NEWPORT UNİVERSİTY
DAVRANIŞ BİLİMLERİ
ANORMAL DAVRANIŞLAR PSİKOLOJİSİ
SORULAR :
1. NORMAL VE NORMALDIŞI KAVRAMLARI NEDİR,TARTIŞINIZ ?
2. PSİKOZ VE NEVROZ KAVRAMLARINI ACIKLAYIP, PSİKOZUN BAŞLICA CEŞİTLERİNİ BELİRTİNİZ ?
3. KAYGI BOZUKLUĞU DENİNCE NE ANLAŞILIR, KAYGI BOZUKLUKLARINI KISACA ACIKLAYARAK BELİRTİNİZ ?
4. İNSANLARI MADDE VE DİĞER BAĞIMLILIĞA İTEN SEBEPLERİ TARTIŞINIZ ?
5. BAŞLICA PSİKOTERAPİ CEŞİTLERİ NELERDİR, ACIKLAYINIZ ?
CEVAPLAR :
C.1. Normal ayrıcalıklı (cok farklı) olmama coğunlukcu , Normal dışı tam tersi ayrıcalıklı olma coğunlukcu olmama hali...
Normallik yaşamın da gerekli gorevlerini surdurebilmesi, duygu
duşunce ve davranışların da zorlanma olacak derece sapma
olmaması, yaşadığı toplum kulturune, normuna uyabilme sosyal uyum
gosterebilme,ilişkilerin de kendisine ya da başkalarına zarar
vermeme,ic dunyasın da ne kadar zorlansa da normal gozukebilme
normal dışı olma hali ise tam tersi durumlar icin anlatılır.
C.2. NEVROZ
“Nevrozlar; sinir sisteminin fonksiyonel bozukluğu sonucunda ortaya cıkan, ceşitli norolojik ve psişik belirtilerle, bu cercevede, emosyonel labilite, fiziksel ve ruhsal sıkıntı, sıkıntılı şikayetler ve başka bunun gibi patolojik durumlarla ortaya cıkan hastalıklardır” (www.hipnoz.com) “Nevroz vakalarında kişi hastalığının farkında olduğu; telkin ve tedavi ile iyileşmesi mumkun gorulmektedir”. ( http://sefasaygili.com) “freud’a gore, nevroz, kişinin yaşadığı olayın etkisiyle cocukluk doneminde cozumlenmemiş ruhsal karmaşaların yeniden alevlenmesinden kaynaklanır. bu nedenle, cocukluğun erken donemlerini sağlıklı bir şekilde aşabilmiş kişiler soz konusu rahatsızlığa daha az yatkınlık gosterir. ancak, konuyla ilgilenen araştırmacıların elde ettikleri bulgular, nevroza yatkın bir kişilik yapısı olmadığını duşundurur. yıkıcı bir şiddet sahnesiyle karşılaşan hemen herkeste değişik duzeylerde de olsa, travmatik nevroz belirtileri gorulur. hatta bazen, bu sahneleri yaşamadan, başkaları tarafından anlatılmasıyla bile soz konusu ruhsal bozukluğun belirtileri ortaya cıkabilir”. ( http://sozluk.sourtimes.org)
PSİKOZ
“psikoz” vakalarında kişi hasta olduğunu bilmemekte, telkin ve ispat ile bozuk davranışı kendisine kabul ettirilememekte, dolasıyla hastalığın tedavisinde bu yollar değil de ilac, elektroşok ve benzer metotlar tercih edilmektedir.
Psikozlarda hezeyan (sanrı) ve hallusinasyon (varsanı) denilen idrak bozuklukları ayrı ayrı veya bir arada bulunur. Gerceği değerlendirme melekesi kaybolmuştur. Yani gerceklik algılanamamaktadır. Hastalıklarının farkında değildirler. Kendilerine ve cevrelerine zarar verebilirler. Bu tur bozukluklarda, hastanın gunluk hayatı, iş yaşantısı, aile duzeni onemli olcude bozulur.
