BUYUK DEPRESYON
1929’lu yıllardan itibaren farklı ve cok onemli bir sorun ortaya cıkmıştır. Tum dunya ekonomilerinde daha sonra adına “Buyuk Depresyon” denilen buyuk bir cokuş başlamıştır. Depresyonun başladığı ABD’de 1929-1933 arasında ekonomi %30 oranında daralmıştır. İşsizlik %25 artmıştır.
Birinci Dunya Savaşı sonundan 1922’lere değin suren donemde savaşcı ve savaşı yenilgiyle bitiren ulkeler, savaş yıkıntılarını gidermeye calışmışlar,1922-1925 yılları arasında ise, ekonomilerinde buyumeyi gercekleştirmişlerdir. Fakat, gerek bu ulkelerin savaştan sonra ekonomik yaralarını kapatıp endustriyel uretimlerini arttırmaları, gerek ABD gibi ulkelerin, zaten savaşı oransal olarak onemsiz kayıplarla atlatıp uretim kapasitelerini yukseltmeleri ve daha Birinci Dunya Savaşı arifesinde Kanada ve Avustralya gibi bazı dominyonların belirli sanayi kollarında uretimlerini arttırmaları ve savaştan sonraki yıllarda da uretimlerini daha da yukseltmeleri ile toplam uretim, ulusal ve uluslararası duzeyde toplam efektif istemi, yani satın alma gucuyle desteklenmiş istemi (talebi) aşmıştır. Boylece bir aşırı uretim durumu ortaya cıkmıştır. Bu durumda, uretilen malların ulusal ve uluslararası duzeyde surumu duşmuş ve 1929 yılının sonbaharında başlayan bu bunalım, kısa surede işbolumuyle birbirine bağlanmış toplumlara, ulkelere yayılmış ve bu tur toplumları derinden sarsmıştır. Bunun sonucunda uluslararası ticaret durmuş ve dunyanın o ana kadar en buyuk bunalımına tanık olunmuştur.
A) BUNALIMIN NEDENLERİ
1-)Spekulasyon: 1929 ekonomik bunalımı ABD’de doğdu ve oradan butun dunyaya dağıldı. Bunalımın ilk sebebi 1929 yılında ekonomiyi saran spekulatif ateşti. 1929 arifesinde borsada fiyat endeksi şiddetle yukselirken, korkunc ve genel bir spekulasyon hukum surmeye başlamıştı. Bu spekulasyon hareketi karların yukselmesine paralel olarak ilerlememiştir, bu nedenle de boyle surmesi beklenemezdi. Butun ulkede cabuk zengin olma duşuncesi butun normal iş ve bankacılık tedbirlerini alt ust etti. Değeri şupheli olan yabancı tahviller bankalar tarafından muşterilerinin ellerine tutuşturuluyor ve daha kotusu bankaların değerli evrak cantalarında saklanıyordu. Buna ilaveten yatırım trostlerinin ve holding şirketlerinin piramitleri andıran bunyeleri teşebbuslerin uzerinde, oyun kağıtlarından buyuk binalar kuruyordu.
Butun bu spekulatif hareketler depresyona giden yolu hazırlıyordu. Hisse senetleri piyasası sonunda cokunce, beraberinde kredinin cok curuk olan yapısını da surukledi tahvil almak icin buyuk borclara giren ferdi sermayedarlar da komisyonculara olan borclarından kurtulmak icin bu senetleri satmaya calıştılar. Şupheli yabancı senetlerle dolan bankalar da birdenbire borclarını odeyemez hale duştuler. Bu arada, paniği arttıran diğer bir faktor, izlenen para politikasının banka sistemini zayıflatması olmuştur.
2-)Tarımın yetersizliği: 1920’ler boyunca, ciftci Amerikan ekonomisinin “hasta adamı”ydı. Her sene daha fazla ciftciler genel bir karşılaştırmaya gore, genel refah bakımından şehir sakinlerinin biraz daha gerisinde kalıyorlardı.
Bir taraftan kuraklık, diğer taraftan guclu demiryolu ve ardiye şirketlerinin somurmesi ve toprak spekulasyonuna eğilimiyle, ciftcinin Amerikan ekonomisinin hasta bir uyesi olduğu herkesce bilinen bir şeydi. Buna ilaveten, Amerikan ciftcileri toprağa karşı gayet dikkatsiz ve teknolojik ilerlemelere karşıda kayıtsızdır.
