arihi kayıtlara gore o donemde Symnada [Afyon/Şuhut] buyuk şehrinin idaresi altına girmiş, sekizinci yuzyılın sonlarına doğru ise yeniden metropolis [buyukşehir] unvanını almıştır. O donemde Nacolea bir piskopos'un [gozetmen, yoredeki kiliselerin onderi ] makam yeriydi. M.S. 362 dolaylarında ise şehrin oneminin daha da arttığı anlaşılmaktadır. Cunku o yılla ilgili bir kayda gore Achaillas adlı bir kişi Nacolea'da başpiskoposluk [baş gozetmen, piskopos'un ust makamı N.] gorevine getirilmiştir. Nacolea şehrine ait iki piskopos'un daha isimlerini kilise toplantılarının kayıtlarında goruyoruz. Bunlardan Basilius adlı piskopos Chalcedon [İstanbul/Kadıkoy] toplantısına katılmış (M.S. 451), Photius adlı piskopos ise Konstantinopolis [İstanbul] toplantısında Nacolea'yı temsil etmiştir. Nacolea'da doğmuş olan Theodotus adlı kişi ise hem kentte piskoposluk yapmış, hem de cok buyuk itibar taşıyan Konstantinopolis [İstanbul] patriarchlık (Ortodoks kilisesinin en ust makamı) patriklik makamına getirilmiştir. Hem Theodotus'un, hem de Nacolea'da piskoposluk yapmış Constantin'in birer gayretli ikonoklast olduklarını da tarihi kayıtlardan oğreniyoruz. IX. yuzyıldan sonra ise Nacolea adına artık rastlamıyoruz. Savaşcı Selcuklular, Suleyman adlı komutanın yonetimi altında inanılmaz bir hızla Bizans İmparatorluğu eyaletlerine girerek 1074'de Frigya'nın batı sınırlarına kadar ilerlemişlerdir. Dahası, 1084'de İkonium [Konya], Selcuklu'lar devletinin Rum eyaletindeki yerleşme merkezi olmuştur. Bu donemde Nacolea da Danışmentliler ile Selcuklu boyları tarafından fethedilmiştir.
1800 yılında Seyitgazi'ye gelen Leakeki (ondan once de 1736'da Otter gelmiştir) kitabının 21. sayfasında şoyle yazmaktadır. "Seyitgazi yoksul ve kohne bir koydur. Ama yine de Turk tarihi sureci de dahil onceki donemlerde onemli bir yer olmanın ozelliklerini taşımaktadır." 11/12 Eylul 1813 tarihinde buradan gecen Kinneir de aynı yargıya varmaktadır.4 1893 yılında Seyitgazi'ye gelen Radet de kasabadaki kervansarayın kalıntılarına bakarak buranın Selcuklular doneminde buyuk ve bayındır bir yer olduğunu duşunur ve Seyitgazi'nin 300 evlik harap biryer olduğunu belirterek "Burası Allah'ın gazabına uğramış bir yer" diye yazar. Cuinet de 19.yuzyılın sonlarında "Seyitgazi Eskişehir kazasının tek nahiyesidir" der.5 İlk belediye orgutu ise 1917'de kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı'na ozel taburu ile katılan Seyitgazi, Yunan işgalinde kısmî hasar gormuştur. 1 Eylul 1922'de Turk ordusunun gelişiyle acılı gunler sona ermiş, Seyitgazi de Cumhuriyet Turkiye'sine ilce merkezi olarak katılmıştır.

Kaynak
__________________