Bu tip hastalar:
Sozgelimi kendilerinin uzaydan geldiklerini, Ataturk’un oğlu olduklarını veya Napolyon’un ruhunu taşıdıklarını iddia edebilirler. Soylediklerine icten ve ısrarla inanırlar.
Bir hasta kendisine once “namaz kıl” diye emreden seslerin daha sonra “kutsal şeylere kufret” demeye başladığını soylemiştir..
Başka bir vaka kendisinin Turkiye cumhurbaşkanlığına hazırlandığını, doğumundan itibaren takip edildiğini, devamlı korunduğunu ifade etmiştir.
Topkapı surlarına yeşil poşeti sopaya takarak bayrak diye diken bir hasta mehdi olduğunu, dunyayı kurtaracağını bağıra bağıra soyluyordu.
Bir başkası ise yahudilerin, semtlerindeki fırının unlarına zehir kattıklarını, amaclarının kendisini oldurmek olduğunu anlatmıştır.
Bu tip vakalar psikozdur.
Psikozlar uc başlık altında toplanır:
1- Şizofreni
2- Hezeyanlı bozukluk
3- Diğer psikotik bozukluklar”( http://sefasaygili.com)
C.3. “Kişinin gundelik hayatta karşılaştıkları olaylarla ilgili. olarak,engelleyemediği aşırı bir endişe ve kuruntulu beklenti (evham) icinde olması , bu hastalığın temel ozelliğidir.
Yaygınlı”k ( http://www.aile.selcuk.edu.tr)
Kaygı normal her insanın davranışın da sık gozlenebilen bir davranıştır.fakat kaygının turu ve derecesi onemli dir.kaygı bozukluğu kişinin gunluk yaşamının merkezi olur ve kişi kaygının uzerin de odaklaşması ve normal hayatını surduremez bir hale gelmesi halidir
C.4. Ucucu Maddelere Neden Gereksinim Duyarlar ?
“Sokaktaki şiddete karşı durabilmek ve dayak yediklerinde acı hissetmemek, sokaktaki soğuğa dayanabilmek, yaşadığı zorluklara karşı bedensel ve duygusal guc oluşturabilmek yani kendilerini guclu ve cesaretli hissedebilmek , halusinasyonlar gorup guzel şeyler hayal edebilmek ve utanma duygularını yok ettiği icin rahatlıkla başkalarından yemek isteyip, dilenebilmek ve ozgurce konuşabilmek icin ucucu maddelere gereksinim duyarlar. Bunun dışında, sokaktaki grupların ortak yaşam bicimine ayak uydurarak gruba kendini kabul ettirebilmek, tiner-bally gibi maddelerin ucuza kolayca bulunabilmesi de diğer başka etkenlerdir”. (www.umutcocukları.com)
“BAĞIMLILIK NASIL GELİŞİR
Uyuşturucu maddelere duyulan bağımlılık başlangıcta psikolojiktir. Yani alıştığı maddeyi almadığı zaman kendisini oyalayabilecek bir şeyler bulduğu ya da kendisini o maddeyi almaya iten psikolojik sorunların ustesinden geldi zaman gecici bir sıkıntı donemi yaşamakla beraber maddeye olan bağımlılık fizyolojik bağımlılık meydana getirmektedir. Başlangıcta psikolojik nedenlerle kullanılan maddeler bir ay sure ile duzenlilik icinde kullanılırsa fizyolojik bağımlılık yerleşmektedir ki bu aşamadan sonra tedavi olabilme şansı cok duşuktur.
