Robot" sozcuğunu ilk olarak Karel Capek adlı Cekoslovak bir yazar 1921'de yazdığı RUR (Rossum's Universal Robots) adlı tiyatro oyununda kullanmıştır. Cekoslovakca'da "robota" sozcuğu "zorla calıştırılan işci" demektir. Fakat robot fikri 3000 sene oncesine kadar uzanır. Homeros İlyada adlı eserinde hareketli ucayaklılardan bahsetmektedir. Jason ve Argonotlar adlı Eski Yunan efsanesinde de Talos adlı dev bronz nobetci karşımıza cıkar. Bu dev, tanrılar tarafından Girit adasını yabancılardan korumak uzere "programlanmıştır." Bir hint efsanesinde de hareket eden mekanik fillerden bahsedilmektedir. Eski Mısırlılar yaptıkları tanrı heykellerine mekanik kollar eklemişlerdir. Bu heykeller, tanrılardan ilham aldıklarına inanılan rahipler tarafından hareket ettirilirlerdi.
İlk dijital bilgisayar ve gunumuzde de hala kullanılmakta olan abakus M.O. 1000 yıllarında Hindistan' da geliştirilmiştir.
İlk otomasyon kavramını Aristo'nun ortaya attığı kabul ediliyor. M.O. 4. yuzyılda şoyle yazmış: "Eğer her arac kendi işini gorebilseydi, insan eline ihtiyac duymadan mekik kendi dokuyabilse, lir kendi calabilseydi, yoneticilerin elemanlara ihtiyacı kalmazdı."
M.O 300'lu yıllarda muhendisler suyla calışan otomatları yarattılar. Otomatın buradaki tanımı "kendi kendine hareket eden, insan veya hayvanların davranışlarını taklit eden makina". Bu donemde İskenderiye'li Hero, Herkul' un bir ejderhayı okla olduruşunu ifade eden bir otomat yaptı. M.O. 250'de İskenderiye'li mucit Ctesibius suyla calışan bir saat mekanizması yaptı. Bu icadın onayak olduğu otomatlar ilk nesil robotlar sayılabilir. Otomatların coğu basit saat zembereği ile calışan sus ve oyuncaklardı.
1350 yılında Strazburg'daki katedralin tepesine otomatik bir horoz yerleştirilmişti. Her gun oğle saatinde kanatlarını cırparak otuyordu. 1947'de Venedik'te San Marco meydanındaki buyuk saat kulesine iki dev zangoc yapıldı. Aynı donemde Eb-ul-İz-el-Cezeri adlı bir Arap otomatlar hakkında bir kitap yazdı. Kitapta camaşır teknesini doldurup boşaltabilen otomatik bir Arap kadını resmediliyordu.
17. ve 18. yuzyılda Aprupa'da robotların bazı ozelliklerine sahip olan cok ceşitli otomatlar yapılmıştır. Bunlar coğunlukla insan veya hayvan hareketlerini taklid eden mekanik oyuncaklardı. Bu otomatların ortak ozellikleri şoyledir.
* Eğlence amacı ile tasarlanmışlardı. İnsanlar bu oyuncakların calışma prensipleri veya mekanizmaları ile değil daha cok goruntuleriyle ve marifetleriyle ilgileniyorlardı.
* Sadece belli bir gorevi yerine getirmek icin mekanik olarak programlanmışlardı. Başka bir iş yapabilmeleri icin sokulup baştan yapılmaları gerekliydi.
* Algılayıcı veya dedektor benzeri aygıtlar taşımıyorlardı ve cevrelerine bir tepki veremiyorlardı.
Bu otomatlara halkın ilgisi oldukca buyuktu. İnsanlar sadece bu oyuncakları gormek icin uzun yolcuklar yapmayı goze alıyorlardı. Krallar ve imparatorlar bu tip insan taklidi mekanik sanat eserlerinin sunulmasından memnuniyet duyuyorlardı. Bu sebeple yetenekli bircok bilim adamı bu alanda calışma yapmayı tercih etmiştir.
1700'lu yılların ortalarında, Jacques de Vaucanson, insan boyunda bircok otomat yapmıştır. Bunlardan biri lastik dudaklarının ve parmaklarının haraketini kontrol ederek flute hava ufleyebilen ve tıpkı bir muzisyen gibi flut calabilen bir otomattı. Bu otomatın repertuarında 12 melodi vardı.
1769 yılında, Wolfgang Von Kempelen'in satranc oynayan robotu oldukca ilgi cekti. Ancak daha sonra icine yerleştirilen bir cocuk tarafından kontrol edildiği anlaşıldı. Bu sahte robot girişimi otomatların o donemde oldukca populer olduğunun bir gostergesi.
1774'de Droz tarihteki en karmaşık otomatlardan birini geliştirdi. "Otomatik sekreter" 40 harf uzunluğunda bir mesajı kalemle yazabiliyordu. Droz'un yaptığı bir başka otomat da oyuncak bir piyano calabiliyordu.
1801'de Marie Jacquard numerik olarak kontrol edilebilen ilk makineyi, delikli kartlarla dokunacak desenin kontrol edilebildiği mekanik dokuma tezgahını icat etti.
