3 Haziran 1963'te Moskova'da yaşamını yitirdi. Dedesi Mevlevi tarikatından NÂzım Paşa. Midhat Paşa'nın yakın arkadaşı. Babası Hikmet Bey, Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) mezunu, Kalem-i Ecnebiye'ye bağlı bir memur.
Annesi Celile Hanım, dilci, eğitimci Enver Paşa'nın kızı. İlkokuldan sonra arkadaşı VÂl Nurettin'le birlikte Mekteb-i Sultani'nin hazırlık sınıfına yazıldı. Ailesi parasal sıkıntıya duşunce ertesi yıl Nişantaşı Sultanisi'ne devam etti. Dedesi NÂzım Paşa'nın etkisiyle şiir yazmaya başladı. 1917'de Heybeliada Bahriye Mektebi'ne girdi. 1919'da mezun oldu, Hamidiye Kruvazoru'ne guverte subayı olarak atadı. Aynı yıl kış aylarında daha once yakalandığı zatulcenp hastalığı tekrar etti. Sağlık kurulu raporuyla 1920'de askerlikten cıkarıldı. Bu sırada hececi şairler arasında genc bir ses olarak unlendi. Bahriye Mektebi'nden oğretmeni olan Yahya Kemal Beyatlı'ya hayrandı. Yazdığı şiirleri gosterip eleştirilerini alıyordu. 1920'de Alemdar Gazetesi'nin duzenlediği yarışmada birincilik kazandı. Bu odul ununu artırdı.
İstanbul'un işgal altında olduğu gunlerde heyecanlı direniş şiirleri yazdı. 1921'de arkadaşı VÂl Nurettin ile birlikte Ankara'ya gitti. İstanbul gencliğini milli mucadeleye katılmaya cağıran bir şiir yazdılar. Şiir cok beğenilince Bolu'ya oğretmen olarak atandılar. Bolu'da kalpaklı bu iki genc tepki gordu. Peşlerine gizli polis takıldı. NÂzım ile VÂl Nurettin Moskova'ya gitmeye karar verdiler. Batum uzerinden Moskova'ya ulaşıp "Doğu Emekcileri Komunist Universitesi"ne kaydoldular. NÂzım burada "serbest şiirle" tanıştı. İlk serbest şiirlerini yazdı. Bunlardan bazıları 1923'te Yeni Hayat, Aydınlık gibi dergilerde yayınlandı.

İLK ŞİİR KİTABI BAKU'DE BASILDI
Universiteyi bitirince 1924'te sınırdan gizlice gecerek Turkiye'ye girdi. Aydınlık dergisinde calışmaya başladı. İzlendiğini anlayınca İzmir'e gecti. 1925'te Şeyh Sait isyanı nedeniyle başlatılan soruşturmalar sırasında gıyabında 15 yıla mahkum edildi. Tekrar yurtdışına kactı. 1926'da cıkan aftan yararlandırılmadı. Gizli orgut uyesi olmak suclamasıyla 3 ay daha hapse mahkum edildi. 1928'de Baku'de ilk şiir kitabı "Guneşi İcenlerin Turkusu" basıldı. Aynı yıl yine gizlice Turkiye'ye dondu. Yakalanıp Ankara'ya goturuldu. Kısa bir tutukluluğun ardından serbest kaldı. İstanbul'da Zekeriya Sertel'in yayınladığı "Resimli Ay" dergisinin yazarları arasına katıldı. 1929'da "Putları Yıkıyoruz" başlığıyla bir yazı hazırlayıp Abdulhak Hamid Tarhan, Mehmet Emin Yurdakul gibi donemin etkili şairlerine yonettiği saldırılar buyuk ilgi gordu. "1929'da "835 Satır", "Jokond ile Sİ-YA-U", ertesi yıl "Varan 3+1+1=1" kitapları yayınlandı. 1930'da "Salkımsoğut" ile "Bahri Hazer" şiirlerini Columbia firmasının girişimiyle plağa okudu. Plak halktan buyuk ilgi gorunce hakkında şiir kitapları nedeniyle dava acıldı. 1932'de "Benerci Kendini Nicin Oldurdu" ile "Gece Gelen Telgraf" kitapları basıldı. 1932'de "Kafatası", 1933'te "Bir Olu Evi" adlı oyunları İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda sahnelendi.

