İŞTE HEROBRİNE HİKAYESİ İcErİ
Minecraft0 Mesaj
●44 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Oyun Forumları
- Online Oyunlar
- Minecraft
- İŞTE HEROBRİNE HİKAYESİ İcErİ
-
02-10-2019, 10:17:28MineCraft HeroBrine Hikayesi Tavsiye Ederim... Merhaba Arkadaşlar Başka Bir Forumda Dolaşırken MineCraft Hakkıdna Bir Hikaye Gordum Okudukca Beğendim,Heyecanlandim Bu'nu Sizinde Denemenizi İsterim.Hikayenin Konusu HeroBrine Adli Bir Karakter İle İlgili. Peki Bu HeroBrine Kim ? Oyunda olduğu iddia edilen, ama acık ve net bir şekilde olmayan, korkunc ve Notch'un olmuş kardeşi denilen bir karakter. Bolum 1 Steve salı gunu evinde yumuşak yatağında yatarak kitap okuyordu. Kitabı bir hikaye kitabıydı ismi Minecraft Efsanesi'ydi. Minecraft adında bir dunya olduğunu iddia eden bir hayal kitabıydı. Steve gercekten boyle bir yer olduğunu duşunuyordu. Minecraft kitabının oyununu hayal oyunlarıyla ilgilenen bir firma değil strateji ile ilgilenen bir firma cıkarmıştı. Steve surekli o oyunu oynuyordu. Amerika'nın Detroit şehrinde yaşayan Steve zengin ve para harcamayı seven birisiydi ve son zamanlarda canı cok sıkılıyordu. İyi bir ada tatili guzel olur diye duşundu ve kız arkadaşını arayıp yarın icin helikopter hazırlatmasını soyledi. Steve geceyi sıkıntıyla gecirdi. Sonunda sabah olmuştu beklediği an geldi. Cok heyecanlı bir şekilde dişlerini fırcalıyordu. Kıyafetlerini dolabından hızlı bir şekilde secerek aldı. Heyecandan sadece bir kıyafet almıştı. Nasıl olur da boyle bir şeyi unutabilirdi ? Kız arkadaşı Steve'i aradı ve helikopter alanına gelmesini soyledi. Steve helikoptere ulaştı ve kapısına zor bir şekilde tutunarak kendini helikopterin icine doğru cekti. Kız arkadaşı da geldi fakat yanında Steve 'in sevmediği erkek kardeşi vardı. Steve biraz bozulsa da bir adaya gideceği icin cok sevincliydi. İcinde kelebekler ucuşuyordu. Helikopter bakımından sonra pilot geldi ve helikopter havalandı. Yaklaşık 1 bucuk saat sonra herhangi bir adaya gideceklerdi. 1 bucuk saat bir turlu gecmek bilmedi. Adayı buldular ve Steve bir delilik yapıp paraşutle atlayalım dedi. Ucu birlikte sırtlarına cantayı takıp atladılar. Steve yere yaklaşınca paraşutunu actı ve adaya yavaş bir iniş yaptı. İlk atladığı icin diğer ikisinden once indi ve onlara bakıyordu. Kız arkadaşına cok fazla bağırarak yon değiştirmesini soyledi. Denize iniyordu kız. Steve'de kız arkadaşı da yuzme bilmiyordu. Oysa Steve'in yuzme kursu kaydı boşuna duruyordu. Her zaman bir neden cıkarır kursa gitmezdi. Kız arkadaşı tam denize duşeceği an denizden bir kopekbalığı havada kızı yedi. Steve bağırarak ağlamaya başladı. Daha sonra erkek kardeşini unuttuğunu farketti etrafa baktı fakat onu goremedi. Helikopterde coktan gitmişti. Steve erkek kardeşiyle tıpa tıp aynıydı fakat sadece goz renkleri farklıydı ve buraya gelirken aynı kıyafeti giymişlerdi. Steve sadece adada oturarak yardım bekliyordu. Telefonu da yanında