Nasıl yazacağım?
Yazmaya başlarken bunu sorarız kendi kendimize. Cok basit kurallar, iyi yazmanızı sağlar. En azından yazdıklarınızın iyi gorunmesini, iyi okunmasını sağlar. Bu iyi okunma ve gorunme, kuşkusuz icerikle ilgili değil. Burada kastedilen bicimsellik. Yazarken bicimle ilgili uymamız gereken belli başlı bazı kurallar var. Bunları şoyle sıralayabiliriz:
BUNLARI YAPIN
Mutlaka sık sık paragraf yapın. Paragrafsız bir yazı upuzun ve urkutucu bir duvara benzer. Boyle bir duvarı kimse gormek istemez. Yazınızı da kimse okumak istemez.
Her noktalama işaretinden sonra, (yani virgul, nokta, ust uste iki nokta, soru ve unlem işaretleri gibi) bir boşluk (yani espas) bırakın. Bunu yapmazsanız cumleleriniz ve sozcukleriniz karmakarışık bir koyun surusune benzer. Hic birini diğerinden ayıramazsınız.
Ne kadar sade yazarsanız o kadar guzel goruneceğinden emin olun. Yani mumkun olduğu kadar az noktalama işareti kullanın. Gereksiz tırnaklardan, parantezlerden, cizgilerden, şapkalardan kacının. Noktalama işaretlerini sadece gerektiğinde ve zorunlu olduğunuzda kullanın ki onların da kıymeti bilinsin.
İmla kurallarına mutlaka uyun. O kurallar dilin birliğini ve duzenini sağlar. Yazdıklarınızın okuyan herkes tarafından anlaşılmasını sağlar. Bilmediğiniz bir imla kuralı olursa diye, yanınızda bir "imla kılavuzu" bulundurmanız sizi kucuk duşurmez.
Kısa cumleler okunma acısından buyuk avantaj sağlar. Tamam, uzun cumleler kurup ne kadar usta yazar olduğunuzu gostermek isteyebilirsiniz. Ama art arda sıralanmış onlarca sozcuğun insan beynine anlamlı bir mesaj gondermesi, birkac sozcuğun gondermesinden daha zordur.
Artık coğumuz bilgisayarlarda, klavyeleri kullanarak yazıyoruz. Yazı buyukluğunuzun (yani punto) ve yazı karakterinizin (yani font), kullandığınız dile uygun olmasına ozen gosterin. Cok kucuk de olmasınlar, cok buyuk de. Unutmayın yazınız binlerce bilgisayarda acılacak. Her yerde aynı duzenlilikte gorunmesi, sık kullanılan yazı tipleri (font) ve normal olculerde bir punto secmenizle mumkun olabilir.
Boşluklar cok onemlidir. Yukarıda her noktalama işaretinden sonra boşluk bırakmanız onerildi. Yazınızın butununun bicimsel olarak sıcak gorunmesi icin, yanlardan, alt ve ustten de uygun boşluklar bırakmalısınız. Derli toplu bir goruntu, karmaşa karşısından her zaman avantajlıdır.
Yazıda bazı durumlarda başlık (yani belirleyici, vurgulayıcı sozcuk ya da sozcukler) kullanırız. Bunların dikkat cekmesi icin yazının butununden farklı bir font ve punto ile yazılmaları gerekir.