1933'DE CEZAEVİNE GONDERİLDİ
1932'de bir bildiri nedeniyle başlatılan tutuklamalar sırasında gozaltına alındı. 1933'te Bursa Cezaevi'ne gonderildi. 5 yıl hapse mahkum oldu. Kısa bir sure tutuklu kalıp salıverildi. 1935'de Piraye Altınoğlu ile evlendi. Akşam gazetesinde "Orhan Selim" takma ismiyle fıkralar yazmaya başladı. Yine farklı isimlerle romanlar, oyunlar, operetler yazdı. 1935'te "Taranta Babu'ya Mektuplar" kitabı yayınlandı. "Unutulan Adam" oyunu şehir tiyatrolarında sahneye kondu. "Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı" kitabı 1936'da yayınlandı. 1938'de Harp Okulu oğrencilerini isyana teşvik suclamasıyla bir kez daha tutuklandı. Ankara Cezaevi'ne kondu. 15 yıl hapse mahkum edildi. İstanbul Cezaevi'ne getirildi. Askeri Mahkeme'de de ayrıca yargılanıp bir 20 yıl hapse daha mahkum oldu. 1940'ta once Cankırı ve sonra Bursa Cezaevi'de kondu. 10 yılı aşkın cezaevlerinde kaldı. Yayınlatamamasına rağmen surekli yazdı. Serbest bırakılması icin başlatılan cabalar sonuc vermedi. 1950'de aclık grevine başladı. Sağlık durumu iyi olmadığı icin İstanbul'da Cerrahpaşa Hastanesi'ne kaldırıldı. 1950'de yururluğe giren af yasasıyla tekrar ozgurluğune kavuştu. Piraye Hanım'dan ayrılıp cezaevinde surekli ziyaretine gelen dayısının kızı Munevver Andac ile evlendi. Doğan oğullarına Mehmed adını verdiler. Surekli izlendiğini anlayınca tekrar yurtdışına gitmeye karar verdi. 1951'de Karadeniz yoluyla Bulgaristan ve Romanya uzerinden Moskova'ya gitti.
25 Temmuz 1951'de Bakanlar Kurulu kararıyla Turkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından cıkarıldı. Yurtdışında bircok uluslararası kongreye katıldı. Kitapları bircok dile cevrildi. 1959'da kendisinden 30 yaş kucuk olan Rus Vera Tulyakova ile evlendi. 1963'te bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Moskova'da Novodeviciy Mezarlığı'nda toprağa verildi. İlk şiirlerini hece vezniyle yazdı. Ama icerik bakımından diğer hececi şairlerden uzaktı. Toplumsal icerikli bir şiir kurdu. Moskova'daki yıllarında ozellikle gelecekciliğin onemli isimlerinden Mayakovski'nin etkisiyle hece veznini bırakıp serbest şiire yoneldi. "835 Satır" kitabı yayınlandığında buyuk şaşkınlık yarattı. Ama Ahmet Haşim, Yakub Kadri gibi şairler ondan ovguyle sozetti. Kendisini izleyen genc şairler de serbest şiire yoneldi. 1936'ya kadar yayınlanan kitaplarıyla Cumhuriyet donemi şiirinin değerlerini kokunden sarstı. "Şeyh Bedrettin Destanı"nda ise şiirini tam anlamıyla bir ulusal bireşime ulaştırdı. Divan ve halk şiiri soyleyişlerini, cağdaş bir şiir anlayışı icinde eritti. En onemli eserlerinden "Memleketimden İnsan Manzaraları"nı 1941'de cezaevinde yazmaya başladı. 2'nci Meşruriyet'ten 2'nci Dunya Savaşı'na kadar uzanan geniş bir zaman diliminin oykusunu bu eserinde destanlaştırdı. Duzyazı, şiir, senaryo tekniklerinin ic ice kullanıldığı bu eser, yeni bir turun habercisi oldu. Şiir kitapları 1938'den 1965'e kadar Turkiye'de basılamadı. Ancak, olumunden iki yıl sonra 1965'ten itibaren yayınlanabildi.

