Hatay Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Yoredeki tarihi yaşam bulguları M.O. 100.000'lere kadar uzanır. Elde edilen buluntular; bolgenin orta paleolitik neolotik kalkolit donemlerde ve tunc cağında yaygın bir yerleşim yeri olarak kullanıldığını gostermektedir. Amik Ovasında; Catalhoyuk Tel Tainat Tel Cudeyde ve Tel Atcana'da ilk tunc cağı yerleşmeleri tespit edilmiş ve mimari kalıntılara rastlanmıştır. Kalıntılar; bu yerleşmelerde beylikler biciminde yaşandığının ip uclarını vermektedir.


[IMG]http://img156.**************/img156/2881/hataytepedenqz0.png[/IMG]



İlk tunc cağından itibaren Amik Ovası'ndaki bu beylikler; sırasıyla Akadların Yamhad Krallığının Hititlerin ve Mısırlıların egemenliğine girmiş Hitit imparatoru I. Şuppiluliuma doneminde tekrar Hitit egemenliğine girerek bu durum M.O. 13. yuzyıla kadar devam etmiştir.

Hitit İmparatorluğunun M.O. 1200 yıllarında parcalanmasından sonra Sami-Aramiler tarafından Hattena adıyla bir Gec Hitit Krallığı kurulmuştur. Hattena Krallığı M.O. 9. yy'da Asurluların daha sonra da Urartuların egemenliğinde kalmıştır.

Turkmen/Oğuzların ataları Sakalar M.O. 7. yuzyılın ortalarında hukumdarları Oğuz Han onderliğinde Batık Şehir adını verdikleri Antakya'yı zaptedmiş ve burada 18 yıl kaldıktan sonra M.O. 626'da Antakya'dan ayrılmıştır.

M.O. 6. yuzyılın ortalarından itibaren Hatay yoresi Pers İmparatorluğuna bağlı Kilikya Satraplığı'nın icinde yer almış ve Pers İmparatorluğu'na vergi odemiştir.

M.O. 333 yılında Buyuk İskender ile Pers İmparatoru III. Dareios'un orduları İssos kenti civarında savaştılar ve Buyuk İskender Pers ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı. Myriandros'un (bugunku İskenderun) adını değiştirerek Aleksadria adını vermiş ve bolge kısa bir sure Makedon hakimiyetine girmiştir.



Buyuk İskender'in M.O. 323 yılında olumunden sonra komutanlarından Seleucus I. Nicator iktidar mucadelesini kazanarak Seleukoslar donemini başlatmış ve M.O. 300 yılında Seleucia Pieria ardından Antiacheia (Antakya) kentleri kurulmuştur.

M.O. 64 yılında Antakya serbest şehir statusu ile Roma İmparatorluğuna katıldı ve imparatorluğun Suriye Eyaletinin başkenti oldu.

M.S. 1. yuzyılın ilk yarısında ortaya cıkan Hıristiyanlık Kudus dışında ilk defa Antakya'da yayıldı. Hz. İsa'ya inananlara ilk defa Antakya'da “Hıristiyan”adı verildi. M.S. II. yuzyılda Antakya; Roma ve İskenderiye'den sonra 200.000-300.000 nufusu ile imparatorluğun ucuncu buyuk metroPolisi durumunda idi. Şehrin başlıca gelir ve zenginlik kaynağı ticaret ve ihracat idi. Şehir; saraylara koşklere heykellere Su yollarına hipodroma hamamlara ve hatta kanalizasyon sistemine sahipti.

395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bolundu. Doğu Roma (Bizans) sınırları icinde kalan Antakya 638'de İslam orduları kumandanı Ebu Ubeyde İbn'ul Cerrah tarafından fethedildi. Emeviler doneminde (661-750) Antakya Halep'e bağlandı. Ardından Hatay bolgesi Abbasiler Tolunoğulları ve İkşitlerin eline gecti.

944 yılında Kuzey Suriye'de Antakya'yı da icine alan Hamdanoğulları Devleti kuruldu. 967-969 yıllarında Hamdanilerle Bizanslılar arasında şiddetli catışmalar oldu. Sonunda Antakya Bizans kuşatmasına 969 yılına kadar dayanabildi. Antakya Bizans İmparatoru Nikephorus Phokas'ın kumandanlarından Mikhail Burtzes tarafından zaptedildi.

