Eminonu, İstanbul'un bir semtidir. Tarihi Yarımada olarak bilinen kısmında yer alır. Kuzeyden Halic, guneyden Marmara Denizi, doğudan İstanbul Boğazı ile cevrilidir. 7 Mard 2008 tarihine kadar ilce belediyesi olan Eminonu bu tarihte kabul edilen kanunla Fatih ilcesine bağlanmıştır.

Butunuyle İstanbul kentinin tarihi cekirdeği olan sur icinde yer alır ve merkezi alanın en canlı bolgelerinden birini oluşturur. Osmanlı doneminde Deniz Gumruğu ve Gumruk Eminliğinin burada bulunması sebebiyle Eminonu adını almış, Fatih ilcesiyle birlikte cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul'un merkezi ilcesi olmuştur. İlce olduğu donemde yuzolcumu bakımından

Adalar'ın ardından İstanbul en kucuk ilcesiydi.

Nufusu 1955 yılına kadar artmaya devam eden Eminonu'nun onemli semtleri, zamanla konut alanı olmaktan cıkıp, ticaret bolgesine donuşunce, nufus da azalma surecine girmiştir. 1990 yılında 83.444 olan nufusu, son nufus sayımında 55.548 olarak tespit edilmiştir. Yuzolcumu 5 km²'dir.Toplam 33 mahalleden oluşmaktadır.
İstanbul’un Halic girişinde, kentin kurulduğundan bugune var olan limanın, Sirkeci’yle birlikte onemli bir bolumunu Eminonu semti oluşturmaktadır. Kent yaşamının onemli bir odağı olduğu kadar, dunyanın en onemli limanlarından birinin merkezi olan bu semt, Unkapanı yolu uzerinde yer alan İstanbul Ticaret Universitesi'nin Eminonu Kampusu'nden başlayıp İstanbul Ticaret Odası’nın binası ile devam eden ve Sirkeci'ye kadar uzanan kıyı şeridi ve onun hemen arkasındaki carşı bolgesini kapsamaktadır.


Bizans Donemi


Halic'ten Yeni Cami'nin gorunumu

Semtin Bizans doneminde “Neorin Kapısı” (Başce Kapısı) ile “Porta Drungari” (Odun Kapısı) arasındaki kıyı ve liman bolgesi olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır. Byzantion’un ilk kurulduğu yerin bugunku Topkapı Sarayı cevresi ile Sarayburnu ve Sirkeci bolgesi olduğu sanılmaktadır. Sarayburnu’nun batısından başlayarak Sirkeci-Eminonu sahilinin tumuyle liman olduğu, Sirkeci Garı’nın bulunduğu kesimin sonradan dolduğu bilinmektedir. Bizans devrinde bugunku Sirkeci ve Cağaloğlu’nun kuzey kesimlerine “Eugeniu” denilmekteydi. Bolge gunumuzde Topkapı Sarayı’nı cevreleyen surların bulunduğu yerde olması gereken Byzantion surlarının hemen dışında; Serptimus Serveus surunun icinde kalıyordu.

Eminonu'nden Boğazici Manzarası

Bizans İmparatorluğu Donemi'nde, Neorion Limanı zamanla dolmuş,697’de imparator Leontios tarafından temizletilmiş, bu sırada cıkarılan curuftan kaynaklandığı ileri surulen bir vebasalgını kenti kasıp kavurmuştu. 10. yuzyıldan sonra Cenevizliler ve Pisalılar başta olmak uzere Latin kolonileri, Eminonu-Sirkeci civarında imtiyazlı bolgeler elde edip buralara yerleşmişler ve limanda kendi ticaret iskelelerini kurmuşlardır.
Eminonu ile Sirkeci arasında, Yeni Camii’nin hemen arkasında bulunan Bahcekapı semti, adını İstanbul’un deniz surlarının Halic ağzına acılan kapılarından biri olan “Bahce Kapısı”ndan almaktadır. Bizans doneminde bu kapıya “Porta Neorion” denildiği belirtilmektedir. Bu kapının cevresindeki nufusun coğunluğunu o donemde Museviler oluşturduğundan, kapıya “Porta Hebraica” ya da “Porta Judeca” denilmiş, Turkler tarafından ise Cıfıt Kapısı (Şuhut Kapısı) olarak adlandırılmıştır. Bizans Donemi'nde bu kapının yakınında bir kule olduğu, Halic’in ağzına gerili zincirin bir ucunun kuleye, diğer ucunun da Galata Kulesi’ne bağlı bulunduğu rivayet edilmektedir. Kapının yerinin bugunku Yeni Cami arkasında Arpacılar Caddesi uzerinde olduğu sanılmaktadır.

