COCUKLARINIZLA ETKİLİ İLETİŞİM KURMA YOLLARI



Korfez Depremi gibi buyuk bir coğrafi bolgede yer alan ve toplumun buyuk bir kısmını etkileyen doğal felaketler, sadece bolgede yaşayanları değil tum ulusu derinden sarsan olaylardır. Bolgede yaşayanlar icin kendilerine fiziksel ve sosyal destek veren cevrenin neredeyse tumuyle zarar gormesi, durumu daha da gucleştirir. Evimizi, yakın akraba ve arkadaşlarımızı kaybetmiş olmanın acısı buyuktur. Bu kayıpların ustune, yaşam koşullarındaki değişmeler de eklendiğinde yaşadığımız stres artar. Orneğin, kotu hava koşulları, barınma koşullarının istediğimiz gibi olmaması, cocukların okul durumu, artcı depremlerin surme olasılığı gibi pek cok faktor yaşanan stresi arttırır. Ayrıca uzuntu, pişmanlık, ofke gibi yaşamakta olduğumuz tum duygular cocuklarımızla olan ilişkilerimizi daha da gucleştirebilir. Ne var ki cocuklar da bu doğal felaketten aynı bizim gibi etkilenmişlerdir. Araştırmalar doğal felaketlerden en cok yara alan grupların cocuklar, gencler ve yaşlılar olduğunu gostermektedir. Ancak anne ve babalarından, arkadaşlarından, oğretmenlerinden ve diğer aile uyelerinden yakın ilgi ve destek goren cocukların doğal afetin sonuclarından daha az etkilendiklerini ve daha kolay ve cabuk başa cıktıklarını iyi biliyoruz.
Cocuklarınıza yardımcı olabilmeniz icin sizin yardıma muhtac durumda olmamanız gerekir. Eğer kendinizi cocuklarınızla aşağıda onerildiği şekilde ilgilenecek kadar iyi hissetmiyorsanız psikolojik yardım almaktan cekinmeyin. Kendinizi iyi hissetseniz, onerilere uysanız bile deprem sonrasındaki bu iyileşme surecinin zaman alacağını, bazı olayların ve yaşantıların zaman zaman durumu geriye gotureceğini bilin. İyileşme surecinde, en cok yarar gorduğunuz onerilere ağırlık verin, geleceğe yonelin ve genellikle olumlu bir tutum icinde olmaya calışın. Elinizdeki broşur bu konuda size yardımcı olmak uzere hazırlanmıştır. Bu broşurun dışında ihtiyacınız olan her turlu desteği alabileceğiniz herkese ve her kuruma baş vurmaktan cekinmeyin.
COCUKLAR İCİN DEPREMİN ANLAMI NEDİR?
Cocuklar da yetişkinler gibi deprem felaketinden korkarlar. Ne var ki depremi, biz yetişkinler gibi kontrolumuz dışında olan doğal bir olay olarak anlamakta gucluk cekerler. Ustelik cocuklar, kendilerini koruyan ve tamamen guven duydukları yetişkinlerin bu olay karşısında caresiz kalmasından endişe duyarlar.
• Okuloncesi donemdeki cocuklar bu felaketin, anne-babasının onaylamadığı bir duşuncesi ya da davranışı nedeniyle başlarına geldiğini sanırlar.
• Okul cağındaki cocuklar ise doğal olayları anlayabilirler. Ancak, boylesine buyuk bir felaketi daha once yaptıkları kotu bir davranıştan dolayı kendilerine verilen bir ceza olarak algılayabilirler.
• Ergenlerin depremi algılayışı ise yetişkinlerinkine oldukca benzerdir. Ancak bu felaketin kendi başlarına gelmiş olmasından ofke duyabilirler.
COCUKLARIN DEPREME OLAN TEPKİLERİNİ NELER ETKİLER?
Cocukların deprem felaketi karşısındaki tepkileri birbirinden farklı olabilir. Bazıları depremin hemen ardından birtakım davranış değişiklikleri gosterirken, bazıları gunler ve haftalar, hatta aylarca hicbirşey olmamış gibi davranıp daha sonra problemli davranışlar sergileyebilirler. Bu yuzden onumuzdeki aylar icinde elinizdeki broşuru zaman zaman alıp okuyun. Boylece depremin normal psikolojik etkileri konusunda hem daha iyi bilgilenecek hem de onerileri unutmamış olacaksınız.
Cocukların depremden etkilenme derecesini bir takım faktorler belirlemektedir. Bunlar:
• Ailenin tepkisi: Cocuk depremden doğrudan etkilenmese bile ailesinin deprem karşısındaki tepkileri ve korkularından cok etkilenebilir. Cocuğun deprem karşısında caresiz kalan ailesine olan guveni sarsılabilir. Ailesinin felaket karşısındaki korku ve kaygılarından en cok da okul oncesi yaş grubundaki cocuklar etkilenirler. Bu nedenle bir yandan kendinizi diğer yandan da cocuklarınızı yeniden guclendirmeye calışınız.