Madde bağımlılıklarının coğunda psikolojik ve fizik bağımlılık arasındaki kesin sınırı cizebilmek mumkun değildir. Psikolojik bağımlılık aşamasında birey madde kullanımından vazgecse bile bırakma doneminde madde kullanmamaya bağlı olan yoksunluk belirtilerini şiddetle yaşar. Kendisini madde almaya iten nedenler de yıllar sonra yine zorlayıcı isteklerle kendisini tekrar madde almaya itebilir”
Yeterli psikolojik guclukte olamayan bir genc ise, arkadaşlarının "bir kereden ne cıkar" telkinleriyle madde alabilir.
KİŞİSEL YATKINLIK
Madde kullanmaya başlamada kişisel yatkınlığın payı vardır. Alışılmış kurallara karşı baş kaldırabilen, duygusal acıdan dengesiz, cabuk parlayan olgunlaşmamış gencler, cevrelerine uyumda gucluk cekerler. Denemeye ve yeniliğe duydukları merak nedeniyle de madde alabilirler.
BOZUK AİLE İLİŞKİLERİ
a-) Ayrı Anne-Baba : Barker ve Adams'ın Colorado Eyaletinde bir muessesedeki suclu cocuklar ve madde bağımlıları uzerinde yaptıkları araştırmalarda bunların ancak 1/3' nun duzenli yani esas anne-babanın bulunduğu ailelerden geldiğini, 1/4' unden fazlasının sadece bir ebeveynle yaşadığını ve bu mikjtara % 12 kadar bir ilave ile ortaya cıkacak miktarında anne ve uvey baba ile yaşadığını tespit etmişlerdir.
b-) Anne Baskısı : Dunya Sağlık teşkilatı raporunda Gibens'in, işaret ettiği gibi, babanın iş veya başka sebeplerle cocuktan ayrı kalmasıyla anne hem disiplin hem de şefkat sağlamayı uzerine alır. Adolesans devresinde annesiyle identifikiye olmuş cocuk maskulin bir duruma zor doner ve bunu her an kanıtlama gereği duyar. Boyle yaparak bağımsızlığını, kuvvetini kanıtladığını sanır.
c-) Sosyopat Baba : Boyle babaları karakterize eden aşırı icki, toplum dışı tavırlar, evden sık sık uzaklaşma, evin gecimini sağlayamama, kronik işsizlik gibi ozellikler cocuk icin kabul edilebilecek bir model olamaz.
d-) Ailenin Cocuğu Yetiştirme Tarzı : Ailenin cocuğu yetiştirme tarzı, duşman-lık, duygusal reddedilme yaratmayacak şekilde olmalıdır.
TOPLUMSAL NEDENLER
Madde bağımlılığına yonelen genclik konusunda yapılan araştırmalar genclerin toplum değerlerine uymayan, yakıp yıkıcı, vurup kırıcı davranışlarının altında hemen daima bir kaygının yattığı ortaya konmuştur. Kaygının nedenlerini araştırırken psikolojik faktorlerin yanı sıra, memleketin antropolojik, sosyo-kulturel, ekonomik koşullarının genci ne şekilde etkilediğini goz onunde bulundurmak gerekir. Cunku kaygının ortaya cıkışı gencin bu faktorlerden etkileniş tarzına bağlıdır.
ESKİ YENİ NESİL CATIŞMASI
Toplumda yaşayan normların gencin bunyesine uyup uymaması, gencten bekledikle-rimizde bir denge olup olmaması gencin icinde bulunduğu toplumsal grup tarafından beğenilip beğenilmemesi, bir gecit sayabileceğimiz genclik devresini onemli şekilde etkiler.
Bizde toplumun bir geciş devresinde bulunması gencin hayatına bir yon vermesini gucleştirmektedir. Gencler anne-babanın empoze etmek istediği geleneksel normlarla modern zihniyet arasında bocalamakta ve aileleriyle duştukleri bu catışma yuzunden kendini ifade olanağı bulabilecekleri bir arkadaş cevresinde toplumsallaşmasını, duşuncelerini dile getirmesini sağlarsa da her zaman olumlu etkiler beklenemez.