9. ve 10. yuzyıllarda Antakya ve civarına cok sayıda Turk nufusu gelerek yerleşmeye başladı. Bunda doğudaki Selcuklu varlığının buyuk etkisi vardı. Sultan Melikşah doneminde (1072-1092) Kutalmışoğlu Suleyman Bey 1074 yılında once Halep'i daha sonra Antakya'yı kuşattı. Vali İsaakios Komnenos 20.000 Altın karşılığında barış yaparak kuşatmayı kaldırttı. 1084 yılında Antakya Askeri Valisi Philaretes Urfa'ya gidince kotu yonetim ve baskıdan bıkan halk bunu fırsat bilip İznik'te bulunan Suleyman Bey'i kente davet etti. Bunun uzerine Kuzey Suriye'ye bir sefer duzenleyen Kutalmışoğlu Suleyman Bey 12 Aralık 1084'te Antakya'ya girdi. Suleyman Bey Filistin Selcuklu hukumdarı Sultan Melikşah'ın kardeşi Dımışk Meliki Sultan Tutuş arasında Halep yakınında yapılan savaşı kaybetti ve oldu. Antakya Selcuklu Meliki Sultan Tutuş'un hakimiyetine girdi. Buyuk Selcuklu Sultanı Melikşah Kuzey Suriye'de cıkan hakimiyet kavgasını cozmek icin 1086 yılında once Halep oradan Antakya'ya geldi. Buyuk Selcuklu Sultanı Melikşah Tutuş'u sadece Dımışk (Şam) Meliki olarak bırakıp Antakya'ya Yağısıyan' ı Vali tayin ederek Antakya'yı doğrudan doğruya imparatorluğa bağladı.

1097 yılında Anadolu'dan Cukurova'ya gelerek İskenderun'u alan Haclı orduları 21 Ekim 1097'de Antakya'yı kuşattı. Uzun suren bir kuşatma sonunda 1098'de Antakya Haclılar tarafından zaptedildi. 1. ve 2. Haclı seferleri sırasında Suriye Bizanslıların elinden cıktı bolgeyi mahalli Musluman Beyliklerle Latinler paylaştı. Antakya'da Kudus'e bağlı olan Dukalık (Antakya Prensliği veya Antakya Kontluğu) kuruldu.

1268 yılında yoreye gelen Baybars komutasındaki Memluk ordusu Antakya'yı kuşattı ve 18 Mayıs 1268 Gunu yapılan hucumla şehre girildi. Memlukluların 1268'de gelişleri ile 171 yıl suren Antakya Haclı Prensliği sona erdi. Baybars'ın hukumdarlığı zamanında bolgede Turkmenlerin goc ve yerleşimleri yoğun olarak gercekleşti.

14. ve 15. yuzyıllarda Halep Antep ve Antakya bolgesine goc eden Turkmen boylarının başında Avşarlar ve Bayatlar geliyordu. Kuzey Suriye Avşarlarından olan Gunduzoğulları Amik Ovasında Kopekoğulları Antep'te ve Ozeroğulları Dortyol cevresinde yaşamaktaydı.

Osmanlı toprakları genişleyip Memluk sınırlarına ulaşınca iki devlet arasında savaşlarda başladı. Ard arda yapılan savaşlar sonunda Memluk ordusu Osmanlı ordusunu Cukurova'dan cekmek zorunda bıraktı ve 1490 yılında barış Antlaşması yapıldı.

Antakya ve cevresi 1516 yılında Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında Osmanlı hakimiyetine girdi. Osmanlı yonetiminde Antakya Halep eyaletine bağlı bir sancak ve bu sancağın merkezi idi. Sancak beyi tarafından yonetiliyor idi. zaman icinde yapılan duzenleme ile Antakya kaza statusune getirilerek Şam Beylerbeyliğine bağlı olarak yonetildi.

Kanuni Sultan Suleyman Tebriz seferi donuşu Aralık 1535'te Antakya-İskenderun uzerinden Adana'ya gecmiş daha sonraki yıllarda 1548-1549 kışını gecirdiği Halep'te iken yaptığı gezilerin birinde Antakya'ya tekrar uğramıştır. Kanuni Sultan Suleyman' ın buyruğuyla Belen'de cami han hamam ve imaret yapıldı. Belen' e 250 nefer derbentci yerleştirdi. Daha sonraki yıllarda bolgeye 65 hane daha yerleştirilerek koy haline getirildi. Payas'ta eski kale yeniden yapıldı. Yine Payas'ta Sokullu Mehmet Paşa tarafından 1568 yılında yapımına başlanan cami han hamam imaret 1574 yılında tamamlandı. Ayrıca yapılan iskele ve tersaneyi korumak icin 1577 yılında limanın ust tarafına bir kale (Cin Kulesi) inşa edildi. Derbenci olarak buraya 541 Aile yerleştirildi.

