[B]1. esneklik tanımı

literaturdeki orgutsel esneklik ile ilgili tanımlar incelendiğinde, vurgulanan temel kavramlar ve goruşler şunlardır:

1. cevrenin değişimine uygun cevap verebilmesi
2. yoneticinin esnek davranabilmesi
3. muşteri beklentilerine cevap verebilmek icin, kendi ic deneyimini kullanma ve geliştirebilme
4. esnekliğin, cevreye adapte olmayı on plana cıkaran bir sebep olması
5. orgutsel esneklik icin kararlılığın ve esnekliğin organizasyonda aynı anda olması gerektiği. (kararlılık, orgutun varlığı icin gerekli olan prosedurleri, kuralları icermektedir.)
6. yoneticinin doğru zamanda ve doğru kararları alması ve organizasyonun doğru zamanda doğru yone yonelebilmesi
7. esnekliğin, değişen cevredeki teknolojiye ve yeni urunlere cevap verebilmesi icin oğrenen yapı ve proses temelli yaklaşıma dayanan bir yetkinlik olması
8. cevredeki değişime cevap vermede, organizasyon ic yapı ve prosedurlerinin uyum gosterme yeteneğinin olması.

yukarıdaki tanımlamalar dikkate alınarak bu calışmada orgutsel esneklik şoyle tanımlanmıştır: orgutsel esneklik, bir orgutun, calışanlar ve yoneticiler tarafından, oğrenme yolu ile surekli geliştirilerek, cevredeki değişimlere doğru zamanda doğru cevap verebilmesi yeteneğidir.

orgutsel esnekliğe duyulan ihtiyacın nedeni pazar koşullarının ve ekonomik koşulların hızlı bir şekilde değişmesidir. bu değişimi boynton ve victor, (1991) şoyle tanımlamaktadır. “firmaların urunlerine olan talepler, urun hayat cevriminin kısalması ile, urun secimi alışkanlıklarının değişimi ile, dunya ile butunleşmenin (globalleşme) ve teknolojik gelişmenin baskısı ile değişmektedir.” araştırmacılar firmaların bir yandan faaliyetlerini surdururken bir yandan da bu değişime cevap vermek zorunda olduklarını vurgulamıştır. araştırmacılara gore “bugunun yoneticileri muşteri ihtiyaclarına cevap vermeli, muşteriye surekli dağıtım yapabilmeli, yuksek kaliteli urunu duşuk maliyet ile pazara hızlı pazara sunabilmelidir.” fakat butun bunlar nasıl olacak? (ceylan, 2001)

2. esneklik ve esnek calışmayı ortaya cıkaran nedenler

endustri ilişkilerinin tarihi gelişimi surecinde onemli değişiklikler meydana gelmiştir. 18. yy’ın ikinci yarısında buhar makinesinin bulunmasıyla başlayan birinci sanayi devrimi ile fabrika sanayi kurulmuş, yeni bir işci sınıfı doğmuş ve bugunku anlamda işci-işveren ilişkileri ortaya cıkmıştır. o zamanlar liberalizm goruşunun etkisiyle calışma ilişkilerine mudahale edilmemiş ve işveren karşısında gucsuz ve orgutsuz olan işcilerin calışma şartları kotuleşmiştir.

zamanla, bu “serbestlik donemi”nde sosyal sefaletin artmaya başlamasıyla, artık işci-işveren ilişkilerine mudahale etme gereği duyulmuştur. boylece, endustri ilişkileri tarihinde “serbestlik donemi” kapanmış ve “mudahaleci donem” etkisini gostermeye başlamıştır. ulkeler cıkardıkları bireysel ve toplu iş yasalarıyla bir yandan asgari ve azami sınırlar koyarak işcileri korumuş, diğer yandan işcileri orgutlenme ve toplu pazarlık hakkı tanımıştır.

ancak ıı. dunya savaşı’ndan, ozellikle 1970’lerden sonra bu gelişim surecinde bazı onemli yapısal değişikliklerin yaşandığı gorulmuştur. son 30 yıl icinde “ıı. endustri devrimi” niteliğinde yeni teknolojik ilerlemeler ortaya cıkmış, bilgisayar ve mikro işlemcilerinin kullanımı yaygınlaşmıştır. bu gelişmeler, uretimin şeklini ve yerini değiştirmiş, calışma ilişkilerini etkilemiştir. 1973 yılındaki genel ekonomik kriz ise bu sureci hızlandırmıştır.

artık gunumuzde, kitlesel uretimi, iş bolumunu ve tam gunlu istihdam şeklini benimseyen “fordist uretim yapısı” nın, urun ceşitlemesine, konjonkturel dalgalanmalara ve talep değişikliklerine cevap veremez hale geldiği gozlenmektedir. bu sebeple “fordist uretim” yerine “esnek uretim” uygulanmaya başlanmıştır. ayrıca ekonomik durgunluk ve işsizliğin globalleşmenin ve uluslararası rekabetin artması, buyumenin ve ihracatın onem kazanması da esnek calışmayı gerekli kılmaktadır. sadece işciyi koruma anlayışı yerine işci ile işletmenin birlikte korunması fikri ortaya cıkmaktadır. bu ucuncu doneme de yaygın goruş olarak “esneklik donemi” denilmektedir. esnekliğin kuralsızlık olarak kabul edilmesi halinde, 18. asrın liberalizmine donme tehlikesinin mevcut olacağı duşunulmektedir. esneklik uygulanırken, işcinin korunmasından vazgecilmemesi ve yasal korumanın olmadığı doneme donulmemesi gerektiği belirtilmektedir.
1970’lerde ortaya cıkan esneklik tartışmaları, esnek calışma şekillerinin yaygınlaşmasına neden olmuştur. gunumuzde ise esnek calışmanın bir cok şekillerine rastlanmaktadır. (yavuz, 1995)
orgutsel esneklik calışmaları ozellikle 1990 dan sonra yoğunlaşmış ve 1996 yılından itibaren de orgutsel esneklik olcumune yonelik calışmalar yapılmıştır. (ceylan, 2001)

ekonomideki kureselleşme ve teknolojik gelişme, bir donem ulusal sınırlarla ve kurumlarla korunan işletmeleri bugun sıkı bir rekabet koşuluyla baş başa bırakmıştır. bir işletmenin ya da ekonominin kureselleşmiş piyasada rekabet gucu, buyuk olcude piyasada meydana gelen değişikliklere uyum sağlayabilme ve son teknolojik gelişmelerden yararlanabilme yetisine bağlıdır. yaygın olan goruşe gore bu yetiyi geliştirmek icin işgucu piyasasının daha fazla esnekleşmesi gerekmektedir. (tisk, 1999)

3. esneklikle ilgili teoriler
genel olarak esneklikle ilgili 3 teori mevcuttur. bu teorilerin farklı tarafları olmakla birlikte ortak yanları da vardır. bu yaklaşımların ucu de, fordizm’in ve kitle uretiminin gecerliliğini kaybettiğini, artık ancak esnekliğin ve esnek uretimin yeni teknolojik ve ekonomik gelişmelere cevap verebileceğini belirtmektedir. diğer yandan ise bu teoriler fordist krizin nedenlerini acıklamaktadırlar.

3.1 neo-schumpeterian teori:

“neo-schumpeterian teori” schumpeter’in “teknolojik buluş teorisi” (innovation theory) uzerine kurulmuştur. schumpeter, teknolojik buluş teorisinde, icatların onemini vurgulamakta, ulkelerin ekonomik ve teknolojik gelişmelerinde, teknolojik buluşların kilit rol oynadığını belirtmektedir.

