Kendine has tekniği ve guclu anlatım gucuyle var olan minyatur sanatı tarih boyunca ceşitlenerek ve gelişerek varlığını surdurmuş ve zenginleşmiştir. Gelişimini hızla surdururken kendisine olan ilgi surekli olarak artmış ve ozellikle de Osmanlılar doneminde bu konuda buyuk ustalar yetişmiştir.

Minyatur sanatına genel olarak bakacak olursak kitap resimleme sanatı olduğunu soyleyebiliriz. Daha ayrıntılı bir tarif yapacak olursak minyaturu, kucuk boyutlardaki resimlere ve kucuk boyutlardaki nesnelere yapılan cizimler ve bu cizimlerin boyanması sanatına verilen isim olarak tarif edebiliriz. Ayrıca Minyatur isminin cıkış yeri olarak ta, Orta Cağda el yazması kitapların baş harfleri kırmızı renk kullanılarak boyanırdı, bu işte kullanılan kırmızı rengin elde edildiği kurşun okside ‘minium’ adı verilirdi, minyatur kelimesi de buradan turemiş ve gunumuze kadar gelmiştir. Minyatur Sanatı genellikle, kÂğıt, fildişi ve benzeri maddeler uzerinde yapılmaktadır. Ancak ilk cıktığı zamanlar da ozellikle de Uygurlar doneminde duvar resimleri, kumaş ve kÂğıt cizimleri olarak karşımıza cıkmıştır. Gene Uygurlar doneminde minyaturlerin aynısını buyuk duvarlara resmetmiş ve minyature farklı bir boyut kazandırmıştırlar.

Minyatur Sanatı ilk olarak Doğu Kulturunde ortaya cıkmış ve buradan da Batı Dunyasına yayılmıştır şeklinde ki goruş hÂkimdir. Her iki yazı ceşidi de bir birinin aynısı olarak yapılmaktadır. Fakat Doğu minyaturleri ve Turk minyaturleri cizilirken diğerlerinden ayıran ve resme ayrı bir guzellik katan ve tezhip denen cizimlerle suslenmektedir. Tarihte bilinen en eski minyatur orneklerine Mısır’da rastlanmıştır. M.O. 2. yy. da papiruslerin uzerine yapıldıkları tahmin edilmektedir. Daha sonraları tarihte Yunanlıların, Romalıların, Bizanslıların ve Suryanilerin de minyatur sanatına ilgi duydukları, el yazmalarını ve değerli yazı turlerini minyatur ile susledikleri gorulmuştur.

Uygurlardan sonra Selcuklular ve Osmanlılarda devrin ozelliklerine gore minyatur cizimleri gercekleştirmiştirler. Ozellikle de Osmanlılar doneminde bilimsel, tarihsel ve gercekci konuların cizimleri ve resmedilmesi gercekleştirilmiştir. Gene Osmanlılar donemindeki minyatur ornekleri tabana yani halkın geneline hitap edecek şekilde gunluk hayat ile ilgili konulara oncelik vermekteydi. Saray yaşamı, avlar, şehirler ve sunnet duğunleri resmedilmekteydi. Osmanlı doneminden gunumuze kadar gelen minyaturlerin buyuk coğunluğu Kanuni Sultan Suleyman zamanında cizilmiş olan eserlerdir. Osmanlıdan gunumuze en unlu minyatur ustalarından bir kacını sayacak olursak bunlardan en buyuk ve en unlu olanı Surname ve Şeyhname eserlerinin cizimini gercekleştiren Nakkaş Osman’dır. Daha sonra Matrakcı, Levni, Buhari ve gunumuzde de Suheyl Unver olarak sıralayabiliriz. Eski zamanlarda minyatur suslemeleri yapılırken cizgilerin cizimleri icin kalem olarak kullanılan malzeme, yavru kedilerin tuylerinden yapılan tuy kalem olarak adlandırılmaktaydı, bunun haricinde de boyama işlerinde kullanılan farklı turlerde ve kalınlıklarda kalemler bulunmaktaydı.

Minyatur cizimlerinde kullanılan malzemelerden de bahsedecek olursak, eski zamanlarda yumurta akı ile terbiye edilmiş aharlı kÂğıtlar kullanılmaktaydı fakat gelişen teknolojinin getirdikleri ve bu tur kÂğıtları bulabilmekte oluşan gucluklerden dolayı gunumuzde artık bu malzemeler kullanılmamaktadır. Bu malzemelerin yerini artık akrilik, yağlı boya ve sulu boya kullanılmaktadır





Kaynak

__________________