• Kayıp derecesi: Cocuğun deprem felaketinde tanık olduğu ya da gorduğu hasar ve kayıp ne kadar buyuk ise etkilenme derecesi de o kadar fazla olacaktır. Ozellikle aileden bir veya daha fazla kişinin olduğu veya ağır yaralandığı, cocuğun kendisinin yaralandığı ya da evinin ve okulunun yaşanamaz hale geldiği durumlarda cocuk, bu felaketle başa cıkmada oldukca zorlanır. Aile uyelerinden birinin olumunden dolayı rollerin değiştiği, orneğin, annenin baba, ablanın anne rolunu ustlenmek zorunda kalması gibi durumlarda aile ici ilişkilerde zorluklar yaşanacaktır. Cocuk, bu koşullarda yeni yaşama gecerken daha da zorlanacaktır.
Depremi yaşamayan cocuklar bile, hicbir kayıpları olmadığı halde televizyonda gorduklerinden ve yetişkinlerin olay hakkındaki konuşmalarından etkilenebilir ve benzer tepkileri gosterebilirler.
• Yaş / Cinsiyet: Cocukların zihni yetişkinlerinkinden daha esnek ve işlenmeye daha uygun olduğu icin, cocuklar hem olumlu hem de olumsuz etkilere daha acıktırlar. Bu nedenle felakette yaşanan olaylardan etkilenme olasılıkları daha yuksektir. Cinsiyet acısından ise kız cocuklarında ice donuk ve sessiz, sakin olma; erkek cocuklarında ise hiperaktif davranışlar (olduğu yerde duramama, surekli hareket etme) daha fazla gorulmektedir.
• Daha onceki yaşantılar: Depremden once başka orseleyici yaşantıları olan cocuklar bu felaketten daha cok etkilenebilirler. Orneğin, anne babası boşanmış, kendisi şiddete maruz kalmış, aile icinde şiddeti gozlemlemiş ya da ailesinde ciddi bir sağlık problemi yaşayan cocuklar gibi. Ayrıca deprem oncesinde de bazı psikolojik problemleri olan veya okul başarısı zaten iyi olmayan cocukların, bu tur yaşantıları olmayan cocuklara gore deprem felaketinden daha cok etkilenmeleri beklenebilir. Ancak şu da unutulmamalıdır ki yaşca daha buyuk olup daha onceki yıllarda stresli durumlardan gecmiş ve bununla başedebilmiş cocukların, deprem felaketinin yarattığı etkilerden de diğer cocuklara gore daha kolay sıyrılması mumkundur.
• Depremin dolaylı etkileri: Deprem felaketinin pek cok olumsuz etkisi, sadece cocuğun doğrudan yaşadığı deprem sarsıntısı, yıkıntılar, yaralanma ve kayıplar nedeniyle ortaya cıkmaz. Depremin dolaylı etkileri de cocuğun yaşadığı guclukleri artırıcı bir rol oynayabilir ve iyileşme surecini geciktirebilir.
• Gunluk yaşantı: Evin yıkılması veya hasarlı olması nedeniyle başka yere taşınılması, kalabalık ve rahat olmayan alışılmışın dışındaki ortamlarda yaşamak zorunda kalınması ve gunluk işleyişin ceşitli nedenlerle aksaması durumlarında cocuklar deprem felaketinden daha fazla etkileneceklerdir.
• Ayrılık: Cocuk ailesinden herhangi bir bireyi kaybetmemiş olsa da, herhangi bir nedenle bir sure onlardan ayrı yaşamak zorunda kaldığında, bu durum onun uzerinde ilave bir kaygı ve stres yaratacaktır.
• Aile ici ilişkiler: Aile icinde hastalık ya da olum gibi nedenlerle rollerin değiştiği, aile ici ilişkilerin bozulduğu, ailedeki yetişkinlerden birinin fazla miktarda alkol almaya başladığı, şiddetin ortaya cıktığı ya da var olan şiddetin arttığı durumlarda iyileşme gecikecektir.
• Ekonomik koşullar: Ailenin gecim kaynaklarının kısıtlandığı ya da yok olduğu, ihtiyacların karşılanmasının aksadığı durumlarda cocuk daha olumsuz etkilenecektir.
• Sosyal destek: Anne babanın cocuğuna olan ilgi ve desteğinin azalması, cocuğun arkadaşları ve komşularıyla ilişkide olduğu sosyal cevrenin bozulması da cocuğun duzelmesini geciktirecektir.