1970’lerden sonra dunya ekonomisinde meydana gelen kriz ise, teknolojik buluş teorisine yeni boyutlar getirmiş ve neo-schumpeterian yaklaşımını ortaya cıkarmıştır. bu teorinin onde gelen isimleri freeman ve perez’dir.

freeman ve perez, neo-schumpeterian teorisinde, fordizm ve kitle uretiminin onemini kaybettiğini vurgulamaktadır. fordist krizin nedeni olarak da, kurumsal yapıların teknolojik ve ekonomik gelişmelere uyum sağlayamamasını gostermektedirler. değişikliklere ayak uyduramayan ve cok fazla miktarda standart mal ureten kitle uretimi yerine ise rahatlıkla ceşitlenmeye gidebilen ve değişen esnek uretimi tavsiye etmektedir.

3.2 esnek uzmanlaşma teorisi:

esneklikle ilgili en gecerli ve kabul gormuş teori, “esnek uzmanlaşma” (flexible specialisation) yaklaşımıdır. esnek uzmanlaşma akımının onculeri michael piore ve charles sabel ‘dir. bu kişiler, “the second ındustrial divide” (ıı. sanayi devrimi) isimli eserlerinde, kitle uretimi ile esnek uretimi karşılaştırmışlardır. kitle uretimin ve fordizm’in 1970’li yıllarda meydana gelen yeni teknolojilerin ve ekonomik krizlerin etkisi ile gecerliliklerini kaybettiğini belirtmişlerdir.

piore ve sabel, mikro teknolojiler, yeniden programlanabilir robotlar, gelişmiş bilgisayarlar gibi yeni teknolojilerin etkisiyle, endustri otesi toplumlarda meydana gelen sorunlara cozum olarak iki farklı yaklaşımın olabileceğini ifade etmişlerdir. bunlardan birincisinin, keynes’in ulusal makro ekonomik kurallarının, globalleşme neticesi, uluslararası boyutta uygulanmasını ongoren “cok uluslu keynescilik” (multinational keynesianism) olduğunu; diğerinin ise “esnek uzmanlaşma” olduğunu acıklamışlardır.

cok uluslu keynescilik’de genel olarak kitle uretiminin prensipleri hakim olmakta, buna karşın esnek uzmanlaşma yaklaşımında ise esnek uretim benimsenmektedir. piore ve sabel, bu cozum onerilerinden sadece esnek uzmanlaşmanın endustri otesi toplumlarda meydana gelen sorunları cozebileceğine inanmaktadırlar.

piore sabel, yeni teknolojilerin ve ekonomik boyuttaki değişimin, işletmelerin uretim sistemlerini değiştirdiğini; uretim sistemlerindeki değişikliklerin de endustri ilişkileri sistemini etkilediğini ve değiştirdiğini belirtmektedir. bu baş dondurucu değişimlere en uygun uretim şeklinin esnek uretim olduğunu soylemektedirler. boylece kitle uretimi yerine gecen esnek uretim ile, taleplerdeki dalgalanmalara ve değişikliklere uygunluk sağlanacak, tuketicilerin değişen ve farklılaşan zevklerine cevap verilebilecek, krizden ve ekonomik durgunluktan kurtulunacaktır.

esnek uzmanlaşma akımının onculeri olan piore ve sabel’e gore esnek uzmanlaşmanın uygulanabilmesi icin iki husus gerekli olmaktadır. bunlardan biri bilgisayarın ve mikro teknolojilerin uretimde yaygın olarak kullanılmasıdır. diğeri ise, talebin yapısındaki onemli değişikliklerin ve farklılaşmaların olmasıdır.

ayrıca piore ve sabel esnek uretime uygun olarak, işletmelerde dikey orgutlenmiş buyuk organizasyonlar yerine, birbiriyle irtibatlı ve kucuk yatay organizasyonların mevcut olmasının uygun gormektedirler. diğer yandan esnek uretim ve yeniden programlanabilir bilgisayarların kullanımı ile işgucu verimliliğinin buyuk olcude artacağını ve işgucu maliyetlerinin onemli olcude duşeceğini belirtmektedirler.

3.3 duzenleme teorisi:

esneklikle ilgili ucuncu onemli teori “duzenleme teorisidir”. bu teori 1970 li yıllara meydana gelen dunya ekonomik krizin neticesine ortaya cıkmıştır. bu yaklaşıma gore fordizm yeni teknolojik gelişmelere uyum sağlayamamakta, tuketim kalıplarında meydana gelen buyuk değişikliklere cevap verememektedir. bunun neticesindeyse sosyal harcamalarda artışlar ve verimlilik artışlarında onemli azalmalar olduğundan, fordizm gecerliliğini kaybetmiştir. bu sebeple fordist uretime karşı esneklik ve esnek uretim benimsenmektedir.

duzenleme teorisi, bir cok kavramı kullanmaktadır fakat teorinin en onemli iki kavramı olan “birikim rejimi” ve “duzenle tarzı” kavramları teorinin temel unsurları kabul edilmektedir. birikim rejimine gore yeterli sermaye birikiminin sağlanabilmesi icin gerekli duzenlemelerin yapılarak dengesizliklerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. duzenleme tarzı ise kapitalist uretim gereği oluşan kurumsal duzenlemeler ile toplumun davranış ve değer yargıları arsındaki uyumu ifade etmektedir. toplumun normlarına gore kurumsal yapılılarla ilgili gerekli duzenlemelerin yapılması gerektiği belirtilmektedir. (yavuz, 1995)

4. esnek işletme

calışma hayatında esnekliği zorunlu kılan etmenlerin başında “esnek işletme” gelmektedir. esnek işletme; talep ve teknolojideki değişime yalın uretim teknikleri aracılığıyla urun ve uretim surecinde surekli yenilik sayesinde uyum sağlayarak rekabet edebilen işletmedir.

bu anlamda; gerek uretim, gerekse iş organizasyonu bakımından esnek işletmeye ilişkin tek bir model değil, her bir işletme ve işcilerinin piyasada değişen koşullara surekli uyum sağladığı sınırsız ceşitlilikte modeller bulunmaktadır. bununla birlikte esnek yada “ağ” işletme modelinin temel unsurlarını ve işleyişini belirlemek mumkundur.

esnek firma modelinde işletmelerin talep değişikliklerine konjonkturel dalgalanmalara ve yeni teknolojilere uyum sağlayabilmeleri icin işgucu “cekirdek işgucu” ve “cevresel işgucu” olmak uzere ikiye ayrılmış bulunmaktadır. cekirdek işgucu esas itibariyle istihdam guvencesine sahip olmakta ve işletmenin daimi işgucunu ifade etmektedir. bu iş gucu icin sayısal esneklikten cok fonksiyonel esneklik onemlidir. cevresel işgucunden ise kısmi sureli calışma, iş paylaşımı, kısa sureli calışma gibi temel olarak istihdam guvencesinin yoksun esnek şekilde calışanlar (atipik istihdamda bulunanlar) kastedilmektedir. cevresel işgucunde daha cok sayısal esneklik soz konusu olmaktadır.

