Cogito ergo sum

Felsefenin gelmiş gecmiş en onemli cumlelerinden birisidir.
Hepimizin de bildiği gibi 1596-1650 yılları arasında yaşamış olan Descartes soylemiştir.
Bu cumle ile ne demek istemişti ?
Her şeyden once o gunlerde henuz bilim ve felsefe birbirinden ayrılmamıştı.
Ama ayrılmanın sancıları da başlamıştı.
Skolastik felsefe yıkılmış,bilgi problemi yeniden ele alınmıştı.
Uğraş olarak bilimi secen insanlar gozlerini doğaya cevirdiler.
O gune kadar elde edilmiş bilgiler,her ne iseler tek tek ele alındı.
Avrupa’nın bircok yerinde bunların hepsi yeniden inceleniyordu.
Herbir bilgi deneylerle sınanıyor,tekrar tekrar gozlemleniyordu.
*** *** *** *** *** *** *** ***
Descartes, bu yoğun gunlerde kendisini tam hedefe kilitlemiş olmalı.
Elbette sonuca bir gunde varmadı.
Bir taraftan bilimsel gelişmeleri takip ediyor,bir taraftan kendisi araştırıyordu.
Bilimsel konularda yeni bir kuram icin sağlam temeller gerekir.
Doğruya ulaşmanın yolu deneylerden gecer.Hem de defalarca yapılan deneylerden.
Her deney aynı sonucu vermelidir.Bunları tekrar tekrar niye yapıyoruz?
Elbette şuphelendiğimiz icin.Ama bu şuphe bilimsel bir şuphedir.
Boylece bilgilerin doğruluğunu kanıtlamış oluruz.
Butun bunların arasında ilişki kurmak ve kuralları belirlemek bir filozofun gorevidir.
Belki de bu işin duşunsel sureci yıllarca surdu.
Şimdi kendim Descartes’mışım gibi duşuneceğim.
*** *** *** *** *** *** *** ***
İşe en başından başlıyacağım.
Bilimde uyguladığım bilimsel şuphe metodunu şimdi felsefede uygulayacağım.
Bildiklerimin hepsinden şuphe ediyorum.
Duyularımın sağladığı bilgiler şupheli ve aldatıcıdır.
Cevremdeki kişilerin de etkisinde kalmış olmalıyım.
Sabit fikirler,toplumun değerleri ,gelenekleri ve bunun gibi herşeyi de ayırıyorum.
Herşeyin varlığını yok sayıyorum.Var olup olmadıklarını şimdilik merak etmiyorum.
Hatta kendim bile yokmuş gibi davranmalıyım.
*** *** *** *** *** *** *** ***
Şimdi işe başlıyorum.
Etrafımda ceşitli bicim ve renklerde pekcok nesne var.
Ben bunları nasıl ve ne şekilde goruyorsam,acaba onların varlığı benim gorduğum gibi mi?
Orneğin tek avucuma sığacak kadar hacimli kırmızı bir elma goruyorum.
O,gercekten mevcut mu ? Mevcutsa o boyutta ve o renkte mi?
Ben nesneleri duyu organlarım aracılığı ile tanıyorum.
Onlara dokunuyorum,kendilerini goruyorum,tadına bakıyorum.
Seslerini işitip bazısının kokusunu alıyorum.
Boylece onlar hakkında bilgi sahibi oluyorum.
Ama bu bilgiler doğru mu?
*** *** *** *** *** *** *** ***
Nitekim duyularımın beni sık sık yanılttığını bilirim.
Bazen halının uzerinde bir kalem gorurum,sonra anlarım ki o,halının deseniymiş.
Bazen alacakaranlıkta bahcemde ne olduğunu anlayamadığım bir hayvan belirir.
Sonra ortalık yeterince aydınlandığında orada bir calı yığını gorurum.
O zaman gozlerimin beni yanıltmış olduğu ortaya cıkar.
Bunun gibi bir sesi başka bir şeyin sesi sanırım.
Demek ki duyulara guven duymamalıyım.
Duyularım beni yanılttığına gore belki de onların bana kaynaklık ettiği nesneler de yanıltıcıdır.
Belki de gorduğum veya gorduğumu sandığım herşey bir hayaldir.
Belki de onların hepsi benim kuruntumdur.
*** *** *** *** *** *** *** ***
Eşyalar oyle de insanlar nasıl?
Ben herkesi kendim gibi duşunen,goren ve duyan birileri olduğunu kabul etmişim.
Ama ya onlar oyle değilse ? Ya onlar olmadıkları halde varmış gibi kabul ediyorsam ?
Sık sık ruya gorurum.Duşlerimde bir şeyler yapar,bir yerlere giderim.
Uyandığım zaman bunların hicbirini de yapmamış olduğumu anlarım.
Sakın butun yaşantım bir ruya olmasın?
Etrafımdaki eşyalar ve insanlar gibi kendi varlığım bile şupheli.
O zaman geriye ne kaldı?
*** *** *** *** *** *** *** ***
İlk anda geriye hicbir şey kalmamış gibi gorunuyor.
Ama galiba bir şey var.
Bu oyle bir şey ki artık ondan şuphe edemem.
Bu şey, benim icin kesin diyeceğim bir bilgidir.
İlginc olan durum,bu kesin bilgim benim kendi şuphemden oluştu.
Şuphe ettiğim zaman boyunca ,kendisinden şuphe edemeyeceğim şey nedir?
Elbette bu,şuphe etmekte olmamdır.
Peki şuphe etmek nedir?
*** *** *** *** *** *** *** ***
Hic tartışmasız soyleyebilirim

Yani şuphe etmek duşunmek demektir.
O zaman duşunme eyleminden şuphe edemem.
Boylece duşuncemin varlığını kesinlikle kabul etmeliyim.
Duşunduğume gore o duşunceyi gercekleştiren bir şey olmalı.
O şey,benim yani bizzat kendimim.
Duşunduğume gore varlığımın olmaması olanak dışıdır.
O halde sonuc tartışılmaz şekilde ortadadır:
Duşunuyorum,oyleyse varım.
__________________