Fulton 23 Şubat 1815'te oldu. Onu buyuk bir sevince kavuşturduğu şehrin gobeğine, Manhattan'daki mezarlığa torenle gomduler, ihtiyar Clermont'un bol bol torunları olmuştu. A.B.D.'nin buyuk gollerinde ve başlıca ırmaklarında yuzlerce buharlı gemi dolaşmaktaydı. Avrupa bu gelişmeyi ibretle seyrediyordu. Amerika'yı izlemekte gecikmedi: İlk duzenli vapur seferi 1818'de, İngiltere-İrlanda arasında başladı. Kesinlikle bilinmiyor ama, halk bu yeniliğe kaygı ve duraksamalı bir donemden sonra alışabilmiş olmalı. Cunku bu topraklarda gol ya da ırmak soz konusu değildi. Kapalı da olsa bir deniz yolculuğuydu bu ve denizin şakası olmazdı

Gercekten, buharlı gemiyle yolculuk konusunda kaygılar busbutun giderilmiş değildi. Makinelere olan guvensizlikten oturu aracların ancak gollerde ya da ic denizlerde işletilebileceğine inanılıyordu. Kaldı ki yanar maddeler (A.B.D.' de odun, İngiltere'de komur) oyle cok yer tutuyordu ki, şilep olarak kullanılması verimli olamazdı. '(1900'lerde bu gemiler saatte beygirgucu başına 750 gr. komur yakıyorlardı; 1830'dakiler ise 6 kilo.)'

Atlas okyanusunu gecmeyi deneyen ve başaran ilk buharlı gemi. Amerikan yapısı "Savannah" oldu (1819). Yelkenleri de vardı ve ancak onların yardımıyla Liverpool'a varabildi. Buharlı gemiler yelkenleri uzun zaman atamadılar. Gariptir; hızlarını makinelerinden cok yelkenlerinin gelişmişliğine borcluydular. Sozgelişi, Fransız buharlısı "Sphinx" (1829), 160 beygirlik bir makineye sahip olduğu halde 13 km.'lik hızı makinesinden cok yelkenlerine bağlıydı.

Buhara karşı surdurulen cekingenlik 1838'de İngiliz buharlısı “Great Western”in, Bristol-New York arasında duzenli seferlere başladığı gun daha belirli şekilde ortaya cıktı. Great Western, 1.775 tonluk ve 111 yolcu alabilecek buyuklukte guzel bir tekne olmakla birlikte, sadece 7 yolcuyla yola cıktı.

Şunu da hemen kaydedelim guclu bir rakip gorununce yelkenli kendini toparlamak ve miskince yerinde saymalarından vazgecmek zorunluluğunu duymuştu. Yenilerin XIV. Louis zamanının gosterişli yelkenlileriyle ortak bir yonu yoktu. On ve arkasında koşkleri bulunmadığı gibi, yaldız boyalarla suslu tahta oymalara da sahip değildi. Teknisyenler estetik kaygıları busbutun bir yana atmışlar, D. Bernoulli ve Euler'in calışmalarına dayanarak gemiye gelişmiş bir hidrodinamik şekil verip ruzgÂrın guc ve yonune karşı gereğince donatmaktan başka bir şey duşunmemişlerdi.

XIX. yuzyılın başlarında Cin, Hindistan ve Amerika ile ticaretin birden hızlanması, işlerin gidişine değişik bir yon verdi. Afyon, cay, altın ve buna benzer değerli ticaret mallarının, denizleri dolduran savaş gemileri yuzunden gideceği yere hızla taşınması, yani onlardan kacırılması gerekiyordu. Boyle bir ihtiyac baş gosterince Amerikalı muhendisler hic bir donemde benzeri gorulmemiş guzellikte buyuk ve hızlı yelken gemileri inşa ettiler. Bunlar boyları enlerinin 6-8 katı olan 6.5 m. yukseklikte, uc ya da beş yelken taşıyan dev gemilerdi. Great Republic (1853) 99 m. olup 5.800 metre karelik yelkenleriyle saatte 28 km. gidiyordu. Lightning (1855), saatte 34 km. yapıyordu. Buharlı gemiler bu hızı ancak 1885'te Etruria transatlantiği sayesinde aşabildiler 1849'daysa Hong-Kong'dan Londra'ya cayı, Avustralya’dan tahılları ve Şili'den gubreleri, Avrupa'ya bu yelken gemileri taşıyordu.

Armatorlerin comertliğiyle kırbaclanan deniz kurtlarının yonetimindeki bu mukemmel aracların karşısında buharlıların durumu gucsuz gorunuyordu. Ama onlarında gittikce gelişmekte, buyuk tonajlara ve hıza uygun oldukları anlaşılmaktaydı. Buna karşılık yelkenliler mukemmelliklerinin doruğuna varmışlardı ve oradan oteye gitmeleri imkÂnsızdı.

Yuzyılın ortalarına doğru gercekleştirilen yeni bir gelişmeden her iki rakip de yararlandılar, ikisi de madenle inşa edilmeye başlandı. 1838'in Great Western'i tahtadandı. Birkac yıl sonra meydana getirilen Great Britain ve 1857'de cağın en buyuk gemisi, unlu Great Eastern demirden yapıldı. Bu gemi bugun bile muazzam bir tekne olarak kabul edilecek boydaydı. 19.000 ton geliyor, 4.000 yolcu ve 6.000 ton yuk taşıyordu. Boyu 211 metreydi. Beş bacası ve altı yelken direği vardı. Carklarının capıysa 17 m. olup her biri 185 ton geliyordu. Makine ve yelkenlerinin yardımıyla saatte 24 km. hızla gitmekteydi. Bu mukemmellik yine de armatorlerini iflÂstan kurtaramadı. Cunku arac cağına gore cok ileriydi. Her seferinde 4.000 yolcu bulması imkÂnsızdı. Taşıdığı yuke gelince yelkenliler hem onun kadar hızlı hem de daha ucuzdular.

Sozun kısası, 1850 yıllarında yelkenlilerin toplam tonajı 10.000.000 ton olduğu halde buharlınınki 750.000'di. Yani yuzde 40'a karşı yuzde 3 oran, 1870'te yuzde 16'ya karşı 3'e, 1885'teyse 1'e karşı Ve duştu. Rekabet uzun surmuş ve yelkenlinin gozden duşuşu ancak 1870'ten sonra olmuştu. Bunun nedeni de yeni bir elemanın Watt makinesinin lehine işe karışmış olmasıydı: Pervane icat edilmişti.
__________________