4.1 uretim organizasyonu

esnek (ağ) işletme; ana işletmenin (genellikle cok uluslu işletmenin) bir uretim projesini gercekleştirmek icin aralarında kaynakları tahsis ettiği, oluşturduğu ve kendisiyle ozdeşleştirdiği cok sayıda kucuk ve orta boy işletmenin faaliyetlerinin eşgudumunu sağladığı ve işbolumune dayandırdığı bir organizasyon turudur. bu esnek organizasyon ozel bir beceriye sahip, taklit edilmesi guc ve en yuksek katma değere ulaşmak icin temel veya yeni pazarlara girişi sağlayabilecek faaliyetler uzerinde odaklanmaya caba harcamak uzere oluşturulmaktadır. temel beceri alanlarında bu odaklanma salt uzmanlaşma yoluyla kapasitelerini artırma değil, aynı zamanda bulundukları cevreden yarar sağlamanın yeni yollarını bulma olanağını da tanır. bu anlamda; işletmeler ozellikle imalat (uygulama) aşamasına ilişkin etkinliklerini uretim maliyetlerinin duşuk olduğu ulkelere dışsallaştırarak ağ oluşumuna gitmektedir.

bu arada yan iş yada hizmetlerin dışsallaştırılması ulusal veya uluslar arası olcekte gercekleşebilir. nitekim, buyuk otomobil ureticileri faaliyetlerini dunya capında parca ureten taşeronlara yayarak ağ stratejilerini uygulamaya koymaktadır. avrupa ve abd’de konfeksiyon işletmeleri taşeron ağlarını asya ve latin amerika’ya aşamalı olarak yaymış ve şili gibi orta gelir duzeyine sahip ulkelerdeki giysi ureticileri uretim surecinin emek yoğun aşamalarını asya’daki gelişmekte olan ulkelere dışsallaştırarak gelirlerini artırmıştır.

ağ oluşumunda, işletmenin icinde olduğu gibi, dışında da karmaşık duzenlemeler, yeni işbirliği bicimleri ve iş bolumlerini yonetme becerisi temel hale gelmektedir. bu anlamda, ağ işletmede dikey ve yatay butunleşmeye gidildiğine tanık olunmaktadır.

dikey butunleşmede, iletişime dayalı bicimde uzmanlaşmış kucuk ve orta boy işletmelerin faaliyetlerinin eşgudumunu sağlayarak uretim sureci butununu denetleyen ana işletme yararına yarı-hiyerarşik bir sistem kurulmaktadır. bu sistem, ağa dahil işletmelerin belirli bir amac etrafında guclu bicimde kenetlenmesine; kısa ve orta donemli sozleşmelere dayanan ilişkilere; kalite normları, bilgi ve kar paylaşımı gibi belirli kurallara gore işlemektedir.

ağ işletmenin yatay butunleşmesi ise, urun ve uretim surecine ilişkin yenilikleri gercekleştirmeye yonelik olup, uretim surecinin herhangi bir aşamasında yer alan uzmanlaşmış kucuk ve orta boy işletmelerle işbirliğine gidilmesiyle sağlanmaktadır.

bu anlamda, uretim surecinde cok uluslu işletmenin rolu, uretim birimlerinin (taşeron işletmelerin) tamamlayıcılığını yada uretim surecinin farklı aşamalarının bağlantısını sağlamaktır. bu bağlamda, ağ işletmede ana işletme ile taşeronlar arasındaki ilişkileri duzenlemede sozleşme, otorite ve guven eşgudum sağlama mekanizmalarını oluşturur. daha acık anlatımla, cok uluslu işletme ile taşeronlar arasında yapılan taşeron sozleşmeleri otorite ve guveni de doğal olarak icermektedir.

buna gore, ağ işletmede taşeron sozleşmelerinin icerdiği otorite ve guven mekanizmalarının esnek uretime zemin oluşturduğu ileri surulebilir. o halde, esnek uretim doğal olarak taşeron ilişkisini doğurmaktadır.

bu surecte taşeron ilişkisinin de acıklanması gerekmektedir. cunku, taşeronluk esnek uretim sisteminin ozgun yanını oluşturmaktadır. gercekten, ceşit ekonomilerinin ustunluğunden yararlanma, yuksek organizasyon maliyetlerinden tasarruf etme ve uzmanlaşmaya dayanmaktadır. pazarın (satın almanın) organizasyona (uretmeye) ustunluğu bundan ileri gelmektedir. bir başka deyişle; ağ işletmede uretim aşamalarından herhangi biri, işletmenin organizasyon ve uretim maliyetinden daha ucuzsa, satın alınmalıdır. cunku, yeni teknolojiler uretim ve organizasyon maliyetleri bakımından uretimin butunleşmesi ve ayrılması arasında yeni bir denge noktası oluşturmuştur. bu anlamda uzman (taşeron) işletme organizasyon maliyetlerini en aza indirmekte, urun ve uretim surecinde yeniliklerin uygulamaya konulmasını ozendirmekte, belirgin bir denetime ve uretim aşamalarının farklı mekanlarda butunleşmesine olanak tanımaktadır.

taşeron ilişkisinde; organizasyon, uretim faktorleri ve bu faktorlerin becerilerinin birbirini tamamlayıcı ozelliğinden yararlanılmaktadır.

bu bağlamda; ağ işletmede bir yandan her bir taşeron işletmenin teknik ozerklik ve uzmanlık derecesine, diğer yandan ilişki suresine bağlı olarak birincil ve ikincil olmak uzere iki bolum bulunmaktadır.

birincil bolumde yer alan tasarımcı yada uretici taşeron urun ve uretim surecindeki herhangi bir aşamaya yonelik duzenleyici işletmeninki ile ozdeşleşen tam bir işlev gercekleştirir. ikincil bolumdeki (birbirini izler nitelikte yatay ve dikey bicimde dizilmiş) taşeronlarla sozleşme yapabilir ve onlar karşısında bizzat duzenleyici işletme konumundadır.

bu ozellikler goz onunde tutulduğunda ana işletme ile birincil bolumde yer alan işletmeler arasında oluşan alanın bir “ic piyasa” niteliği taşıdığı ileri surulebilir. bu bolume katılma yada ayrılma koşulları ve suresi bir “eksik rekabet piyasası”nın varlığını duşundurmektedir.

buna karşılık, ikincil bolumde yer alan taşeron işletmelerin işlevi urunun herhangi bir parcasının tesliminden ibaret olduğu icin ilişki yalın bir nitelik taşımaktadır. dolayısıyla ikincil bolum daha rekabetci bir işleyişe tabidir. bu bolumde yer alan taşeron işletmelerin teknolojik kapasitesi sınırlı, becerileri duşuk, urun tasarımına katkıları son derece kısıtlıdır. cunku, uretimin imalat aşaması ozellikle ikincil bolumde yer alan kucuk ve orta boy işletmelere aktarılmaktadır.

esnek uretim, sanayi yapılarını, uretim tekniklerini, sermaye yapısını, tuketim bicimlerini ve ozellikle işgucu piyasası ve işletmede istihdama ilişkin uygulamaları etkileyen yapısal değişimle ilgilidir.

esnek uretim tam zamanında, stoksuz, hatasız ve partnerliği iceren uretim yontemlerinin butununu kapsamaktadır. bu uretim yontemleri butunu; siparişi anında karşılamaya, yani uretileni derhal satmaya yoneliktir. bu nedenle taşeron işletmelerin karar merkezi (ana işletme) ile aynı hızda calışmaları ve urunleri teslim surelerine uyum sağlamaları gerekmektedir. cunku esnek uretimde siparişi teslim suresi gunlerle değil, saatlerle, hatta dakikalarla olculmektedir. bu uretim bicimi esnek iş organizasyonuna bağlıdır. bu iş organizasyonu yığın uretimin geleneksel tekniklerinden cok, zanaat hayatının calışma tekniklerini andıran ozellikler taşımaktadır.