NAZIM HİKMET'İN ŞİİRLERİ
1 Ben Senden Once Olmek İsterim
2 23 Sentlik Askere Dair
3 Acların Gozbebekleri
4 Aclık Ordusu Yuruyor
5 Ağa Camii
6 Asya-Afrika Yazarlarına
7 Ayağa Kalkın Efendiler
8 Bahri Hazer
9 Bayramoğlu
10 Zafere Dair
11 Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin
12 Benim Oğlan Fotoğraflarda Buyuyor
13 Berkley
14 Beş Satırla
15 Beyazıt Meydanı'ndaki Olu
16 Bir Acayip Duygu
17 Bir Ayrılış Hikayesi
18 Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
19 Bir Dakika
20 Bir Gemici Turkusu
21 Bir Hazin Hurriyet
22 Bir Kız Vardı Japonya'da
23 Bir Kuvet Hikayesi
24 Bu Vatana Nasıl Kıydılar
25 Bugun Pazar
26 Bulut mu Olsam
27 Bulutlar Adam Oldurmesin
28 Buyuk İnsanlık
29 Buyuk Taarruz
30 Cankırı Hapishanesinden Mektuplar I
31 Cankırı Hapishanesinden Mektuplar II
32 Cankırı Hapishanesinden Mektuplar III
33 Cankırı Hapishanesinden Mektuplar IV
34 Cankırı Hapishanesinden Mektuplar V
35 Carlık Rusyasının Olumu
36 Cevap Numara Dort
37 Ceviz Ağacı
38 Ceviz Ağacı İle Topal Yunus'un Hikayesi
39 Cınarı Yıkmak İcin Baltayı Kokune Vururlar
40 Cocuklar Yarın Olebilir
41 Cocuklarımıza Nasihat
42 Davet
43 Doğum
44 Don Kişot
45 Dunyanın En Tuhaf Mahluku
46 Ellerinize ve Yalana Dair
47 Erzurum ve Sivas Kongreleri
48 Fakir Bir Şimal Kilisesinde Şeytan İle Rahibin Macerası
49 FevkalÂde Memnunum Dunyaya Geldiğime
50 Gazete Fotoğrafları Ustune I
51 Gazete Fotoğrafları Ustune II
52 Gazete Fotoğrafları Ustune III
53 Gazete Fotoğrafları Ustune IV
54 Gazete Fotoğrafları Ustune V
55 Gazete Fotoğrafları Ustune VI
56 Gelmiş Dunyanın Dort Bir Ucundan
57 Giderayak
58 Govdemdeki Kurt
59 Gozlerimiz
60 Gozlerin
61 Guneşi İcenlerin Turkusu
62 Guneşte
63 Guney Dağlarının Hatırasında Kalan
64 Guz
65 Hasret
66 Hasret
67 Herkes Gibisin
68 Hurriyet Kavgası
69 İki Serseri
70 İnci
71 İnsan
72 İstanbul'da, Tevkifane Avlusunda
73 İstiklal
74 İyimser Adam
75 İyimserlik
76 Japon Balıkcısı
77 Kadınlar
78 Kadınlarımızın Yuzleri
79 Kalbim
80 Kar Yagiyor
81 Karanlıkta Kar Yağıyor
82 Karıma Mektup
83 Karlı Kayın Ormanında
84 Kemal Tahir'e Mektup
85 Kerem Gibi
86 Kırkıncı Yılımız
87 Kışlık Saray
88 Kiyamet Sureleri
89 Kız Cocuğu
90 Kocalmaya Alışıyorum
91 Kore'de Olen Bir Yedek Subayımızın Menderes'e Soyledikleri
92 Kosmosun Kardeşliği Adına
93 KuvÂyi Milliye - Altıncı Bap
94 KuvÂyi Milliye - Başlangıc
95 KuvÂyi Milliye - Beşinci Bap
96 KuvÂyi Milliye - Birinci Bap
97 KuvÂyi Milliye - Dorduncu Bap
98 KuvÂyi Milliye - İkinci Bap
99 KuvÂyi Milliye - Sekizinci Bap
100 KuvÂyi Milliye - Ucuncu Bap
101 KuvÂyi Milliye - Yedinci Bap
102 Lodos
103 Masalların Masalı
104 Mavi Gozlu Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri
105 Mavi Liman
106 Memed'e Son Mektubumdur
107 Memet
108 Memleketimden İnsan Manzaraları
109 Memleketimi Seviyorum
110 Merhaba Cocuklar
111 Mevlana
112 Mor Menekşe, Ac Dostlar ve Altın Gozlu Cocuk
113 Mukaddes Karın
114 Munevver'in Doğum Gunu
115 Nasılsın?
116 Nerden Gelip Nereye Gidiyoruz?
117 Nikbinlik
118 Niyazalant Somurgesi
119 O ve Aksakallılar
120 Olcu
121 Olume Dair
122 Onlar
123 Onun Doğuşu ve Demirhane Bacası
124 Orkestra
125 Otobiyografi
126 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri
127 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 1 Ekim 1945
128 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 10 Ekim 1945
129 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 12 Aralık 1945