1832'de Mısır Valisi Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim Paşa Suriye' yi fethederek Osmanlı ordusu ile 28 Temmuz 1832 gunu Belen Boğazında (Belen Gecidi) yaptığı savaşı kazanarak Adana'ya doğru ilerledi. 1839'da Osmanlılar bolgeyi Halep'e kadar geri aldılar. Tanzimat'ın ilanıyla Antakya ve cevresinde idari yapılanmada yeni duzenlemeler gercekleştirildi. Antakya Sancağında Kaymakamlık ihdas edilerek cevresiyle birlikte (Şeyhulhadid Kuseyr Karamurt Suveydiye Altunozu Cebel-i Akra-namı diğer Ordu) Halep eyaletine Payas kazası Uzeyr ve Belen sancakları cevresiyle birlikte (Bakras nahiyesi İskenderun Nahiye-i Arsuz) Adana eyaletine bağlandı.

I. Dunya savaşında Osmanlı devletine karşı isyan eden Araplar İngilizler ve muttefikler ile iş birliği yaparak Osmanlı devleti aleyhine calıştılar. İttifak devletleri daha 1916 yılında Sykes-Picot ve Sazanof arasında yapılan goruşmelerde Osmanlı devleti topraklarını paylaşmışlar; Guneydoğu Anadolu ve Suriye Fransa bunun guneyinde kalan bolgeyi ve Irak'ı İngilizler alacaktı.

30 Ekim 1918'de Osmanlı devleti ile ittifak devletleri arasında Mondros anlaşması imzalandı. Antlaşma imzalandığında Turk birlikleri Antakya Belen Dircemal Telrifat hattını korumuş Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Turk birlikleri 25/26 Ekim 1918 gecesi Halep'i sokak catışması yaparak terk edip kuzeye doğru cekilmişlerdir. 27 Ekim 1918 gunu Antakya'da Faysal taraftarları hukumet konağındaki Turk bayrağını indirip Arap bayrağı diye bir bayrak asarak Arap hukumeti ilan etmişler fakat Belen'de bulunan 41. Fırkanın mudahalesi ile 3 Kasım 1918'de dağıtılmışlardır. Osmanlı Hukumetinin emri ile 41. Fırka 8 Kasım 1918'den itibaren Anadolu'ya cekilmeye başladı. Son birlik Belen'den 9 Kasım gunu ayrıldı. Yorede Turk Askerinin cekilmesi uzerine 9 Kasım gunu bir İngiliz mufrezesi İskenderun'a cıktı ve oradan Dortyol'a gecti. Ardından 12 Kasım 1918'de Fransızlar İskenderun'a Asker cıkardılar 15 Kasım 1918 gunu de Belen'i işgal ettiler.

27 Kasım 1918 tarihinde merkezi Beyrut'ta bulunan Fransız Yuksek Komiserliği bir kararname yayınlayarak merkezi İskenderun olmak uzere Antakya İskenderun ve Harim'i icine alan “İskenderun Sancağı” kuruldu. Sancak idaresi bir Vali tarafından yerine getirilecekti.

7 Aralık 1918 gunu Antakya 11 Aralık 1918 gunu de 400 Ermeni'den oluşan bir Fransız taburu Dortyol'u işgal etti.

19 Aralık 1918 gunu Dortyol'a bağlı Karakese Koyunde Fransızlara karşı direnişte bulunulmuş ve mufreze koye giremeyerek 15 olu bırakarak geri cekilmiştir. 19 Aralık 1918 tarihinde meydana gelen catışma milli mucadele tarihimizdeki ilk kurşun'dur. Bu tarihten itibaren Kuvay-i Milliye'ye katılan ceteler ile bolgedeki işgal birlikleri arasında mucadele ve catışmalar başladı.