4.2 iş organizasyonu

esnek uretimde iş organizasyonu onemli bir unsur olarak karşımıza cıkmaktadır. uretim tasarım aşamasından pazarlamaya kadar butunleşmiş bir surec olarak duşunulmektedir. bu surec butununde kalitenin sağlanması işletmenin iş organizasyonunun başarısına bağlıdır. bir başka deyişle; esnek iş organizasyonu işletmeler icin karşılaştırmalı ustunluğun ilk kaynağı haline gelmiştir.

bu anlamda; ekip calışması, işcilerin sorunların cozumune ve verimliliğin iyileştirilmesine katılması, kalite cemberleri ve butunsel kaliteye dayalı yonetim araclarına başvurulması soz konusudur. ancak bu uygulamalar ulkeden ulkeye, iş kolları arasında ve hatta bir işletmeden diğerine değişebilmektedir.

orneğin; japon sanayiinde kalite cemberleri, ekip calışması, iş postalarının rotasyonu ve esnek istihdam yaygın bir uygulama haline gelmiştir. almanya’da iş organizasyonunun yeni bicimleri otomobil, el aletleri ve kimya sanayiinde geniş olcude yaygınlaşmaktadır. italya’da daha esnek ve ozerk işci ekiplerine dayalı uygulamalar petro-kimya, iletişim, buro makineleri el aletleri ve otomotivde coğalmıştır. ispanya, norvec ve isvec’te ozellikle nokta sektorlerdeki buyuk işletmelerde işin yeniden duzenlenmesine gecilmiştir.

işin yeniden duzenlenmesi surecinde talep ve teknolojideki değişim gereksinmelerine bağlı olarak işgucunun sayısal ve niteliksel uyum sağlayabilmesi onem taşımaktadır. buna gore; niteliksel uyum “icermeye” , sayısal uyum “dışlanmaya” ilişkindir. ne var ki sayısal uyum, niteliksel uyumun sonucu ve tamamlayıcısıdır. gercekten gunumuzde calışmanın iceriğinde olduğu kadar, biciminde de iki yonlu donuşume tanık olunmaktadır. bu donuşum gorunurde akla aykırı ve celişkilidir. gercekten, bir yanda sorumluluk ve karar yetkisi yonetsel yapılardan işcilere ve ekiplerine doğru aktarılmaktadır. bu anlamda, girişim, beceri ve nitelikler anlamında insanın uretim surecinde ağırlığını artıran bir iş organizasyonu soz konusudur. diğer yandan, iş organizasyonuna bağlı olarak istikrarsız calışma bicimlerinin artışı ile bir kume iş giderek daha eğreti hale gelmektedir. bu durumda izlenen yol maddi anlamda insanın uretim surecindeki ağırlığını azaltmaktadır. nitekim, esnek iş organizasyonu sistemlerinin ozelliklerinden biri de işcilerin gereksinmelerinden cok, uretimin etkinliğine onem verilmesidir. bireysel iş ilişkisi incelenirken, esasen birinci surecin cekirdek işgucune, ikincisinin de cevresel işgucune ozgu olduğu belirtilmelidir.

“yeni taylorist” iş organizasyonu olarak da anılan bu surec uretim yoluyla değil, işgucu piyasası aracılığıyla işlemektedir. yeni taylorist iş organizasyonu, salt ucretlerin farklılaşması ve esnek bicimde duzenlenebilen bir işgucu rezervinin işgucu piyasasında kullanılabilirliğiyle uygulamaya konulabilir.
gercekten esnek işletmenin talepteki dalgalanmalara uyum sağlaması uretim faktorlerinin, ozellikle işgucunun esnekliğini zorunlu kılmaktadır. bu anlamda, iş ilişkisinin esnekleştirilmesi, kuralsızlaştırma ve dolayısıyla işgucu piyasasının yeniden duzenlenmesine gereksinme bulunmaktadır.

ister bireysel, isterse toplu iş ilişkileri işletmelerdeki iş organizasyonu bicimlerine sıkı sıkıya bağlıdır. bu bağlılık iş organizasyonundaki ceşitlenmeye koşut olarak iş ilişkilerinin de ceşitlenmesini, yani giderek esnekleşmesini beraberinde getirmektedir.

5. esnek iş ilişkisi

işgucu piyasada değişen koşullara uyum sağlama değişkeni olarak kabul edilirse, kurulacak ilişki bicimi ile, uretimin diğer faktorleri de değişken kurularak kabul edilerek kurulacak iş ilişkisi birbirinden ayrılarak incelenmelidir. birinci halde işgucu piyasası esnekliği, yani sayısal esneklik, ikinci halde ise, iş organizasyonu, yani işlevsel esneklik iş ilişkisi bakımından onemli hale gelir.




5.1 bireysel iş ilişkisi

gunumuzde iş ilişkilerinin cok yanlı, rekabetci, birbirine benzemez ve dışsal hale gelmeye başladığı bilinmektedir. bundan boyle iş ilişkisi, işci ile işveren arasındaki yalın bir ilişki olmaktan cıkmaktadır. karmaşık, birden fazla gorunumu bir arada barındıran ve farklı hukuksal tercihleri icerebilen ilişkilerin baskınlığından soz edilebilir. bu baskınlığın sosyal hukukla sağlanan koruma uzerinde onemli etkileri bulunmaktadır. ilk etki pek cok halde kişisel guvensizliğin artışıdır. ikinci etki, bağımlı ve bağımsız calışma arasında yer alan bir “belirsiz bolge”nin varlığıdır. bu bolgede hukuken bağımsız taşeron kişiler veya işletmelerin ekonomik olarak bir yada birkac muşteriye veya duzenleyiciye bağımlı olmaları; aksine hukuken bağımlı calışanların giderek gercekte ozerk olarak calışanlara benzemesi soz konusudur. ucuncu ve son olarak; iş ilişkisi bağlamında iş suresi ve işci sağlığı ve iş guvenliği normlarına uyma konusunda ağda yer alan işletmelerin ortak sorumluluğunun aranması onem taşımaktadır. bu ozellikler esnek iş ilişkileri cercevesinde belirginleşmektedir. bu anlamda iki tur işci kumesi, yani cekirdek ve cevresel işgucunun iş ilişkileri birbirinden ayrılmalıdır.

5.1.1 cekirdek işgucunun iş ilişkisi

iş organizasyonundaki değişimlere bağlı olarak ortaya cıkan cekirdek işgucu işletme icin duyarlı iş postalarında belirsiz sureli hizmet sozleşmelerine dayanarak tam sureli calıştırılmaktadır. cevresel işgucune oranla oldukca yuksek olan ucretleri pazarlık yoluyla değil, coğu zaman yonetsel kararlarla belirlenmektedir. bu anlamda bireysel olmaktan cok duzeyi verimliliğe gore değişen ve performansa dayalı bir grup ucretinin saptanması soz konusudur. ustelik işletmede bir azınlık oluştursa bile, cekirdek işgucunun iş guvencesine sahip olduğu da bilinmektedir.