DEPREMİN COCUKLAR UZERİNDEKİ GENEL ETKİLERİ
Depremden sonra cocuğunuz,
• depremin tekrarlayacağından veya bu felaketi hatırlatan şeylerden (orneğin, ambulans, kepce, asker, itfaiyeci, siren sesi, toz kokusu, duman gibi) korkabilir
• ani seslerden ve gurultuden korkabilir
• depremden sonraki yaşamı konusunda endişeli olabilir
• yetişkinlerin depremi ve sonuclarını engelleyememiş olması nedeniyle onlara olan guvenini yitirebilir
• deprem oncesine gore daha kolay kırılabilir, kusebilir ağlayabilir
• onceden sessiz, uyumlu bir cocukken gurultulu ve saldırgan hale gelebilir veya neşeli, girişken bir cocukken utangac ve urkek olabilir
• dikkatini toplamada gucluk cekebilir
• her zaman hoşlanarak oynadığı oyunları artık oynamak istemeyebilir
• daha hareketli olup, hareketlerini bir turlu kontrol edemeyebilir
• tek başına uyumaktan korktuğu icin anne babası veya diğer bir kişiyle beraber yatmak isteyebilir
• uykuya dalmada gucluk cekebilir
• anne ve babasını gozunun onunden ayırmak istemeyebilir, yalnız kalmaktan korkabilir
• okula veya yuvaya gitmek istemeyebilir
• parmak emmek, altına kacırmak gibi daha kucuk yaşlarda gosterdiği davranışları tekrar sergilemeye başlayabilir
• iştahı kesilebilir
• mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı, kusma gibi fiziksel tepkiler gosterebilir
• anne-babasının istemediği ancak kendisinin yaptığı bir davranıştan veya soylediği sozden dolayı depremin meydana geldiğini duşunebilir ve bunun icin sucluluk hissedebilir
• konuşmakta gucluk cekebilir
• kucuk cocuklar tekrar tekrar depremle ilgili oyunlar oynayabilir
• buyuk cocukların bazıları hep deprem hakkında konuşmak isterken, bazıları bunun konuşulmasından hoşlanmayabilir ve kendisi de konuşmayabilir
• yetişkinlerin buyuk kayıpların yanında onemsiz gorduğu bir nesne cocuk icin cok onemli olabilir. Orneğin, sevilen bir oyuncağını ya da battaniyesini kaybetme cocuğu cok uzebilir onun icin ağlayabilir ve ısrarla onu geri isteyebilir.
BEBEKLİK DONEMİ
Bebekler depremden doğrudan etkilenmezler; ancak, annenin aşırı kaygı, korku ve guvensizlik duyguları icinde olması bebeğine vereceği bakımı ve onunla iletişimini olumsuz yonde etkileyebilir. Bebek, altı kirlendiğinde, acıktığında, kendini huzursuz hissettiğinde farklı turden ağlamalar gosterir. Annenin bunlara duyarsız kalması ve ihtiyacları geciktirmesi ya da cok mekanik bir şekilde, bebekle konuşmadan onunla duygusal bir iletişime gecmeden bu ihtiyacları karşılaması bebeğin gelişimine zarar verebilir. Bebekler stres ve guvensizlik koşullarında yoğun bir ağlama tutturabilirler,yatıştırılmaları, yeniden huzur ve guven duymaları gucleşebilir. Bu turden bir bakımın cok uzun surmesi durumunda ise bebek ileride icine kapanabilir.
OKUL ONCESİ:
Okul oncesi donemindeki cocuklar (2-5 yaş) depremin neden olduğu kayıplar ve yaşam şartlarında meydana gelen değişiklerle başa cıkmada oldukca zorlanırlar. Cunku yaşamda bu tur deneyimleri az olduğu icin başa cıkma yetenekleri de tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle de anne babanın, yakın akrabalarının ve oğretmenlerinin desteğine ihtiyac duyarlar.
Bu donemdeki cocuklar genellikle felaketten etkilendiklerini sozel olarak ifade edememelerine rağmen, kaygılı ve uzgun olduklarını davranışlarıyla belli ederler.
2-6 yaşları arasındaki cocuklarda gorulebilecek bazı değişiklikler şunlardır:
• yeme sorunları; iştahsızlık ya da aşırı yemek yeme, kusma, ishal ya da kabızlık
• uyku sorunları; uyuyamama, aşırı uyuma ya da kabus gorme
• parmak emme, altına kacırma gibi bebeksi davranışlar,
• karanlıktan, hayvanlardan, yabancılardan veya canavarlardan korkma, daha once korkmadığı, ancak ona depremi hatırlatan gurultulerden ve yerlerden korkma
• annesinin eteğine yapışıp onu bırakmama ve ayrılmaktan korkma
• kendini guvende hissettiği yerden ayrılmak istememe (cadırdan dışarı cıkmak istememe gibi)
• surekli anne ya da babayla birlikte uyumak isteme
• tam olarak acıklayamadığı ağrılardan şikayet etme
• sinirlilik, soz dinlememe ve aşırı hareketlilik
OKUL CAĞI:
Bu yaş grubundaki cocuklarda bebeksi davranışlar oldukca yaygın bicimde gorulebilir. Cocuk ya tam olarak ice kapanır ya da daha saldırganlaşır. Depremde ozellikle oyuncaklarının, kendisine armağan olarak verilmiş olan eşyaların ve beslediği ev hayvanlarının kaybından cok etkilenirler.
