Trabzon, Rize, Artvin, Gumuşhane, Bayburt, Erzurum illerinde kullanılan nefesli bir halk calgısının adıdır. Trakya bolgesi, Balkan yarımadası ve İskocya'da kullanılan gaydadan en onemli farklı pes sesleri kontrol edebilen boruya sahip olmamasıdır
İskoc gaydasının atası olan gayda-tulum benzeri nefesli sazların Romalılar tarafından
Yapısı
Tuyleri tezimlenmiş
Akort
"B - si" "A -la" "G -sol" karar seslerinde akort edilen ve komalı pentatonik bir enstruman olup tek oktavlık ses rengine sahiptir.
Etimoloji
< Turkce tulum "deri kap". 13. yuzyıl oncesinde ilk olarak Hakaz lehcesinde tulug formunda tespit edilmiştir
Terminoloji
Ceşitli dillerde tulum terminolojisi:
Tulum duduki (Osmanlıca 17. yuzyıl) Guda, tulum(Lazca) Dankiyo, zimpona ( Gayda ( Gajde ( Parakapzuk ( Gudastvri ( Tsimboni ( Shuvyr (Cerkez) Sahbr, Shapar ( Duda ( Tulug ( Tarihce Anadolu veya Trakya uzerinden kıta Avrupasına taşındığı teorisi genelde kabul gormektedir. 17. yuzyılda bolgeye gelen Evliya Celebi seyahatnamesinde "dankiyo tulum sazı" ve "Sazende-i dankiyo duduğu" olarak tanımladığı enstrumanı Trabzon Lazları'nın icat ettiğini bildirmiştir. Bununla birlikte Antik Yunanca olup "Hayvan derisinden yapılmış torba" anlamına gelen dankiyo kelimesi bugun neredeyse hic bilimediği gibi dini sebeplerle ya da kucukbaş hayvancılığın terkedilmesiyle unutulmuştur. 1923 mumadelesine kadar Rumlar tarafından ozellikle Macka ve Kuzey Gumuşhane'de (Krom, Santa, İmera) yoğun olarak kullanılmaktaydı. 1970'lere dek Holo[4] boğazı koylerinde de calındığı bilinmekte, kemencenin bazı parcaları calmak icin tulum gibi akort edildiğinden Trabzon folklorunda etkisi surmektedir. Gunumuzde tulumun en yoğun ve tek enstruman olarak kullanıldığı bolge Hemşinliler'in yaşadığı Rize'nin Hemşin, Camlıhemşin ve Erzurum'un İspir ilcesidir. Bununla birlikte Cayeli ilcesinden doğuya doğru Gurcistan sınırına kadar Lazlar ve Artvin'in ic bolgelerinde Gurculer tarafından da geleneksel enstruman olarak kullanılmakta, İc bolgelerde Tatos dağları sınırından itibaren yerini davul-zurnaya bırakmaktadırcebic adı verilen oğlak derisinden delik yerleri bağlanıp, govd bolumu elde edilir on ayaklardan birine luluk, arka ayaklarından birine de nav takılarak yapılmaktadır Geleneksel olarak boynuzdan yapılan navlar gunumuzde ahşaptır ve icine yoresine gore zimbon (Trabzon), cimon/cibu (Rize adı verilen kamıştan yapılan komalı-pentatonik sipsi yerleştirilmektedir. Lulukten dudula adlı ağızlıktan uflenerek şişirilen enstrumanda sıkışan hava nav icinde bulunan zimbona gelir ve bırada parmaklar sayesinde istenilen ses elde edilir.Pontus Rumcası) Bulgarca, Turkce Trakya'da) Makedonya) Ermenice) Gurcuce) Gurcuce Acaristan ve Artvin'de) Cuvaş Turkcesi) Macarca) Azerice)

KEMENCE
Anadolu'nun kuzeydoğusunda kullanılan rebap ve keman ile akraba, bir yay yardımıyla calınan uc telli geleneksel halk calgısının adı olup, klasik kemence ile karıştırılmasını onlemek amacıyla Karadeniz kemencesi ya da Laz kemencesi olarak da adlandırılmaktadırAvrupa’ya, 9. yuzyılda Bizans uzerinden (lyra adıyla) ve MS 11. yuzyılda Musluman Arapların kontrolu altında olduğu donemde İspanya uzerinden rebec adıyla iki koldan yayılmış, Ortacağ ve Erken Ronesans donemi boyunca yoğun olarak kullanılmıştır. Karadeniz kemencesinden şekil