5.1.2 cevresel işgucunun iş ilişkisi

ikincil işgucu piyasasında yer alan cevresel işgucunun iş ilişkisi; geleneksel ucretli kavramı dışında, bağımlılık ilişkisinin gozetilmediği, tam gun ve sadece bir işveren yada asıl işveren icin calışmanın aranmadığı “atipik” ilişkilerle belirginleşmektedir. bu anlamda cevresel işgucunun iş ilişkisini rekabetin bicimlendirdiğini belirtmek yanlış olmaz. bir başka deyişle, cevresel işgucunun iş ilişkisinde esneklik belirleyici unsurdur. cunku, ikincil işgucu piyasasında esneklik rekabetle bir tutulmaktadır. ayrıca esneklik doğal olarak kuralsızlaştırmayı da icermektedir.

bu bağlamda esneklik, piyasada beklenmedik dalgalanmalara karşı koymak icin işletmeye sunulan araclar butunu olarak algılanmaktadır. bu butun icinde ozellikle cevresel işgucunun esnekliği, işgucu piyasasının işleyişini gozetim altında tutan ve aşırılıkları sınırlandıran cok sayıda denetimi kaldırma, devlet mudahalesinden vazgecme, yani kuralsızlaştırma ile eş anlamlıdır. cevresel işgucunun atipik calışma bicimleri cercevesinde işe alma ve işten cıkarmada esneklik sağlanması işletmede “esneklik kumeleri”nin oluşturulmasına yararken, işletme dışında da ozel iş bulma burolarının kurumsallaştırılmasına yol acmaktadır. bu sayede cekirdek işgucunden oluşan istikrarlı işgucu kumesi ile cevresel işgucunden oluşan esneklik kumeleri işletme nezdinde bir araya getirilmiş olmaktadır. bir başka deyişle, işletmenin kapsadığı alanda bolunmuş bir işgucu yonetiminin kurulmasına olanak tanımaktadır.

bu arada cevresel işgucunun calışma bicimlerini sozleşmeyle bağlılığın suresine gore 4 kategoride toplanabilir. bunlar; belirli sureli calışma, mevsimlik calışma, cağrı uzerine calışma ve işyerinde mesleki eğitim yada staj amacıyla calışma biciminde sıralanabilir.
iş suresi bakımından, kısmi sureli, donuşumlu, kumeler halinde calışma birbirinden ayrılmaktadır.

işin gorulduğu mekan goz onunde tutulduğunda, geleneksel evde calışma biciminin gunumuzde tele calışma ve benzerlerinin yaygınlaşmasıyla değişime uğradığı bilinmektedir.

cevresel işgucunun bağımlılığı acısından da gecici calışma burolarının, yeni işgucu taşeronluk bicimlerinin, odunc vermenin ve diğer uc yanlı calışma ilişkilerinin devreye girdiği dikkat cekmektedir.

ote yandan cevresel işgucu ucret esnekliği uygulaması bakımından da cekirdek işgucunden ayrılmaktadır. ucret esnekliği konjonkturel hareketlere bağlı olarak maliyet fiyatı ve işletmenin cirosundaki değişimleri ucretler uzerine yansıtmanın bir amacı olarak duşunulmuştur. gercekten cevresel işgucunun ucretleri cekirdek işgucune gore duşuk, kendi icinde değişken ve coğu zaman bireysel olarak belirlenmektedir.

cevresel işgucunun iş ilişkileri iş suresi bakımından da esneklikle belirginleşmektedir. gercekten, gecmişte genellikle toplu ve coğu zaman haftalık olarak duzenlenen iş suresi, gunumuzde coğu ulkede esnek saatlerle ve bireysel olarak duzenlenmektedir. ayrıca kimi ulkelerde toplu iş sozleşmeleri ve giderek hizmet sozleşmeleri ile yıllık saatlerle duzenlenebilmekte, dinlenme sureleri ile dengelemeyi mumkun kılacak değişken uygulamalar yasal duzenlemelere konu olmakta ve fazla calışma surelerinin saptanmasını olanaksız kılacak bicimde ceşitlenmiş bulunmaktadır.

cevresel işgucune ilişkin bir diğer ozellik de iş guvencesi konusunda ortaya cıkmaktadır. bu anlamda iş guvencesi kavramı değişime uğramaktadır. gercekten, ozellikle cevresel işgucu icin geleneksel iş guvencesi kurumu ortadan kalkmaya yuz tutmuştur. gunumuzde mesleki durum iş guvencesinden cok bir mesleki yorungenin guvence altına alınmasını gerektirmektedir. oncelikle işcilerin bir işten diğerine gecişte korunmaları soz konusu olacaktır. işten cıkarma; statu değişikliği (orneğin bağımlı calışmadan bağımsız calışmaya geciş) mesleki eğitim ve istihdam arasında; işsizlikle mesleki eğitim arasında eşleştirme yapılabilir; işe ilk giriş ve uzun sureli işsizlikten kacınma halleri de icinde olmak uzere yeniden sınıflamaya bağlı tutulanların haklarına ozen gosterilmesidir. buna gore doğrusal mesleki kariyer modelinden vazgecilmesi beklenmemektedir. kariyerin kesintiye uğraması ve yeniden faaliyete yonlendirme bir mesleki statunun olağan koşulları olarak butunleştirilmelidir. bu sureklilik yasa yada toplu iş sozleşmesiyle sağlanabilir.

ote yandan aynı iş yerinde yada aynı işverene ve hatta aynı iş kolunda surekli iş ilişkisine sahip olmayan cevresel işgucunun sendikal temsil, sosyal guvenlik sistemi cercevesinde sağlanan bazı hak ve guvencelerle mesleki eğitim olanaklarından yoksun kalması da kacınılmaz gibi gorunmektedir.

bu ozellikler goz onunde tutularak, geleneksel iş ilişkisinin toplu/benzer/duzenli uc parcadan oluşan iceriğinden, gunumuzde cevresel işgucunun bireysel/birbirine benzemez/duzensiz uc parcadan oluşan iş ilişkisine gecildiği belirtilmelidir. bu durumda rekabete tabi olan ikincil işgucu piyasası dengesizlik, eğretilik, eşitsizlik ve dayanıksızlıkla kendini gostermektedir.

5.2 toplu iş ilişkisi

toplu iş ilişkisi calışma yaşamında esnekliğin en karmaşık alanlarının başında gelmektedir. gercekten toplu iş ilişkisi tarafların temsili; toplu pazarlığın yapısı, konusu ve işlevi ile devletin rolunde baş dondurucu değişimler dikkat cekmektedir.

oncelikle temsil konusunda bir karmaşa gozlenmektedir. bir yandan işci tarafında bir sendikasızlaşma eğilimi soz konusudur. ote yandan sendikalar aracılığıyla yada sendikalar dışında alternatif temsilin (işsizler, tuketiciler yada cevreciler gibi diğer cıkar gruplarının) ortaya cıkışıyla işcilerin temsilinde parcalanma ve karmaşıklaşmaya tanık olunmaktadır.
gercekten, işcilerin ve cıkarlarının giderek ceşitlenmesi, iş deneyimlerinin istikrarsızlığı, mesleki guzergahın sureksizliği, taşeronluk ve uretimim yerelleşmesi olaylarının yaygınlaşması geleneksel sendikal temsilin zayıflamasının faktorleri olarak sıralanabilir. (tisk, 1999)

6. esneklik turleri

esneklik turlerinin yaygın olarak uygulanma alanları yapılan işe, organizasyona ve sektorlere gore değişmektedir. orneğin imalat sanayiinde fonksiyonel esneklik yaygın iken hizmet sektorune sayısal esnekliğin daha fazla kullanıldığı gorulmektedir.

