Modern kadının vazgecilmezi, tırnakların mucevheri ojenin tarihinin Eski Mısır'a kadar dayandığını biliyor muydunuz?


Parlağı, matı, renklisi, şeffafı, simlisi, manyetiği... 1001 ceşidi olan bu sıvının oldukca şaşırtıcı bir gecmişe sahip. Ojenin ortaya cıkışı ile ilgili pek cok rivayet var.
İşte bu rivayetlerin en somutları ornekleri:
Babil'de ortaya cıktığı inancı
Bu inanca gore oje, insanlar 4000 yıldır manikur yapmaktadır. Babil?in guneyinde asiller manikur ve pedikur yaparken altın aletler kullanmıştır. O donemdeki tırnak boyası, bugunku hali gibi kalıcı ve yoğun değildi. Babilliler ojeyi sosyal sınıf ayrımı icin kullanmışlardır. Aradan gecen 1000 yıldan sonra M.O 3000'de Cinliler ise ciceklerin tac yapraklarını balmumu ve yumurta beyazı gibi başka malzemelerle karıştırarak elde etmişlerdir. Cin'de soylular ojelerine elbiselerinden daha cok ozen gostermiştir. Ozel motifler ve tırnak şekilleri bu zamanda ortaya cıkmıştır.
Eski Mısır'da ortaya cıktığı inancı
Bu inanca gore oje, Eski Mısır'da Nil'in kıyısındaki bir ağactan akan recineyi, merak ederek eline alan bir erkek cifcinin vesilesi ile gercekleşen birtakım zincirleme olaylar ile bulunmuştur. Cifci, eline bulaşan recine yuzunden elinin kirlendiğini duşunur. Ne kadar su ile yıkasa da recineyi cıkaramaz. Birkac gun icinde capa yaparken ellerinin eskisi kadar yıpranmadığını gorur. Tekrar ağaca gider ve recineyi alıp eline surer. Bu işlemi recine elinden cıktıkca tekrarlamaya başlar. Ciftcinin yıpranan ellerinin recine sayesinde iyileştiğini oğrenince eşi de recineyi kırılan tırnaklarına surer. Tırnaklarındaki goruntu onun ve etrafındaki kadınların cok hoşuna gider. Artık recine, tırnak koruyucu olarak kullanılmaya başlanır. Saray mensuplarının tırnak koruyucusundan haberdar olmasıyla işin rengi değişir. Tırnaklarının goruntusunu cok beğenen soylular, saraydaki simyacılara tırnak koruyucunun daha kalıcı ve daha guzel olması icin calışmalar yaptırır. Tırnak koruyucu yavaş yavaş ojeye donuşmeye ve soyluların sembolu haline gelmeye başlar.
New York'lu Helen Neushaefer'ın bulduğu inancı
Bu inanca gore, ojeyi oje haline getiren Helen Neushaefer adında New York'lu bir ev hanımıdır. Bir akşam gelecek olan misafirleri icin denize midye toplamaya giden Neushaefer, tırnaklarının cizilmesi ve sararması uzerine eskiden beri var olan tırnak cilasını kullanmış ancak bu yontem ile tırnaklarında istediği gorunumu elde edemeyince boya yapıcısı olan eşinin boyalarından birini surmeyi aklından gecirmiş ve atolyesine girmiştir. Bircok farklı rengin arasından kırmızı olanı secip ince bir fırca ile tırnaklarına surmuştur. Akşam olup da misafirleri geldiğinde Helen'in tırnakları butun kadınların hayranlığını toplamıştır. Misafirler Helen'in bunu akıl edebilmesini taktir etmiş ve onlar da bu tırnaklara sahip olmayı istemiştir. Girişimci bir zekaya sahip olan Helen Neushaefer ertesi sabah eşinden eski formul ile boyaları birleştirmesini istemiş ve bugun kozmetik sektorunun temel taşlarından biri olan ojeyi icat etmiştir.
İngiliz Alish Ojex' in bulduğu inancı
Bayan Ojex aslında pasaklı, hic temiz olmayan, hijyeni onemsemeyen bir kadındır. Ojeyi icat etmesinin başlıca nedeni ise budur. Tırnaklarının arasına dolan pislikleri kapatmak icin bir cozum aramıştır. İlk oncelerde toz boyaları kullanarak tırnaklarının ustunu boyamış, fakat istediği sonucu elde edememiştir. Elleri suya değdiğinde boyalar akıp gittiği icin pastel boyaları denemiştir. Bu boyalardan da istediği sonucu elde edemeyince uzun sure kalıcı olan bir cozum bulması gerektiğini duşunmuş ve dağlardan topladığı zıkkım koku, menengec ağacı yaprakları ve biraz da tinere benzeyen bir madde ile bir karışım hazırlayıp tırnaklarına surmuştur. Hazırladığı karışımın uzun sureli ve kalıcı olması uzerine ?Hoşuma gitti bu. En azından tırnaklarımın arasında pislikler gorunmuyor. Mutluyum artık ? diyerek insanlara ojeyi tanıtmıştır.

__________________