Avrupa ve Asya kıtalarını ayıran İstanbul Boğazı'ndan karşıdan karşıya gecişi sağlayan ilk kopru. Boğazici Koprusu'nun yapımına 1970 yılında başlandı ve 29 Ekim 1973 tarihinde tamamlanarak hizmete acıldı. İnşaat safsasından acılışına kadar bir donemin iki kutbunun uzerinde tartışmasına neden olan doğu ve batıyı birleştiren simgesel kopru.

Avrupa ve Asya kıtalarını ayıran Boğaz'dan karşıdan karşıya kolayca gecebilme fikri yuzyıllar boyunca cekiciliğini korudu. Bilinen en eski Boğaz gecişi M.O. 511 yılında gercekleştirildi. İskit seferine cıkan Pers Kralı Darius'un 700 bin kişilik ordusu, gemilerin yan yana getirilmesiyle oluşturulan yuzer kopru ile Trakya'ya gecti.

Muhendisler, Boğaz'ın bir kopruyle gecilmesi konusunda zaman zaman değişik projeler uretse de bunlar tasarı halinde kaldı. Ornek olarak 1940 yılında Nuri Demirağ'ın girişimiyle Turk muhendisler ve Amerikalı uzmanlar tarafından boğaz koprusu projelendirilmiş ve bu işe talip olunmuştur ama o zamanki iktidar tarafından "boğaza kopru olmaz, yıkılır" diye bu teklif rededilmiştir. 20. yuzyıl'ın ikinci yarısında İstanbul'un hızla gelişmesi ve Avrupa-Asya arasındaki trafiğin artışı Boğaz'a kopru yapılmasını zorunlu hale getirdi. Bunun uzerine Boğazici Koprusu tasarlandı ve 1970 yılında da yapımına başlandı ve 29 Ekim 1973 yılında tamamlanarak hizmete acıldı. Avrupa ve Asya ile sabit bağlantı olarak Turkiye ulaşım ağının cok onemli bir halkasını oluşturan koprude, o donemden bugune beklenen trafik artışı beklenenin cok ustunde gercekleşti. Koprunun ilk hizmete acıldığı yıl gunluk ortalama arac gecişi 32 bin iken 1987'de bu sayı 130 bine, 2004 yılında ise 180 bine cıktı.Boğaz Koprusu 1978'den beri yaya trafiğine kapalıdır.

Koprunun acıldığı gun halk o kadar yoğun bir ilgi gosterdi ki, onbinlerce kişi aynı anda koprunun uzerinde Asya'dan Avrupa yakasına doğru ve bir sure sonra da her iki yakaya doğru karşılıklı yurumeye başladı. Acılış şerefine arac yolundan da yayalara yurume izni verilince, koprunun uzerinde yaya adımlarının cokluğu ve bu yoğunluğun homojen olarak koprunun tum yuzeyine yayılması sonunda rezonans artışı had safhaya girerek, kopruyu salıncak gibi sallanmaya başlayınca, daha ilk gunden koprumuz cokmesin korkusuyla, derhal yaya gecişine son verildiğini gazeteler gunlerce yazdılar.





Kaynak

__________________