Tarım urunlerinin talebi imalat sektorundeki urunlerin talebinden oldukca farklıydı. İmalat sektorunde verimlilik arttığı ve buna paralel olarak uretim masrafları azaldığı icin, uretilen malların ucuzlaşan fiyatları yeni ve daha geniş piyasalar buluyor, alıcıyı cezbediyordu. Fakat bu durum tarımsal urunlerde aynı değildi. Yiyecek fiyatları duşunce, halk tuketimini arttırmaya doğru buyuk bir hareket gostermedi. Ciftcinin esnekliği olmayan talep, yani fiyat değişikliklerine aynı oranda cevap vermeyen talep ile karşılaşması, urun akışına rağmen, ciftciyi eskisinden daha fena duruma duşurmekten başka bir şeye yaramadı. Tarım sektorundeki asıl sıkıntı, ureticilere tatminkar bir gelir sağlayacak bir piyasa mekanizmasının bulunmayışıdır. Ciftcinin satın alma gucunun az olması sanayi sektoru mallarına olan talebi azaltıyordu. Boylece tarımsal sektordeki yetersizlik, butun ekonomideki bir yetersizliğin arazı idi.
3-)Fabrikalardaki Yetersizlik: Sanayi sektorunde uretim arttığı halde istihdam aynı hızla gelişmiyordu. İşci ceken endustrilerin hepsinde ortak nokta teknolojik ilerlemenin dışında kalmış sektorler olmasıydı. İstihdamın azaldığı endustrilerin suratli teknolojik ilerlemenin mevcut olduğu sanayilerdi. Bir butun olarak, ekonominin daha fazla yukselme eğilimine baskı yapan bir teknolojik işsizlik anaforu hissediliyordu. Teknolojik ilerlemenin mevcut olduğu sanayilerde uretim artmasına rağmen istihdam azalıyordu.
4-)Gelirin Boluşumundeki Aksaklıklar: 1929’da gelirler, bunları sarf edecek olanlara kafi derecede dağılmıyordu. Gelir oyle bir şekilde boluşuluyordu ki iktisadi sistem iktisadi sarsıntılara karşı zayıf duruma duşmuştu. Zira uretimden elde edilen hasılanın hepsi, satın alma guclerini kullanacak insanlara gitmemekteydi. Ciftcilerin ve işcilerin tuketim arzuları yuksek olmasına rağmen satın alma gucleri zayıftı.
B) BUNALIMIN SONUCLARI
Sozu edilen bu iktisadi durgunluk birkac yıl surup gitmiş, piyasa ekonomisindeki ulkeler de fiyatların duşmesiyle işletmelerin uretimi durmak ve kapanmak durumunda kalmaları ve kitlesel capta işsizlik gibi buyuk yıkıntılar meydana getirmiştir. Ekonomik bunalımın aylar değil, yıllarca surmesi, ekonominin ancak kendi haline bırakılıp dışarıdan karışmalar olmayınca, kendi kurallarıyla en iyi bicimde işleyeceği duşuncesi sarsılmaya başlamış, piyasa ekonomili ulkelerde de, devletin ekonomik yaşama karışması ve ona yon vermesi yonunde duşunceler guclenmiş ve egemen olmaya başlamıştır. Bunun sonucunda da kapitalist ekonomili ulkelerde hukumetlerin ekonomik yaşama karışmaları artmış, hatta bu karışma para ve maliye politikalarının sınırlarını bile aşmıştır.
1929 bunalımının en onemli sonuclarından biriside, altın standardının yıkılışını kolaylaştırmasıdır.1929 buhranı, once ABD’nin sermaye piyasasında bir panik biciminde ortaya cıkmış, sonra da bu ulkenin sanayi uretiminde ve istihdam duzeyinde aşırı duşuşler biciminde etkisini gostermiştir. Sonucta, bu ulkenin ithalatı birdenbire azalmış ve dış dunyaya sağladığı krediler kesilmiştir. Amerika’da gelişen bu olaylara diğer ulkelerin gosterdikleri ilk tepki, altın standardından ayrılmak ve dış alımlar uzerine kısıtlamalar koymak biciminde olmuştur. Bu donemde, milli gelir ve calışma duzeyindeki duşmeyi onlemek icin tarifeler ve oteki ticaret engelleri sık sık kullanılan araclar durumuna gelmiştir. Butun bu uygulamalar dunya uretim ve ticaret hacminin eşine rastlanmadık şekilde duşmesine neden olmuştur. Ozet olarak denilebilir ki İkinci Dunya savaşının arifesine gelindiğinde, uluslar arası mali alan tam bir karışıklık icerisinde bulunuyordu. Evrensel altın standardı yıkılmış onun yerine birbirinden ilgisiz başlıca uc para bloku oluşmuştu. Bunlar Kambiyo kontrolu uygulayan blok, Altın bloku ve Sterlin blokudur.
