M.O. 4. yuzyılda Platon'un iki kureli evren modeli gecerli olan modeldi. Bu modele gore evren iki kureden ibaretti. Birinci kure, merkezde bulunan Dunyamız, diğeri ise yıldızların oluşturduğu dış kuredir ve bir gunde bir tam tur donmekteydi. Gezegenlerde bu iki kure arasında hareket ediyordu. Peki, "Gezegenlerin tek duze ve ard arda hareketinin nedeni nedir?"

Soruya ilk cevap yine Platon'un oğrencilerinden Eudoxus'dan gelmiştir. Euodxus'a gore evren ortak bir merkez uzerinde ic ice gecmiş farklı eğimlerde donme eksenleri olan kurelerden oluşuyordu. En icte hareketsiz duran kure Dunyamız. İcten dışa doğru Ay, Merkur, Venus, Guneş, Mars, Jupiter, Saturn'e ait kureler dizilmektedir. En dışta bir tam turunu bir gunde tamamlayan yıldızları iceren kure vardı. Ancak bu kurelerin sayısı, 56'ya kadar cıkmalıydı ki gezegenlerin hareketine uygun bir model olsun, boylece bunu fark eden Aristoteles ile birlikte 56 kureden oluşmuş bir evren modeli elde edilmiş oldu.

Aristoteles, sınıflandırmalar yaparken fizik ve metafizik konular diye ayrım yapmıştır. Fizik konular somut nesnel olanın konusu, metafizik ise "fizik otesi" konular anlamına gelmektedir. Evren ile ilgili modeli de metafizik konularla ilgili kitabında yer almaktadır. Bu kitapta, Aristoteles Eudoxus'un fikrini değerlendirmeye alıp kendisine gore uyarlamalar yapmıştır.

Aristoteles'e gore her bir kurenin hareketi bir dıştaki kure tarafından yonetilmektedir. En dıştaki kure, yani yıldızları iceren kure ise kusursuz hareket ettirici idi ve ilk hareket ettirici tanrı tarafından harekete gecirilmişti. Cunku ona gore her hareket eden şeyin bir hareket ettiricisi olmalıydı.

Aristoteles evreni ikiye bolmuştu; Ay'ın uzerinde bulunduğu, Dunya'dan sonraki ilk kureye kadar ki yerler su, hava, ateşi iceren fiziksel dunya, ondan sonrası ise ruhsal alemlerdi. Aristoteles'in evreni sınırlı bir evrendi, cunku en dıştaki sabit yıldızlar kuresi sınırsız buyuklukte olsaydı eğer sınırlı surede sınırsız yol kat etmek zorunda kalacaklardı, ayrıca sınırsız buyuklukte bir kure olsaydı yıldızlar gokte bir doğru boyunca hareket ediyormuş gibi gorunmeliydi; oysa Aristoteles'e gore yıldızlar doğudan batıya doğru cember ciziyordu. Bundan dolayı da doğrusal olan her hareketin bir sonu olacağını, ama cembersel hareketin bir sonu olmasının şart olmadığını, bu yuzden dairesel hareketin kusursuz hareket olduğunu duşunmuştur.

__________________