Esrarengiz Yıldız / Uzay Araştırmaları / Bilim


28 yaşındaki astronomi oğrencisi Chris Fragile, Samanyolu Merkezi'nde her zamankinden daha fazla bir parlaklık farkettiğinde, hic vakit kaybetmeden gozlediği, yıldızın koordinatlarını bilgisayara kaydetti ve o andan itibaren Mount Stromlo Gozlemevi'nde bulunan, tonlarca ağırlığındaki teleskopun elektromotorları da vınlamaya başladı.

Fragile, dijital kamerayla, bu esrarengiz yıldızın yaydığı ışınları, yarım saatte bir goruntuledi. Genc astronom, artık dramatik bir olayın şahidi olduğuna inanmaya başlamıştı. Dikey olarak yukselen ışık kumesi, birkac gun sonra astronom Bruce Peterson tarafından da incelendiğinde, son derece ilginc bir sonuca ulaşıldı: Uzaktaki Guneş'in ani ve parlak ışığı, şimdiye dek bilinmeyen bir gokcisminden yansımıştı. Ve Peterson'a gore, ilk kez Guneş Sistemi'mizin dışında, Dunya'ya benzer bir gezegen bulunmuştu.

Ama esas ilginc olan, bu isimsiz gezegenin, Guneş'ten olan uzaklığı, yuzey ısısının olasılıkla Dunya'mıza yakın bir sıcaklıkta olduğunu gostermesiydi. "İşte bu yuzden orada herhangi bir yaşamın oluştuğunu duşunebiliriz" diyor, Peterson.

Avustralyalı astronom, aylarca Japonya, Yeni Zelanda ve Amerika'daki 60 meslektaşıyla, gozlem verilerini analiz bilgisayarında tekrar tekrar inceledi, fakat sonuc hep aynıydı; ve araştırmacılar, "Astrophysical Journal" adlı dergide, Dunya'nın olası bir eşine rastladıklarını acıkladılar.

Bazı cevrelerin, verilere şupheyle yaklaşmalarına rağmen, Postdam'daki astrofizik enstitusu astronomlarından Joachim Wambsganss, cok yakında Evren'de Dunya'mız gibi bircok gezegene rastlanacağına inanıyor.

Bundan dort yıl once de, İsvicreli astrofizikciler Michel Mayor ve Didier Queloz, 48 ışık yılı uzaklığındaki Pegasi, 51 yıldızın etrafında, Jupiter benzeri bir uydunun donduğunu keşfetmişlerdi. O zamandan bu yana, gozlemciler gitgide daha kısa aralıklarla yeni gezegen bulmaya başladılar. Şimdiye dek en az bir tane uydusu bulunan 18 sabit yıldız tespit edildi. Astronomlar artık Guneş Sistemi'mizin dışında, icindekinden daha fazla gezegen tanıyorlar.

Amerikalı bilim adamları, cıplak gozle bile gorulebilen ve yalnızca 44 ışık yılı uzaklıktaki Ypsilon Andromedae Gezegeni'nin, tam uc tane uydusu bulunduğunu acıkladı. Ama ne var ki, Ypsilon Andromedae Gezegeni'nin uyduları da, tıpkı diğerleri gibi olağanustu sıcaklıkta olduklarından, uzerlerinde herhangi bir yaşamın oluşması mumkun değildi.

Avustralyalı astronomların Dunya'mızın bir eşi veya benzeri olduğunu iddia ettikleri Gezegen'in bulunmasıyla, gezegen araştırmaları yeniden hareketlendi. Şimdiye dek bilinen galaksiler, gaz bulutları veya "Quasar" cisimlerinin dışında, araştırmacılar cok daha evrensel bir konuyla ilgileniyorlar: Yaşam yalnızca gezegenlerin ust yuzeyinde oluşabiliyor ve gitgide daha gelişkin bir bicime ulaşmakta.

İşte astronomlar uzak dunyaları araştırırken bu soruya cevap bulmaya calışıyorlar: Dunya'mızdan başka gezegenlerde de canlılar var mı?

Hubble Uzay Teleskobu'nun yoneticisi Steven Beckwith, galaksilerde gezegenlerin cokluğundan yola cıkarak, bunların arasında pekÂl yaşam belirtilerinin olabileceğini savunmakta.

Beckwith, son yıllarda gelişmekte olan yıldızların kaynaklarını saptamış. İncelemelerine gore, her iki yeni guneşten biri, ilerde sert kutleli veya gaz icerikli bir uyduya donuşebilecek bir toz diski ile cevrili. Bu verilere gore gezegenler genc yıldızlardan oluşuyorlar.

__________________