1.-AHLAK GELİŞİMİ Ahlak’ın yabancı dillerdeki karşılığı olan “moral” sozcuğu ,Latinceki “moralis” sozcuğunden gelmektedir. Bu da bizde oteden beri kullanılmakta olan “adet” veya “edep” tir. Adet; gorenek, alışkanlık ,edep; de iyi eğitim ,uslu, nazik, saygılı, zarif gibi anlamlara gelir. Her insanda “doğru yada yanlış”,”iyi yada kotu” “yapılması hoş karşılanabilen yada hicbir şekilde kabul edilmeyen” davranışların neler olduğuna ilişkin yargılar bulunmaktadır. Bu yargılar; bireyin kendi davranışlarını ve eylemlerini belirleyen ,neleri yapıp neleri yapmaması gerektiği konusundaki ,bireye ozgu inanclar ve değerler sisteminden kaynaklanmaktadır.(Şişman,2000,s;77) İcinde yaşanılan toplumun bireyden uymasını beklediği bazı kurallar vardır. Bu kurallar, bireyin başkaları ile olan ilişkilerinin bicim ve duzeyini belirler. Birey bu kuralları icselleştirerek toplumla uyumlu ve barışık bir yaşam surer. İşte ahlak gelişimi bireyin yaşamında değer verdiği kuralları geliştirmesi, icselleştirmesi sureci olmaktadır. Ahlak gelişimi, birey acısında toplumun tum değerlerine koru korune uymanın otesinde topluma etkin bir uyum sağlamak icin bir değerler sistemi oluşturma sureci olarak tanımlanmaktadır. Ahlak konusunu inceleyen A. Robertson , bu konuda şu goruşleri ileri surmuştur Ahlak ,birlikte yaşayan toplum halindeki insanların varlığına bağlıdır. İnsanoğlu insan olalı , şu yada bu bicimde toplum icinde yaşamış ve icinde bulunduğu toplumun istediği hareketleri yineleye yineleye ahlaklı olmayı oğrenmiştir. Uygarlığın kararsız ve karışık olması,ahlakla ilgili duşuncelerde belirsizliğe ve catışmaya yol acmaktadır. Orneğin doğruluk bir erdemdir. Yani bireylerin birbirlerine karşı iyi niyetli olmaları , doğru soylemeleri , toplumsal butunun yararınadır. Fakat ,oldureceği adamı arayan bir hayduda gerceği soylemenin bir erdem olduğunu kimse one suremez. Yada adam oldurmek bir cinayettir; ama beni oldurmeye gelen birisini oldurmeme izin verilmemektedir. Yani ahlak değerleri nesnel değil gorelidir. Bunlar bizim nesnel dediğimiz değerlerden ayrıdır.( Binbaşıoğlu,1978,s;201) Bireyde var olan değerler sistemi , gelişimsel bir icinde ortaya cıkmaktadır. Ahlak gelişimi de denilebilecek bu surec , bir cok psikologun ilgi alanı icine girmiştir. 2.-PSİKANALİTİK TEORİ Bu teoriye gore vicdan ve ahlak değerlerinin gelişimi odipal calışmanın cozulmesiyle gercekleşir. Freud ahlak gelişimini,id ego ve super ego diye ayrıştırdığı kişilik kısımlarının ilişiklerindeki denge kavramına bağlamaktadır.İd kişiliğin enerji deposu olarak cevreyle etkileşimi sonucunda ortaya cıkan gercekci ve akılcı kısamdır.En basit tabiriyle id isteklerinin karşılaması icin egoya surekli baskı yapar ve ego bilincli olduğundan sadece toplum tarafından kabul goren isteklerinin bilinc yuzeyine cıkmasına izin verir.Super-ego kişinin cocukluk devresinde buyukleri ile olan etkileşimi sonucu gelişir. Super-ego vicdan ve olması gereken ideal egoyu temsil eder.Freud bu kuram ışığında kişilik ve ahlak gelişiminin ana hatlarının ilk beş yılında tamamladığını ve altı yaşından sonra kurumsal olarak başka onemli gelişme olmadığını one surmuştur. Psikanalatik teoriye gore cocuktaki ahlak gelişimi ebeveynin disiplin onemli olcude temel olan bir surectir Cocuk yasakları ihlal ettiğinde sucluluk duygusunda gelişmeye başlar.Cocuk ebeveyninin disiplini altındayken bir yandan da ozdeşim kurma durumdadır Bu sucluluk duygusunu uzerinden atabilmek icin ozdeşleşme esnasında icselleştirdiği ahlaki ve sosyal değerler doğrultusunda davranmaya calışarak bu sucluluk duygusundan kacınma yolunu bulur Bu şekilde davrandığında da iftihar etmeye başlar.Suctan uzaklaşmaya oluşan hoşnutluk ve gurur duygusu cocuğu pekiştirerek benzer durumlarda da kurallara uygun davranmasını sağlar Erken cocukluk doneminde cocukların davranışları ana-babalarının kendilerini yonlendirmesiyle gercekleşir, işte bu noktada cezalandırma korkusu belirleyici değildir.Cocuğun davranışlarındaki kontrol mekanizmasının temelini oluştur
__________________