1805'de Maillardet yaylarla calışan, resim cizebilen, İngilizce ve Fransızca yazabilen bir otomat yaptı. Alışılagelmişin dışında bir hafızası ve milimetrik denilebilecek hareketleri vardı. Otomat beş satırlık Fransızca bir şiiri kalemle cok duzgun bir şekilde yazabiliyordu. Otomatın bir resimde de limanda demirlemiş uc gemi butun ayrıntılarıyla cizmişti. Bu otomat bir yangında zarar gormuş ve kimliği kaybolmuştu. Daha sora Philedelphia'da Franklin Enstitusu'nde yeniden restore edilmiş ve tekrar calıştırıldığında yazdığı şiirin sonuna eklediği "Ecrit par L'Automaton de Maillardet" (Maillardet'nin otomatı tarafından yazılmıştır) yazısı sayesinde kimliği yeniden acığa cıkmıştır.
1876 Dunya Fuarı'nda gercek insan boyunda otomatik ressamlar, iskambil sihirbazları ve uflemeli aletler calan muzisyenler buyuk izleyici kitlelerini eğlendirdiler. Birkac yıl icinde, Thomas Edison "fonograf" adlı icadının kucultulmuş bir halini kullanarak meşhur konuşan bebeği tasarladı. 1890'larda Nikola Tesla ilk uzaktan kumandalı aracları geliştirdi.
1928'de Londra'da elektrikle calışan bir robot yapıldı. Elektrik motoru, elektromıknatıslar, makaralar, carklar icermesine rağmen bu robot yalnızca kendi icinde hareketliydi, yani gezemiyordu, sabit bir erişim sahası ile sınırlıydı.
1930'lu yıllarda ucak tasarımcıları ucaklar icin otomatik pilotu tasarladılar. Bunlara Avrupa'da robot pilot deniliyordu. Aynı donemde ilk olarak sprey boya ile duvarları boyayan endustriyel robotlar yapıldı. Bu makinalar verilen bir gorevi yerine getirebilmek icin once bir alıştırma ve eğitim evresinden geciyorlar, bu evrede yaptıkları hareketlerin bilgilerini kaydediyorlar ve daha sonra bu kaydı kullanarak hareketleri tekrar ediyorlardı.
1940'larda Westinghouse yatay duzlemde bağımsız olarak tumuyle hareket eden iki robot yarattı. "Electro" adlı robot, dansediyor, 10'a kadar sayıyor, sigara iciyor ve yeni Westinghouse urunlerini tanıtıyordu. Arkadaşı robot kopek de yanında yuruyor, arka bacakları uzerine kalkıyor ve havlıyordu.
Hicbir insan mudahalesi olmadan, cevresindekileri algılayıp tepki vermek uzere programlanabilen ilk robot yapay zeka labaratuvarlarında algılama ve gorme ile ilgili teorileri test edebilmek amacı ile tasarlanmıştır. Bu tip calışmalardan biri de 1940'lı yılarda Shannon geliştirdiği labirent cozebilen bir faredir. Bu fare basit bir oğrenme algoritması ile calışıyordu.
1953 yılında Grey Walter robot bir kaplumbağa geliştirdi. Oval şekilli bu kaplumbağanın hareket etmesi ve yon değiştirmesi iki motorla sağlanıyordu. Kaplumbağa, ufak noktasal ışık kaynaklarının yerleştrildiği karanlık bir odada ışık dedektorleri ile ışığı algılayıp, ışık şiddetine bağlı olarak ışık kaynağına doğru yoneliyor veya ışık kaynağından uzaklaşıyordu. Kaplumbağa aynı zamanda enerjisi azalınca priz bulup kendisini şarj edebiliyordu.
1953'te Japon firması Seiko farklı tipdeki bircok saat parcasının montajını yapan minyatur bir robot geliştirdi.
1954'te George Devol ilk bilgisayar kontrollu endustriyel robotun patentini aldı ve Joeseph Engleberger ile birlikte Unimation şirketini kurarak General Motors'a uretim hattı icin guclu robot kollar uretmeye başladılar. Boylece endustriyel robot devrimi başlamış oldu. Amerikalı mucit Devol' un iki icadı modern robotların gelişimde buyuk rol sahibi olmuştur. Bunlardan biri elektrik sinyallerini magnetik olarak kaydeden ve daha sonra bu kaydı tekrarlayarak bir makinayı kontrol edebilen bir aygıttı.
1960'ların sonlarında araştırmacılar "Shakey" adında bilgisayar kontrollu bir robot geliştirdiler. Shakey etraftaki eşyalara carpmadan odalar arasında dolaşabildiği gibi, sesli komutlara gore tahta kutuları ustuste dizebiliyordu. Hatta kutuların duzgun durup durmadığını kontrol ediyor, gerekirse duzeltiyordu. Bir defasında, Shakey'e yuksek bir platformdaki bir kutuyu aşağı itmesi soylenmişti. Shakey kutuya yetişemiyordu ama oraya cıkmasına yarayacak bir eğik duzlemi platformun yanına itti, eğik duzleme tırmanarak yukarı cıktı ve kutuyu aşağı itti.
__________________
Robot İcadı ve Tarihcesi
Tarih0 Mesaj
●52 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Kültür
- Tarih
- Robot İcadı ve Tarihcesi