1929 bunalımının iktisadi duşunce uzerindeki etkileri şunlardır:
1-)Keynes Devrimi: 1929 bunalımı yalnız uretimi azaltmakla kalmamış, milyonlarca işciyi de işsiz bırakmıştı. Bu kişiler uretimde calıştıkları mal ve hizmetlere talep azaldığı icin işsiz kalmışlardı. Oyleyse talebin yetersizliği, yalnız uretimdeki duşukluğun değil aynı zamanda işsizliğinde nedeniydi. Toplam talebin eksik olması bunalım yaratmış ve milyonlarca kişinin yeniden işe alınabilmesi, talepte yeniden bir canlanma ve bir artış beklemeyi gerekli kılmıştır. Oyleyse milli hasılanın yukselmesi ve işsizliğin azalması icin beklemek gerekmekteydi.
J.M. Keynes 1936 yılında kapitalist ekonomilerin bu duruma duşuş nedenlerini araştırırken, sistemin işleyişi ile ilgili bir model kurdu. Keynes’e kadar ekonomik bunalımların doğuşunda, sosyalist eğilimli yazarlar haric, herkes sistemin dışındaki oğelere dayanıp liberalizmi savunmaktaydı. Ama 1929 bunalımı bu inanca cok buyuk bir darbe indirdi. Keynes, sistemin işleyişinden bunalımın doğabileceğini ilk kabul eden burjuva iktisatcısı oldu. Yuz yılı aşan bir sureden beri kapitalizmin dışarıdan hicbir mudahaleye ihtiyac olmadığı savunulurken; Keynes’in onerileri ile kapitalizmin dayandığı iki ilkeden, bireyciliğin korunması icin ikinci ilke “Laissez-Faire, Laissez Passer” den odun veriliyordu. Boylece devlet mudahalesi ile sistem kurtarılacak ve ayakta tutulabilecekti.
Kapitalist sistemin yaşadığı bunalımın nedeni talep yetersizliği olarak saptanınca, care kendiliğinden ortaya cıkıyordu. Bu care talebi arttırmaktı. Para ve maliye politikasıyla yeterli canlanma sağlanamazsa, devlet harekete gececek ve yatırım harcamalarını arttıracaktı.
Sonuc olarak 1929 bunalımının yarattığı koşullar J.M. Keynes tarafından yapılan bir duşunce devriminin ortamını hazırlamıştır.
2-)Dalgalanmaların Acıklanma Gereği: Buyuk bunalıma kadar, Klasik iktisatcılar, uzayan şiddetli cokuntuleri tedavi onlemlerini getirememişti. Keynes devrimine kadar kabul edilen “Say” kanununa gore surproduction olanak dışı idi. Cunku trampa ekonomisinde olduğu gibi mallar mallarla mucadele edildiğinden, her arz kendine yetecek pazarı da bulurdu. Yine Klasiklerin onerdikleri gibi, ekonomi her zaman tam istihdamda bulunmuyordu.
Daha cok dışsal etkenlere dayanan teoriler yetersiz gorulduğunden, yeni konjonktur teorilerinin kurulması Keynesyen fikirlerden sonra gerekli olmuştur. 1929 bunalımı konjonktur devreleri uzerinde etkili olmuş, yeni araştırma ve model calışmalarının başlangıc tarihini saptamıştır.
3-)Mudahaleci Kapitalist Sisteme Geciş: 1929 bunalımı kapitalist sistemin gelişmesini sağlamış ve liberal kapitalizmden mudahaleci kapitalizme gecilmiştir. Bunalımın doğduğu ABD mudahaleci kapitalizmin uygulandığı ilk ulke olmuştur.
Buyuk bunalımdan alınan dersten sonra, İngiltere’de 1934 yılında fazla etkilenen bolgelere yardım yapılması kararlaştırılmıştır. Aynı şekilde Fransa ve Almanya’da da mudahaleci kapitalizm uygulanmaya konulmuştur.
1929 bunalımı; buyuk hasara, israfa, sosyal sefalete neden olmasına karşılık;duşunce ve uygulama alanında yeniliklere uygun bir ortam yaratmıştır. Aynı şekilde konjonktur teorilerinin de yenilenmesi, geliştirilmesi gereği ortaya cıkmıştır.
__________________
Felsefe / Psikoloji / Sosyoloji ::: BUyUk Depresyon :::
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●49 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Felsefe / Psikoloji / Sosyoloji ::: BUyUk Depresyon :::