6-11 yaşları arasındaki bir cocuk,
• daha sinirli olabilir; arkadaşları ve kardeşleriyle gecinmekte zorlanabilir.
• saldırgan davranışlar gosterebilir ya da icine kapanabilir, oyun oynamak istemeyebilir
• anne babasının dikkatini cekmek icin kardeşleriyle yarış icine girebilir,
• arkadaşlarıyla ya da aile uyeleriyle birlikte olmak istemeyebilir, ya da anne-babasının yanından hic ayrılmayabilir,
• okula gitmek istemeyebilir,
• kendini halsiz hissedebilir, sınıfta uyuya kalabilir,
• okul başarısı duşebilir,
• dikkatini toplamada zorlanabilir,
• geceleri kabus gorebilir, iyi uyuyamayabilir,
• sanki hic birşey olmamış ya da hissetmiyormuş gibi gorunebilir,
• sık sık ağlayıp, sızlanarak mızmızlık yapabilir,
• yedirmenizi ve giydirmenizi isteyebilir,
• başağrısı, gorme ve işitme ile ilgili şikayetlerde bulunabilir,
• ısrarlı kaşıntıları olabilir,
• mide bulantısı gorulebilir,
• tam olarak acıklayamadığı ağrılardan şikayet edebilir,
• ruzgar, yağmur ve fırtına gibi diğer doğa olaylarından korkabilir,
• soz dinlemeyebilir,
• başından gecenlerle ilgili olarak surekli konuşmak isteyebilir,
• daha once olmayan tikler gosterebilir,
• konuşmada gucluk cekebilir, kekeleyebilir,
• depremde yaşadıklarını abartabilir ya da carpıtabilir.
ERGENLİK:
Bu yaş grubunda akran ilişkileri cok onemlidir. Ergenler arkadaşlarından yakın ilgi ve kabul gormek; korkularıyla ve diğer tum duygularıyla oldukları gibi kabul edilmek isterler. Kaygı ve gerginliklerini, saldırganlıkla, isyankarlıkla, ice kapanma ya da dikkat cekmeye calışarak ortaya koyarlar. Bu yaş grubundaki gencler, pek cok kişi olmuş iken kendilerinin kurtulmuş olmalarının verdiği bir sucluluk duygusu icinde olabilirler. Akranları tarafından kabul gormeyen ergenler iclerine kapanabilir ve bu ergenlerde depresyon gozlenebilir. Depremin yaralarının sarılmasıyla ilgili toplumsal cabalarda kendilerine yetişkinler kadar sorumluluk tanınmadığı icin kendilerini engellenmiş hissedebilirler. Ergenlik donemi, yetişkinliğe uzun bir geciş donemidir. Bu donemin başında ve sonunda genclerde gozlenebilecek tepkiler de değişebilir. Bu nedenle burada ergenlik donemine ait tepkiler 11-14 ve 14-18 yaş grupları olarak ayrı ayrı ele alınmıştır.
11-14 yaşlarındaki ergenlerde gozlenebilecek tepkiler:
• fiziksel şikayetler (baş donmesi, başağrısı, mide bulantısı gibi)
• aşırı yemek yeme ya da iştahsızlık
• aşırı uyuma ya da hic uyuyamama şeklinde uyku bozuklukları
• belirsiz,tam acıklanamayan ağrı ve acılar
• daha once ilgi duyduğu şeylere karşı ilgisini kaybetme ve icine kapanma
• sorumluluklarını yerine getirememe
• okula gitmeme, okul başarısında duşme
• anne babanın ve oğretmeninin dikkatini uzerine cekmeye calışma
• okulda ve evde kurallara karşı gelme
• kardeşleriyle ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde bozulma, akranlarına ilgi gostermeme
• icki veya sigara icme, esrar ve eroin gibi uyuşturucuları kullanma eğilimi
• olen yakınıyla birlikte olma isteğini dile getirme ve bazılarının bu sebeple intihar girişiminde bulunması.
14-18 yaşlarındaki ergenler ise,
• kendilerini suclu hissedebilirler
• caresizlik duyguları icinde olabilirler
• felaket karşısındaki duygularını kabul etmeyebilirler
• hareketlerinde aşırı bir artış ya da azalma olabilir
• dikkati toplama ve planlı davranmada gucluk cekebilirler
• aileden ve akranlarından uzaklaşıp yalnız kalmak isteyebilirler
• alkol, sigara ve uyuşturucu (esrar, eroin vb.) kullanmak isteyebilir ve suc işleyebilirler
• aile uyelerine ve akranlarına karşı saldırgan davranışlar icine girebilirler
• depremin ortaya cıkardığı bazı tepkileri kabullenmeyebilirler
• başağrısı ve belirsiz diğer fiziksel şikayetler olabilir
• hastalanmayla ilgili korkular yaşayabilirler
• genc kızlarda ağrılı ay hali ya da ay hali olmama gorulebilir
Bazı ergenler deprem felaketinde kurtarma calışmalarına yardım ettikleri icin bircok yaralı ve oluyle karşılaşmış olabilirler. Ergenler bu dayanılması guc goruntuler karşısındaki duygularını coğu kez nasıl ifade edeceklerini bilemezler ve bazı ergenler engellenme, ofke ve sucluluk duygularıyla suc davranışlarına yonelebilirler. Deprem sonrası kurtarma ve yardım calışmalarına etkin bir şekilde katılmış olan ergenlerde ayrıca aşağıdaki tepkiler gorulebilir:
• Sindirim sistemi ile ilgili problemler
• Cilt dokuntuleri
• Astım krizleri
• Sinirlilik ve gerginlik
BU TEPKİLER NE ZAMAN OZEL İLGİ GEREKTİRİR?
