Bir eleştirmen bir yazarı ne zaman yerebilir, ya da yermelidir? Edebiyat alanında bir duziye berbat calışmalar yayınlanıp duruyor. Kotu saydığımız bir kitabın neden kotu olduğuna inandığımızı herkesin icinde acıklama ne zaman yararlı olabilir? Boyle bir kitaba karşı eleştirmen ne demiş olursa olsun, bir yığın benzerleri arasında bu kitabı tesadufen secmiş değildir herhalde. Oteki kitapları bilmezlikten gelmiş, okuyucuların dikkatini, istesin istemesin, ele aldığı yapıta yoneltmiştir. Hangi durumlarda bunda haklıdır, bunu yapmakla yukumludur bile eleştirmen? Yergiler neden ve kimin icin aslında?
Bir eleştirmenin ozellikle radikal yargılarında –radikal olmak, işi kokunden yakalamaktır diyor Marx- , kendisinin hayranlıkla beğenmeyi ya da kesinlikle reddetmeyi gerekli gorduğu yerde, kuralca, temel inanışları bulunur: Ovgulerde olsun, yergilerde olsun soz konusu olan, hep aşırı yoluyla ilk orneği aramak ve gostermektir.
Bu kural, olumlu eleştirilerden daha cok yergiler icin gecerlidir herhalde. Elbette “tek tek şeyler ancak bir butune olan ilişkilerinde iyi veya kotudurler”, ama beğendiği bir kitabı cozumlerken, eleştirmenin bu “bir butune olan ilişki” yi mutlaka belirtmesi gerekmez; cunku eleştirmen yargısının gerekcesini yeterince gostermişse, sozu gecen ilişki zaten kendiliğinden ortaya cıkacaktır.
Bununla birlikte eleştirmen reddettiği konudaki orneği acık olarak belirtmek zorundadır; cunku onun icin soz konusu olan, her şeyden once, butune daha doğrusu cağdaş edebiyata olan ilişkidir. Denebilir ki; eleştirmen tuttuğu kitapları da, elbette belirtiler diye sayar, tutmadıklarını ise sadece belirtiler olarak değerlendirir.
Şu, “eleştirmenin gozonunde bulundurduğu yalnız iyinin gercekleşmesidir” cesur ve icten tezi, demek ki en inatcı onyargılara rağmen, yergiler icin de gecerlidir, yergiler icin ozellikle de doğrudur: yergilerin amacı, edebiyatı saldırıyla savunmadan başka bir şey değildir.
Goethe’den gelen şu: Bir yanda “yıkıcı”, obur yanda “yapıcı” eleştiri seceneği, bundan dolayı, hem sıradan, hem de demagogca bir iddiadır. Bircok durumlarda ancak “yıkıcı” eleştiri, yani yanlışa ve kotuye karşı cıkan eleştiri, verimli eleştiri olduğunu ileri surebilir.
Guc olan, hem eleştirmen, hem de centilmen olmaktır. –galiba Bernard Shaw soylemişti bunu- Yazara karşı nezaketin sayısız durumlarda ancak acıklık pahasına mumkun olabileceğini, her eleştirmen tecrubeyle bilir. Ne var ki, boyle bir acık olmayışın arkasında hep belli bir samimiyetsizlik gizlidir; bunu da bile bile yanılmaktan ayıran sadece bir adımdır.
__________________
Edebiyat / Dil Bilimi Eleştiri ve Yergi
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●40 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Edebiyat / Dil Bilimi Eleştiri ve Yergi