[IMG]http://img106.**************/img106/3581/necipustad117oe.jpg[/IMG]
26 Mayıs 1905'te İstanbul'da doğdu. Cocukluğu, buyuk babasının İstanbul Cemberlitaş'taki konağında gecti. İlk ve orta oğrenimini Amerikan ve Fransız Kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde (Askeri Deniz Lisesi) tamamladı. Lisedeki hocaları arasında Yahya Kemal, Ahmet Hamdi(Akseki), İbrahim Aski gibi isimler vardı. Necip Fazıl hocalarından en cok İbrahim Aski'nin etkisinde kalmıştır. Tasavvufla ilk tanışması da hocası İbrahim Aski'nin verdiği kitaplarla olmuştur.
Necip Fazıl Kısakurek, İstanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Felsefe Bolumu'nu bitirdikten (1924) sonra, Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile gonderildiği Fransa'da, Sorbonne Universitesi Felsefe Bolumu'nde okudu. Turkiye'ye donuşunde Hollanda, Osmanlı ve İş Bankalarında mufettiş ve muhasebe muduru olarak calıştı. Robert Kolej, İstanbul Guzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı, Ankara Universitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakultesi'nde ders verdi(1939-43). Sonraki yıllarında edebiyata yonelerek fikir ve sanat calışmaları dışında başka bir işle meşgul olmadı.
Necip Fazıl, annesinin arzusuyla şair olmak istedi (bunu duşunduğunde henuz 12 yaşındaydı) ve ilk şiirleri Yeni Mecmua'da yayımlandı. Milli Mecmua, Anadolu, Varlık ve Yeni Hayat dergilerinde cıkan şiirleriyle kendinden soz ettirmeyi başardı. Daha sonra Paris'e gitti ve donuşunde yayımladığı Orumcek Ağı ve Kaldırımlar adlı şiir kitaplarıyla edebiyat dunyasında patlama yaptı. Necip Fazıl bu eserleriyle genc yaşta şohreti yakalayarak, cağdaşı şairlerin onune cıkmayı başardı. Edebiyat cevrelerinde hayranlık aynı zamanda heyecan uyandırdı. 1932'de Ben ve Otesi adlı şiir kitabını cıkardığında henuz otuz yaşına basmamıştı.
Necip Fazıl icin 1934 yılı hayatının donum noktası oldu. Cunku hayat felsefesinin değişmesine neden olan ve Beyoğlu Ağa Camii'nde vaaz vermekte olan Abdulhakim Arvasi ile bu donemde tanıştı. Ve bu kişiden bir daha kopmadı. Necip Fazıl'ın, ustun bir ahlak felsefesini savunduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu doneme rastlar (Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak).
Necip Fazıl aralıklarla gidip uzun surelerle kaldığı Ankara'ya ucuncu gidişinde, bazı bankaların da desteğini sağlayarak 14 Mart 1936'da haftalık Ağac dergisini cıkarmıştır. Yazarları arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, Mustafa Sekip Tunc'un da bulunduğu Ağac dergisi, yeni kapanan Yakup Kadri'nin Kadro dergisi yazarları Burhan Belge, Vedat Nedim Tor, Şevket Sureyya Aydemir ve İsmail Husrev gibi yazarların savunduğu ve donemin etellektuellerini hayli etkilemiş bulunan materyalist ve marksizan dusuncelerine karşı spiritualist ve idealist bir cizgi izlemiştir. Ankara'da altı sayı cıkan Ağac dergisi daha sonra İstanbul'a nakledilmiş ancak fazla okur bulamadığından haftalık Ağac dergisi 17'nci sayıda kapanmıştır.