20 Ekim 1921 gunu Turkiye ile Fransa arasında Ankara Antlaşması imzalandı ve buna gore Payas sınır olacak şekilde İskenderun sancağı sınırlarımız dışında kalıyordu. Fakat antlaşmaya gore; İskenderun mıntıkasında Turk ırkından olanların kulturlerini geliştirmek icin her turlu kolaylık sağlanacak Turk dili resmi dil niteliğine sahip olacaktı.

Ankara Antlaşmasından sonra Turkiye ile Fransa arasındaki savaş hali sona erdi. Turkiye ile Suriye arasında sınır cizildi. Dortyol (Payas dahil) ve Hassa Turkiye sınırları icerisinde kaldı.

Fransızlar 15 Kasım'da Hassa'yı 8 Ocak 1922 de Erzin'i 9 Ocak 1922'de Dortyol'u boşaltarak guneye cekildiler.

Bu yeni donemde Antakya İskenderun ve havalisi halkı Anayurttan ayrı yaşamaya alışamamışlar her fırsatta Turkiye'ye katılma ve kurtulma talebinde bulunmuşlardır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Paşa 15 Mart 1923'te Adana'ya geldiğinde Antakyalılar kendisini karşıladılar. Karşılayan kalabalığın onunde iki levha dort hanım ve bunların onunde bir kız vardı. Antakyalı kız (Ayşe Fıtnat Hanım) dokunaklı bir nutuk soyleyerek Ey Ulu Gazi bizi kurtar diye talepte bulundu. M. Kemal Paşa kıza “Kırk Asırlık Turk Yurdu Duşman elinde esir kalamaz! diyerek kurtuluş vaadinde bulundu.

Bundan sonra 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan antlaşmasında Ankara Antlaşması ile cizilmiş olan sınır aynen kabul edildi. Ocak 1925 ve Mayıs 1926'da Gazi Mustafa Kemal Paşa Dortyol'u ziyaret etti. Nisan 1934'te resmi goruşmeler icin sancağa gelen Gaziantep Valisi Akif iyidoğan icin muhteşem karşılama yapıldı halk sevincten Valinin makam Arabasını havaya kaldırdı.

9 Eylul 1936 tarihinde Fransa Suriye ile antlaşma yaparak Suriye'ye bağımsızlık verilmesini kabul etti fakat ozel statuye sahip İskenderun Sancağı'nın durumu goz ardı edildi. Bu durumda Turkiye 9 Ekim 1936'da Fransa'ya nota verdi. Konu; Turkiye ve Fransa arasında alınıp verilen notalar sonucunda varılan mutabakata gore Milletler Cemiyetine taşındı. Ataturk 1 Kasım 1936'da T.B.M.M'nin acılışında sancak konusunda devletin tavrını acıkca ortaya koydu. Ertesi Gun Ataturk sancağa “Hatay” adını verdi. Aralık 1936'da şeklini belirlediği Hatay Bayrağını Hataylılara armağan etti.

Milletler Cemiyeti 14-16 Aralık 1936 tarihinde yaptığı toplantıda sancağın oturumunu yeniden incelemek icin 3 gozlemcinin Sancağa gonderilmesini kararlaştırdı. 1 Ocak 1937 gunu Hatay'a gelen gozlemciler incelemelere başladılar. 12 Ocak 1937 gunu gozlemcilerin kaldığı Turizm Oteli (şimdiki Ozel Ata Lisesi) onunde 60.000 Turk'un katıldığı muazzam bir miting ve yuruyuş yapıldı. Nihayet Milletler Cemiyeti Konseyi 27 Ocak 1937 toplantısında İskenderun Sancağı'na bağımsızlık verilmesini kabul etti. Sancak icişlerinde tam bağımsız dışişleri maliye ve gumruk konularında Suriye'ye bağlı olacaktı.

29 Kasım 1937 tarihinde Milletler Cemiyetine secilen komitece hazırlanan Sancak Statu ve Anayasası yururluğe girdi. Bundan sonra Milletler Cemiyeti nezaretinde sancak nufusunun cemaatlere gore belirlenip kaydedilmesi icin nufus tespitine gidildi. Milletler Cemiyetine gore secimler; 28 Mart ve 12 Nisan 1938‘de yapılacaktı. Secimlerden once secmenler cemaatlere gore belirlenecek bunun ardından milletvekillerini sececek ikinci aşamada secmenler secilecek ucuncu aşamada milletvekilleri secilecektir.

