BİLİNCALTI VE GUDULER Diyelim ki en yakın arkadaşlarınızdan biri ile bir tartışmaya girdiniz. O gece uzuntu ve pişmanlık ile kalkıp ozur dilemeye karar veriyorsunuz. Telefona gidip numarayı cevirmeye başladığınız halde, bu işlemi tamamlayamıyorsunuz. Bu kadar zamandır arkadaşınızın telefon numarasını ezbere bildiğiniz halde, şimdi aynı numara aklınıza gelmiyor. Unutmuşsunuz. Aslında bilincli olarak, hicbir unutma isteğiniz olmadığı halde – hatta tam tersi bilincli olarak numarayı hatırlamak istediğiniz halde – yapamıyorsunuz. Uğraştıkca sanki daha fazla karıştırıyorsunuz. Sonucta rehberi acıp numarayı buluyorsunuz ama nasıl olup da boylesine basit ve bildiğiniz bir şeyin zihninizden cıkabilmiş olacağına hayret ediyorsunuz. Numarayı kaydetmeden yine gidip telefonu ceviriyorsunuz ki, yanlış numarayı cevirmişsiniz. Sonunda, bu kez daha dikkatli cevirerek arkadaşınıza ulaşıyorsunuz. Peki acaba, biraz da komik sayılabilecek davranışları nasıl acıklayabiliriz? Freud bu tur olaylara “gunluk yaşantının psikopatdojisi” adını vermiştir. “Normal” diye nitelendirdiğimiz bir cok kişide bu tur davranışların gorulebileceğini soylemiştir. Ancak işin ilginc yanı Freud bu garip davranışları tesaduflerle acıklama yoluna gitmemektedir. Freud’a gore kişi bu telefon numarasını “bastırdığı” bazı duygularına bağlı olarak unutmuştur. Freud’un “bilincaltı guduler” kavramı temelindeki en onemli kavram “bastırma”dır. “Bastırma”(represyon), bilincli iradenin dışında oluşur. Sanki nefes alma veya yenilen yemeği hazmetme gibi, istemsiz ve otomatik bir davranıştır. Eğer, herhangi bir duşunce veya duygu kişiye bilincli egosunu kaldırabileceğinden daha cok acı veriyorsa o kişi tarafından bastırılarak bilinc merkezi dışına itilir. Şimdi yukarıdaki orneğe donelim. Freud sizin bu telefon numarasını bastırdığınızı soyleyecektir. Bilincli gudunuzun ozur dilemek olmasına karşın, siz aslında bilincaltınızda bunu yapmayı pek istemeyeceksinizdir.
__________________