Osmanlı Donemi milattan sonra


Bizans Donemi'nde olduğu gibi, Osmanlı Donemi'nde de kentin ithal ettiği malların boşaltılıp, saklandığı, binlerce denizci ve tuccar ile onlara hizmet verenlerin işlerini gorduğu yoğun bir iş merkezi olmaya devam eden Eminonu, aynı zamanda İstanbul'un buyuk bir liman semti idi. Dolayısıyla bu bolgede cok sayıda yer alan dini anıtların yanında, hanlar ve carşılar da yoğun bir alanı kaplamaktaydı.

Ozellikle meydanı, pek cok yabancı seyyahın gravuarlerine konu olan Eminonu'nun deniz tarafından bakıldığında farkedilen eski hali, limanın sıkışık, insan ve etkinlik dolu atmosferi, deniz uzerinde sandallar, ilginc profilleriyle buyuk kayıklar, Yeni Camii'nin silueti, deniz kenarına sıkışmış ahşap dukkÂnlardan oluşan mimari karakteri oldukca değişikliğe uğramıştır. Bu değişimde İstanbul'u birbirine bağlayan ozellikle Galata Koprusu'nun rolu buyuktur. Boylece eskiden kıyıda oluşan kent mekanı, Galata'ya doğru uzanan bir şekillenmeye yonelmiştir.

Buharlı gemilerin yapılmaya başlanması, Şirket-i Hayriye, Sultan Abdulaziz Donemi'nde demiryolunun Sirkeci'ye gelişi, tunelin yapılması, atlı ve daha sonra da elektrikli tramvaylar, 19. yuzyıl sonunda Galata ve Sirkeci'de yapılan yeni rıhtımlar ve depolar, Eminonu'nun ve meydanının goruntusunu tumuyle değiştirmiştir.

Eminonu ilcesi'nin onemli semtlerinden biri olan Sirkeci, Osmanlı Donemi'nde Topkapı Sarayı'na yakın oluşu, sonra da Babıali'nin, yani hukumet konağı merkezinin iskelesi olması sebebiyle onemini korumuştur. Bu yore hem ulaşım, hem de ticaret acısından Babıali'nin denize doğru uzantısı durumundaydı. Demiryolları ve Sirkeci Garı'nın yapılması buranın daha da onem kazanmasına yol actı. Gar, semte canlılık ve farklı bir işlev kazandırdı.
Bu donemde Bahcekapı'nın, sadrazamlığa terfi edenlerin saraya goturulmek uzere gecirildikleri kapı olduğu bilinmektedir. Kente getirilen zahire ve her turlu ticari metanın da bu kapıdan gecirildiği kaynaklarda belirtilmektedir. Akşamları şehir kapıları kapandıktan sonra gec kalanların şehre girdikleri kapı da burası idi.

1569da Demirkapı'dan başlayıp Bahcekapı'ya kadar uzanan yangında semtin Yahudi Mahallesi butunuyle yanmış, kapı ve cevresindeki surlar 1865 yangını ve sonra da yol genişletme calışmaları sırasında yıktırılmıştır. Eminonu ilcesi'nin Cağaloğlu semti Evliya Celebi'nin belirttiğine gore, Osmanlı doneminde Ekabir Saraylarının bulunduğu bir semtti. Bunda semtin saraya yakın oluşunun onemli payı olmalıdır.