Necip Fazıl, 1943 yılında dinsel ve siyasal kimliği on plana cıkan Buyuk Doğu adlı dergiyi cıkardı. 1978 yılına kadar aralıklarla haftalık, gunluk ve aylık olarak cıkarılan Buyuk Doğu'da iktidarlara cephe alan Kısakurek, yazı ve yayınları yuzunden mahkemelik oldu, hapse girdi ve dergi bircok kez kapatıldı. Sultan Abdulhamit taraftarı olan Necip Fazıl giderek İslamcı kesimin onderlerinden biri oldu. Ağac dergisinde olduğu gibi, Buyuk Doğu'nun ilk sayılarında da yazar kadrosu hayli kozmopolittir. Bedri Rahmi, Sait Faik gibi yazarların imzası dergi sayfalarında gorulmektedir. Ancak, Buyuk Doğu, dinsel bir kavga organı durumuna gelince bu yazarların bir kısmı ayrılmıştır. Necip Fazıl 1947 yılında Buyuk Doğu toplatılınca Kasım-Aralık ayları arasında uc sayı devam eden Borazan adlı siyasal mizah dergisini cıkarmıştır. Sık sık kapatılan veya toplatılan Buyuk Doğu'nun cıkmadığı donemlerde gunluk fıkra ve cesitli yazılarını Yeni İstanbul, Son Posta, Babialide Sabah, Bugun, Milli Gazete, Hergun ve Tercuman gibi gazetelerde yayımlayan Necip Fazıl, Buyuk Doğu'da cıkan yazılarında kendi imzası dışında Adıdeğmez, Murid, Ahmet Abdulbaki gibi takma isimler kullandı. 1962 yılından itibaren de hemen hemen tum Anadolu şehirlerinde konferanslar verdi.
Necip Fazıl, Sabır Taşı adlı oyunuyla 1947 yılında C.H.P. Piyes Yarışması Birincilik Odulu'nu almış, doğumunun 75. yıldonumunde Kultur Bakanlığı'nca "Buyuk Kultur Armağanı" odulunu (1980) ve Turk Edebiyatı Vakfı'nca "Turkcenin Yaşayan En Buyuk Şairi" unvanını almıştır.
Necip Fazıl Kısakurek yazılarını yazmaya devam ederken uzun suren bir hastalık donemi gecirdi ve sonra 25 Mayıs 1983'te Erenkoy'deki evinde oldu. Fatih'te duzenlenen cenaze merasiminden sonra Eyup sırtlarındaki (Piyer Loti'deki) kabristana defnedildi.
[IMG]http://img80.**************/img80/8809/nfkisakurek7kc.jpg[/IMG]
Necip Fazıl Kısakurek, İstanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Felsefe Bolumu'nu bitirdikten (1924) sonra, Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile gonderildiği Fransa'da, Sorbonne Universitesi Felsefe Bolumu'nde okudu. Turkiye'ye donuşunde Hollanda, Osmanlı ve İş Bankalarında mufettiş ve muhasebe muduru olarak calıştı. Robert Kolej, İstanbul Guzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı, Ankara Universitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakultesi'nde ders verdi(1939-43). Sonraki yıllarında edebiyata yonelerek fikir ve sanat calışmaları dışında başka bir işle meşgul olmadı.
Necip Fazıl, annesinin arzusuyla şair olmak istedi (bunu duşunduğunde henuz 12 yaşındaydı) ve ilk şiirleri Yeni Mecmua'da yayımlandı. Milli Mecmua, Anadolu, Varlık ve Yeni Hayat dergilerinde cıkan şiirleriyle kendinden soz ettirmeyi başardı. Daha sonra Paris'e gitti ve donuşunde yayımladığı Orumcek Ağı ve Kaldırımlar adlı şiir kitaplarıyla edebiyat dunyasında patlama yaptı. Necip Fazıl bu eserleriyle genc yaşta şohreti yakalayarak, cağdaşı şairlerin onune cıkmayı başardı. Edebiyat cevrelerinde hayranlık aynı zamanda heyecan uyandırdı. 1932'de Ben ve Otesi adlı şiir kitabını cıkardığında henuz otuz yaşına basmamıştı.
