İtalya Yarımadasındaki insan varlığının izleri bu İtalik kavimlerin yarımadaya ulaşmalarından cok oncelerine, 200 binyıl oncesi Yeni Taş Cağı'na kadar dayanır. Lombardiya'daki Val Camonica vadisinde M.O. 8000 yılında kayalara oyulmuş resimler bulunmuştur. M.O. 1500-1100 yılları civarında kuzey İtalya'da izlerine rastlanan Terramare kulturu ise Tunc Cağına ait balta, kılıc ve hancer gibi cisimlerle gunumuze kadar ulaşmıştır. Demir Cağının ornekleri ise M.O. 11.-7. yuzyıllar arasında Toskana civarında yerleşmiş Villinova kulturune aittir.

M.O. 800 yılından sonra ortaya cıkan Etruskler İtalya yarımadasında Antik Roma kulturunden once ortaya cıkmış en onemli kulturdur. Etrusklerin kokeni hakkında bircok değişik hipotez mevcuttur. Konuştukları dilin bir Hint-Avrupa dili olmadığı bilinmektedir. Roma kentinin kendisi Etrusk topraklarına dÂhildi. M. O. 396 yılında Etrusklerin en buyuk kenti olan Veio kentinin Romalılar tarafından istila edilmesiyle sona eren bu uygarlık Roma kulturune damgasını vurmuş, Roma kulturu, mimarisi ve sanatına cok buyuk bir etki yapmıştır.
Daha yakın donemlerde, 8. ve 7. yuzyıllarda İtalya Yarımadası'nın guney kıyılarında ve Sicilya Adası'nda Yunan somurge şehirleri kurulmuş ve bu bolgelere yoğun olarak Yunanlar yerleşmiştir. Daha sonraları bu nedenle Romalılar bu bu bolgeye Magna Graecia (Turkce: Buyuk Yunanistan) adını vermişlerdir. Antik Roma, başlangıcta MO 8. yuzyılda kucuk bir tarım koyu olarak kurulmuş ancak yuzyıllar gectikce buyuyerek butun Akdeniz'i ceveleyen muazzam bir uygarlık hÂlini almıştır. Ele gecirdiği bolgelerde hÂkim olan Yunan kulturuyle Roma kulturu birleşerek ortak bir uygarlık oluşturmuş; hukuk, devlet yonetimi, sanat ve felsefede bugun cağdaş Avrupa uygarlığının temelini oluşturan bir zemin yaratmıştır. Yaklaşık 12 yuzyıl boyunca varlığını surdurmuş olan Roma uygarlığı bir monarşiden oligarşi ve cumhuriyetin bileşimi bir demokrasiye ve daha sonra da otokratik bir imparatorluğa donuşmuştur. Roma İmparatorluğu zaman icinde duşuşe gecmiş ve cokmuştur. Hispanya, Galya ve İtalya'yı icine alan batı imparatorluğu 5. yuzyılda bağımsız krallıklara bolundu. Batı imparatorluğunun 476 yılında sona ermesi Roma'nın yıkılışı ve Orta Cağın başlangıc tarihi kabul edilir.
Orta Cağ
İtalya Yarımadası'nın 6. yuzyılda Bizans İmparatoru Justinyen tarafından Ostragotlardan kısa sureli geri alınmasından sonra İtalya iclerine yeni bir Germen boyları dalgası başladı. Bu surecte Lombardlar İtalya'nın kuzeyine gelerek buraya yerleşti. Yuzyıllar boyunca Bizans orduları, Arapların, Kutsal Roma İmparatorluğu'nun ve Papalık Devleti'nin birleşik bir İtalyan Krallığı kurmasını engelleyecek gucteydi. Ancak Bizans aynı zamanda Roma İmparatorluğu'nun eski topraklarını yeniden ele gecirecek gucten de yoksundu. Yine de Orta Cağ boyunca İtalya uzerindeki guc dengeleri ceşitli devlet ya da hanedanlar arasında değişkenlik gosterdi.
İtalya'nın bolgeleri 19. yuzyıla kadar ya bağımsız yonetimler olarak kaldı ya da komşu devletlerin yonetimleri altında bulundu. Bu otorite boşluğu sırasında İtalyan şehirlerinde anarşik koşullar hukum suruyordu ve şehirler derebeylik duzenine gore birbirlerinden ayrılmış bicimde yonetiliyordu. İtalya bu donemde ticaret cumhuriyetleriyle unlenmişti. Bu şehir devletleri oligarşiye gore yonetilen tuccarların ayrıcalık sahibi olduğu yonetimlerdi. Venedik, Cenova, Pisa Amalfi ve Ankona bu donemin deniz ticaret konusunda one cıkan şehirleridir.
