Eski cağlarda bu bolgeye “Paflagonya” denilmekteydi. Safranbolu’nun Turklerin himayesine girmesi ise 1196 yılında, Muhiddin Mesut Şah tarafından, Selcuklular doneminde gercekleşmiştir. İlcede bulunan tarihi evler Osmanlı mimarisinin en belirgin orneklerini yansıtmaktadır. Osmanlıdan gunumuze kadar doğal yapısını korumayı başarabilen, Safranbolu bu ozelliği sayesinde bolgenin turizm merkez ustu olarak one cıkmaktadır. Bu doğal yapısının korunması ve yansıtmış olduğu Osmanlı mimarisi sayesinde, 17 Aralık 1994 yılında Dunya Kultur Mirası Listesine girmeyi başarmıştır.

Zamanla ticaret merkezi konumuna gelen Safranbolu; İstanbul ile Sinop arasındaki Kervan yolu uzerinde bulunduğundan konaklama merkezi olarak ta on plana cıkmıştır. Bu sayede ekonomik olarak yuksek ferah duzeyine ulaşmıştır. Cevresinde sahip olduğu verimli topraklar sayesinde tarıma da elverişli olan Safranbolu gunumuzde tarımdan daha cok turizm gelirleri sayesinde ayakta durmaktadır. Ozellikle Osmanlı İmparatorluğu doneminde kent merkezine onemli eserler yaptırılmıştır ve bu eserlerin pek coğu gunumuze kadar gelmiştir. Tarihten bugune kadar hasar gormuş durumda da olsalar ulaşan bu evler bolgenin tarihi hakkında bizlere bilgi vermektedirler. Gelişmelerden ve yenilenen mimari yapıdan etkilenmediği icin gunumuzde de değerini ve guzelliğini koruyan Safranbolu evlerinin mimarisinde goz alıcı suslemeler kullanılmıştır.

Safranbolu’dan gunumuze kadar varlığını surduren ve en cok ziyaretci akınına uğrayan yerlerden birkac tanesini sayacak olursak, Cinci Hanı, Guneş Saati, NamazgÂh, Yemencilik Muzesi, Asmazlar Konağı, Kaymakamlar Muze Evi, El Yazması Basma Eserler Muzesi gecmişten gunumuze kadar varlığını surduren Safranbolu’daki goz alıcı eserlerden bazılarıdır.





Kaynak

__________________