ŞEHİRLEŞME PROBLEMİ
Yeni buyuk şehirleşmelerdeki yaşam tarzı ve bunun neden olduğu gucluklerin incelenmesi cok gerekli olduğu kadar guctur. Modern toplumun gelişimi meskun yerler gelişmesine yol acar. Şehirlerdeki buyuk hatıra getirildiği zaman duyulan depersonalizasyon korkusu dile getirilir: Birincisi Freud'dun ileri surduğu, her insanda bulunan uygarlık duşmanlığı, ikincisi ise insanın bu bloklara gelmeden evini terk ettiği zaman duyduğu endişedir. Yeni problemler karşılamak durumunda kalan bireyde, eğer kendi eski problemlerini yarattığı endişe varsa uyumsuzluk daha derin olacaktır.
STRES NEDENİ İLE
Pek cok madde bağımlısı madde kullanmaya başlama nedenlerini başarısızlık, yenilgiler, hastalık, olum, ayrılık, işten atılma, mutsuzluk gibi nedenlere bağlayabilir. Bu etkenlerin ne olcude bireyi etkisi altına aldığını bilmek ve tedaviyi yonlendirmek ve tedavi motivasyonunu devamlı kılmaya yardımcı olmaya yardımcı olabilir.
DİĞER NEDENLER
Uygarlık ilerledikce yayın ceşitleri, sinema gibi telkin araclarında iyi ve kotu paralel olarak artmaktadır. İyinin tadını almamış cocuklarda kotu yayın, henuzobjektivite kazanmamış genc kafalara yanlış bir dunya goruşu vermektedir. Şoyle ki genclerde en ilkel duzeydeki ic guduler kamcılanmakta, zorbaca kuvvetli bir hak aracı olarak gormeye alışmakta ve duş ile gercek arasında ki farkları ayırt edemeyerek gittikce toplum dışı olmaya suruklenmektedirler.
Gerci bu sayılanlar yayın aracları esas motivasyonu doğurmaz. Fakat bireyin hareketlerine şiddet kazandırmak suretiyle etkide bulunurlar.
Aile ebeveynler ya da okul dan kaynaklanan psikolojik sorunlar, şiddetli maddi yonden gecimsizlik,yonetim den kaynaklanan sorunlar. Genetik faktorler, olumsuz sosyal cevre şartları,arkadaş faktoru, ( http://elbistanticaretmesleklisesi.sitemynet.com)
KAYNAKCA
KASATURA,İLKAY.GENCLİK VE BAĞIMLILIK.EVRİM YAYINEVİ.İSTANBUL:1998
KOKNEL,OZCAN.ALKOLDEN EROİNE KİŞİLİKTEN KACIŞ.ALTIN KİTAPLAR YAYINEVİ.1983
YORUKOĞLU,ATALAY.GENCLİK YAYINLARI. CAĞI.OZGUR İSTANBUL:1998( HTTP://ELBİSTANTİCARETMESLEKLİSESİ.SİTEMYNET.COM)”
C.5. Psikoterapi turleri
Freud’a “Kac ceşit terapi var ?” diye sorulduğunda, “Ne kadar terapist varsa, o kadar.” diye yanıt vermiştir. Bazı kaynaklarda yaklaşık 250 tur psikoterapi olduğu soylenmektedir.
Psikoterapiler belli başlı olarak uc ana bicimde sınıflandırılabilir
I- Hekimin Hastaya Yaklaşma Bicimi ve Tutumuna Gore;
a- Bastırıcı
b- Destekleyici.