DOĞRU SOZCUKLER
İmla kurallarına mutlaka uymalısınız. Turkce’de bazı sozcukler soylenişlerindeki kolaylık ve alışkanlığın yazı diline de yansıması sonucu yanlış yazılıyor. Bunları yaparsanız, yazınızı okuyan sizin icin “acemi” diye duşunur. “Acemi” bir yazar olarak adlandırılmamak icin şu sozcuklerin yazılışına mutlaka dikkat edin:
Yanlız değil yalnız yazmalısınız
Yalnış değil yanlış yazmalısınız
Cunki değil cunku yazmalısınız
Herkez değil herkes yazmalısınız
Kurdela değil kurdele yazmalısınız
Meyva değil meyve yazmalısınız
Makina değil makine yazmalısınız
Sarımsak değil sarmısak yazmalısınız (Kaynak TDK Turkce Sozluk)
Fasulya değil fasulye yazmalısınız
Ambulans değil ambulans yazmalısınız
Akedemi değil akademi yazmalısınız
Deklerasyon değil deklarasyon
Papuc değil pabuc yazmalısınız
Otobos değil otobus yazmalısınız
Orjinal değil orijinal yazmalısınız
Konservatuar değil konservatuvar yazmalısınız
Alimunyum ya da aliminyum değil aluminyum yazmalısınız
Sovan değil soğan yazmalısınız
Kapora değil kaparo yazmalısınız
Prosedir değil prosedur yazmalısınız
traş ve heykeltraş değil tıraş ve heykeltıraş yazmalısınız
dokuman değil dokuman yazmalısınız
Labaratuvar veya labaratuar değil laboratuvar yazmalısınız
Acenta değil acente yazmalısınız
ESPAS
İmla kurallarımızın en cok ihlal edilenlerinden ya da yanlış kullanılanlarından biri ayrı yazılması gereken eklerin bir turlu yazılmamasıdır. Dahi (usteleme) anlamına gelen de’ler, da’lar ve ki’ler kullanıldıkları sozcukten bir boşlukla (espas) ayrılır. Yani “Ben de geleceğim” yazmalısınız. “Bende geleceğim” yazarsanız yanlış olur. “Ben de” deki bu de eki dahi anlamındadır. “Oyle sevdim ki, kimse inanamadı” yazmalısınız. “Oyle sevdimki kimse inanamadı” yazarsanız yanlış olur.
Soru ekleri de bağlı oldukları sozcukten bir boşlukla ayrılır. Bu ekler mi, mı, mu şeklinde olabilir. Yani şoyle: “Ben de geleyim mi?” Burada “mi” bir soru ekidir. Yapayım mı, seveyim mi... Gibi...
UNLU VE UNSUZLER
Turkce’de bazı harflere unlu, bazılarına unsuz denir. Sesli ve sessiz harfler tanımı da kullanılır. Sesli harfler a, e, i, ı, o, o, u, u’dur. Sessiz harfler ise kalan 21 harf. Sessiz harfler kendi aralarında "sert" ve "yumuşak sessiz" olarak ayrılırlar. f, c, h, p, k, s, ş, t sert sessiz harflerdir. Kalan sessizler ise "yumuşak sessiz". Sert sessizlerle biten sozcuklere bir ek yapılacaksa, bu ek de mutlaka sert sesiz bir harfle başlamak zorundadır. Orneğin “otobusdeki” sozcuğu yanlıştır. Cunku otobus'un son harfi s sert sessizdir. Bu nedenle de ekinin "te" şeklinde kullanılması gerekir. Yani doğrusu “otobusteki”. Peki, sert ve yumuşak sessizleri nasıl ayıracağız? Kullanabileceğiniz en basit yontem “FISTIKCI ŞAHAP” yontemidir. Bu iki sozcukteki sesli harfleri cıkarın. Yani I’ları ve A’ları. Kalan harflerin tumu sert sessizlerdir. Eğer ekleyeceğiniz sozcuğun son harfi fıstıkcışahap’ı oluşturan sessizler arasında varsa, ek de sert sessizlerden, yani fıstıkcışahap icindeki harflerden (f. s, t, k, c, ş, h , p) biri ile başlamalıdır.