değildi. En sonunda gece oldu. Bolum 2 Gece olmuştu ve Steve ' in karnı cok acıkmıştı. Etrafı araştırmak aklına geldi yavaş yavaş titreyerek yuruyordu. Yeraltından bir ses duyduğunu zannetti. Sanki tahtaları birbirine carptırma sesi gibiydi. Urktu ve yoluna devam etti. Dolunay belirmeye başlamıştı ve heryer karanlığa gomuldu. İlerleyince karşısına bir tavuk cıktı. Steve tavuğu kovaladı ve yumruk atarak oldurdu. Ateş aradı fakat bulamayınca ciğ ciğ tavuk etini yemeye başladı. O tavuk etini yerken sadece mor iki goz buyuklugunde kareler gordu ve bunlar birden yok oldu. Yok olunca cok garip bir ses cıkardı. Steve arkasında birisinin durduğunu yansıyan ve neredeyse gorunmeye golgeden anladı. Arkasını yavaşca donerken ''şşşşş'' diye bir ses duydu. O an aklına Minecraft Efsanesi adlı kitabındaki Creeper ismindeki yeşil sinir bozucu ses cıkararak patlayan ve guneşten etkilenmeyen yaratık geldi. Olağan gucuyle ileriye atıldı ve koşmaya başladı. Koşarken bir patlama sesi duydu ve yavaşca etrafa bakarak kactığı yere dondu. Yerde koskocaman oyuk acılmıştı ve icinde komur madeni vardı. Steve bu şekilde sabaha kadar koşarak,kacarak hayatta kalmaya calıştı. Sonunda guneş yuzunu gosterdi. Steve cok mutlu olmuştu. Eğer Minecraft adasındaysam diye duşundu ve neler yapabileceğini aklına getirdi. Yerden toprak topladı ve bu toprakları dizerek kendisi ayakta dururken ayağının boyuna gelen bir alan cizdi. Sonra ağaclara yoneldi ve dalları koparmaya başladı. Yavaş yavaş buyuk dallar elde etti. Kucuk dallara eliyle şekil vererek duz bir sopa haline getirmeye calıştı. Buyuk dalları ise sopaların uzerine koydu. Minik ve ince dallar sayesinde onları birbirine bağlayarak sabitledi. Yerde patlama sonucu oluşan cukura baktı ve icindeki taş parcalarından birisini aldı. Onun yardımı ile baltasının ucunu keskinleştirdi. Bir ağacın yanına gitti ve ağaca sert şekilde vurmaya başladı. Yavaş yavaş odun topluyordu karnı cok acıkmıştı. Fakat aclığı unutmaya calıştı gecen gece gibi sokakta yaşamak istemiyordu. Ağacları bloklar haline getirip kendisine kucuk bir klube yapmayı planlıyordu. Yeterince odun toplayınca bunları elindeki balta ile kare bloklar haline getirdi. Blokları ilk sıraya kare olarak dizdi ve yaşayabileceği kadar bir ortam oluştuğunu duşundu. Daha sonra ustlerinede yavaş yavaş blok koydu. Yeterince yukseldiği zaman ustunu nasıl kapatacağını duşundu. Bu sefer aklına şoyle bir fikir geldi. Yaptığı tahta blokları orta boy sopa haline getirecekti. Tavan olarak uste odunları dizecekti ve bazı odunlarının altına yere kadar inen sopayı koyacaktı. Biraz tehlikeliydi ama soğuk ve gecenin azılı duşmanlarından korunmak icin yapabileceği birşey yoktu. En azından şimdilik oyleydi. Sonunda evini bitirdi ve evine kapı yapmayı duşundu bu sırada karnından gelen gulululu sesini aldırmadı. Yaptığı bloklardan bazılarını ust uste koyup ince dallarla birbirine bağladı ve bunu ince uzun kapı