Bulgar (ve genel olarak slav) edebiyatı, IX. yy.'da gun ışığına cıktı. Bu donemde, Kiril kardeşler ve aziz Metodiy'in Slavlar icin bir abece geliştirdikleri ve dinsel metinlerden ilk cevirileri yaptıkları kabul edilir. Eski bulgarca edebiyat Boris'in oğlu Simeon doneminde (893-927) doruk noktasına ulaştı. Ohridli Clemens, Konstantin Preslavski (bulgar edebiyatının ilk şair ve tarihcisi), Ivan Ekzarh (OEuvre des six jours [fr. cev] ve Traite de la vraie foi [fr. cev.] adlı yapıtlarıyla, bu donemin en onemli yazarı sayılır), keşiş Hrabr (Traite sur les lettres [fr. cev.]) ve ulusal bir edebiyatın gelişmesinde yunan karşıtı siyasetine bir dayanak bulan car Simeon'un kendisi, yazarlar arasında ilk sıralara yerleştiler. Resmi kilise, X. yy.’ınikinci yarısında sapkın bogomillerle savaşmaya başladı; bu mezhebe bağlı olanlara yapılan eziyet yuzyıllar boyunca surdu. Tum bunlar, rahip Kosmas'ın Traite contreles Bogomiles (fr. cev.) adlı yapıtında ve cok sayıda duzmece yazıda anlatıldı.
Bulgar edebiyatı, Bizans egemenliği doneminde (1018-1185) bir durgunluk donemi gecirmekle birlikte, Suprasliensis ve Sava'nın Evangeliarium'u gibi Kiril abecesiyle yazılmış en eski belgelerin, bu donemden kaldığı sanılır. İkinci Bulgar imparatorluğu doneminde (1185-1396), ozellikle, car ivan VI tahttayken, yeniden parlak bir edebiyat yaratıldı. Bu donemin en onemli yazarı, kesykhia'cıların en buyuğu olan patrik Tırnovalı Evtim'dir. O ve oğrencileri (en unluleri Grigor Tsamblak' tır) sayesinde, bulgar edebiyatı, komşu ulkelerde ve Rusya'da saygınlık kazandı.
Osmanlı egemenliği altında gecen uzun donemin (1396-1878) edebiyatcıları, en azından XVIII. sonlarına değin yalnızca ermiş menkıbeleri geleneğini surdurduler ve onceki yapıtlardan yeni duzenlemeler yapmakla yetindiler. XV. yy.'da Dimitır Kantakuzin ve XVI. yy.'da papaz Peyo adlarını duyuran edebiyatcılar oldular. XVII. ve XVIII. yy.'da da, damaskini diye adlandırılan değişik nitelikte derlemeler (azizlerin yaşamları, vaazlar, oğretici yazılar) yapıldı.
Ulusal bilinc, bulgar ronesansının başlangıcını gosteren keşiş Paisiy'in Istoriya slavenobolgarskayo (Bulgar Slavları'nın tarihi) [1762] adlı yapıtıyla uyanmaya başladı. Uzun sure elyazması olarak kalan bu yapıtta Paisiy, Yunanlılar'ı eleştirdi ve Bulgarlar'a şanlı gecmişlerini anımsattı ve onlardan dillerini, ırklarını unutmamalarını da isteyerek, birleşme cağrısında bulundu. Halkını uyuşukluktan kurtarmayı amaclayan Paisiy'in bu kitabı, XIX. yy.'da da etkisini surdurdu. Bunda, duygulandırıcı bir dille yaşamoykusunu yazan piskopos Sofroniy Vracanski'nin (1806'da Bukreş' te yayımlanan bu yapıt, modern edebiyatın basılmış ilk kitabıdır), 1824'te slavon dilinin etkisinden kurtulmuş bir dille kucuk bir ansiklopedi yazan Petır Beron'un, bulgarcanın ilk dilbilgisi kitabını yazan (1835), Yeni Ahit'i ceviren (1840) ve 1835'te Vasil Aprilov tarafından Gabrovo'da kurulmuş ilk bulgar okulunda ders veren Neofıt Rilski'nin de payı vardır. Fenerliler'e karşı girişilen mucadeleyi yurutenlerden keşiş Neofit Bozveli, Bulgarie notre mere (fr. cev.) [1846] adlı en unlu yapıtında, Yunanlılar'm kulturel baskısını şiddetle yerdi, ilk bulgar dergisi olan Lyu-boslovi****. Fotinovtarafından 1844'te kuruldu. Bunu, 1848'de İ. Bogorov tarafından yayımlanmaya başlanan Journal de Constantinople (fr. cev.) izledi. Cok zengin olan ve ozellikle turkulerden oluşan halk edebiyatı, Miladinov kardeşler tarafından derlendi (1861).