Yukarıda sayılan tepkiler cocuk ve genclerin deprem gibi bir felaketi takip eden zamanda gostermeleri beklenen doğal tepkilerdir. Cocuk ya da genc, depremden once fiziksel şiddete maruz kalmış, ciddi bir hastalık gecirmiş, ya da birtakım sorunları ve problemleri olmuş ise depremin psikolojik etkilerini daha yoğun yaşayabilir. Ozellikle deprem oncesinde bunların ustesinden gelememiş iken bir de depremi yaşadıysa bu felaketle başa cıkmada cok zorlanabilir. Yukarıda sayılan olağan tepkilerin uzun sure devam ettiği ve cocuğun gunluk yaşamını surdurmesini engellediği durumlarda tepkilerine ozel bir ilgi gosterilmelidir. Boyle durumlarda cocuk ya da gencin uzman bir kişi tarafından değerlendirilip desteklenmesi gerekebilir. Bu durumlar şoyle sıralanabilir:
• Cocuğun davranışlarında ve genel halinde ortaya cıkan ve 2 haftadan daha uzun suren olağan dışı değişimler gozlendiğinde
• Cocuk yukarıda sayılan olağan tepkilerden pekcoğunu birarada gosteriyorsa
• Cocuğun davranışlarındaki değişimler cok farklı durumlarda da goruluyorsa, orneğin, hem evde, hem de okulda arkadaşlarıyla birlikteyken
• Cocuk kendine zarar vermeye calışıyor ya da vereceğini ifade ediyorsa
• Cocuğun daha onceden iyi olan okul başarısında onemli ve devam eden bir duşuş gozlemleniyorsa,
BU TEPKİLERLE BAŞA CIKMAK İCİN NELER YAPILABİLİR?
Cocukları bilgilendirmek, onlara duygusal destek vermek, felaketle başa cıkmadaki cabalarınıza onları da katmak ailenizi bir araya getirmede yardımcı olacaktır. Deprem gibi buyuk bir felaket karşısında ailenin birbirine kenetlenmesi, aile ilişkilerini depremden sonra da devam edecek şekilde guclendirir.
• Deprem hakkında konuşmaktan cekinmeyin.
Başınızdan gecen olayı kucumsemeyin. Size ne kadar zor gelirse gelsin gercekleri saklamadan olan biteni cocuğunuza anlatın. Eğer cocuk uzulecek diye gercekler saklanırsa, o zaman neler olduğunu kendisi anlamaya ve yorumlamaya calışacaktır. Boyle bir durumda kendisinin fikir yurutmesi daha fazla endişelenmesine ve korkmasına neden olur. Cocuğa, gercekleri saklamadan anlaşılır bir dilde anlatmak onun size guven duymasını sağlar. Ergenlerin ise bu konuyu akranları ve diğer yetişkinlerle konuşmasına, tartışmasına izin verin. Ergenler de deprem ve alınacak onlemler konusunda ne kadar bilgilenirlerse yaşamlarını da o kadar kontrol altına alabilir; gelecekleriyle ilgili planlar yapıp calışabilirler.
• Deprem konusunu siz acmayın, fakat cocuğunuz bu konuda konuşmak istediğinde onu
dinleyin, sorularını cevaplayın, ona destek olup onu rahatlatın. Cocuğunuzun duygularını ifade edebilmesi icin gerekirse mutlu, uzgun, kızgın, korkmuş gibi duygu bildiren kelimeleri kullanarak siz kendi duygularınızdan soz edin.
• Cocuğunuzu neler hissettiğini soylemesi icin zorlamayın, bırakın kendisi icin uygun
zamanı o secsin. Birey bazen kendinde aşırı stres yaratan durumları kabul etmekte zorlanır. Bu durumda yaşanan stresi inkar etmek faydalı olabilir. Aynı şekilde ağlamak, aşırı uyumak ya da hayaller kurarak bu travmatik durumdan gecici olarak uzaklaşmak cocukları ve ozellikle ergenleri rahatlatabilir.