şeklinde kesti. Kapı kolu falan olmayacaktı sadece iterek acılan bir kapı yaptı. Onuda boşluğa yerleştirdi. İcerisi cok karanlık olmuştu. Aklına komur kullanarak ateş yakıp meşale yapmak geldi. Dışarıya cıktı guneş batıyordu. Komuru toplamaya calıştı. Elindeki tahta baltayı kullanıyordu. Sonunda taşı parcaladı arasındaki komuru alacağını duşunuyordu ama bir baktı komur ezilmiş ve toz haline gelmiş. Artık kullanılamazdı. Umitsiz bir şekilde evine dondu. Evinde fazlasıyla odun vardı. Steve'in karnı cok acıkmıştı. Bolum 3 Kendi yaptığı kulubeye vardığında aklına cam yapmak geldi. Fakat camı nasıl yapacaktı. Camın kum yakılarak yapıldığını biliyordu. Gece yarısı evinde kendisine tahtadan bir torna tezgahı yaptı ve torna tezgahına birkac tahta ve sopa koydu. Onceden yaptığı ve parcalanmak uzere olan baltasıyla sopayı sertleştirdi. Kılıc yapacaktı ve kılıc icin sopa şeklinde bir tahta daha aldı. Kucuk dallarla sopaları birbirine bağladı ve kılıc şeklinde keskinleştirdi. Denemek icin dışarıya cıktı hem deneyecekti hemde yemek bulacaktı. Fakat kaybolmaktan ve yaptığı evi birdaha bulamamaktan korkuyordu. Burası bir adaydı fakat buyukde olabilirdi kucukte. Riske giremezdi. Dışarıda sessiz adımlarla yurudu. Ta ki kemik carpması gibi bir ses duyana kadar. O sesi duyunca panikledi koşmaya başladı arkasına baktı ve bir iskelet ok atıyordu. İskelet peşinden gelmemişti bu yuzden şanslıydı ve hic bir ok kendisine saplanmadı. Sağına baktı ve buyuk bir cığlık attı. Cunku sağında 3 tane domuz vardı. Hemen domuzlara saldırdı ve ucunude kılıcı ile parcalara ayırdı. Etleri yerden topladıktan sonra hızlı adımlarla evine gitti. Evine gelince yavaşladı ve korkuya kapıldı cunku evinin onunde siyah ince uzun bacaklı uzun kolları olan ve mor gozleri olan birşey duruyordu. Adamın evinin onundeki topraktan blokları taşıyordu. Korkudan ona bakamadı ve koşarak evine girmeyi duşundu. Koştu koştu ve ona bakarak ilk gece acılan cukurdan karşıya atladı. Yaratık ona baktığını anlayınca Steve'e korkutucu şekilde dik dik baktı ve yanına ışınlandı. Steve yaratığa vuramadan tekrar Steve'in arkasında belirdi. Steve bir kac kere yaratığa vurdu fakat olduremeden yaratık yok oldu. Steve evine girdi ve etleri pişirmek istedi fakat ateşi yoktu. Aclıktan olmemek icin bazılarını ciğ ciğ yedi ve diğerlerini evinde saklamaya karar verdi. Steve daha sonra tahtalarla aynı şekilde torna tezgahında biraz uğraşarak kendisine kurek,kazma,balta, gibi aletler yaptı. Kurek ile evinin koşesinden aşağıya doğru kazmaya başlayan Steve aclığını giderdiği icin mutluydu. Fakat hala buradan kurtulmak istiyordu. Yavaş yavaş aşağıya doğru kazdı. Kazdığı yerleri merdiven gibi yapıyordu cunku geriye cıkmasını bu şekilde kolaylaştırabilirdi. Bir adada yeraltında toprakların arasında orumceklerle boğuşmak cok kotu birşey olur diye duşunmuştu. Kazarken taş gordu ve kazma ile daha kolay kırıldığını farketti. Surekli