130 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 12 Kasım 1945
131 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 13 Aralık 1945
132 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 13 Kasım 1945
133 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 14 Aralık 1945
134 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 18 Ekim 1945
135 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 2 Ekim 1945
136 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 20 Eylul 1945
137 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 20 Kasım 1945
138 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 21 Eylul 1945
139 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 22 Eylul 1945
140 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 23 Eylul 1945
141 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 24 Eylul 1945
142 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 25 Eylul 1945
143 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 26 Eylul 1945
144 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 27 Ekim 1945
145 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 28 Ekim 1945
146 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 30 Eylul 1945
147 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 5 Aralık 1945
148 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 5 Ekim 1945
149 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 5 Kasım 1945
150 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 6 Aralık 1945
151 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 6 Ekim 1945
152 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 7 Aralık 1945
153 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 7 Ekim 1945
154 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 8 Ekim 1945
155 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 8 Kasım 1945
156 Piraye İcin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 9 Ekim 1945
157 Piraye İcin Yazılmış Saat21 Şiirleri1945 yılı Aralık ayının
158 Rubailer - I. Bolum
159 Rubailer - II. Bolum
160 Rubailer - III. Bolum
161 Şaban Oğlu Selim İle Kitabı
162 Şair
163 Salkımsoğut
164 Saman Sarısı
165 Şehitler
166 Sen
167 Seni Duşunmek
168 Sevgilim
169 Sevgilim
170 Seviyorum Seni
171 Silahsız İnsanlar
172 Tahirle Zuhre Meselesi
173 Teftiş
174 Turk Koylusu
175 Turkiye İşci Sınıfına SelÂm!
176 Turkuler
177 Uc Selvi
178 Vasiyet
179 Vatan Haini
180 Veda
181 Vera'nin Uykudan Uyanişi
182 Vera'ya
183 Yaşamak Seni Sevmek Gibi...
184 Yaşamaya Dair - I
185 Yaşamaya Dair - II
186 Yaşamaya Dair - III
187 Yine De İyimserlik
188 Yine İyimserlik Ustune
189 Yine Memleketim Uzerine Soylenmiştir
190 Yine Olume Dair
191 Yine Sana Dair
192 Yirminci Asra Dair
193 Yolculuk
194 Yurumek

NAZIM HİKMET'IN UNUTULMAZ SOZLERİ
Sevmek, sevdiğin kişiyle birlikte olmak değildir unutma! Cunku aşk; onunla yaşamak değil, onu yaşamaktır aslında…
Ne kadar seviyorsun dersen; o kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin…
Kim bilir. Masalınızın kahramanı, başka bir hikÂyenin figuranı olmaya gitmiştir belki de.
İnsan birisiyle yaşlanmalı, birisi yuzunden değil!
Her gelen sevmez ve hicbir seven gitmez unutma. Bil ki; giden donuyorsa sevdiğinden değil, kaybettiğindendir aslında!
Gelinler aynada sacını tarar, aynanın icinde birini arar. Elbet boyle sizi de aradılar. Gelinlere kıymayın efendiler.
Bu gol İznik goludur. Durgundur. Karanlıktır. Derindir. Bir kuyu suyu gibi icindedir dağların.
