DUYGUSAL ZEKA VE YAŞAM Yaşam boyu aslında insanlar aslında iki zihne sahip olmuşlardır. Bunlardan biri akılcı zihin diğeri ise duygusal zihindir. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak icin etkileşim halindedir. Akılcı zihin coğunlukla farkında olduğumuz bir kavrama tarzıdır; bilincimize daha yakındır, duşuncelidir. Bunun yanı sıra fevri ve guclu, bazen de mantıksız olan bir kavrama sistemi vardır ki buda duygusal zihindir. Coğu zaman bu iki zihin olağanustu bir işbirliği icerisindedir; duygu duşunceler icin, duşunceler uc duygular icin vazgecilmezdir. ancak duygular .bu dengeyi sarstığın da duygusal zihin ustunluk sağlar ve akılcı zihni etkisiz bırakır. Yapılan testler sonucu insanların IQ’ları belirlenmiş ve insanların başarıları buna gore belirlenmiştir. Ancak IQ tek başına bireyin yetenek ve ilgilerini tanımaya yetmez. IQ’su yuksek olan bireylerin yaşamlarında iyi olacak diye bir kural yoktur. IQ’nun insan yaşamına etkisi en fazla %20’dir. Geri kalan %20’si ise duygusal zekanın oluşturduğu belirlenmiştir. Bizi burada duygusal zekayı ilgilendiren duygusal zekadır. Kendini harekete gecirebilme aksiliklere rağmen yoluna devam edebilme, durtuleri kontrol ederek tatmini erteleyebilme, ruh halini duzenleyebilme, sıkıntıların duşunmeyi engellemesine izin vermeme gibi olumluluklarla adlandırabiliriz. Neredeyse yuz yıldır, yuz binlerce kişi uzerinde yapılmış araştırmalara dayanan IQ’nun aksine, duygusal zeka yeni bir kavramdır. Hayat yolunda, kişiler arası farklılığın ne olcude bundan kaynaklandığı hakkında kesin bir şey soylemek henuz zor. Ancak eldeki veriler oldukca guclu, hatta zaman zaman IQ’dan guclu bir belirleyici olduğunu gosteriyor. IQ zenginliğin, mutluluğun yada saygının bir garantisi olmadığı halde okullarımız ve kulturumuz akademik, becerilere takılıp kalarak kişinin geleceğini belirlemektedir. Cok onemli olan duygusal zeka dediğimiz bir grup ozelliği goz ardı ediyor. Eşit zekaya ait iki kişiden biri hayatta başarılı olurken, diğerinin nasıl cıkmaza girdiğini anlamak icin kişinin bu alanlarda ne kadar yetenekli olduğunu bilmek cok onemlidir. Duygusal yetenek, bir meta-yetenektir. Yani, hem zeka dahil var olan diğer yeteneklerimizi ne kadar iyi kullanabileceğimizin belirleyicisidir. Bir cok bulgu gosteriyor ki duygusal yetenek sahibi Kendi duygularını tanıyor ve idare edebilen. Başkalarının duygularını okuyup onlarla etkili bir şekilde başa cıkabilen kişiler hayatın her alanında, gerek romantik yakın ilişkilerde, gerekse kuruluş ici politik ilişkilerde başarıyı belirleyen sozsuz kuralları kavrama becerisinde avantajlıdır. İyi gelişmiş duygusal becerilere sahip kişiler yaşamlarını daha doyumlu ve etkili bir şekilde surdurerek, kendi verimliliklerini besleyecek zihinsel alışkınlıkları edinebilir. Duygusal hayatını bir şekilde kontrol altına alamayan kişiler ise, kendi iclerinde, işe odaklanıp acıkca duşunmelerini sağlayacak yetenekleri baltalayan savaşlar verir. Zeka hakkında eski goruşlerin sınırlarını en iyi goren kişi olan Gardner, IQ testlerinin parlak doneminin birinci dunya savaşı ile birlikte başladığını soyluyor. O zamanlar iki milyon Amerikalı erkek uzerinde, Lewis Terman tarafından yeni geliştirilmiş, kurşun kalem ve kağıtlar uygulanan kitlesel bicimi ile sınıflandırılmıştır. Bu durum Gardner’in değimiyle senelerce IQ tarzı duşunmeye yol actı. İnsanlar ya zekidir, ya değildir, o şekilde doğmuşlardır. Bunu değiştirmek icin yapılacak pek fazla bir şey yoktur. Gardner’in 1983 tarihli onemli kitabı Frames Of Mind (zihin cerceveleri) IQ goruşune karşı cıkan onemli bir bildiri niteliğindeydi. Hayatta başarılı olmak icin tek tip bir zekanın sarf olmadığı, yedi temel ceşitlemesi olan geniş bir yetenekler yelpazesi bulunduğunu one suruyordu.
__________________
Felsefe / Psikoloji / Sosyoloji Duygusal Zeka Ve YaŞam
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●41 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Felsefe / Psikoloji / Sosyoloji Duygusal Zeka Ve YaŞam