kazıryordu. Yaklaşık 20 tane taş toplayınca bunları blok haline getirdi. Torna tezgahında sopa ile taş kullanarak kılıc ve kazma yaptı. Dışarıya baktı sabah olduğunu aldırmadı. Kazarak belki buradan kurtulurum diye duşundu. Bu arada kardeşini merak ediyordu acaba o da buraya mı duştu diye. Kız arkadaşının olumu aklına geldi ve başka şeyler duşunmeye calıştı. Kazıyordu hala evet cok aşağıya inmişti. Duvarlara baktı ve birisinde siyah komur olduğunu gordu taş kazma ile kazarak aldı. Fakat daha fazla aşağıya gidemedi cunku cok karanlık olmuştu. Komuru bulmak bunun icinde işine yarayacaktı. Yukarıya cıktığında tekrar geceydi ve kapısının onunde iki beyaz goz farketti. Fakat gozler ona bakıldığını anlayınca kayboldu. Steve cok korkmuştu Minecraft Efsanesi kitabında beyaz gozlu hicbir yaratık yazmıyordu. Kardeşi ona bir şaka yapıyor olabilir mi diye duşundu. Korka korka dışarıya cıkmak icin kapıya yoneldi. Bolum 4 Kapının yanına yaklaştı kapıyı itmeye hazırlanıyordu. Yağmur yağmaya başlamıştı. Heralde kazı yaparken başladı diye duşundu. Sert bir şimsek kulaklarını zonklattı. Kapıyı sakince ittirdi. İceriden bakınca kimse yok gibiydi. Dışarıya cıktı ve ilk once etrafa dikkatlice baktı. Kimseyi goremedi. Kapısının onune sign koyulmuştu. Uzerinde burayı terket,oleceksin. Yazıyordu cok korktu ve ağlamaya başladı elindeki taş kılıcı ile sağa sola bağırarak yuruyordu. Evinin arkasına gitti arkayada not bırakılmıştı. Okudu şoyle yazıyordu. Merhaba, biliyorsun sen bu adaya duştun. Normalde burası dışarıdaki dunyada gorunmuyor. Şimdi kendine soruyorsun peki ben nasıl buraya duşebildim diye. Sen buranın varlığına inandın. Minecraft adasına inandın ve artık buradasın. Hatırlamıyor musun bir gece uyumadan once keşke orada olup da hayatımı yaşayabilseydim demiştin. Benim nerden bildiğime gelirsek ben seni her zaman izliyordum. Hic bir zaman izlemeyi bırakmadım. Şuan da bile seni izlemek ile meşgulum. Boşuna etrafına bakma beni gormen imkansız. Belki sadece gozlerimi gorebilirsin. Başka turlu beni gece ve yağmur yağarken gormen cok zor. Zaten havada sisli herneyse evinde sana bir supriz bıraktım. Gorunce belki bana kızacaksın ama yapmak istedim kusura bakma. Sevgiler. Bunu okuduktan sonra aklına garip birşey takıldı. Bir saniye dedi bu kadar şey bir sign'a nasıl sığdı ? Daha sonra neyse diye duşundu ve evine gitti. Korkmuyor da değildi. Aslında cok fazla korkuyordu ama yinede girdi. Girdiğinde yerdeki plate'i farketmeden uzerine bastı. Yaklaşık beş saniye sonra ''cşşşş'' diye bir ses geldi. Kitabı okuduğundan biliyordu sadece Creeper ve tnt blokları bu şekilde ses cıkarıyordu. İkisi de patlayıcı olduğu icin bunu duşunerek evinde dışarıya attı kendisini. Evinin dışındaki kucuk golete duştu. Golet iyiki derin değildi ve ayakları yere deyiyordu. Bir kac saniye sonra evinin dağılışını izledi. Cok uzuldu ve sudan cıkarak evine bir kere daha baktı. Dağılmış tahta