Buyuk platformlar ve kalkanlar (Afrika veya Hindistan Altkıtası’ndaki gibi aşınmış eski dağ kokleri) veya dağlık kutlelerin merkezinde (Sierra Nevada [Amerika Birleşik Devletleri], Mont Blanc, [Fransa] Karakurum [Pakistan] kutlelerindeki gibi yeni yukselmelerin ve hızlı bir cıplaklaşmanın sonucu) değişik durumlarda ortaya cıkar. Granitli bolgelerin, kubbe bicimli engebeler veya ayrışan bir yuzey ortusuyle kaplı geniş duzlukler ve alcak platolar gibi karakteristik gorunumleri başlangıcta kayacın aşınmaya elverişliliğine bağlıdır. Aslında granit, farklı noktalarda catlamaya uğramış, tanecikli yapıda, plutonik bir kayactır. Kayacın, iklim (su, don, ruzgÂr, tuzlar) koşullarıyla biyolojik (ozellikle likenler) koşullardan etkilenme surecinin cabuklaşmasında uc ayrı etken, uc aşamada devreye girer. Gorunum aşamasında bir soğan zarı gibi, eğri catlaklarla tek merkezde toplanan kabuklar halinde parcalanmış kubbeler ve kuleler (Yosemite National Park [Amerika Birleşik Devletleri]) granitin derinlerden sokularak yerleşmesine bağlı icyapılarını acıklamaktadır. Aynı aşamada granitin sert yapısı ve tektonik hareketlerde kırılması, duz hatlı sarp fay yamacları, dik cıkıntılar ve su ağının izlediği koşeli dikdortgen cizgiyle kendini gosterir.
Toprak yuzeyine cıkma aşamasında granit, catlak ağları, kırılma ve ezilme bolgeleriyle kesilir; bu, mineral bileşimi cok değişik olabilen (kuvars, mika, feldispat), taneli yapıda (milimetre ve santimetreyle olculebilen taneciklerin bir araya gelmesinden oluşur) bir kayactır. Su catlaklardan sızarak kayacın icinde dolaşır, taneciklerin hatta minerallerin arasından gecerek kayanın değişime uğramasına neden olur. Hidroliz sırasında, alumin silikatlar (feldispat ve mika) kısmen ayrışmakta ve killi minerallere donuşmektedir; kuvars acığa cıkarak değişim mantosunun ozunu, yani arenayı oluşturur. Arenanın oluşumu derinlik bakımından son derece oransız şekilde gelişir: catlaklardan başlayan bozulma once ceperdeki blokları etkilerken, kayacın cekirdek cevresi hÂl sağlamdır; bu da basık tepeler ve kubbeler (Limousin [Fransa]) ortaya cıkarır. Arena bazen, sellenmeyle acılmakta ve ‹‹ tor ›› halinde ust uste yığılmış (Devon, Dartmoor [İngiltere]) veya yamaclardan yuvarlanarak şaşırtıcı bir kargaşa icinde bir araya gelmiş (Sidobre, Bretagne [Fransa]) toplar ortaya cıkmaktadır. Ayrıca bu blokların yuzeyinde, değişimi gosteren kucuk olcekte belirtiler fark edilir: kucuk cukurlar, tafone (Korsika), yiv gibi…
Sıcak ve nemli ortamlarda, yoğun ve derinlemesine bir değişim, kilce zengin ve aşınmaya duyarlı kızıl bir toprakla kaplı, ‹‹ yarım portakal ›› biciminde tepeciklere neden olur (Madagaskar). Granitli yuksek dağlar ozgun bir model ortaya koyar. Donma ve basıncın ortadan kalkmasıyla gercekleşen mekanik parcalanma, en sık gozlemlenen durumdur. En kutlesel bolgelerde gelişen tıkız bloklar sivri doruklar ve kuleler, catlaklar ağı uzerine yerleşen bacalarla birbirini izler; vadi diplerindeyse granit, buzulların gectiğini gosteren tipik bicimlerini korur (kayac kumeleri, Pelvoux veya Néouvielle kutlesindeki surguler [Fransa]).
__________________