ŞAPKA VE UNLEM
Şapka inceltme ya da uzatma işaretidir. Bazı sesli harflerin uzerine konur. A, u, i gibi. Amacı, bu harfin uzatılarak ya da iki taneymiş gibi okunması gerektiğini gostermektir. Yani şapkalı bir a harfi gorduğunuzde bunu aa gibi okursunuz. Turkce’ye ozellikle Arapca ve Farsca dillerinden giren sozcuklerdeki anlam karışıklığını onlemek amacıyla uzatma işareti kullanmak gerekiyor. Hala yazdığınızda bu sozcuğun babanın kız kardeşini kastettiği anlaşılır. Ama hÂl yazarsanız bu devam eden, suregelen, devam etmekte olan anlamındadır. Aynı şekilde kar yazarsanız, meteorolojik bir olay anlaşılır. Kazanmak, coğaltmak, artırmak anlamına gelen kÂr’ı kastediyorsanız kÂr yazmalısınız. Ucurum anlamındaki yar ile sevgili anlamındaki yÂr’i de bir şapka ayırır. Genel kural olarak şapka bu uc sozcukte kullanılır. Cunku hala ile hÂlÂ'yı, kar ile kÂr'ı, yar ile yÂr’i birbirinden ayırmak gerekir. Ama orneğin reklam yazarken şapkalı da yazsanız, şapkasız da o sozcuğun reklam olduğu anlaşılır. Yazının sade olması bakımından gereksiz ve sık şapka kullanılmaması yerindedir. Yazıyı illa "suslemek" istiyorsanız kullanın.
Yine yazının sadeliği, kolay okunması bakımından sık sık unlem işareti (!) ve soru işareti (?) kullanmak da gereksizdir. Kurduğunuz cumle zaten bir vurgu icermiyorsa siz sonuna istediğiniz kadar unlem işareti koyun istediğiniz etkiyi sağlayamazsınız. Ama yeterli vurgu varsa, unlem işareti koymaya bile gerek kalmaz.
ŞU HAİN EKLER
Ozellikle yabancı sozcukler ve kısaltmalara yapılan eklerde hatalı kullanım cok yaygın. Orneğin IMF kısaltmasına den, ye, nin benzeri ekler yapıldığında bu kısaltmanın orijinal okunuşuna gore mi, yoksa Turkce okunuşuna gore mi ek yapılacağı kestirilemiyor. Doğrusu eki Turkce okunuşuna gore yapmak. Yani IMF kısaltmasının son harfi "f" olduğuna gore yapılacak ekin de bu yumuşak sessiz harfe uygun olması gerekir. IMF’e (okunuş şekli orijinal ef’ten) yazılışı ya da soylenişi yanlıştır. Doğrusu IMF’ye (okunuş şekli Turkce fe) olmalı.
NE ZAMAN AYRI NE ZAMAN BİRLEŞİK ?
Turkce’de 1980 doneminde başlayan ayrı mı yazmalı, birleşik mi yazmalı konusundaki kaos hÂl suruyor. Orneğin "karabahtım" mı yazılmalı, "kara bahtım" mı yazılmalı gibi. Bu tartışmanın temelinde sozunu ettiğimiz donemde ulkemizdeki dilbilimciler arasında ortaya cıkan "ozturkce", "canlı ya da yaşayan Turkce" bolunmesi yatıyor. Ozturkce’yi savunanlar genellikle birleşik, "yaşayan Turkce"yi savunanlar ise ayrı yazımdan yanadır. Genel kural olarak, eğer iki ayrı sozcuk birleşip yeni ve bambaşka anlamlı bir sozcuk oluşturuyorsa birleşik yazılmalıdır. Orneğin, sivrisinek, anamuhalefet, karabasan, kardelen, tumdengelim, ortaokul, altyapı, ustgecit, karadelik gibi...
GELİYİM Mİ, GELEYİM Mİ ?
Sık yapılan yanlışlardan biri de bu. Yani soru eklerindeki ilgeclerin (edatların) yanlış kullanımı. Geliyim mi, soyliyeyim mi, ağlıyayım mı, başlıyayım mı, yatırıyım mı demek ya da yazmak yanlıştır. Doğrusu geleyim mi, soyleyeyim mi, ağlayayım mı, başlayayım mı, yatırayım mı olmalı...