olarak farklı olan, armut govdeli rebap, Ortacağ'a ozgu cok sayıda benzeri (orneğin İtalyan braccio'su, Bizans lyra'sı), gunumuzde Anadolu'da ve Balkan ulkelerinde etnik bir calgı olarak kullanılan varisleri (gadulka, gusle gibi) gibi beşli ses aralıklarıyla akort edilmekteydi. Orjinal rebapta klavye bolumu bulunmayıp teller parmaklarla durdurularak calınmaktaydı. Karadeniz kemencesinin de 19. yuzyılın sonlarına dek Trabzonda başlayıp trabzonun doğusu ve Rize'de kravatsız olarak yapıldığı bilinmektedir.. Cok sayıda farklı teoriye karşın Karadeniz kemencesinin Rumlar tarafından Kapadokya kemanesi olarak da adlandırılan klasik kemence'den form olarak ne zaman farklılaştığı kesin olarak bilinmemektedir.Giresun ile Trabzon'un yanısıra Kuzey Gumuşhane ve Batı Rize'de, kısmen Ordu ve Samsun sahilinde, Cumhuriyet doneminde Karadenizlilerin topluca goc ettiği Adapazarı, İzmit koylerinde ve buyuk şehirlerde, 1923 mubadelesiyle Yunanistan'a giden Rumlar tarafından başta Selanik olmak uzere Kuzey Yunanistan'da yer alan gocmen koylerinde kullanılmaktadır.Holo ve Macka bolgelerinde de Muslumanlar tarafından kullanılmıştır. Gecmişte yaygın olarak yapılan kucukbaş hayvancılığın terkedilmesi tulum ve şimşir kavalın yerini kemenceye bırakması sonucu getirmiş olmalıdır. dut, karadut, akcaağac ardıc, ladin veya erik ağacından tamamen elde oyularak tip ve ozelliklerine gore 3-15 gun icerisinde yapılmaktadır. Ozellikle Gorele, Eynesil, Akyazı, Vakfıkebir, Akcaabat, Tonya, Macka, Surmene'de sureklilik arzeden kemence yapımcılığı genellikle babadan oğula gecmekte ve yapımcılar hicbir resmi eğitim kurumunun formasyonundan gecmemektedirler. 19. yuzyıla dek bağırsak olan teller yerini metal olanlara bırakmıştır. Teller inceden kalına doğru zil, sağır ve bom olarak adlandırılmaktadır.Ornek kemence olculeri
Surmene yapımı kalın kemence olculeri
Kemence boyu : 51 cm Tekne boyu : 41.5 cm Geniş taban tekne on yukseklik : 5 .5 cm Tutma yeri (sap) dar Taban arka yukseklik : 5 cm Geniş taban eni : 10 cm Dar taban eni : 7 cm Tekne taban kalınlığı : 3.5 mm Tekne yan kalınlık : 3.5 mm Tekne yan yukseklik : 5 mm Klavye tel yukseklik (Burgulara yakın kısım) : 0.8 mm Klavye tel yukseklik (tekne tarafında olan kısım : 2.5 mm Kapak ustu kaş uzunluk- en : 6 cm – 3.3 mm Kapak ustu kaşın tekne dar Kısım uzaklığı –yukarıdan : 28 cm Kapak ustu kaşın tekne geniş Kısım uzaklığı –aşağıdan : 14 cm Klavye : 8 cm Klavye genişlik : 2.5 cm İki kaş arası mesafe : 3 cm Tel alt bağlantı kuyruğu : 10 cm Zil ( ince )tel : 0.25-028 mm Orta tel : 0.28-0.30 mm Kalın tel : 2 numara,sarma tel ( keman teli ) Yay boyu : 50 cm Eşik yukseklik : 2 cm Burgu bağlantı kafa derinlik - Genişlik : 4.5 cm—2.5 c
Tarihce
Bilinen en eski yaylı enstruman olan rebap (Arapca rababah)
Coğrafi dağılım
Karadeniz kemencesi temel muzik aleti olduğu
Akort
Karadeniz kemencesi genellikle beş yarım sesten oluşan aralıklarla orneğin G [sol] –D [re] –A ([la]) veya E [mi] –A [la] –D [re)formunda akort edilmekle birlikte, nadiren de olsa tulum ezgileri calınmak istendiğinde (ozellikle Trabzon Macka ve Kuzey Gumuşhane'de) da (A [la] – A [la] – D [re] formu kullanılmaktadır. Mubadeleye kadar Rumlar tarafından Trabzon ve Gumuşhane'de yoğun olarak kullanılan tulum 1970'lere kadar Trabzon'un

__________________