Ozellikle Venedik ve Cenova ticarette Avrupa'nın Doğu'ya acılan kapısıydı. Venedik, yoreye ozgu bir tur camın uretilmesi ile unluydu. Floransa, ipek, yun, bankacılık ve mucevheratın onde gelen merkezlerindendi. Denizcilikte ileri bu şehir devletleri ayrıca Doğu'ya duzenlenen Haclı seferlerinde de başı ceken guclerdi.
Kara olum olarak da anılan 1348 tarihli veba salgını, İtalya nufusun neredeyse ucte birini oldurerek İtalya'nın tarihine damgasını vurmuştur.[9] Bu salgının yaralarının sarılmasının ardından İtalyan şehirleri gerek ticaret gerekse ekonomi alanında buyumuştur. Bu iyileşme durumu daha sonra gercekleşen humanizm ve Ronesans hareketine ortam hazırlamıştır.
Orta Cağın sonlarında İtalya daha da kucuk şehir devletlerine ve bolgelere bolundu: Napoli Krallığı İtalya'nın guneyinde etkili olan bir guctu, Floransa Cumhuriyeti ve Papalık Devleti orta İtalya'yı yonetmekteydi, Cenova ve Milan kuzey ile batıda soz sahibi olan guctu, Venedik ise doğu İtalya'da etkiliydi. 15. yuzyıl İtalyası Avrupa'nın en yoğun nufuslanmış bolgelerinden biriydi ve sanatta Ronesans hareketinin de doğumyeridir. Dante Alighieri (1265–1321), Francesco Petrarch (1304–1374) ve Giovanni Boccaccio (y. 1313–1375)'nun yazıları ve Giotto di Bondone (1267–1337)'nin resimleriyle ozellikle de Floransa bu kultur-sanat hareketinin merkezi olarak gorulmektedir. Bu donemde Niccolò de' Niccoli ve Poggio Bracciolini gibi duşunurler kutuphanelerde Plato, Aristo, Oklid, Ptolemy, Cicero ve Vitruvius gibi unlu Antik Yunan filozoflarının yapıtlarını incelemişlerdir.
1494 yılında Fransa Kralı VIII. Charles, İspanya'yı ele gecirebilmek amacıyla 16. yuzyıla dek surecek olan saldırılar dizisinin ilk ayağını başlattı. Bu saldırılar ve rekabet sonunda İspanya Cateau-Cambrésis Antlaşması'yla galip taraf oldu. Boylece İspanya, Milan Dukluğu ve Napoli Krallığı uzerinde egemen guc durumuna geldi. Daha sonra İtalya uzerindeki etkili guc olma durumu, Utrech Antlaşması'yla Avusturya'ya gecti. Avusturya etkisi altında İtalya'nın kuzeyinde guclu bir ekonomik dinamizm ve entelektuel canlılık oluştu. Fransız Devrimi ve Napolyon Savaşları (1796-1815) İtalyanlar arasında eşitlik, demokrasi, hukuk ve ulus olma bilinci gibi duşunceler uyandırdı.
Birleşme
19. yuzyılın ilk yıllarında İtalya I. Napolyon tarafından işgal edilerek Fransız etkisi altına girdi. Viyana Kongresi İtalya'nın Fransız işgalinden once yoneten hanedanlara geri verilmesini ongoruyordu. Boylece Papalık Devleti, Sardinya-Piemonte Krallığı, Toskana Grandukluğu, Modena Dukluğu ve Lombardiya-Venedik Krallığı tekrar kuruldu. Ancak Carbonari adı verilen gizli dernekler İtalya'nın birleşmesi icin calışmaya başladılar. Giuseppe Mazzini ve Giuseppe Garibaldi birleşme hareketinin onculeri arasında yer alıyorlardı. Ayrıca Sardinya kralı II. Victor Emmanuel de bu birleşme hareketini destekleyenler arasındaydı.