Destekleyici terapilerde birincil amac hastanın semptomlarını azaltmak ve ortadan kaldırmaktır. Sıkıntıya sebep olan cevresel faktorler ortadan kaldırılmaya ve azaltılmaya calışılır. Kişilik yapısında değişiklik yapmak gibi bir amac yoktur. Bu tedavi bicimi ego fonksiyonları aslında sağlam olan ancak bireyin yaşamını bozan alışılmışın dışındaki stres faktorleri soz konusu olduğunda kullanılır.
c- Derinliğine araştırıcı;
Derinliğine araştırıcı, psikoterapiler semptomatik duzelmeden cok kişilikte koklu değişimi amaclayan terapi turudur. Dinamik de, psikoterapiler denilir ve klinikte en tanınan ve kullanılan psikanaliz ve psikanalitik yonelimli psikoterapilerdir. Her iki terapi metodunda da ic goru kazanarak kişiliğin ve benliğin değişimi amaclanmaktadır.
II. Ruhsal Bozukluk Anlayışı ve Kuramsal Cıkış Noktasına Gore;
A- Psikodinamik temellere dayananlar:
A1- Freud’un geliştirdiği psikanaliz ve bunun değiştirilmiş, uyarlanmış bicimleri
A2- Freud’dan yontemce buyuk ayrılma gostermeyen, fakat kuramsal acıdan ayrılıkları olan yeni analiz okulları( Jung, Adler, Rank, Horney, Sulvian...)
A3- Psikanalitik nesne ilişkileri kuramı (Klein, Kernberg...), Psikanalitik benlik psikolojisi (Hartmann, Rapaport, Erikson...), Psikanalitik kendilik (self) psikolojisi (Kohut...)
B- Oğrenme ilişkilerine dayanan davranışcı psikoterapi turleri:
Sistematik duyarsızlaştırma, karşı karşıya getirme(exposure), itici koşullanma, olumlu pekiştirme ve sondurme vb.
Davranışcı tedavilerde, davranışı oluşturan etkenler uzerinde durulmadan, doğrudan doğruya davranışın kendisi ele alınır. Kişi ve icinde yaşadığı sosyal cevre acısından uyumsuz gorulen davranışlar yerine, yeniden şartlandırma yoluyla uyumlu davranışların ortaya cıkarılmasına calışılır. Bu tur terapilerde hastanın etkin bicimde katılması gerekir. Hasta terapistin onerilerine uymak ve bunları aşama aşama gercekleştirmek durumundadır
C- Bilişsel psikopatoloji, bilgi-işleme, sosyal psikoloji ilkelerine dayananlar:
Bilişsel-davranışcı tedaviler.(Beck, Ellis...)
D- Varoluşcu (existential) ve olgu-bilimsel (phenomenologic) temellere dayananlar (Binswanger, Minkowski, Frankl, Strauss...)
III- Tedavi Durumunun Bicimi ve Yapısına Gore;
A- Bireysel Psikoterapi
B- Kume (Grup) Psikoterapisi
Grup terapileri, genelde birden fazla, 7–14 hasta ile aynı oturumda goruşmeyle gercekleşir. Bireysele terapilere gore avantajları, kişinin bozuk sayılan davranış oruntusunu canlı bicimde grup icinde gormesi, topluma uyum gucluklerini somut olarak kavraması, bunları duzeltme yollarını yine grup icinde araştırıp bulmasıdır.
C-Psikodrama
Psikodrama, kişiyi ya da toplumu rahatsız eden olayların, tiyatro benzeri bir ortam icinde acığa cıkarılması, konuşulup tartışılmasını amaclayan bir terapi turudur.
D-Oyun Psikoterapisi
Oyun ve uğraş terapisi, genelde cocuklarda uygulanan grup yontemlerinden birisidir. Tedavi amacıyla kullanılabileceği gibi, cocuğu gozlemlemek yada cocuklar arası ilişkiyi kurup surdurmek ve cocuğun yaratıcılığını arttırmak amacıyla da kullanılabilir.
E- Aile Psikoterapisi
Aile terapisinde, aile icinde bir psikiyatri hastasının bulunmasının aile bireylerinin kendi aralarında ve hasta ile iletişimlerinde ve yaşamlarında zorluklara yol acacağı duşuncesine dayalı olarak aile bireylerinden birkacının aynı oturumda destekleyici, acıklayıcı, yonlendirici, yorumlayıcı yontemlerle tedavi edilmesidir.