Ben iceri duştuğumden beri guneşin etrafında on kere dondu dunya.
Antepliler silahşor olur, ucan turnayı gozunden, kacan tavşanı ard ayağından vururlar.
Ve gayrısı mesela benim on sene yatmam laf-ı guzaftır.
Yağmur yağıyordu boyuna. Sozu onlar alıp dediler ona: daha pazar kurulmadı kurulacak. Esen ruzgÂr durulmadı durulacak. Boynu daha vurulmadı vurulacak.
Sen benim sarhoşluğumsun, ne ayıldım, ne ayılabilirim, ne ayılmak isterim!
Onemli olan zamana bırakmak değil, zamanla bırakmamaktır.
Ne ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana kussun. Artık seninle biz, duşman bile değiliz.
Matematik, sibernetik, fizik, muzik, tum bunlar, eninde sonunda, sadece, insanlar şiir okumayı oğrensinler ve anlasınlar diye gereklidir.
Kelebek misalidir aşk; anlamayana omru gunluk, anlayana bir omurluk!
İki şey var ancak olumle unutulur, anamızın yuzuyle şehrimizin yuzu.
Hapşurduğumda; cok yaşa, iyi yaşa yerine benimle yaşa deseydi keşke. Bende; sende gor değilde, emrin olur deseydim sessizce.
Gectim putların ormanından baltalayarak, ne de kolay yıkılıyorlardı.
Dovuşebilirim, doğru bulduğum, haklı bulduğum, guzel bulduğum her şey icin, herkes icin, yaşım başım buna engel değil.
Busbutun unuttum seni eminim, maziye karıştı şimdi yeminim, kalbimde senin icin... Yok bile kinim, bence sen de şimdi herkes gibisin.
Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum, hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.
Dortnala gelip uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim.
Biz; ince bel, ela goz, sutun bacak icin sevmedik guzelim. Gumbur gumbur bir yurek diledik kavgamızda...
Benim kelime hazinem cok geniştir, derdim. Senin bir kelimene yetemedim; git, ne demekti sevgilim?
Ben Turk dillinin şairiyim. Hayatımı buna adadım.
Aşk, bazen gitmekle kalmak arasında verdiğin en buyuk savaştır. Sevmeyenin aklı, gercekten sevenin kalbi kazanır bu savaşı.
Ya olu yıldızlara gotureceğiz hayatı, ya da olum inecek yeryuzune.
Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine. Onlar ki; toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar cokturlar. Korkak, cesur, cahil ve cocukturlar.
Umuda bin kurşun sıksa da olum, unutma! Umuda kurşun işlemez gulum.
Tahir olmak da ayıp değil zuhre olmak da, hatta sevda yuzunden olmek de ayıp değil.
Sevdiğin muddetce ve sevebildiğin kadar, sevdiğine her şeyini verdiğin muddetce ve verebildiğin kadar gencsin.
Sebebi ne seni bir bıcak yarası gibi hatırlamamın? Sen boyle uzakken senin sesini duyup, yerimden fırlamamın sebebi ne?
Pamuk gibiydi bembeyazdı ekmek.
Olum kendinden once bana yalnızlığını yolladı.
O, yalnız ağaran tanyerini goruyor ben, geceyi de sen, yalnız geceyi goruyorsun, ben ağaran tanyerini de.
Nabzını boşlukta sayan bir gece.
Kadınlarımızın yuzu acılarımızın kitabıdır. Acılarımız, ayıplarımız ve doktuğumuz kan karasabanlar gibi cizer kadınların yuzunu.
İcimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti.
Hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye işte ben onlardan değilim ben sensiz de yaşarım; ama seninle bir başka yaşarım...
Giderayak işlerim var bitirilecek, giderayak.
Gece gelen telgraf dort heceden ibaretti: vefat etti.
Elbet bitecek guneşe hasret gunler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, guneşin cicekleri dolduracak yureğini.
Dost uğrunda olmek kolay, fakat uğrunda olunecek dostu bulmak zordur.
Bazen onemli olmamalı gidecek olan ya da gelmeyen. Cunku bazen, başlaman gerekir her şeye yeniden.

https://www.haberturk.com/kultur-san...met-ran-kimdir
__________________