yığınına. Daha sonra ilerledi etrafı araştıracaktı. Yurudu yurudu, sabah oldu akşam oldu, yurumeye devam etti. Acıktığında kılıcı ile domuz gorduğunde kesti yedi. Yaratıklarla kacarak oldurerek savaştı. Yaklaşık 3 gundur uyumuyordu. Yururken karşısına koyun cıktı ve koyunu yakaladı. Koyunun tuylerini yatak yapımında kullanacaktı. Yurumeye devam etti. Yuruken etrafına bakındı takip eden izleyen birisi var mı ? diye. Fakat kimseyi gorememişti. Sonunda bir koye ulaştı. Burada bir suru ev ve insanlar vardı. Cok sevindi yanlarına koştu fakat onlar cevap vermiyordu. Ne kadar yalvarsada onları konuşturamadı. Onları tek tek oldurmeye başladı. Evlerinde gecindi tarlalarındaki tahılları caldı ve hergun bir ev patlıyordu koyde. Her gun farklı tuzaklar ve yazılar buluyordu. Boyle geciniyordu yaklaşık 1 ay sonra koy dağılmıştı. Fakat Steve 'in elinde cok fazla malzeme vardı. Elmas'dan renkli wool'a demire, altına kadar. Bir suru kullanıcak blok da elindeydi ve buyuk bir ev inşa etti. Evini brickstone'dan inşa etti. İcini guzel birşekilde dizayn ettikten sonra balkonuna cıktı. Manzarayı seyrediyordu. Dışarıda bir kurt gordu ve onu eğitmeye karar verdi. Fakat ağacların arasına bakınca cok korkutucu bir şekilde iki beyaz goz tekrar orada duruyordu. Bu sefer suratıda gorebilmişti. Cok korkmuştu fakat gozlerin sahibi yine farkedildiğini anlayınca kayboldu. Dışarıya kurdun yanına yaklaştı kurt hırlıyordu. Not::Hikaye Başka Bir Forumdan Alıntıdır Eğer Devam Ederse Hikaye Yani Yazan Kişi Bolum 5,6 Vb Yayınlar ise En Kısa Surede Bende Yayınlarim.... ---Bolum 5--- (Heyecanlı bir bolum olacaktır.) Kurda cok basit bir şekilde kendisini sevdirdi. Kurt artık onun saldırdığı kişilere saldırıyor ve onu takip ediyordu. Oturmasını istediğinde oturuyordu bile. Kurt icin bir kulube yapmaya karar verdi. Kulubeyi inşa etti. Hemen evinin yanındaydı. Kulubeye oturturdu ve evine yoneldi. Balkonuna bakınca evinin icerisindeydi yine o beyaz gozlu kişi. Artık sinirlenmişti ve sacma tuzaklarından bıkmıştı. Evine giriyordu. Girişte tuzak var mı diye baktı koyulmamıştı. Eve sinirle girdi. Gizli kutusundan Elmas kılıcı cıkardı ve koşarak ust kata cıktı. Etrafı aradı kimse yoktu bodruma indi bodrumda ufak değişmeler vardı. Sign koyulmuştu ve sign'da benimle evlenir misin ? yazıyordu. Sinirle kılıcını sign'a vurarak onu parcalara ayırdı. Ust kata tekrar cıktı ve yatağına yattı. Kılıcınıda cama fırlattı cam paramparca oldu. İcinden gecirdi ben burada mutlu,huzurlu bir yaşam surerken bu salak da neyin nesi diye. Aslında ilk duştuğu zamanları hatırladı buradan kurtulmak istemişti. Hala da istiyordu aslında,fakat alıştığı icin bu his yavaş yavaş kayboldu ve burada kalma isteği ağır basmaya başladı. O gun birdaha o adamı gormedi evinde calışmadı odasında dirseklerini masaya dayamış bir şekilde oturup duşunurken aklına Einstein'in bulduğu elektrik geldi. Elektriği bu adada kendisi bulabilirdi. Belkide