6.1 fonksiyonel esneklik

fonksiyonel esnekliğe aynı zamanda iş esneklikte denilmektedir. fonksiyonel esneklik işgucunun işletme icinde değişik işleri yapabilmesi ve ceşitli gorevleri ustlenebilmesidir. diğer bir ifade ile fonksiyonel esneklik işletmede calışanların değişen teknolojik şartlara, iş yukune ve uretim metotlarına uyum sağlayabilme kabiliyetidir. fonksiyonel esneklik işgucunun miktarı ile ilgili değil, onun vasfı ve yetenekleriyle alakalıdır. talep farklılaşmalarına gore işgucunun değişen teknoloji ve uretim proseslerine adapte olabilme becerisidir. bu sebeple fonksiyonel esneklik yuksek vasıflı işgucunu talep etmekte ve bu esneklikte işgucunun eğitimi onemli rol oynamaktadır.

fonksiyonel esneklikte işgucunun en iyi ve verimli bir şekilde kullanılması soz konusu olmaktadır. işyerine yeni işci almadan, mevcut calışanlarla yeni uretim tekniklerine uyum sağlanarak değişik gorevler yerine getirilebilmektedir. bundan dolayı cok detaylı iş tanımlamaları fonksiyonel esnekliğin uygulanmasını zorlaştırmaktadır. daha geniş kapsamlı iş tanımları tercih edilmektedir.

yapılan araştırmalar, fonksiyonel esnekliğin işletmelerde giderek yaygınlaştığını gostermektedir. fonksiyonel esneklikte, teknolojik ve organizasyonel iş tanımları yenilenmekte, işgucunun mevcut vasıf ve esnekliği gerekli kılınmaktadır. ayrıca işletme maliyetlerinin ve urun pazarlarındaki belirsizliklerin artması da fonksiyonel esnekliğin uygulanmasını zorunlu hale getirmektedir.

6.2 sayısal esneklik

sayısal esneklik değişen ekonomik ve teknolojik şartlara, piyasalardaki talep değişikliklerine ve yeni uretim tekniklerine gore firmaların işgucunun miktarını belirleyebilme serbestisidir. sayısal esneklik işci alma ve cıkarmada kısıtlamaların az olması ve işletmelerin esnek davranabilme kabiliyetini gostermektedir. sayısal esnekliğe “dış esneklik” veya “istihdam esnekliği” de denilmektedir.

sayısal esneklik cekirdek işgucu icin uygulanabileceği gibi esas itibariyle cevresel işgucu icin kullanılmaktadır. part-time calışma, iş paylaşımı, gecici calışma gibi atipik istihdam şekilleri, sayısal esnekliğin uygulanmasını kolaylaştırmakta ve arttırmaktadır.

cekirdek işgucu işletmenin istihdam guvencesine sahip daimi işgucunu oluşturduğu ve yasalar tarafından korunduğu icin, bu işgucunun gerek ferdi gerekse toplu olarak işten cıkarılması zor olmakta, bir takım kurallara ve sınırlamalara bağlı bulunmaktadır. bundan dolayı, sayısal esnekliğin uygulanması da kolay olmamaktadır.

ote yandan, işci cıkarma hususunda yasalarda veya toplu iş sozleşmelerinde katılıkların olduğu belirtilmektedir. bu konuda genel olarak uc onemli husus mevcuttur. hizmet akdinin feshi esnasında bildirim onelleri cok uzundur. boylece işletmelerin ekonomik, teknolojik ve pazar payındaki ani değişikliklere uyum sağlamasının zor olduğu ifade edilmektedir. diğer bir husus da işci cıkarmayla ilgili idari işlemlerin uzun ve karmaşık bir yapıya sahip olmasıdır. ozellikle sanayileşmiş pazar ekonomilerinde işci cıkarma esnasında işverenler bircok katılıklarla karşılaşmaktadırlar. gerekli makamların onceden haber vermek, işci sendikalarına danışmak ve haklı nedeni ispatlama yukumu gibi işlemler işci cıkarmayı zorlaştırmaktadır. ucuncu onemli husus da işverenin yukleneceği tazminatlarla ilgilidir. gerek kıdem tazminatı gerekse diğer tazminatlar işci cıkarmanın maliyetini arttırmakta ve işci cıkarmayı gucleştirmektedir.

işverenlerin onem verdiği ve arttırmaya calıştığı sayısal esnekliğe işci sendikaları pek olumlu bakmamaktadırlar. cunku işci sendikaları sayısal esnekliğin istihdam guvencesini zedeleyeceği fikrine sahiptirler.


6.3 ucret esnekliği

ucret esnekliği, işletmelerin ucret yapısını ve seviyesini değişen işgucu piyasası şartlarına gore ayarlayabilme serbestisidir. ucret esnekliği ile fonksiyonel ve sayısal esnekliğin uygulanması desteklenmekte, ustun kabiliyetler mukafatlanarak işcilerin performanslarının artışı sağlanmaktadır.

ucret esnekliğinin işletmelere bircok faydası bulunmaktadır. oncelikle esneklik ile işletmelerde ortalama ucret maliyetlerinde onemli artışlar olmaksızın calışanların başarılarının odullendirilerek onların becerilerinin gelişimi temin edilmektedir. ayrıca işgucu piyasasındaki nadir vasıflı işcilere ozel ucret odemeleri yapabilme ve onları kazanabilme imkanı sağlanmaktadır. diğer yandan ucret esnekliği ile talep ve uretim azalmasında meydana gelecek sakıncalardan ve işci cıkarılmasından kurtulunmuş olunmaktadır. boylece hem işletme surekliliği sağlanacak hem de işsizliğin artması engellenmiş olacaktır.

ucret esnekliği, işletme duzeyinde ve makro boyutta olmak uzere iki değişik acıdan ele alınmaktadır. işletme bazında ucret esnekliği ucretlerin endustrilere, mesleklere ve vasıflara gore esnek olmasını ve firmaların mali gucune gore ayarlanmasını gerektirmektedir. makro boyutta ise ucretlerin genel ekonomik şartlara ve konjonkturel dalgalanmalara uyum sağlayabilmesi kastedilmektedir.

ucret politikalarındaki katılıkların enflasyon ve işsizliğe sebep olduğu belirtilmektedir. cunku ucret katılığı sebebiyle ucretler işgucu verimliliğine uyum sağlayamamaktadır. toplam verimliliğin azalmasına karşılık ucretlerin azalmaması nedeniyle işgucu maliyeti artar ve işverenler de işci calıştırmaktan mumkun olduğu kadar kacınırlar.

işci sendikaları ucret esnekliğine olumlu yaklaşmamaktadır. cunku sendikalar ucret esnekliğinin ucretler genel seviyesini daha da duşureceğinden endişe etmektedirler.

