MODERNİZM VE POSTMODERNİZM Eğer yakın gecmişimizde siyasal gundeme “postmodern darbe” terimi aracılığıyla yeniden girmeseydi, postmodernizm neredeyse uzerinde tartışmaktan artık usanılmış bir kavram halinde bırakıldığı yerde duracaktı. Bazı romanları, resimleri, şiirleri konuşurken belki kullanılacak, populer kultur eleştirilerinde yine sıkca anılacak, teorisi hakkında ise yine pek az şey bilinmeye devam edecekti. Ama politikanın karmaşık bağıntıları, kulturel hareketle ilintisinin boyutları, alışılmış politik terminolojinin yerine şuradan buradan derlenmiş mecazlardan, transfer edilmiş kavramlardan oluşan karmaşık bir dilin kullanılması, hic beklenmedik, kendisine ozgu sonuclar doğuruyor. Bitti denilen pek cok şey yeniden başlıyor, oldu denilenler yaşayanların kılıklarında yeniden boy gosteriyor. Postmodernizm de oyle oldu. Gercekte Turkiye’de, yalnızca ithal mal olmanın uyandırdığı ilgiyle ayakta durduğu bir donemin ardından, yaşanılan her şeyin aslında ve zaten postmodern olduğu sıradanlaştırmasının boğuntusunda, ne olduğu pek de bilinmeden yandaş ya da taraftar olunan bir moda kavram haline geldi. “Yuksek entelektueller”, kendi aralarında kalması gereken bir sırrı paylaşır gibi konuştular, onları okuyanlar da kulak misafiri oldukları bu ilginc konuyu, kendi usullerince tutanın elinde kalan parcasıyla yeniden urettiler. Belki de, tam kavramsal iceriğinin onerdiği şey, kendi başına geldi. En sonunda bir general, 28 Şubat mudahalesini, “postmodern darbe” olarak adlandırdı. Tanımlanamaz, akılla acıklanamaz, aklın dışında kalması daha hayırlı olacak bir durum! Bu yuzden, donup geriye bakmakta yarar var. POSTMODERNİZMİN DOĞUŞU Postmodernizm kavramı İkinci Dunya Savaşının ardından ortaya cıktı. Savaşın yarattığı korkunc yıkım, Batı dunyasının ahlaki ve etik değerlerini altust etmişti. O zamana kadar entellektuel cevrelerde geniş kabul goren dunya goruşu ve anlayış, (ki buna o zamanlar modern duşunce deniyordu) gecerliliğini kaybetmeye başladı. Yani daha iyi ve daha guzel bir dunyaya duyulan ozlem ve hayaller artık sona ermişti. Toplumsal refah , anlamlı bir hayat vb. kavramlardan geriye bir avuc hayalkırıklığı kalmıştı. Freud ve Marxın yontemleriyle insan ve toplumun kavranabileceği, değiştirilebileceği ve geliştirilebileceğine dair inanc da yavaş yavaş ortadan kalktı. İşte postmodernizm terimi, bir onceki donemden kopuş anlamında, modernizmin sonrasını, otesini belirtmektedir. İkinci Dunya Savaşı ertesinde sanat, edebiyat ve bilimsel etik alanındaki inancların ve iyimserliğin kaybolmasını ifade eden bir duşunce bicimi olarak da tanımlanabilir. Modernizmin kaybolmuş duşlerinin yerine; postmodernizm yeni bir utopya koymak amacında değildi. Postmodernizm, yeni bir lisan, yeni kavramlar getirerek, modernist vizyonun gozden kacırdığı acıları ve ufukları farketmemizi amaclamaktaydı. Bu yeni dil dinamik bir oyuna benzetilebilir: anlamlar surekli değişmekte ve gelişmektedir. Postmodernizmi anlamak demek, aslında bu yeni dili okuyabilmek ve anlamak demekti. Bu da kolay iş değildi doğrusu.. Birilerinin cıkıp bu yeni dilin yorumunu ve aslında ne anlamlara geldiğini de acıklaması gerekiyordu.. O zaman da ortaya bir suru laf salatası cıktı: dil oyunu, metaforik yapı, parazitsel lisan, mevcudiyet matafiziği, dialojik duşunce vs..vs. Tam da bu noktada, Bu da ne demek? sorusunu sormayı oğrenmemiz gerekiyor. İcimizdeki dinamik bir guc; başkaları bizi aptal veya cahil sanmasın diye bu soruyu sormamızı engellemekte. Postmodernizmin yumuşak karnı (aynı zamanda postmodernizmi anlamanın anahtarı) işte burası: Yani sen ne demek istiyorsun şimdi? Bu da ne demek? sorularını sorabilmeli ve bu soruya verilecek acık ve inandırıcı bir yanıtın takipcisi olabilmeliyiz. Sanatsal anlamda ise postmodernizm; filmlerde, televizyonda, gazete karikaturlerinde ve pop muzikte kitle kulturunu ustun kılarak, yuksek sanatlara yaslanan elitizmi tahtından indirme şeklinde kendini gosterir. Cok cafcaflı bir laf oldu. Biraz acalım: resim,heykel, tiyatro, bale ve klasik muzik gibi anlaması ve tadına varılması belli bir kultur birikimi gerektiren sanatlara yuksek sanat deniyor. Bunlar, adı ustunde yuksek olduğundan bunlara herkes erişemiyor, erişse de coğu insan bu tur sanattan birşey anlamıyor ya da zevk almıyor.. O zaman ne olacak? İnsanları duşundurmek ve eğlendirmek icin kitle kulturunu on plana cekeceksiniz. Bunun sonucunda estetik değerler aşınıyor, sanat metalaşıp tuketilebilir bir kavrama donuşuyor.
__________________
Felsefe / Psikoloji / Sosyoloji Modernİzm Ve Postmodernİzm
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●65 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Felsefe / Psikoloji / Sosyoloji Modernİzm Ve Postmodernİzm