yazarken beni ozellikle ilgilendiren dildi; dilin kendi icinde gizlediği, etkileyici psikolojik durum*ların ifade edilebilmesini sağlayan olanaklardı..." Doğan Hızlan şoyle diyecekti: "Turkiye ile Yugoslavya arasındaki edebi hat gittikce pekişiyor*du. Ivo Andric'in eserlerinin cevirisini, başka yazarların dilimizde gorunmesi izledi. Meşa Selimovic'in Derviş ve Olum'u cok beğenildi." (Hurriyet, 29 Mart 1999) Roman yonetmen Alberto Rondalli tarafindan kendi yazdığı senaryoyla filme cekildi, 2002'de Turkiye'de de gosterildi.
Turkcede de Yayımlanan Başlıca EserleriDerviş ve Olum (Mahmut Kıratlı, 1973), Kale (Suat Engullu, 2001)
__________________
Edebiyat / Dil Bilimi Mehmet-Meşa Selimovic ve Yugoslav Edebiyatına Katkıları
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●40 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Edebiyat / Dil Bilimi Mehmet-Meşa Selimovic ve Yugoslav Edebiyatına Katkıları