1848 yılında Lombardiya Avusturya'nın elinde bulunuyordu. İtalya'yı birleştirmek konusunda Fransa'nın desteğini almayı başaran İtalya, 1859'da Fransa ile birlikte Avusturya'yı mağlup etti ve 11 Kasım 1859'da Avusturya ile Piyemonte arasında Zurih'te barış antlaşması yapıldı. Buna gore; Avusturya, Lombardiya'yı Piyemonte'ye verdi. Venedik dÂhil olmak uzere diğer İtalyan Devletleri arasında bir konfederasyon oluşturulması ve konfederasyonun fahri başkanının papa, fiilî başkanının Piyemonte olması kabul edildi. Bir sure sonra Kuzey İtalya'daki kucuk devletler de Piyemonte'ye katılma kararı aldılar. Boylece butun Kuzey ve Orta İtalya Piyemonte'ye katılmış oldu. 1870'te Roma ve 1886'da Venedik, İtalya birliğine dÂhil oldular. Bunların da katılımı sonucu İtalyan Millî Birliği tamamlanmış oldu. İtalya Krallığı kuruldu.
20. ve 21. yuzyıllar
İtalya, Roma devrinden sonra ilk kez tek bir ulke hÂline gelebilmişti. Yeni İtalyan Krallığı'nda 20. yuzyılda kuzey İtalya hızlı sanayileşerek gelişirken, guney İtalya'da nufus hızla yukseliyor ve milyonlarca insan daha iyi bir yaşam icin yurdışına goc etme yolları arıyordu. 1861 yılında ulkede cıkarılan anayasa insanlara pek cok temel hak ve ozgurluğu sağlıyordu. Ancak secme ve secilme hakları bunun dışındaydı ve varlıklı olmayan kişilerle eğitimsiz sınıfın oy kullanma hakkı yoktu. Daha sonra, 1913'te ulkedeki tum erkeklere oy kullanma hakkı tanındı. Boylece sosyalist parti liberalleri ve muhafazakÂrları alt ederek ana politik parti hÂline geldi. 19. yuzyılın son yirmi yılından başlayarak İtalya da diğer Avrupa ulkeleri gibi somurgeleşme yoluna gitti. Osmanlı Devleti'na karşı yaptığı Trablusgarp Savaşı'nı kazandı. Batı Turkiye'de Oniki Ada; Afrika'da Libya, Etyopya ve Somali gibi bazı ulkeleri de işgal ederek somurgeleştirdi.[10] I. Dunya Savaşı başladığında once tarafsızlığını ilan eden İtalya, sonuc olarak 1915'te Londra Paktı ile İtilaf Devletleri arasına katıldı. İtalya'ya savaşa girmesi koşuluyla Trento, Trieste, Istria, Dalmacya ve Osmanlı Devleti'nin bazı bolgeleri vadedildi. Savaş suresince 600.000 İtalyan askeri yaşamını yitirdi ve İtalya ekonomisi coktu. Savaşın sonucunda İtalya'ya verilen sozlerden coğu tutulmadı. St. Germain Antlaşması ile İtalya galip tarafta olmasına karşın yalnızca Trento, Trieste ve Bolzano'yu alabildi. Bu sonuc İtalyan toplumu arasında buyuk hoşnutsuzluklara yol actı.
Aldo Moro'nun Kızıl Tugaylarca kacırılması
I. Dunya Savaşı'nın neden olduğı yıkımdan sonra oluşan karışılık ortamında, 1917 Ekim Devrimi'nin ateşlediği hareketlilik bir anarşi ve kargaşa ortamı yarattı. Sosyalist bir devrimden kaygı duyan liberal goruşler Benito Mussolini onderliğinde kucuk bir Ulusal Faşist Parti kurdular. Ekim 1922'de faşistler krala karşı bir darbe girişiminde bulundular. Kral, ordularına darbeci guclere karşı koymamaları yonunde buyruk verdi ve Mussolini ile iş birliği yapma yoluna gitti. Bunu izleyen birkac yıl icinde Mussolini tum siyasi partileri kapattı ve birtakım kişisel ozgurlukleri kısıtlayarak kendi diktatorluk rejimini ilÂn etti. 1935'te İtalya Habeşistan'ı gorece uzun suren bir direniş surecinin ardından işgÂl edince Milletler Cemiyeti olaya mudÂhil oldu. Buna karşılık faşist İtalya, Nazist Almanya ile anlaşma ve iş birliği yoluna gitti. Nazi Almanya ile ilk antlaşma 1936 yılında yapıldı. Ardından 1938'de Celik Paktı geldi. İspanya İc Savaşı'nda İtalya, Franco'yu sonuna kadar destekledi. Avusturya'nın ve Cekoslovakya'nın Almanya'ya bağlanması girişimlerinde de Hitler'e destek verdi.
tr.wikipedia.org
__________________