Ekonomi, politika bilimi, antropoloji, tarih ve psikolojiyi kapsayan diğer sosyal bilimler ile karşılaştırıldığında toplum bilimi oldukca yeni bir bilim dalıdır. Arkasındaki duşuncelerin ise daha uzun bir gecmişi vardır ve ortak insan bilgisi ve felsefesinin karışımına kadar izleri takip edilebilir.
Toplum bilimi 19. yuzyılın ilk yarısında modernliğin iddialarına karşı bir akademik tepki olarak belirmeye başladı: dunya kuculmeye başlayıp butunleşmeye başlıyor, insanların dunyadaki deneyimleri hızlı bir şekilde atomize olup yayılıyordu. Toplum bilimciler sadece toplumsal grupları nelerin bir arada tuttuğunu oğrenmeyi değil aynı zamanda toplumsal dağılmaya karşı bir care geliştirmeyi de umut ettiler.
Sociology kelimesi 1838’de Auguste Comte tarafından Latince Socius (arkadaş, dost) ve Yunanca logos(bilim) kelimelerinin biraraya getirilmesi ile oluşturuldu.

Comte insana dair butun bilimleri – tarih, psikoloji ve ekonomi dahil, butunleştirmeyi istiyordu. Onun toplumsal şemasi tam 19.yuzyıla ozguydu; tum insanlığın aynı tarihsel aşamalardan (teoloji, metafizik, pozitif bilimler) gectiğine inanıyordu ve eğer birisi bu gelişimi kavrarsa toplumsal hastalıklar icin careler de bulabilirdi. Toplum bilim ‘bilimlerin kralicesi’ olmalıydı.
Sociology terimi ile ilk yayımlanan kitap İngiliz duşunur Herbert Spencer’in yazdığı The Study of Sociology(Toplum Bilimi Calışması) idi (1874).
ABD’de bazıları tarafından Amerikan Toplum biliminin babası diye tanımlanan Lester Frank Ward, 1883’te Dinamik Toplum Bilim kitabını yayınladı ve ilk kez Kansas Universitesi, Lawrence’da 1890’da Toplum Bilim Oğeleri başlıklı bir kursta(Amerika'nın devam eden en eski toplum bilim bolumudur) bu disiplin kendi adıyla oğretilmeye başlandı.
Kansas Universitesi’nde Tarih ve Sosyoloji Bolumu 1891’yılında kuruldu ve ilk tam anlamıyla bağımsız toplum bilim bolumu 1892’de Chicago Universitesi ‘nde 1895’te Amerikan Toplumbilimi Dergisini cıkaran Albion W. Small tarafından kuruldu.
İlk Avrupa toplumbilim bolumu, L'Année Sociologique ‘un (1896) kurucusu Émile Durkheim tarafından 1895’te Bordeaux Universitesi’nde kuruldu.
Birleşik Krallık’taki ilk toplumbilim bolumu London School of Economics and Political Science‘da (İngiliz Toplum Bilim dergisini de yayınlayan) 1904’de kuruldu.
1919’da Almanya’da Ludwig Maximilians University of Munich’de Max Weber ve 1920’de Polonya’da Florian Znaniecki tarafından toplum bilim bolumleri oluşturuldu.
Toplum bilim alanında uluslararası işbirliği 1893’te, René Worms tarafından kurulan ancak 1949’da oluşan cok daha geniş katılımlı Uluslararası Toplum Bilim Birliği (ISA) ile yıldızı kararan kucuk Uluslararası Toplum Bilim Enstitusu ile başladı.
1905’te dunyanın en buyuk profesyonel sosyologlar birliği olan Amerikan Toplum Bilim Birliği kuruldu.
19. yy’dan 20. yy’ın başlarına kadar diğer “klasik” toplum bilim kuramcıları şunlardır:
Karl Marks,
Ferdinand Tonnies,
Émile Durkheim,
Vilfredo Pareto,
ve Max Weber .
Comte gibi bu bilimciler de kendilerini sadece “sosyolog” saymaz. Calışmaları din, eğitim, iktisat, hukuk, psikoloji, etik, felsefe ve teoloji konularına yoneliktir ve kuramları değişik akademik disiplinlere uyarlanmıştır. En cok ne var ki toplum bilim ustunde etkili olmuşlardır (aynı zamanda ekonomi ustunde de merkezi bir isim olan Marks’ı haric tutarak) ve gene onların kuramları bugun hala en uygulanabilir kuramlar olarak duşunulmektedir.




Disiplinin icinde, bilimsel acıklamadan farklı olan anlayışın felsefi kokleri vardı. Comte’un başını cektiği ilk kuramcıların toplum bilime yaklaşımı, toplumu anlamak icin doğal bilimlerde kullanılan yontemleri ve yomtembilimini aynen uygulayarak toplum bilimin bir doğal bilim gibi geliştirmekti. Deneycilik ve bilimsel yonteme yapılan vurgu toplumbilimsel iddialar ve bulgular icin tartışılmaz bir temel oluşturmayı ve felsefe gibi daha az deneysel disiplinlerden toplum bilimini farklılaştırmayı araştırıyordu. Pozitivizm denilen bu yontembilimsel yaklaşım toplum bilimciler ve diğer bilim insanları arasında cekişme kaynağına ve sonunda disiplinin kendi icinde de bir ayrışma noktasına donuştu. Boylece, bir cok bilim, gerekirci, Newtoncu modelden belirsizliği kabullenen ve icselleştiren olasılıklı modellere gecerken toplum bilim gerekirci (ceşitlemeleri yapıya, etkileşime veya diğer guclere yukleyen)yaklaşıma inananlar ve her turlu acıklama ve tahmin olasılığına karşı duranların hakimiyetine girdi.

Bilimsel acıklamadan farklı ikinci bir goruş ise kulturel hatta kendi başına toplumsaldı. 19.yy’ın başlarından itibaren insan toplumunun anlamlar, semboller, kurallar, normlar ve değerler gibi kendine ozgu yanları bulunmasından dolayı doğal dunyadan toplumsal dunyanın ayrı olduğunu tartışan Wilhelm Dilthey ve Heinrich Rickert gibi bilim insanları tarafından toplum hayatını inceleyen pozitivist ve doğacı yaklaşımlar sorgulanmıştı. Toplumun bu oğeleri insan kulturlerini hem sonucuydular hem de bunlar tarafından uretiliyorlardı. Bu bakış acısı daha sonra antipozitivizmin (insancıl toplum bilim) kurucusu olan Max Weber tarafından geliştirildi. Anti-doğacılıkla yakın ilişkili bu anlayışa gore, toplumsal araştırma insanın kulturel değerlerine yoğunlaşmalıydı. Bu, bir insanın oznel ve nesnel araştırma arasında nasıl bir ayrım yapabileceği konusunda bazı tartışmalara yol actı ve kişisel yorumlu (hermeneutical) calışmaları etkiledi. Benzer tartışmalar, ozellikle internet cağında, toplum bilimde, hedef kitleye ozgu toplum bilimsel uzmanlığın yararına vurgu yapan kamu sosyolojisi gibi ceşitlemelere yol acmaktadır.


Kaynak : Sosyoloji Ders Kitapları .

__________________