6.4 uzaklaştırma stratejileri

uzaklaştırma stratejileri esneklik turleri icinde oldukca farklı bir yapıya sahiptir. uzaklaştırma, işletmedeki bazı işlerin asıl işverence yapılmayıp, alt-işverenlik gibi başka kişi veya kurumlarca yapılmasıdır. yani uzaklaştırmada istihdam ilişkilerinin yerine ticari ilişkiler mevcut olmaktadır.

bilindiği gibi, işletmeler genelde rekabet gucunu ve verimliliklerini arttırabilmek ve konjonkturel dalgalanmalar ile talep değişikliklerine uyum sağlayabilmek icin fonksiyonel ve sayısal esnekliği arttırma ihtiyacı duymaktadırlar. ancak bazı işletmeler, sayısal ve fonksiyonel esnekliğin sağlanması yerine, işleri alt-işverene vermek gibi uzaklaştırma stratejilerini benimsemektedirler. boylece daha duşuk maliyetlerle işlerin yapılması soz konusu olmaktadır.

işverenlerin, uzaklaştırma stratejilerini benimsemelerinin bircok nedenleri olmakta ve bu stratejiler işletmelere şu faydaları sağlamaktadır. oncelikle kaynak israfı onlenmektedir. bazı işletmelerin, kendilerinin uzman olmadıkları, verimlilik ve rekabet gucu zayıf olan işleri, bu alanda daha guclu ve uzman olan firmalar tarafından yapılmaktadır.

boylece, rekabet gucu yuksek ve uzman olanların bu gibi işleri yapmaları ile, maliyetler azalacaktır. cunku, işletmeler bizzat kendileri verimli olamadıkları işleri yapmaları halinde gerek toplam işci ucretleri gerekse işci calıştırmaktan dolayı meydana gelen diğer masraflar daha fazla olacaktır.

uzaklaştırma stratejilerinin diğer bir faydası da, asıl işverenin, iş yapma ile oluşan risklerden, piyasa belirsizlikleri ve dalgalanmalarından kurtulunmasıdır. asıl işveren bazı işleri bizzat kendisi yapacağı yerine, ticari bir sozleşmeyle başkalarına yaptırarak, o işin yapılması esnasında olabilecek risklerden ve sorunlardan kurulmuş olacaktır. ayrıca, işletmeler piyasanın iyi olduğu, talebin arttığı donemlerde, uzaklaştırma stratejileri ile artan iş hacmine cevap verebilmekte, ekonominin durgun olduğu zamanlarda ise, uzaklaştırmadan vazgecerek konjonkturel dalgalanmalara ve piyasa belirsizliklerine uyum sağlayabilmektedir.

uzaklaştırma stratejilerinin artış seyri ile ilgili olarak bircok araştırma yapılmış bulunmaktadır. bu araştırmalarda 1980 den bu yana uzaklaştırmanın inişli-cıkışlı olarak artış kaydettiği gozlenmektedir. ekonominin ve piyasanın iyi olduğu donemde, işverenler uzaklaştırma stratejilerini oldukca sık başvurmakta, ekonominin durgun olduğu zamanlarda ise uzaklaştırmaya pek gidilmemektedir.

6.5 calışma suresi esnekliği

calışma surelerinin kısaltılması, yıllardan beri işci ve işveren tarafları arasında toplu pazarlığın onemli tartışma alanlarından birini oluşturmuştur. işci sendikaları devamlı olarak haftalık ve gunluk calışma suresinin kısaltılmasına calışmıştır. işci sağlığı ve iş guvenliğinin sağlanması, calışma yaşamının insanileştirilmesi, işcinin iş dışında kişiliğini geliştirmesine olanak tanınması, iktisadi durgunluk doneminde işsizliğin artmasının engellenmesi gibi nedenler, 1980’lere kadar bu sureci hızlandırmıştır.

fakat, 1970’lerde ortaya cıkan ekonomik kriz calışma suresinin kısaltılmasına karşılık “calışma suresi esnekliği” fikrini on plana cıkarmış bulunmaktadır. artık, işci sendikalarının kısaltma taleplerine karşılık olarak işverenler esnekliği ileri surebilmektedirler, ve iş yasalarının katılıklarından arındırılmasını ve esnekleştirilmesini talep etmişlerdir.

gerek yasal duzenlemelerle gerekse toplu iş sozleşmeleriyle calışma surelerinin esnekliği giderek artmaktadır. boylece, işyerine yeni işci almaksızın iş sureleri daha verimli bir şekilde kullanılmakta, talep değişikliklerine ve konjonkturel dalgalanmalara uyum sağlanabilmektedir. esnek zamanlı calışma, vardiyalı calışma, sıkıştırılmış calışma haftası, cağrı uzerine calışma, part-time calışma gibi esnek calışma şekilleriyle calışma surelerinin esnekliği kolaylıkla temin edilmektedir.





6.5.1 esnek calışma şekilleri

A. kısmi sureli calışma (part-time work)
B. iş paylaşımı (job sharing)
C. evde calışma (home-working)
D. tele-calışma (tele-working)
E. cağrı uzerine calışma (on call work)
F. sıkıştırılmış calışma haftası
G. vardiyalı calışma
H. kayan iş suresi

a.kısmi sureli calışma

bu konuda literaturde pek cok tanım bulunmaktadır. butun bu tanımları genel olarak kapsayan en yaygın ve en cok kabul goren tanım uluslar arası calışma orgutu (ılo) tarafından yapılan tanım şudur: “normal calışma surelerinden az, surekli ve duzenli olan ve gonullu olarak yapılan calışmadır. ılo’ nun bu tanımında uc unsurun olduğu gorulmektedir. bunlar :
1. normal calışma suresinden az olması
2. duzenli ve surekli olması
3. gonullu olarak yapılmasıdır.

kısmi sureli calışmanın normal calışma suresinden ne kadar az olacağı ulkeden ulkeye değişmektedir. burada genel olarak sabit bir olcu soz konusu olmamaktadır.

kısmi sureli calışma, kısa sureli calışma, mevsimlik calışma ve gecici calışmadan farklıdır. kısmi sureli calışmada devamlılık vardır. kısa sureli calışma ise gecicidir. kısmi calışmanın duzenlilik ilkesi sadece belirsiz sureli hizmet akitleriyle sağlanmamaktadır. belirli sureli sozleşmelerle de kısmi sureli calışma soz konusu olabilmektedir.

kısmi sureli calışma isteğe bağlı bir calışma şeklidir. ekonomik nedenler ve teknik zorunluluklardan ve talep değişikliklerinden dolayı, iş yerinde uretimin azalması sebebiyle, işcinin aslında tam gun calışmak isteyip de calışamadığı, mecburi olarak bu calışmayı kabul ettiği bir calışma turu değildir. bu yonuyle kısa sureli calışma ve eksik istihdam kavramlarından ayrılmaktadır.

i. kısmi sureli calışmanın tercih edilmesinin nedenleri

işgucu maliyetlerinin azalması

yapılan araştırmalar kısmi sureli calışanlarla tam gun sureli calışanlar arasında ucret farklılıklarının olduğunu gostermektedir. kısmi sureli calışanlar tam gun sureli calışanlardan daha duşuk ucret almakta ve saat başı ucret maliyetleri daha az olmaktadır.

kısmi sureli calışanların ucretlerinin duşuk olmasının birkac nedeni bulunmaktadır. oncelikle kısmi sureli calışmanın daha cok otel, temizlik, yiyecek gibi az ucret odenen işler ve iş kollarında yapıldığı soylenmektedir. ikinci olarak daha az ucrete rağmen kısmi sureli calışma talebinde bulunanların sayısında devamlı olarak bir artış olmaktadır. bu da, ucretin artmasını engellemektedir. ayrıca sosyal guvenlik odemeleriyle ilgili kısmi sureli calışanlar icin bazı istisnaların getirilmesi işverenler acısından kısmi sureli calışmayı cazip hale getirmektedir. boylece kısmi sureli calışanların işverene maliyeti daha az olmakta, işletmenin iş gucu maliyeti duşmekte ve rekabet gucu artmaktadır.