gecen hafta madende bulduğum kırmızı taş gibi plastik elektrik ile alakalıdır diye aklından gecirdi. O taşı aldı ve yavaş bir şekilde icindeki kırmızı maddeyi cıkardı. Cıkarttığında yanlışlıkla yere duşurdu ve cam kırılma sesi cıkararak kırıldı. Cok uzuldu ve lanet olsun diyerek kufur etti. Her yer kırmızı toz olmuştu. Yerden tozları kurek ile toplayıp bir poşete koydu.Daha sonra bir Demir parcasının icini oydu ve icine tozu doktu. Elinde daha cok toz kalmıştı. Tozun uzerine cam kapattı ve kapadığında bundan kırmızı duman gibi nokta nokta şeyler cıktığını gordu. Elektriği bulduğunu duşundu ve bu tozun kalanını bir sopanın uzerine dokerek sopayı ateşe verdi. Ateş toza ulaştığında sondu ve kırmızı noktalar bundanda cıkmaya başladı. Bu meşaleyi yere yerleştirdi ve kalan tozları dondurarak kablo haline getirdi. Buna red dust ismini koydu. Daha sonra bundan devreler yaptı piston adında ileriye dogru acılan makineler yaptı. Bunlar ile kendi evine savunma sistemleri hazırladı,tuzaklar kurdu maketler yaptı. Hepsini sadece beyaz goz dediği kişiyi yakalamak icin yaptı. Bir gun evinde kitaplığından kitap secmeye calışırken şominesinden gelen sesleri dinliyordu. Hemen sağındaki camdan birisi ona bakıyordu eve bu oydu beyaz gozdu. Fakat onu gormemiş gibi davranıyordu birden kafasını ona cevirdi ve hickimsenin olmadığını farketti dışarıya cıktı. Dağlara gitti ve etrafa baktı. Onune birden beyaz goz cıktı ve suratları cok yakındı. İkiside sinirliydi. Fakat beyaz goz'un alaycı bir bakışı vardı. Bu şekilde bir sure beklediler. Sonra Beyaz goz konuşmaya başladı. Merhaba steve diye soze girdi. Steve:Lanet olsun sen kimsin ? Beyaz:Bence cok iyi biliyorsun steve Steve:Ah! bilmiyorum lanet olsun beni korkutmaya calışma.Senden korkmuyorum Beyaz:Korktuğunu duşunmuyorum Steve Steve: Bana steve demeyi kes ! lanet olsun sen kimsin Beyaz:Benim adım Herobrine Steve biliyorsun sen buraya inandın. Boyle bir yer olduğuna inandın. İnanarak herşeyi başarabilir miyiz sence steve? Steve: Hayır lanet olsun tamam sanırım evet. Beyaz(bağırararak) Bana lanet olsun demeyi kes seni aşağılık. Ben hayallerinde ruhunu somuren seni geceleri uyandırıp korkutan uyumaya calıştığında senin yanına ışınlanan canavarları yonetip onları sana saldırmaya teşvik eden kişiyim.Evet ben buyum lanet olsun ben soyluyorum LANET OLSUUUN ! Ben senin yuzunden boyleyim şu gozlerime bak gorebildiğimimi sanıyorsun eğer gorebilseydim ilk işim ellerimle seni boğmak olurdu seni geberteceğim ama şimdi degil steve şimdi değil. diyerek kayboldu. Steve arkasından bağırdı heey ozur dilerim bilmiyordum BOLUM 6 Final Daha sonra uzulerek evine dondu. Onu uzduğunu duşunuyordu fakat gercekten duşunduğu gibi iyi birisimiydi Herobrine denilen adam ? Bunu bilmiyordu. Evine gittiginde odasında siyah taşlardan bir kapı yapılmıştı. İcindede mor bir ışık vardı biraz korkarak icerisine girdi ve başka bir dunyaya geldi. Cehennem gibiydi