Necip Fazıl icin 1934 yılı hayatının donum noktası oldu. Cunku hayat felsefesinin değişmesine neden olan ve Beyoğlu Ağa Camii'nde vaaz vermekte olan Abdulhakim Arvasi ile bu donemde tanıştı. Ve bu kişiden bir daha kopmadı. Necip Fazıl'ın, ustun bir ahlak felsefesini savunduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu doneme rastlar (Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak).
Necip Fazıl aralıklarla gidip uzun surelerle kaldığı Ankara'ya ucuncu gidişinde, bazı bankaların da desteğini sağlayarak 14 Mart 1936'da haftalık Ağac dergisini cıkarmıştır. Yazarları arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, Mustafa Sekip Tunc'un da bulunduğu Ağac dergisi, yeni kapanan Yakup Kadri'nin Kadro dergisi yazarları Burhan Belge, Vedat Nedim Tor, Şevket Sureyya Aydemir ve İsmail Husrev gibi yazarların savunduğu ve donemin etellektuellerini hayli etkilemiş bulunan materyalist ve marksizan dusuncelerine karşı spiritualist ve idealist bir cizgi izlemiştir. Ankara'da altı sayı cıkan Ağac dergisi daha sonra İstanbul'a nakledilmiş ancak fazla okur bulamadığından haftalık Ağac dergisi 17'nci sayıda kapanmıştır.
Necip Fazıl, 1943 yılında dinsel ve siyasal kimliği on plana cıkan Buyuk Doğu adlı dergiyi cıkardı. 1978 yılına kadar aralıklarla haftalık, gunluk ve aylık olarak cıkarılan Buyuk Doğu'da iktidarlara cephe alan Kısakurek, yazı ve yayınları yuzunden mahkemelik oldu, hapse girdi ve dergi bircok kez kapatıldı. Sultan Abdulhamit taraftarı olan Necip Fazıl giderek İslamcı kesimin onderlerinden biri oldu. Ağac dergisinde olduğu gibi, Buyuk Doğu'nun ilk sayılarında da yazar kadrosu hayli kozmopolittir. Bedri Rahmi, Sait Faik gibi yazarların imzası dergi sayfalarında gorulmektedir. Ancak, Buyuk Doğu, dinsel bir kavga organı durumuna gelince bu yazarların bir kısmı ayrılmıştır. Necip Fazıl 1947 yılında Buyuk Doğu toplatılınca Kasım-Aralık ayları arasında uc sayı devam eden Borazan adlı siyasal mizah dergisini cıkarmıştır. Sık sık kapatılan veya toplatılan Buyuk Doğu'nun cıkmadığı donemlerde gunluk fıkra ve cesitli yazılarını Yeni İstanbul, Son Posta, Babialide Sabah, Bugun, Milli Gazete, Hergun ve Tercuman gibi gazetelerde yayımlayan Necip Fazıl, Buyuk Doğu'da cıkan yazılarında kendi imzası dışında Adıdeğmez, Murid, Ahmet Abdulbaki gibi takma isimler kullandı. 1962 yılından itibaren de hemen hemen tum Anadolu şehirlerinde konferanslar verdi.
Necip Fazıl, Sabır Taşı adlı oyunuyla 1947 yılında C.H.P. Piyes Yarışması Birincilik Odulu'nu almış, doğumunun 75. yıldonumunde Kultur Bakanlığı'nca "Buyuk Kultur Armağanı" odulunu (1980) ve Turk Edebiyatı Vakfı'nca "Turkcenin Yaşayan En Buyuk Şairi" unvanını almıştır.
Necip Fazıl Kısakurek yazılarını yazmaya devam ederken uzun suren bir hastalık donemi gecirdi ve sonra 25 Mayıs 1983'te Erenkoy'deki evinde oldu. Fatih'te duzenlenen cenaze merasiminden sonra Eyup sırtlarındaki (Piyer Loti'deki) kabristana defnedildi.

[IMG]http://img80.**************/img80/8809/nfkisakurek7kc.jpg[/IMG]
__________________