• Cocuğunuzu depremin, hicbir şekilde onun bir hatası sonucu olmadığı konusunda ikna
edin. Ona anlayabileceği bir dilde depremin ne olduğunu, neden olduğunu ve depremin kendi davranışları ya da sozleri icin bir ceza olmadığını acıkca anlatın. Orneğin, “deprem aynı yağmurun yağması, ruzgarın esmesi gibi bizim kontrolumuzde olmayan bir olay, yani sen akşam yemeğini yemediğin, kardeşine kufur ettiğin, arkadaşını dovduğun, anneni uzduğun icin olmadı” gibi ifadeler kullanın.
• Cocuğunuzun bu olayda daha fazla orselenmesine elinizden geldiğince engel olun.
Orneğin, televizyonda yıkılmış evleri, ağlayan insanları, yaralıları gosteren programları izlemesini engelleyin. Cocuğunuzu onu uzen, tekrar depremi hatırlatan durumlardan, olaylardan ve yerlerden korumaya calışın.
• Elinizden gelen en kısa surede depremden onceki ev duzeninizi sağlamaya ya da yeni
bir duzen oluşturmaya calışın. Cocuklar icin duzenli bir gunluk program uygulayın. Orneğin, her sabah kalkıp birlikte kahvaltı etmek, ortalığı toplamak, birlikte oyun oynamak, oğle yemeğinden sonra birlikle bir sure kitap okumak, uyumak gibi. Farklı birşeyler yapmanız gereken gunlerde cocuğunuza bunu onceden anlatın.
• Cocuğunuza karşı sıcak ve sevecen davranın.
Cocuğunuz sizin yanınızda olmak istiyor, yalnız kalmaktan korkuyorsa ona sarılın, kucaklayın, opun, onu sevdiğinizi, onun yanında olacağınızı, onu bırakmayacağınızı soyleyin. Dokunma, okşama, sarılma ozellikle kucuk cocuklar icin cok onemlidir. Felaket doneminde, bir sure icin cocuğun istediklerini yapmanın bir sakıncası yoktur, aksine boyle olağanustu bir donemde az da olsa gerekebilir. Bu donemde cocuğunuzun şımaracağından korkmayın.
• Yatma zamanı geldiğinde cocuğunuzun yanında olmaya calışın.
Uykudan once ona hikaye okuyun ya da anlatın, sırtını okşayın, gun hakkında sessizce konuşun. Geceleri istiyorsa ışığı acık bırakın, biraz fazla uyumasına ya da cok korkuyorsa yanınızda yatmasına goz yumun.
• Herhangi bir nedenle cocuğunuzdan bir sure ayrılmanız gerekirse, ona nereye
gideceğinizi mutlaka anlatın ve doneceğinizden emin olmasını sağlayın.
• Cocuğunuzdan beklediğiniz davranışlar ve sorumluluklar hakkında onunla konuşun.
Cocuğunuzun isteklerini yerine getirmeniz onun bu olayda yaşadıklarını atlatması icin ne kadar gerekli ise bir yandan da duzenli bir yaşama gecmek icin kurallar koymak da o kadar onemlidir. Eğer cocuğunuz hicbir kuralı dinlemiyorsa, onunla yapması ve yapmaması gereken davranışları ve o davranışları neden yapması ya da yapmaması gerektiği konusunda konuşun. İstediğiniz davranışları sergilediğinde "aferin ne kadar guzel" gibi sozlerle onu odullendirin. Cok zorda kalsanız bile ona vurmayın ve herhangi bir fiziksel ceza uygulamayın.
• Ailenin birarada olmasını sağlayın:
Aile uyelerinin birlikte olması travmanın atlatılması icin onemlidir. Ayrıca akrabalarınız ya da komşularınız sizi merak edip, telefonla aradıklarında cocuğunuzla bunu paylaşın. Bunlar cocuğa başkaları tarafından da duşunulup sevildiği duygusunu verecektir. Sosyal destek icin akrabalarınızla ve yakın aile cevrenizle ilişkilerinizi en kısa surede yeniden kurun ve surdurun.
• Cocuğunuzun kendini ifade etmesini kolaylaştırın.
Cocuğu deprem hakkında oyunlar oynaması (kepce, kamyon, ambulans vs. ile), resimler yapması veya bu konuda yaşadıklarını, hissettiklerini yazması icin destekleyin. Boylece cocuk sozel olarak ifade edemediği duygularını ortaya koyma olanağı bulacaktır. Yaptığı resimleri ya da yazdıklarını eve asabilir ya da yakın akrabalarınıza gonderebilirsiniz.
• Cocuğunuzun bazı şeyleri kontrol etmesini sağlayın.
Deprem gibi uzerinde hicbir kontrolumuzun olmadığı bir durum yaşarken biz de kendimize olan guvenimizi yitirebiliriz. Hayatımızın kontrolumuz altında olduğunu hissetmek bizim guvenlik duygumuz icin ne denli onemli ise; cocuklar icin de o kadar onemlidir. Bu nedenle gunluk yapılan işleri planlayın ve planlamaya cocuğunuzun da katılmasını sağlayın. Ayrıca cocuğunuza mumkun olduğunca cok ufak ta olsa kararlar alabilmesi icin secenekler sunmaya calışın. Orneğin, birkac giysiyi, yiyeceği ya da oyuncağı gosterip kendisinin karar vermesini sağlayın.