Halk arasında “Referandum” olarak bilinen secim sırasında Sancak'ta tansiyon yukseldi cemaatlere gore nufus tespitinde Milletler Cemiyetinde yapılan zorlu goruşmeler sonunda 21 Mart 1938'de kesinleşen karara istinaden Turk Tezi doğrultusunda her dileyen Hataylının dilediği cemaat listesinden yazılması kabul edildi.

Sancakta meydana gelen karışıklıklar ve idarenin Turkler aleyhine takındığı tavır yuzunden Milletler Cemiyetince belirlenen secim takvimi zamanında tamamlanamadı.

Başta Ataturk'un takındığı kararlı tavır ve Turk Hukumetinin girişimleri sonucunda Sancak Umum Valiliğine Dr. Abdurrahman MELEK Delegeliğe de Kolonen COLLET getirildi. Ataturk 19 Mayıs 1938 gunu Ankara'da torenleri izledikten sonra Ankara'dan Mersin'e hareket etti ve 20 Mayıs gunu Mersin'de askeri birliklerin gecitlerini hasta olduğu halde ayakta izledi.

Secimin guvenli bir ortamda yapılabilmesi icin Turkiye ile Fransa arasında antlaşmaya varılmış ve askeri antlaşma imzalanmıştır. Bu Antlaşmanın uygulama esaslarını belirlemek uzere Orgeneral Asım GUNDUZ Başkanlığındaki askeri heyet 12 Haziran 1938 gunu Antakya'ya geldi. 13 Haziran - 3 Temmuz 1938 tarihleri arasında Fransa'nın Suriye Orduları Komutanı Orgeneral Huntzinger başkanlığındaki Fransız heyeti ile yapılan goruşmeler sonucunda antlaşma imzalandı. Varılan antlaşmaya gore Hatay'da guvenlik 6.000 kişilik bir gucle sağlanacak bunun 2.500'er kişisi Fransız ve Turk Kuvvetlerinden 1.000'er kişisi de Hatay'dan karşılanacaktır.

Antlaşma gereği Kurmay Albay Şukru Kanatlı Komutasındaki Turk Kuvvetleri 5 Temmuz 1938 gunu Hassa ve Payas'tan iki koldan Hatay'a girdi.

Turk askerinin Hatay'a girmesinden sonra yeni bir secim komisyonu kuruldu ve secim calışmalar 22 Temmuz 1938'de başladı. Cemaatlere gore tescil işleri 1 Ağustos'ta sona erdi. İkinci secmen kayıtları 8 Ağustos'ta bitti. 19 Ağustos'ta adayların isimleri ve sayıları belirlenecekti. Surenin bitiminde her cemaatten aday sayısını secilecek milletvekili sayısına denk olduğu gorulduğunden secim yapılmadan adaylar milletvekili oldular. Boylece; 31'i Turk (9'u Alevi) 2'si Arap 5'i Ermeni 2'si Ortodoks 40 mebus secilmiş oldu.

2 Eylul 1938 gunu Hatay Devleti kuruldu. Hatay Devleti Meclisi o gun şimdiki Gunduz Sinemasında toplandı. Meclis Başkanlığına Abdulgani turkmen Devlet Başkanlığına Tayfur Sokmen secildi. Devletin adı Hatay olarak kabul edildi.

Hatay Devlet Meclisi'nin 5 Eylul tarihli oturumunda Devlet Reisi Tayfur Sokmen Dr. Abdurrahman melek'i Baş Vekil olarak Hukumet Kabinesini kurması icin gorevlendirdi. Kurulan hukumet Meclisin 6 Eylul 1938 tarihli oturumunda guven oyu aldı. Sancak Anayasası Hatay Anayasası olarak kabul edildi. Devletin adı da Hatay Devleti olarak değişti. Bundan sonraki Hatay Meclisinin duzenleme ve calışmalarıyla Hatay Devleti Turkiye ile munasebetlerini arttırdı. Sonucta; Fransa ile Turkiye arasında 23 Haziran 1939'da Hatay Mıntıkasının Turkiye'ye iadesine Dair Hatay Antlaşması imzalandı.

Hatay Millet Meclisi 29 Haziran 1939 tarihinde olağanustu toplanarak Hatay'ın Anavatana kavuştuğunun bir kararla tespitini isteyen 39 imzalı onerge uzerine Hatay Millet Meclisinin dağıtılması teklifi oybirliği ile kabul etti.

Kaynak : Ansiklopedi.
__________________