16. yuzyılın son ceyreğinde sadrazamlık yapan Ciğalazade Sinan Paşa'nın sarayının ve yaptırdığı hamamın bu bolgede bulunması semtin "Ciğalaoğlu" adını almasına sebep olmuştur. Ciğalaoğlu adı daha sonra halkın ağzında "Cağaloğlu"na donmuştur. Osmanlı devletinin sadaret makamı ve devletin yonetim merkezi olan Babıali'nin varlığı semte daha 18. yuzyıldan itibaren ozellik kazandırmış ve burası Osmanlı burokrasisinin, sadaret mensuplarının, paşaların yaşadığı bir bolge halini almıştır. 1870'lerden sonra ise Cağaloğlu, Turk basının merkezi haline gelmeye başlamıştır.



Cumhuriyet Donemi

Osmanlı doneminde Eminonu meydanının mimari karakterinin değişmesinde Sirkeci Garı'nın yapılması, Dorduncu Vakıf Han ve Postane gibi yapılar ile Sultan I. Abdulhamid doneminin ticarit yapılarının da tesiri vardır. Ancak Eminonu'nun 19. yuzyıldaki fiziki yapısı, asıl cumhuriyetin ilanından sonra, ozellikle vali ve belediye reisi Lutfi Kırdar zamanında (1938-1949) değişmeye başlamıştır. 1928'de Fatih'ten ayrılarak ilce olmuştur.
Yeni Camii'nin onundeki yapılar, kopru icin bilet kesen kulubeler ortadan kaldırılarak meydan acılmıştır.Mısır Carşısı'nın etrafı acılarak restore edilmiş, 1955-56 yıllarında Unkapanı - Eminonu yolunu acma calışmaları sırasında balıkcı ve meyhaneleriyle unlu Balıkpazarı da yok olmuştur.
Eminonu'nun eski silueti bir olcude 1986 yılına kadar ayakta kalabilmişse de 1984-89 yılları arsında, Halic uygulamaları sırasında Yemiş İskelesi ve cevresi tamamen ortadan kalkmıştır. 1980'li yıllarda ise meydanda yapılan yaya kopruleri semtin eski karakterini bozmuştur. 20. yuzyılın ilk yarısı boyunca Sirkeci, ucuz otellerin, gurbetcilerin nakliyat şirketlerinin merkezi olmuştur. Ozellikle garın arkasındaki oteller gurbetcilerin mekanıydı. Ayrıca etrafta kucuk lokanta, bufe ve işyerleri de mevcuttu.
Ancak Sirkeci, tarihin her doneminde rıhtım olarak hizmet vermiştir. Diğer yandan Babıali caddesi ve onun devamı olan Ankara Caddesi'nden aşağı, denize ve Galata Koprusu'ne inen trafiğin bağlantı noktası olma ozelliğini yine her donemde korumuştur.
1957-59'da acılmaya başlanan Sirkeci-Florya sahil yolu Sarayburnu'nu sahilden dolaşarak Sirkeci trafiğinin hafiflemesini sağlamıştır. 1960'lardan sonra Sirkeci'deki ucuz otellerin Laleli-Aksaray semtlerine kaymasıyla, semtte ticaret ve iş merkezi niteliği ağır basmıştır. Semtin sahil kesiminde Bandırma, Mudanya, İzmir seferleri yapan vapur ve feribot iskelesi ile Sirkeci Garı'nın karşısına gelen kısımda Harem-Sirkeci araba vapuru iskelesi yer almaktadır.
Eminonu İlcesi'nin Bahcekapı semti 1960'lara kadar konutların da bulunduğu bir bolge iken daha sonra tamamiyle bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Galata koprusunun ayağının doğusunda, Eminonu meydanından Sirkeci'ye doğru şehrin Rumeli yakasını, Anadolu yakasına ve Boğazici'ne bağlayan şehir hatları vapur iskeleleri sıralanmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra Cağaloğlu semti siyasal nitelik ve ağırlığını kaybetmiştir. Ancak Osmanlı doneminde olduğu gibi bu donemde de basın merkezi olma ozelliği one cıkmıştır. 5747 Sayılı Kanun ile 7 Mart 2008'de Fatih ilcesine bağlanmıştır.

Kaynak

__________________