1850-1878 arasındaki en onemli yazar Georgi Rakovski'dir (1821-1867). Bu donemde, hepsi de bağımsızlık mucadelesine katılan yeni edebiyatcılar yetişti: bulgar edebiyatında, hemen hemen tum turlerin ilk orneklerini veren Petko Slaveykov, tarihsel oyunlar yazan Dobri Voynikov ve Vasil Drumev, turk duşmanı yurtsever şair D. Cintulov, oykulerinde Osmanlı egemenliğinin etkilerinden soz eden Lyuben Karavelov. Ama bu donemin en buyuk yazarı, Turkler'e karşı savaşırken olen devrimci şair Hristo Botev' dir (1848-1876).
1878'den başlayarak edebiyat, Podigoto (1888) adlı romanı bulgar edebiyatının başyapıtlarından olan romancı, oykucu, şair ve oyun yazarı ivan Vazov (1850-1921), simgeciliği ya da idealizmi
temsil eden Penco Slaveykov (1866 -1912), Peyo Yavorov (1877-1914), Kiril Hristov (1875-1944), Dimco Debelyanov (1887-1916), Teodor Trayanov (1882 -1945) gibi şairlerle gercekci kaynaklara başvuran ve proletaryayı konu edinen Hristo Smirnenski (1898-1923), Geo Mi-lev (1895-1925), Nikola Vaptsarov (1909 -1942) gibi bir başka grubu oluşturan şairler ve Elisaveta Bagryana (doğm. 1893), Dora Gabe (1886-1983) gibi kadın şairler sayesinde onemli bir gelişme gosterdi. Duzyazıcılar da bu gelişmeye katkıda bulundular: unlu Bay Ganyu'nun yazarı Aleko Konstantinov (1863-1897), toplum karşısında bireyi savunan Petko Todorov (1879-1916), kırsal kesimi anlatan Yordan Yovkov (1880-1937) ve Elin Pelin (1878 -1949), Angel Karaliycev (1902-1972). Bu donemde bulgar edebiyat tarihcisi eleştirmen Boyan Penev, Lyubomir Miletic, Yordan ivanov, Stefan Mladenov gibi filologlar ve bulgarca sozluk yazan (1895 -1904) sozlukcu Nayden Gerov da dikkati ceken yazarlardandır.
İkinci Dunya savaşı'ndan sonra sosyalist rejimin kuruluşuyla, edebiyat yeni bir doneme girdi; Rus ya da sovyet edebiyatının etkisi, 1944'ten once ağır basan Batı etkisini ikinci plana itti. Sosyalist gercekciliğin ilkelerini benimseyen yazarlar, başlangıcta olumlu kahramanları yucelttiler, toplumsal sorunların onemini vurguladıar ve yeni rejimin başardığı işlere ovguler duzduler. 1960'lara değin egemen olan bu eğilim, gecmişteki buyuk kişileri yeniden ele alarak ve kitlesel hareketler uzerinde ısrarla durarak, adeta bulgar tarihini yeniden yazma iddiasında olan buyuk caplı yapıtların ortaya cıkmasıyla ayırt edilir. Bu yuzden bu donemde yazılmış tarihsel romanların sayısı ozellikle kabarıktır: Dimitır Dimov'un (1909-1966) Tutun'u (1951); G. Karaslovov'un (1902 -1980) Gens ordinaires'l (fr. cev.) [1952 -1966] ve les Freres de Salonique'\ (fr cev.) [1978-79]; K. Zidarov'un (doğm. 1902) ivan Şişman') (1959) ve Kaloyan'\ (1968); S. Zagorcinov'un (1889-1969) Ivaylo'su (1962) ve ozellikle Emilyan Stanev'in (1907-1978) ivan Kondarev (1958 -1964), Legenda ya Sibin (1968) ve An-tikrist (1970) adlı yapıtları. 1956'dan sonra doğan daha insancıl ve daha bireyci başka bir eğilim gunumuzde de surmektedir. Bu eğilimdeki yazarlar, gercekciliğin bunaltan dar kalıplarını bir yana bırakarak, insanı, ruhsal boyutlarıyla ele aldılar, onu sosyo-ekonomik değişimlerin merkezine yerleştirdiler ve ic dunyasını cozumlemeye calıştılar. Yordan Radickov (doğm. 1929), Karnen Kalcev (doğm. 1914), Pavel Vetsinov (doğm. 1914), Emil Manov (doğm. 1919), ivaylo Petrov ve Atanas Nakovski (doğm. 1925) gibi yazarların yapıtları, bu eğilimi yansıtır.
Alıntı
__________________
Edebiyat / Dil Bilimi Bulgar Edebiyatı Hakkında
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●43 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Edebiyat / Dil Bilimi Bulgar Edebiyatı Hakkında