Amaclarına yonelik diğer bir sınıflandırmada şu şekildedir(5):
1. Destekleyici Terapi (Supportive Therapy)
2. Yeniden Eğitici Terapiler (Reducative Therapy)
3. Yeniden Yapıcı Terapiler (Reconstructive Therapy)
Ceşitli Psikoterapi Turlerinde Kullanılan Başlıca Ruhsal ve Fiziksel Araclar;
1. Daha cok bastırıcı ve destekleyici psikoterapi turunde
A.Eğindirme (telkin)
B. İnandırma (ikna)
C. Yol gosterme, rehberlik
D. Danışma
2. Bastırıcı, destekleyici ve derinliğine araştırıcı turlerde
A. Uyutum (hipnoz)
B. B. Uyuşturma (narkoz)
C. Boşaltma (catharsis)
3. Genellikle derinliğine araştırıcı, cozumleyici (psikanalitik turlerde)
A. Gudumsuz goruşme (non-directive interview)
B. B. Serbest cağrışım (free assocation)
C. Duşlerin cozumlenmesi
D. D. Surcmelerin (parapraxis) cozumlenmesi
E. Simgelerin (sembollerin) cozumlenmesi
F. Direnc (resistance) ve aktarımın (transference) cozumlenmesi
G. Acıklama ve yorumlamalar
4. Daha cok davranış psikoterapilerinde
A. Gevşeme, koşullama
B. Edimsel koşullama
C. Ustune gitme (exposure)
C. Odul-ceza teknikleri
D. F. Pekiştirme, sondurme
G. Ceşitli oğretme teknikleri
“Hastalık yoktur, hasta vardır” ilkesinden yola cıkarak tedavinin her hasta icin, o hastanın bireysel ve kulturel ozellik ve gereksinimleri goz onunde bulundurularak duzenlenmesi gerekir. Tanılar aynı olsa da, hastalığın gidişi her bireyde farklılık gosterecektir. Farklı tedavi yaklaşımlarının kendilerine ozgu kuralları olsa da, tumuyle bu ilkelere uyarak tedavi yapmaya calışmak, hastayı unutup kuram ve tekniklere odaklanmak anlamına gelir. Boyle bir surec, terapisti uygulamacı olmaktan cıkartıp, kuramcı yapar. Oysa terapist kuramcı değil uygulamacıdır. Diğer bir değişle terapi icin kuramlar gerekli ancak yeterli değildir. ( http://www.gata.edu.tr)
Kaynaklar
1- Tangor A.(1997): psikoterapiler El Kitabı, Ege Psikiyatri Surekli Yayınları
2- Hovardaoğlu S(2000): Davranış Bilimleri İcin Araştırma Teknikleri: Vega, Ankara
3- Kaptan S(1977): Bilimsel Araştırma Teknikleri, Hacettepe Universitesi Eğitim Bolumu
4- Ozturk O (1998): Psikanaliz ve Psikoterapi, Bilimsel Tıp Yayınevi, 3 Baskı Ankara
5- Cifter İ (1990): Klinik Psikiyatri, G.U. Basın Yayın Y.O., basımevi.
6- Psikologlar Derneği: Psikoloji Dergisi,Eylul 1987,
7- Sardoğan M., Karahan F(1994): Psikolojik danışma kuramları, Birsen Yayınevi, İstanbul
8- Savaşır I.(1998): Bilişsel-Davranışcı Terapiler, Turk Psikologlar Derneği Yayınları, Ankara
NOT: UNİVERSİTE DONEM ODEVİDİR.
__________________
Felsefe / Psikoloji / Sosyoloji Anormal davranışlar psikolojisi 'Psikoloji'
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●58 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Felsefe / Psikoloji / Sosyoloji Anormal davranışlar psikolojisi 'Psikoloji'