esneklik sağlanması

kısmi sureli calışma tam gun sureli calışmaya gore işverene esneklik imkanı vermektedir. ekonomik durgunluk doneminde talebin ve uretimin azalması halinde calışma sureleri değiştirilerek işletmeye esneklik sağlanmaktadır. orneğin, super marketlerde muşterilerin yoğun olduğu saatler ve gunlerde kısmi sureli calışmayla kasiyerlerin sayısı arttırılarak artan ihtiyaca cevap verilmektedir.

verimliliğin artması

kısmi sureli calışanların verimliliği tam gun sureli calışanlara gore daha fazla olmaktadır. kısmi sureli istihdamda calışma suresi daha kısa olduğu icin, işciler daha dinc ve daha az yorgun olmakta ve daha verimli calışmaktadırlar. ayrıca işe gec gelme veya gelmeme azalmaktadır. sık sık talep edilen ucretli mazeret izinleri ortadan kalkmaktadır. calışılan saate gore ucret odeneceği icin devamsızlığın maliyeti işciye yuklenmektedir.

b. iş paylaşımı

iş paylaşımı tam gun sureli bir işin iki veya daha fazla kısmi sureli calışan tarafından paylaşılarak yapılmasıdır. taraflar arasında iş ve calışma suresi bolunduğu gibi, alınan ucret,ikramiyeler, emeklilik maaşı, izinler, sorumluluklar, sosyal yardımlar ve yan odemeler de paylaşılmaktadır. iş paylaşımı kısmi sureli istihdamın değişik bir şeklidir. fakat daha farklı bir yapıya sahiptir. kısmi sureli bir calışmada yapılan işler kısa sureli işlerdir iş paylaşımında ise tam gun sureli işin paylaşılarak yapılması soz konusudur.

iş paylaşımının değişik şekilleri mevcuttur. calışanlar birer gun olarak calışabilecekleri gibi her gun yarım gun de calışabilirler veya bir hafta biri oteki hafta diğeri calışabilir. yaygın olarak dort tip iş paylaşımından bahsedilmektedir. bunlar:

1.bolunmuş gun
2.bolunmuş hafta
3.değişimli hafta
4.sabit olmayan takvim

i. iş paylaşımının nedenleri

olumlu yanları

iş paylaşımının işcilere pek cok faydası olduğu gibi işverenler icin de olumlu yanları bulunmaktadır. tam gun sureli calışmaya gore iş paylaşımında verimliliğin daha yuksek olduğu gorulmektedir. cunku iş paylaşımında daha kısa sureli calışıldığından dolayı calışanlar daha dinamik, daha az yorgun ve daha fazla verimli olmaktadırlar. ayrıca calışma şartları daha iyi ve kişinin ozel işlerini yapacak boş zamanı yeterli derecede olduğu icin işe gelmeme ya da işe gec gelme azalmaktadır. bu da işletmede verimliliği arttırır.

iş paylaşımı işletmede işgucu devrini azaltmaktadır. işin sıkıcılığını azaltıp daha cazip hale getirir.

iş paylaşımı işin devamlılığını sağlar. bu calışma şeklinde bir tam gun sureli iş, iki kişi tarafından yapıldığından işcilerden biri hasta olup işe gelmediği veya izne ayrıldığı zaman veya ozel bir işi olup mazeret izni aldığı vakit bu işci yerine diğer kişi calışabilecek veya en azından işin yarısı aksamadan yapılacaktır. boylece tam gun sureli istihdama gore işin devamlılığı daha yuksek olacaktır.

iş paylaşımının diğer bir olumlu yanı ise bir işci yerine iki işci calıştığından, işveren iki kişinin kabiliyetlerinden, aklından, fikirlerinden ve bilgisinden yararlanabilmektedir. ayrıca iki calışan birbirlerinin zayıf yonlerini tamamlamaktadırlar. bu da verimliliği arttırmaktadır.

olumsuz yanları

iş paylaşımında bir işci yerine iki işci calıştığından ve işletmede calışan sayısı coğaldığından, personel bolumunun işi ve idari masrafları artmaktadır. bordro sayısı ve sozleşme adedi fazlalaşmakta, işci secme, alma, cıkarma ve emekli etme gibi faaliyetler ikiye katlanmaktadır.

ayrıca haberleşmede ve bilgi iletiminde sorunlar cıkabilmektedir. iş paylaşımında bulunan iki kişinin calışma surelerini tespit etmede aksamalar olabilmektedir. tabi ki bunların denetimi icinde ek bir calışma gerekmektedir.

iş paylaşımında bulunanlar aralarında gecimsiz olabilirler veya rekabet halinde bulunabilirler. bu durumda biri diğerinin sorumluluğunu yuklenmek istemeyecek, onun eksiğini veya yanlışını duzeltmeye yanaşmayacaktır. boylece calışma ahengi bozulacak ve verimlilik duşecektir.

c.evde calışma

evde calışma bir işveren veya aracı icin işcinin sectiği bir yerde, genellikle işcinin kendi evinde, işveren veya aracının denetimi olmaksızın bir sozleşme gereğince bir malın uretilmesi veya hizmetin sağlanması şeklinde tanımlanabilir.

evde calışma genelde zaman esasına gore değil parca başına gore yapılmaktadır. işveren işcinin uzerinde calışma yapacağı ara mamulleri ve gerekli malzemeleri işciye vermektedir işci de işverenin talimatına gore işini evde yapmaktadır.

serbest meslek sahibi olan ve kendi işini devamlı olarak eve goturen ve evde calışan kişiler de mevcut olmaktadır. burada bu kişiler eve iş goturenler olarak tanımlanmakta ve evde calışanların dışında tutulmaktadır.

olumlu yanları
işveren icin evde calışmanın en belirgin faydası iş yeri masraflarının azalması, genel işletme maliyetlerinin duşmesidir. işveren daha esnek bir uretime sahip olabilecek ve işgucu maliyetleri en aza inecektir.

ayrıca evde calışanların istihdam guvencesi ve yasal korunmaları daha az olduğu icin işveren daha fazla sayısal esnekliğe sahip olmakta ve bu kişilerin hizmet akdini kolaylıkla feshedebilmektedir. sosyal sigorta, ucretli izin, hastalık, annelik gibi odemelerden kurtulmaktadır.

olumsuz yanları

iş işverenin gozetimi dışında yapılır, işverenin kontrolu azdır. ayrıca evde calışanlara işle ilgili malzemenin verilmesi, yapılan işin teslim alınması ve kontrolden gecirilmesi gibi ek maliyetler ortaya cıkmaktadır.

d.tele- calışma

tele-calışma bilgisayar ve haberleşme teknolojisindeki baş dondurucu gelişmeler neticesinde ortaya cıkmıştır. evde calışmanın modern bir şeklidir. tele-calışma işletme merkezi dışında genellikle evde yapılan, bilgisayar ve haberleşme ağı ile işletmeyle bağlantı kurulan, işcinin iş yerine bağımlılığının ve işverenin denetiminin az olduğu bir calışma şeklidir. uygulamada tele-calışmanın 5 ayrı ceşidine rastlanmaktadır.

1.uydu calışma merkezleri

uydu calışma merkezleri işletmenin merkezinden uzak fakat bilgisayar sistemiyle işletmeye bağlı bulunan calışma yerleridir. bu merkezler calışanların evleri değil, fakat evlerine yakın yerlerdir. her turlu haberleşme ve bilgisayar cihazları ile donatılmıştır. buralarda bir cok işci calışmakta ve bu calışanların denetimini yapan bir idareci bulunmaktadır.

2. komşu calışma m