• Cocuğunuzun yetişkinlere yeniden guvenmesini sağlayın.
Deprem felaketi cocuğun sadece kendine olan guvenini değil, deprem felaketine engel olamadıkları icin yetişkinlere olan guvenini de yitirmesine neden olur. Cocuğunuzun guvenini tekrar kazanmak icin, ona verdiğiniz sozleri mutlaka tutun ya da yerine getiremeyeceğinizi duşunduğunuz şeyler icin soz vermeyin.
• Cocuğunuzun geleceğe guvenle bakmasını sağlayın.
Kısa sureli gelecek icin cocuğunuzla birlikte gercekleşebilecek planlar yapın ve gercekleştirin. Orneğin, haftaya okul kaydını yenileyelim, anneannenlere gidelim gibi. Boyle deneyimler cocuğun gelecekle ilgili belirsizlikten kurtulmasını ve tekrar gelecekten birşeyler beklemesini sağlar.
• Eşinizi kaybettiyseniz cocuğunuzun, onunla olan ilişkisini ve onun verdiği bakımı
ozleyebileceğini unutmayın. Bu ozlemini, sizin bakımınızı protesto ederek ifade edebilir. Bu konuda duyarlı ve toleranslı olun.
• Cocuğunuzun sağlığına dikkat edin.
Sağlıklı bir cocuk diğer yaşamsal gucluklerle daha kolay başa cıkar. Bu nedenle cocuğunuzun dengeli beslenmesine, yeterince dinlenmesine, temiz yerlerde bulunmasına ve kişisel temizliğine dikkat edin.
• Cocuğunuz aile ile ilgili ek sorumluluklar aldıysa, arada bir bunları azaltma yollarını
arayın. Orneğin, bir sabah daha gec uyanması ya da gunluk işler yerine arkadaşları ile birtakım faaliyetler yapması icin fırsat tanıyın. Size ve aileye yardım etmek icin yaptıkları konusunda kendisini takdir ettiğinizi ve onunla gurur duyduğunuzu sık sık dile getirin.
• Ergenlik cağındaki genclere sosyal ilişkilerini yeniden kurmaları konusunda destek
olun. Genclerin deprem felaketini atlatabilmelerinde, arkadaş bağlarını tekrar kurmaları onemlidir. Bu bağların kurulması icin yetişkinlerin gencleri desteklemesi gerekebilir. Sosyal etkinliklere katılmaları icin onları cesaretlendirin; spor yapabilmeleri icin gonullu kuruluşlardan yardım isteyin, gereken koşulları oluşturun. Hicbir şey yapamıyorsa yuruyuşler yapmasını sağlayın. Ayrıca normale donme calışmalarında genclerin de katkısını almak onların kendine olan guvenlerini artırabilir, genclerin el ele vererek birlikte calışması ise birliktelik duygusunun gelişmesi icin onemlidir. Başkalarına yardım etmek pek cok gencin kendini daha guclu hissetmesini sağlayacaktır. Bu amacla gerektiğinde bulunduğunuz bolgede gonullu kuruluşların sağladığı rehabilitasyon olanaklarından yararlanın.
• Cocuğunuzun uyku problemleriyle ilgilenin.
Gece uykusunda korkuyla sayıklayan ya da uykudan ağlayarak uyanan cocuğunuzun yanına gidin, onu sakinleştirin, odayı hemen aydınlatmayın ve yuksek sesle konuşmayın. “Herhalde cok kotu bir ruya gordun” diyerek onun gorduklerini anlatmasını sağlayın ve kesmeden dinleyin. Sakın “korkacak bir şey yok “ demeyin. “Anladım cok korkmuşsun, tum bunlar sana gercekmiş gibi geldi” diyerek korkusunu anladığınızı belirtin ama bunun gercek olmadığı konusunda onu ikna etmeye calışın. Yanında duracağınızı, şimdi guvende olduğunu soyleyin ve mumkunse tekrar uykuya dalana kadar yanında durun. Uyku sorunu olan cocukların gunduz oyun ve diğer etkinliklerle yorulmalarını sağlayın. Gece uykusundan once mumkunse ılık bir banyo aldırın. Tum bunlar cocuğun kaygısını azaltacak ve kendini guvende hissetmesini sağlayacaktır.
• Nicin okula gitmek istemediğini anlamaya calışın.