ŞİİR VE NOKTALAMA İŞARETLERİ
Sık yapılan bir başka hata şiirlerde dize sonlarında virgul kullanılması. Yapısı gereği şiirde bir dize ya bir cumledir ya da alt dizelerde tamamlanacak olan bir cumlenin parcasıdır. Bir cumle olması halinde dize sonuna virgul değil nokta konulur. Ki bu da şiirin gorselliği, estetiği ve anlatım kaygısı bakımından illa gerekmez. Ustaların noktalama işareti kullanmadan yazdığı pek cok guzel şiir olduğunu hatırlayın. Bir cumlenin parcası olması halinde ise her dizenin sonuna virgul koymak, bir yandan anlamı karmaşıklaştırır, soylemi zayıflatır, bir yandan da gorselliği icinden cıkılmaz hale getirir. Eğer şiirde bolunmuş bir cumleden oluşan birden cok dize varsa, anlamı zayıflatmamak, soylem kaybının onune gecmek amacıyla virgul kullanılabilir. Ama "bu dize bitti, cumle bitmedi, alt dize ya da dizelerde suruyor" mantığıyla her dize sonuna virgul koyarsanız estetikten, icerikten ve okuma kolaylığından odun vermiş olursunuz.
BOL NOKTA BOL HATA
Turkce imla kılavuzunda "yan yana iki nokta" şeklinde bir noktalama işareti yok. Ama "yan yana uc nokta" Turkce imlasında yer alan bir noktalama işareti. Bunu unutmayın. Milli edebiyat akımının ilk donemlerinde Latin alfabesine gecişin karmaşası icinde kimi yazarların kullandığı "yan yana iki nokta" yanlışı kısa surede duzeltildi. Coğu zaman duzyazıda, ozellikle şiirde yapılan bir başka nokta hatası "yan yana ucten cok nokta" ya da "sıralı nokta" koymak. "Sıralı noktalar", kural olarak, bir metinde "bilerek ya da eksik bilgilenme nedeniyle" atlanan veya cıkarılan bolumleri belirtmekte kullanılır. Ya da bir yazının icine herhangi bir metinden bir bolum alındığında, alınan bolum metnin başından değil başka bir yerinden başlıyorsa, bunu belirtmek icin "sıralı nokta" kullanılır. Siz, şiir ya da duzyazınızdaki cumlelerin sonuna "anlamı ve soylemi guclendirme" kaygısıyla "ucten fazla" noktayı sıralarsanız, ortaya cıkan anlam budur: Yani kastınızdan cok uzak ve tumuyle yanlış bir anlam.
NİDÂ'YI NÂDİM ETMEYİN
NidÂ, bildiğiniz gibi, unlem işareti. Cumlelerin sonlarında korku, şaşkınlık, hayret, uzuntu benzeri guclu duyguları belirtmek icin konulur. Bağırma, haykırma, isyan etme, zafer duzeyindeki bir sevinci belirtme gibi guclu duguysallık ve şiddet iceriği bulunan cumleler de unlem işaretiyle bitirilir. Bilinmeyen, belirlenemeyen, anlam verilemeyen durumların ifade edildiği cumlelerin sonuna bunu vurgulamak amacıyla yine unlem işareti konulur.
Sık yapılan bir hata, ya da yanlış anlama nedeniyle başvurulan bir yontem, bu tur cumlelerde guya anlamı guclendirmek, vurguyu artırmak amacıyla art arda unlem işaretinin kullanılması. Oysa art arda iki ya da uc ya da dort ya da daha fazla unlem işareti Turkce'nin noktalama işaretleri arasında yer almaz. Unlem işareti bir kez kullanılır ve istenilen vurguyu yapar. Eğer cumleniz zaten doğuştan vurgusuzsa sizin art arda unlem işareti koymanız onu ne guclendirir ne de kurtarır. Olsa olsa zayıflığını iyice ortaya cıkarır. Bir yandan da bu kadar kalabalık "nidÂ" bir "nidÂ"yı "nÂdim" eder. Yani uzer
alıtntı
__________________
Edebiyat / Dil Bilimi Yazı Yazmanın Kuralları.
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Edebiyat / Dil Bilimi Yazı Yazmanın Kuralları.