adeta cok korkutucu ucan yaratıklar vardı. Bomba atıyorlardı sarı yanan canavarlar vardı. En kotusu buradan nasıl cıkacaktı. Acaba tekrar kapıdan gecerse zamanda asılı mı kalırdı yoksa dunyaya geri mi donerdi ? Allahtan yanıma eşyalarımı aldım diye duşundu. İlerledi ve sonunda her taraftan lav ile korumalı kucuk bir cehennem adası gordu. Ortasında bir adam bağırıyordu. Evet bu oydu Herobrine. Kafasını yukarı kaldırmıs bagırıyordu. Hero:Evet,oleceksin Steve:Heeey ! Sen seninle tanışmıştık sen kimsin lutfen bana tam olarak anlatır mısın ? Hero(onu dinlemeden yukarıda birisiyle konusuyormus gibi):Olmesini istiyorum. Onu ellerimle boğmak istiyorum. Steve: Heeeeeey ! sana sesleniyorum. Beni duyabiliyormusun? Oraya nasıl girdin seni kurtarmak icin yapabileceğim birşey varmı ? Hero: Kafasını yavaşca Steve 'e doğru cevirerek. Git burdan dedi. Steve:Lutfen korkuyorum adada yalnızım.Bana yardım et sen kimsin sendemi bu adaya benim gibi bir kaza sonucu duştun. Neler oluyor dağda neden bana senin yuzunden boyleyim dedin. Neden gozlerin beyaz neden garip davranıyorsun lanet olsun neden neler oluyor burada ? Hero birden kaybolur. Steve: lanet olsun bekle neredesin ? Hero:Arkana bak . Steve yavaşca arkasını doner ve herobrine'in arkasında durduğunu farkeder. Cok sinirli bir suratı vardır. Korkutucu gorunmektedir.Ve Hero birden bir bıcak darbesi ile steve'in suratını parcalar. Steve yerde can cekişirken Herobrine şunları soyler. Evet biliyorum benim kim olduğumu merak ediyorsun. Seninle aynı kıyafeti giyiyoruz. Aynı suratımız var ve aynı davranıyoruz. Fakat sadece gozlerimiz farklı. Aslında sen bu adaya duşmeden gozlerimizde benzerdi. Fakat sadece onlar farkımızdı yine. Evet ben kardeşinim senin olen kardeşin benim. Merak edip beni aramadın. Seni surekli takip ettim yazdığım notlarda benim olduğumu buyuk ihtimalle anladın fakat anlamak istemedin. Korkularını yenmekte beni kullanmaya calıştın. Sen herzaman bir ahmaktın kardeşim. Ben şuan oluyum bu konuşan benim ruhum ve beden benim bedenim değil. Minecraft oyununu kuran kişiyi hatırlıyor musun ? İsmi neydi . Notch onun kardeşini olduren kişi benim. Oldurup onun bedenine girdim. Amacım seni oldurmek. Gozlerim beyaz cunku acı cekiyordum. Hayalet gibi dolaşmak beni olduruyor zaten. Evet senin gibi bende buraya kaza sonucu duştum. Benim neden olduğumu biliyorsundur. Helikopterde 2 paraşut vardı. Birini sen diğerini kız arkadaşın aldı. Benim aldığım sırt cantandı. Beni sevmedin fakat ben seni severdim. Ama artık rollerimiz değişti. Lanet olsun boylemi olması gerekirdi. Lanet OLSUUN ! Ve Steve ruyada olduğunu farkeder uyanır kan ve ter icindedir. Alarmın sesi steve'i uyandırmıştır. Telefonda hatırlatıcı notuna bakar. 1 saat sonra helikopter ile ada gezisine gideceği yazmaktadır. Hemen iptal ettirir. Gece olduğunda evinde yatağında uzanırken Kapı gıcırtısı duyulur. Kapı birden acılır ve.... -SON- __________________