Boyle bir felaketten sonra kucuk cocukların okula gitmek istememelerinin bir nedeni ailelerinden ve sevdiklerinden ayrılmak istememeleri olabilir. Ailenin de guvensizlik nedeniyle cocuğu okula gondermedeki isteksizliği bu durumu daha da korukleyebilir. Eğer cocuğunuz okulda başarılı bir cocuksa okula gec başlatmayın ya da okula gidemediği gunlerin sayısını olabildiğince az tutun. Bu cocuklar, okulda bazı şeyleri kacırdıkları ve arkadaşlarına yetişemeyecekleri duşuncesiyle de okula gitmek istemeyecekleri icin başarıları duşecektir. Başarısı duşuk olan cocuklar ise deprem sonrasındaki bu karmaşıklık ve belirsiz yaşam koşullarında okula ve ev odevlerine konsantre olmakta gucluk cekecekler ve okul başarıları daha da duşecektir. Bu nedenle gunluk yaşamınızı mumkun olduğunca duzene sokun ve cocuğunuzun bu sebeple bir endişe yaşamamasını sağlayın. Oğretmeniyle iletişimini koruyun; hatta deprem oncesine gore daha yoğun bir iletişime gecin. Cunku cocuğunuz sizin problemlerinize duyarlıdır ve bunlara bir yenisini katmamak icin size sorunlarından soz etmeyebilir. Bunun yerine yakın bulduğu oğretmeniyle derdini paylaşabilir ya da bu sorunu okul ortamında gosterebilir.
• Cocuğunuzun yasına destek olun.
Yaşanan deprem felaketinin ve buna bağlı kayıpların ardından cocuğun olum hakkındaki soruları artacaktır. Bu soruların altındaki onemli kaygılardan biri anne ya da babasını kaybedeceği korkusudur. Bazen kendi olum korkunuzdan dolayı, bazen de kendi yasınızı yaşadığınız icin cocuğun bu konudaki soru ve endişeleriyle cok fazla ilgilenemeyebilirsiniz. Anne babalar bazen de cocuklarının uzulmemeleri ve onları acıdan korumak icin olum hakkında konuşmak istemeyebilirler. Ancak cocuklarla ile duyguları paylaşmak, onlarla anlayabilecekleri duzeyde konuşmak ve kullandığımız kelimelere dikkat ederek acıklamalarda bulunmak yararlıdır. Cunku cocuklar bilmedikleri konularda fanteziler uretmeye ve kendi kendilerine bazı acıklamalar getirmeye calışacaklardır. Genellikle de bu acıklamalar cocuklar icin gercek olandan daha korkutucudur. Anne ya da babasından birini kaybeden ve diğerinin de oleceğinden korkan bir cocuğa yanında olduğunuzu onu hic bırakmayacağınızı ve yeniden eskiden yaptığı pek cok şeyi yapabileceğini soyleyerek gelecekle ilgili endişelerini gidermeye calışın. Olen anne ya da babası kendisini bırakıp gittiği icin ofkeli olan bir cocuğun da ofkesini boşaltmasını sağlayın. Kum, su ve oyun hamuru gibi malzemelerle oynama, spor yapma cocuğa bu konuda yardımcı olacaktır. Ayrıca yakını olen herkesin onun yaşadığı duyguların aynısını yaşadığını hatırlatın. Anne ya da babasının olumunden kendini sorumlu tutan ve bu yuzden yoğun sucluluk duygusu yaşayan cocuklar ise genellikle onu uzdukleri, ya da kızdıkları bir zamanda onun olmesini istedikleri icin bunun gercekleştiğini sanırlar. Bu cocuklara, yaşamda bazı olayların (olum ve doğal afetler gibi) bizim kontrol edemeyeceğimiz olaylar olduğunu ve bu olumun de kesinlikle kendi hatasından kaynaklanmadığını anlamasını sağlayın. Ergenlerin yası yaşamak istemelerini ve bazen yalnız kalmak istemelerini anlayışla karşılayın, onlara destek olun ve olen kişi hakkında konuşmak istediklerinde mutlaka konuşun ve giderek olumlu anıları on plana cıkarın.
BU OLAYLA AİLENİZLE BİRLİKTE BAŞEDİN!
Deprem gibi doğal bir afette ortaya cıkan bu cok normal ama gecici tepkilerle her birinizin tek tek başetmesi elbette onemlidir. Ancak aile olarak yaralarınızın daha kısa surede sarılması ve normal gunluk yaşama donebilmeniz icin aşağıdaki noktalara dikkat etmeniz onemlidir.
• Cok buyuk bir felaket yaşadığınızı; şaşırmış, sarsılmış ve desteğe ihtiyacınız olduğunu kabul etmeniz iyileşme surecinin cok onemli bir kısmıdır.
• Her aile uyesinin depremden farklı bir şekilde etkilenmiş olduğunu ve herkesin yeniden eskiye donmesinin farklı surelerde gercekleşebileceğini unutmayın.
• Yaşamı yeniden kurma cabalarına ve gunluk işlere tum aile uyelerini katın.
• Aile uyelerinin rollerinde bazı değişmeler olabilir; esnek ve dikkatli olun. Orneğin, bir ergen hayatında ilk kez kardeşlerinin de bakımını ustlenmek zorunda kalabilir. Bu arada ergenin kendi ihtiyaclarının da karşılanmış olmasına dikkat edin. Ev ile ilgili sorumlulukları bir kişiye yuklememeye calışın, paylaşın.
• Birbirinize yakın ilgi, şefkat ve anlayış gosterin.

__________________